@ela_ozkaann005
|
Ancak özgürlükten yoksul olanlar, özgürlükleri uğruna savaşma hakkına sahiptirler. Che Guevera Kiya~ "Cyra, tatlım biraz yavaşlar mısın? Kurabiyelerinin bir yere kaçacağı yok." Koşarken kurduğum cümleden sonra sonunda yavaşlayabilmişti. Kardeşimin bugün doğum günüydü, annem Cyra'nın en sevdiği kurabiyeleri yapmış ve süt hazırlamıştı. Bu sürede onu oyalamam için de beni görevlendirmiş ve tabiri caizse bizi evden kovmuştu. Kardeşim tam olarak konuya vakıf olmasa da annemin kurabiye yaptığını duyduğunda koşmaya ve beni de peşinden sürüklemeye başlamıştı. Aile sermayemiz pek ziyadeli olmasa da annem ve babam bunu bize göstermemek için fazlasıyla gayret ederlerdi. Onlara bu zamana kadar ne kadar müteşekkir olsam azdı. Cyra gülümsemesini asla bozmadan ilerlemeye devam ediyordu, tabi bende onunla birlikte. Çeşmenin etrafından geçerken tanıdık simalarla durmaya yeltendim, ancak daha yavaşlayamadan daha kuvvetli çekiştirilmeye başlamıştım. Duramayacağımı anlayınca "Feriştah teyze, sabah-ı şerifleriniz hayrolsun" diye bağırdım. Sevecen bir tavırla gülümseyerek el salladı. Evimizin yakınlarına geldiğimiz vakit şiddetli bir sallantıyla Cyra'yı hemen durdurdum. Uzaktan gelen bağırışlar ile artık bir şeyler olduğuna tamamen emin olmuştum. Kasabamızda tehlike anlamına gelen çanların gümbürtülü bir ses çıkarmasıyla hemen Cyra'yı kucağıma alarak koşmaya başladım. Koşarken aynı zamanda gözlerimle etrafı hızlı bir şekilde tarıyor ve Cyra ile saklanacak bir yer arıyordum. Gözlerim yan yana duran uzun fıçıları görünce oraya yaklaştım. Cyra' yı hemen birinin içerisine koydum. Bana dilhum şekilde bakarken ona doğru yaklaştım ve fısıldadım. "Cyra burada saklan, sakın ses çıkarma." Cyra ağlamaklı gözlerle bana bana bakıyordu. Hemen üzerime atlayıp bana sarıldı. "Abla, lütfen gitme. Beni bırakma." Dışarıdan daha kuvvetli haykırışlar duyulmaya başlanmıştı ve çok zamanımız yoktu. Sesler gittikçe yaklaşıyordu. Kollarından kendimi zorlukla ayırıp "Seni seviyorum" diye fısıldadım. Fıçıyı kapatıp şiddetle koşmaya başladım. Kasabada seslerden uzaklaşmaya çalışıyordum ancak döndüğüm her sokakla seslere daha fazla yaklaşıyor gibiydim. Etraf kan gölüne dönmüş ve pis bir koku yayılmıştı. Neler olduğunu kat 'iyen anlamıyor, 5 dakika önceki hayatımın ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum. Karşıma bir yol ayrımı çıkınca ne tarafa dönmem gerektiğini hatırlamaya çalıştım. Berbat bir haldeydim ve hiçbir şey hatırlayamıyordum. Tam o sırada Cyra 'nın acı dolu çığlığını duymamla hızlıca sola doğru sapmıştım. Yaşadığım korkudan dolayı bedenime dolan enerjiyle hemen koşmaya başladım. Tam o sırada önümde beliren tumturaklı siluetlerle donakalmıştım. Siluetler üzerime doğru yavaşça geliyorlardı. Hemen arkama doğru döndüğümde kesinti yapmadan o tarafa koşmaya başladım. Yol ayrımına geldiğimde daha kalabalık bir grupla dona kaldım. Ortadaki siluet öne çıkarak belirginleşerek "Yolun sonuna geldin küçük" diye bağırdı. Sonumun ne olduğunu bilerek yutkundum ve gözlerimi sakinleşmek adına yumdum. Benden geriye kalacak tek şeyin diğerlerinde olduğu gibi koca bir kan gölü olması gözlerimi daha sıkı yummamı sağlarken sonumun ne olacağını düşünmemeye çalıştım. 🌻
|
0% |