Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Yakınla E Düşmanlar

@elandi

 

-1 Sene önce

“Seni kurtarırım Akiren ancak bir isteğim olur”

“Dinliyorum Dengiz”

“Kızın… Kızını istiyorum Akiren”

 

Akif’in vücudu taş kasıldı 23 yaşındaki kızına daha kendisi kıyamazken düşmanının eline vermeyi nasıl düşünürdü hele ki 8 sene önce yaşanılanlardan sonra

 

Oysaki kim bilebilirdi Bora Dengizin en büyük zaafının Ezgi Akiren olacağını…

 

 

-Birkaç ay sonra-

Ezgi yaşadığı onca şeye rağmen güçlü bir kadın olabilmeyi her zaman başarmıştı öyle ki babasının koltuğuna geçecek olan da oydu Akif Akiren battıkları gerçeğini her ne kadar saklamak için uğraşsa bile son zamanlarda babasının davranışlarından Ezgi bir şeylerin ters gittiğini anlamış ve bu işin peşine düşmüştü öyle ki bu işi bugün halletmeye kararlıydı çünkü yer altında batmak ölüm demekti, ancak Ezgi sahip olacağı koltuğu kaybetmemek için her şeyi göze almıştı

 

01.01.2020

Her şeyin başlaması için aylarını ve de günlerin en başını seçmişti Ezgi çünkü bugün yeni hayatının ilk günü olacaktı bugün Ezgi hayatını en başından yazacaktı Yeraltı binasına gitmek için yola koyulmuştu Akiren toplamda 8 örgüt liderinin arasında tek kadın olacaktı ancak bunu ne Akiren ön görebiliyordu nede diğerleri bunu ilk görüşte anlayan ve Akiren’in peşine düşen tek bir kişi vardı Bora… Bora Dengiz

 

 

-Ezgi Akiren-

https://pin.it/r6ehv8LUc

YABB binasına girmek için her şeyi yapmıştım ne kadar bir Akiren olsam da burada bir yetkim bulunmuyordu buyüzden bir kaç korumayı öldürem gerkmişti her ne kadar binaya girişim kolaylaşsada yakında üst kattaki korumalar durumu fark edip el atmak isteyeceklerdi bu yüzden elimi çabuk tutarak merdivenlere yöneldim asansöre binmem riskli olurdu çünkü asansörü durdurma ihtimalleri vardı bu yüzden hızlı bir şekilde merdivenlerden çıkmaya başladım sonunda 10. Kata çıktığımda kapının önündeki beş korumayı gördüm aşağıdan sesler gelmeye başlayınca elimi çabuk tutmam gerektiğini tekrar anımsadım hiç düşünmeden korumalardan kurtulduğumda onlar beni fark etmemişti bile odadakilerin durumu fark etmesi mümkün değildi çünkü duvarlar çok kaliteli bir firma tarafından sesin geçmeyeceği veya çıkmayacağı şekilde yapılmıştı tabiki bu sadece o oda ve beraberinde olan üç odaya özgüydü.

Odaya doğru ilerlemeye başladım odanın kapısını açtığımda tüm gözler benim üzerime odaklıydı bu sefer hiç belime koymadığım silahımı onlara doğrulttuğumda hepsinin bu günden sonra beni öldürme yetkisi vardı YABB böyleydi öldürmeyen öldürülürdü aynı saniyeler içinde

 

“Hepiniz dışarı çıkın”

diye yüksek sesle konuştum

Aralarından isminin Emin olduğunu bildiğim örgüt lideri konuştu

 

“Korumaları-“

“Sizde onların yanına gitmek istermisiniz eminim onlarda sizi bekliyordur”

Adamın kaşları çatışırken bende dudaklarıma küçük sahte bir tebessüm kondurarak silahımı ona çevirdim buradan çıkacaklarına emindim çünkü buraya girmeden önce hepsi silahlarını en yakın korumalarına veriyordu. Yaklaşık üç dk sonra babam dahil hepsi odayı terk ederken tahmin ettiğim gibi odada sadece Bora Dengiz kalmıştı onun olduğu sandalyenin çaprazına doğru geçtim ve oradaki sandalyeyi çekerek oturdum ardından söze girdim

 

“Anlaşmanızı benle yapmanızı istiyorum”

Sözü dolandırmak istemedim o beni zaten tanıyordu bense bu plan için çalıştığım günlerde onu tanımıştım, ardından o söze girdi

