@elf_01_
|
Utanç ile üzerimdeki inekli pijama takımıma bakarak ellerim ile yüzümü kapattım. Bu pijamayı kesinlikle görmemesi gerekiyordu. Kendi odama doğru gidecekken kapıdan başımı uzatıp, "Sakın kıpırdama ben üzerimi değiştirip geliyorum" dediğimde bana bakıp yine ve yine sırıttı. "İstersen yardım edebilirim" Utançtan yüzüm domatese döndüğünde kaşlarımı çatıp, "Kes sesini" dedim. Koşa koşa odaya giderek ne olur ne olmaz kapıyı kitledim. Bu adamın sağı solu belli olmazdı. Hemen dolabımı açıp içinden siyah eşofman, mavi tişört alıp üzerime geçirdim. Dağılmış saçımı da düzlettiğimde odadan çıkıp oturma odasına gittim. Üzerimdeki gereksiz heyecana sövüp içeri geçtim ve karşısında ki koltuğa oturdum. Tek kaşımı kaldırıp koltukta etrafı süzen Barlas'a baktım. "Neden geldin?" Sözlerim ile etrafa bakmayı bırakıp bana döndü. "Daha yeni söylediğimi hatırlıyorum" "Ciddiyim ben şuan" "İnanır mısın bende öyle" Her söylediğime bir cevap vermesi ile kollarımı göğsümde bağlayarak sinirle ona baktım. "Biz ilk tanıştığımızda sen böyle değildin ne oldu da böyle oldun" Bir beyefendiden resmen başka birine dönüşüyor gibiydi. Bu hali hoş olsa da arada çokça sinirimi bozuyordu. "Belki ben değil başkası beni değiştirdi" "O ne demek öyle" Kaşlarım çatık sorduğum soru ile bilmiyorum manasında omuz silkip arkasına yaslandı. Sessizlik ile birbirimize bakarken bir anda, "Her misafirine böyle mi davranıyorsun" diye sordu. "Nasıl davranıyormuşum?" "İnsan bir çay kahve ikram ederdi ama nerde" Kinaye ile konuşması ile bacak bacak üstüne atıp umursamazca, "Burası kafe değil git dışarıda iç" dedim. "Hadi ama Kiraz dilim damağım kurudu" İkinci ismimi ilk defa kullanması ile kaşlarım havaya kalktı. Bunu sevmiştim ama belli etmemem lazımdı. "Bana Delfin diye seslen" "Neden?" Merakla sorduğu soru ile gözüme kısa bir an tatlı gelsede boğazımı temizleyip, "Kiraz ismimi pek kullanmıyorum çünkü" dedim. "Benim bir farkım olsun o zaman Kiraz" İnatla Kiraz demeye devam edince göz devirip ayağa kalktım. "Türk kahvesi yapıyorum sade mi içiyordun?" "Evet sade olsun, yardıma geleyim mi?" Gideceğim sırada arkamdan sorduğu soru ile elimi salladım. "Yok istemez kal sen burada" Ne kadar gelmesini istemesem de ayağa kalkarak arkamdan mutfağa girdi. Onun bu haline göz devirerek kahveyi dolaptan çıkarttım. Hemen yanında olan cezveyi de alarak iki fincan kahve yapmak için ocağa koydum. Ben bunları yaparken Barlas da mutfağı inceliyordu. "Evin güzelmiş" Kahve ile işim bittiğinde onu pişirmeye bırakıp Barlas'a baktım. "Sağol" Aramızda geçen bir iki dakikalık sessizlikten sonra kahve kaynamaya başladığı için fincanları almak adına dolabı açtım. Biraz uzağımda kalan fincanlara bir bakış attım. Hayır o klişeyi gerçekleştirmeyecektim. Mutfak sandalyesinden birine uzandığım sırada Barlas, "Sandalye ile ne yapacaksın" diye sorduğunda yalandan güldüm. "Kahve'nin içine koyacağım, özel tarif" Barlas gözlerini belerterek bana baktığında onun bu haline kıkırdadım. "Şaka yaptım korkma, sadece fincanlar biraz uzakta onları alacağım" Rahat bir nefes vererek yanıma geldi. "Bir an ciddi olduğunu sanmıştım" Gülerek sandalyeyi alacağım sırada elimin üzerine elini koyarak beni durdurdu. Ani olan olay karşısında gözlerim kocaman açıldı. Hızlıca elimi çektiğimde suratı düşse de yine de gülümsedi. "İstersen ben alabilirim, neredeler?" Yüzümün kızardığını hissettiğim için kafamı kaldırmadan onu onayladım ve dolabı işaret ettim. Yanımdan uzaklarşarak dolaba yöneldiğinde çaktırmadan tuttuğum nefesimi verdim ve ocağın başına geçtim. Bu yaşadığım ani duygulara anlam veremiyordum ya da vermek istemiyordum. Kahve olduğunda altını kapattım. Sıcak olduğu için açık olan şaçlarımı bileğimde ki toka ile topuz yaptım. Barlas eline aldığı iki fincan ile yanıma geldi ve tezgaha bıraktı. Tam yanımda durduğu için ona çaktırmadan biraz yana kaydım. Kahveleri bardağa koyduğum sırada bir anda, "Neden yunus?" diye sordu. Anlamadığım için ona baktığımda yakın oluşumuzdan dolayı boğazımı temizleyerek biraz geriye çekildim. "Anlamadım?" "Boynundaki dövmeden bahsediyorum, neden yunus dövmesi?" "İsmimin anlamı olduğu için" "Gerçekten