“Söylesene Ezgi seninle neden anlaşma yapayım? Üstelik sen YABB üyesi bile değilken”

“Anlaşmanız benim üzerime siz istesenizde istemesenizde babam anlaşmayı kabul etseydi benim onayım gerekecekti anlaşma benim üzerime Bora Bey ve ben kimsenin oyuncağı değilim”

“Anlaşmayı öğreneceğini biliyordum ve babanın anlaşmayı kabul etmeyeceğini de ben istediğim her şeyi elde ederim Ezgi”

“O halde beni istemeyin, sahi neden babamdan beni istediniz babama karşı kullanmak için falan mı eyer öyleyse yanılgı içersinde olduğunuzu belirtmek isterim çünkü anlaşma sağlandığında bu sizin sonunuzu sağladığınız demek olacak bunu göremeyecek kafan gözünüzü kararttınız mı gerçekten yoksa başka planlarınız mı var?”

“Fazla açık sözlüsün bir sonraki hamleni açık etmen ne kadar doğru?”

“Benim hakkımdaki tesbitleriniz bittiyse anlaşmanın şartlarını öğrenmek istiyorum, yada kendime göre değiştirmek”

“Eminsin yani anlaşmayı kabul edeceğimden”

“Anlaşmayı ben teklif etmedim Bora Bey anlaşmayı teklif eden sizdiniz yani kabul edip etmeyecek olan da bendim ve ben kabul ediyoru”

“Altı ay boyunca sevgili rolü oynayacaksın benimle ardından sonraki 16 ay boyunca da benimle evli olacaksın”

Kaşlarım havaya kalktı açıkçası bu kadarını beklemiyordum ancak başka çarem de yoktu hem bence kötü de değildi bir düşman eksiltmek

“Peki bu evliliğe kimsenin inanmayacağının farkındamısınız”

“Amaç inandırmak değil Ezgi amaç kimseye sana dokunmaması gerektiğini öğrenmek”

Anlık şaşırmadan edememiştim neden kimsenin etrafımda olmasını istemiyordu

“Peki anlaşmanızı kabul ediyorum ancak şartlarım olacak”

“Dinliyorum”

“Sizinde etrafınızda hiç bir kadın olmayacak”

Dudağına bir gülümseme kondurdu bu benimkilerin aksine samimi bir gülümseme gibi gelmişti bana ayağa kalktım o da ayağa kalkacaktı ki adım sesleri işitmemizle beni kendine doğru çekti onun kucağına düşmemle dudaklarıma yapışması bir olurken hemen ardından kapı açıldı çok geçmeden kapı bir geri kapanınca gelen kişinin şok geçirdiğini anlamak imkansız değildi Akif Akiren’in kızı Ezgi Akiren babasının en büyük düşmanıyla örgüt liderlerinin tepkisini düşünmeden edememiştim onun dudaklarından ayrılırken kulağına doğrueğilerek fısıldadım

 

“Ben Ezgi… Ezgi Akiren kartları açık oynarım ağzımdan çıkanlar gerçekleşir ve senin sonunu kendim yazacağım, sonun olacağım Bora…Bora Dengiz”

Dediklerime hiç aldırış etmemişti takıldığı tek bir nokta var gibiydi onun kucağından kalkarken

“Ezgi…Ezgi Dengiz” dedi.

 

-Yazanın Anlatımı-

Ezgi Akiren kartlarını açık oynar, yapacağı şeyi önceden bildirirdi ağzından çıkan hiçbir kelime karşılığını almadan yok olmazdı Bora Dengiz kartlarını açık oynamasını aptallık olarak görse de o da biliyordu Ezgi Akiren’in yapacaklarının bir sınırı olmadığını. Akiren kartlarını açık oynardı ancak zaman bildirmezdi işte o zaman her bir kelime unutulduğunda o kelimeler bir ölümle eşitlenirdi.


-Ezgi Akiren-

Arabama binmek için arabama yöneldiğim sırada arkamdan birinin sesini duydum

“Ezgi”

Sonat…Sonat Yalkın seslenen eski nişanlım yada… Sonat Yalkın küçüktüm çok küçük…

O sırada gözümden bir yaş özgürlüğüne kavuştu onu hemen yok ettiğim sırada yüzüme sahte bir tebessüm kondurdum ve arkamı önüme çevirdim

“Sonat-“

“O adam-“

Bu sefer sözünü kesen bendim, görmüştü kapıyı açan da oydu

“Sevgilim yada yakında kocam”

Sonatın sahte tebessümü yerle bir olurken hemen söze girişti dişlerini sıkarak konuşuyordu

“Ezgi o adamdan uzaklaşacaksın eğer bir daha-“

“Ne zamandan beri senden komut alıyorum Yalkın”

Yüzüne tekrar bir gülümseme gelirken bana biraz daha yaklaştı

“Eğer o operasyon başarısız geçseydi bende sana o adla seslenirdim hı ne dersin Ezgi… Ezgi Yal-“

Tekrar sözünü kestim çünkü ismimin yanına soy adının yerleşmesine tahammülüm yoktu kaşlarım çatılırken belimdeki silahı çıkardım ve şakağına dayadım

“Ölürdün Yalkın Ölürdün…”

Dudaklarına korkunç bir gülümseme yerleşti eğer karşısındaki onaltı yaşındaki ben olsaydım evet bu korkutucu gelebilirdi, bu adam benden çocukluğumu çalan aynı zamanda intihara teşebbüs etmemi sağlayan adamla aynı kişiydi yaşadıklarım bazı kişilerin yaşadıklarından daha kolay olabilirdi ancak en önemlisi kendi hayatımızı kimselerin yaşadıklarıyla kıyaslamadan ses çıkarmak değil miydi çünkü tecavüzün ve intiharın büyüğü de küçüğü de olmazdı zaten şu anki aklım olsa her şey daha farklı olurdu ancak o zamanlarda susmuştum kendimi affetmediğim ve affetmeyeceğim tek noktada buydu ve bu suskunluk benden çocukluğumu ve masumluğumu çalmıştı

Sonat konuşmaya devam etti

“Şimdi senin içinde aynısı geçerli Akiren”

“Ezgi biliyorum sende seviyorsun beni eğer bırakırsan onu bera-“

Daha fazla konuşmasına izin vermedim yada veremedim

“Ne sevgisinden bahsediyorsun sen Sonat hangi sevgi”

“Ayrıca sen nasıl düşünürsün çocukluğumu benden çalan biriyle kaçacağıma sen onaltı yaşımın katilisin sen onaltı yaşımın tecavüzcüsüsün”

Yüzüne tiksindirici bir gülümseme geçti daha fazla dayanamıyordum orda o an kafasındaki silahı serbest bırakmak istiyordum neden zordu birisini özgürlüğüne kavuşturmak neden bu kadar zordu birisinin kafesini açmak ben 16 yaşımı serbest bırakmak istiyordum bunun neresi yanlıştı

“En azından bir şeylerin olabilmişim ben olamam sanyordum”

İşte Bu cümle beni bozguna uğratmıştı nasıl böyle düşünebilirdi nasıl bir düşünce yapısına sahipti hastalıklı bir beyni vardı ve o kendine eziyet çektirerek tedavi olmayı reddediyordu. İşte o an kendime hakim olamayarak belkide hiç düşünmeden bir silahı ateşledim evet silahı birazcık aşağı indirip tam göğüsünün üstünden ateşledim onun ve izledim onun yığılmasını kanların akışını ve korumaların koşuşunu sonra bir el hissettim beni geriye doğru çeken belki de beni oradan korumak isteyen, beni oradan çekip çıkaran bir el ardından bir ses yankılandı zihnimin derinliklerinde Abi dedi ses

“Abi uyan lütfen abi gitme bırakma beni” diye ağlayan bir kızın sesi yada onaltı yaşındaki Ezgi Akiren’in sesi ancak yakarışları sessiz kaldı Ezgi’nin yakarışları sustu yerini yüzleşmeleri aldı, abisinin ölümü, hamile yengesinin ölümü ve yiğeninin doğumu 02.10.2012

Göz yaşlarından dolayı önünü göremeyen Akiren’in göz yaşlarını silen birisi vardı Bora…Bora Dengiz

O gün belkide ilk defa Ezgi’nin göz yaşlarını silen, onu oradan kaldıran, onu kendi hayatının içinden çekip kurtaran bir kişi vardı be o kişi belkide babasının en büyük düşmanıydı. Ezgi o an yakınların mı yoksa düşmanların mı düşman olduğunu düşünmeden edememişti.

 

-Bölüm Sonu-

 

-Küçük not-

Karakter isimlerinin altına kombinler eklemeyi düşünüyorum:))

 

 

 

Loading...
0%