mi?" "Evet" Şaşırmış ve beğenmiş surat ifadesi ile kafasını salladığında hala çok yakınımda olduğu için ellerim ile onu geriye doğru itekledim. "Sen oturma odasına git ben geliyorum" Lafımı bu sefer ikiletmeden mutfaktan çıktı. O çıktığı gibi derin bir nefes verdim. Onun kahvesini sade yaptığım için ben kendi fincanıma bir çay kaşığı toz şeker koydum. Kahveleri bir tepsiye koyarak dolapta duran kek ve çikolataları da paketten çıkartıp tabağa koydum. Kahvenin yanında güzel gidiyorlardı. Elimde tuttuğum tepsiyi dökmemeye özen göstererek oturma odasına doğru taşıdım. Koltukta oturmuş telefona bakan Barlas benim geldiğimi gördüğünde telefonu bıraktı. Elimdekini dikkatli bir şekilde orta sehpaya koydum. Kendimi de Barlas'ın çaprazındaki tekli koltuğa attım. "Murat'a o gün olanları söylemedim" Sözleri ile elimdeki fincanı koltuğun kenarına koyup minnetle ona döndüm. "Teşekkür ederim, eğer söyleseydin başımın etini yerdi" "Murat neden sana karşı böyle?" Kaşlarını çatarak sorduğu soru ile bende tek kaşımı kaldırdım. "Nasıl yani?" "Ne biliyim daha dikkatli daha sevecen davranıyor" Dedikleri karşısında istemsizce güldüm. Barlas neden güldüğümü anlamadığı için bana değişik değişik bakıyordu. "Murat Bulut dahil hepimize karşı öyle, naif bir yapısı var. Bizim aramızdaki en büyük o olduğu ve çocukluğumuzdan beri tanıştığımız için daha korumacı. Ayrıca biliyorsun benim ailem yok o yüzden bana bunu eksik hissettirmemek için ellerinden geleni yapıyorlar " Cümlemi buruk bir tebessümle bitirdiğimde Barlas çattığı kaşlarını düzeltti. "Aileni kaybetmene rağmen bu kadar güçlü olmak senin bu hayattaki en büyük avantajın Kiraz, bu sayede kimse tarafından kolay kolay üzülemezsin" "Ben güçlü biri değildim bana güçlü olmayı öğreten kardeşlerimdi" Burnumun direği sızladığında ağlamamak için kendimi tuttum ve soğumuş kahvemden büyük bir yudum aldım. Her aile konusu açıldığında eski anılarımı hatırladığım için ağlıyordum ama şimdi Barlas'ın karşısında ağlamak istemiyordum. Aramızda geçen gergin sessizliğin ardından Barlas ayağa kalktı. Anlamsız bakışlarla ona doğru baktığımda bana gülümsedi. "Şuan ağlamak istediğini biliyorum ama ben buradayım diye kendini tutuyorsun. Şimdilik gideceğim ama yanına arkadaşlarından birini çağır tamam mı?" Bu kadar düşünceli olması ile tekrar ağlayasım gelmişti. Düşüncelerimin aksine bende onun gibi gülümsedim ve ayağa kalktım. "Teşekkür ederim Barlas" "Teşekkür etmene gerek yok" Şuan anlamsızca, ona sarılmak istesem de kendimi tuttum. Sonuçta buna hakkım yoktu. Kapıya kadar gittiğinde onu geçirdim. "Özür dilerim geldin ama benim yüzümden oturamadın doğru dürüst" İstemsizce üzgün çıkan sesimi duyduğunda bana sıcak gülümsemesi ile karşılık verdi. "Özür dilemene hiç gerek yok, hem zaten işim vardı kalkacaktım. Sadece biraz erken oldu o kadar. Şimdi gülümse bakıyım" Sözlerine karşı istemsizce dudaklarım yukarı doğru kıvrılmıştı zaten. Benim gülümseyen suratıma bakarak iç geçirip, "Hah şöyle, somurtunca çirkin oluyorsun" dediğinde kaşlarım çatılmıştı. Sinirle koluna yumruğumu geçirdiğimde gülerek bir iki adım geriye gitti. Şakalaşma faslı bittiğinde eğilip ayakkabılarını giyerek son kez bana baktı. "Görüşürüz" "Görüşürüz" Arkasını dönerek asansöre gittiğinde daha fazla bakmadan kapıyı kapattım ve arkasına yaslandım. Sabahtandır tuttuğum gözyaşları yanaklarımdan süzülmeye başladığında telefonuma bir bildirim geldi. Kolumla gözyaşımı silip baktığımda Barlas'tandı. Avukat Barlas: Bulut'u çağır Kiraz, kendine zarar vermeni istemiyorum Mesajına görüldü atarak tekrar ağlamaya başladım. Neden bu kadar düşünceli davranıyordu bana? Herkes için mi aynı şeyi yapıyordu yoksa bana mı özeldi gerçekten? Peki ben, ona karşı ne hissediyordum? Bu başkasından ilgi gördüğüm için oluşan bir hayranlık mıydı, yoksa derin çukurlara girdiğimin bir habercisi miydi? Aklımdaki anlamsız sorular ile telefonumu tekrar açtım. Gözümdeki yaşları sildim ve onu dinleyerek Bulut'un numarasına tıklayarak mesaj attım. Kara Bulut Ben: Acil durum çağrısı
🌸 Çoookk tatlı bunlar ya yiyicem. Okurken oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. İyi okumalar. |
0% |