@elf_01_
|
Mezarlıkta geçirdiğim saatler birbirini kovalarken artık hava kararmış ve saat geç olmuştu. Mezarlıkta benden başka bir kaç kişi daha olsa da onlar uzun bir süre önce burayı terk etmişlerdi. Ben ise hala iki mezarın ortasında ağlamaktan şişmiş gözlerim ile oturuyordum. Şuan birinin omzuna yaslanarak tekrar ağlamak istiyordum. Gözyaşlarım kuruyana dek ağlamak. Oturduğum yerden boş bakışlarla yere bakarken aklıma gelen yüz ile hafifçe gülümsedim. "Anne, baba biliyor musunuz hayatım çok değişti. Hala aynı arkadaşlarım ve çevrem olsa da öyle biri var ki, yapboz gibi olan kalbimin hepsini söküp eksik parçayı bulmak için tekrar yapıştırıyor gibi hissettiriyor bana. Öyle güzel, öyle özel ki anne, baba. Fark etmeden kapılmışım ona. Neredeyse yedi aydır farklı sebeplerle görüşüyoruz. Keşke sizde yanımda olsaydınız, tüm yaşadığım acıya tüm yaşadığım mutluluğa ortak olsaydınız. Sizin onu görmenizi o kadar isterdim ki, keşke o da burada olsaydı" Sahi ben Barlas'a bu konu hakkında herhangi birşey söylememiştim. Keşke söyleseydim de yanımda dursaydı, bana sıkıca sarılsa ve tüm bunların geçeceğini söyleseydi. Yarım saat daha orada oturduktan sonra saatin artık geç olduğunu düşünüp annemlerle veda etmeye hazırlandım. Derin bir nefes vererek gözümden akan bir damla yaşla, "Sizi hep kalbimde yaşatacağım asla unutmama izin vermeyeceğim. Siz beni-" derken arkamdan gelen bağırışla başımı o tarafa doğru çevirdim. "Kiraz!" Barlas olduğum tarafa doğru hızlı adımlarla yürüdüğünde şokla ayağa kalktım. Nefes nefese yanıma gelerek bana sıkıca sarıldı. Üzerimde hala şokun etkisi olsa da sarılmasına karşılık verdim. "Özür dilerim, daha yeni haberim oldu burada olduğundan. İşlerim uzamıştı ve daha yeni çıktım işten. Seni aradım ama açmadın, bende Murat'ı arıyım derken senin burada olduğundan ve bugünden bahsetti. Özür dilerim tekrardan Kiraz, bilseydim daha erken gelirdim" Beni bu kadar düşünmesi yine sol tarafımda olan duygusal Delfin'i ortaya çıkartıyordu. Ama bu sefer göz yaşlarıma karşı koyamadım, hepsinin tek tek Barlas'ın üzerindeki gömleğe akmasına izin verdim. Ağladığımı fark ettiğinde bana daha sıkı sarıldı. Kulağıma dolan defalarca özürüne karşı hafifçe tebessüm ettim. Ağlamaktan dolayı titrek çıkan sesimle, "Özür dilemene gerek tok Barlas, geldin işte o yeter bana" dediğimde benden yavaşça ayrıldı. Gözleri hafifçe dolmuş ve bana üzgünce bakıyordu. Onun üzgün olması kalbime bir şeyler saplıyordu kesinlikle üzgün olan Barlas'ı sevmemiştim. Ellerini kaldırarak yanaklarıma koyduğunda şaşkınlıkla gözlerim aralandı. Sağ baş parmağını sabahtan beri ağladığım için şişen göz altıma değdirdiğinde içim titremişti. "Ağladığında içim yanıyor Kiraz" Ağzının içinde gevelediği sözcükleri anlamadığım için, "Ne dedin?" dediğimde kendine gelirmiş gibi göz bebekleri titredi. Sonrasında elini yanağıma getirip okşadığında hala cevap bekliyordum. Bunu anlamış olacak ki küçük bir sırıtışla, "Dedim ki ağlayınca ne kadar çirkin oluyor muşsun" dediğinde yanağımda duran ellerini iterek çatık kaşlarımla ona baktım. Bunu ortamda ki gerginlik azalsın diye söylediğini biliyordum ancak yine de sinirlenmiştim. "Bakma o zaman yüzüme!" Sinirle bağırarak yüzümü başka yöne çevirdim. Neymiş çirkin oluyor muşum, hah! Kahkaha sesi kulaklarıma ulaşınca, yumuşar gibi kaşlarım düzelecekken son anda kendimi durdurdum. Biraz önceye kadar salya sümük ağlayan ben değil miydim? Bir adım atıp iyice yanıma yaklaşarak elini çeneme koyup yüzümü yüzüne çevirdi. Sıcak bir gülümseme ile hafızasına kazımak ister gibi yüzümün her tarafını inceledi. Kalbim hızlanırken fırsattan istifade bende onun yüzünü incelemeye başladım. Sanki yarım saat önce ağlamaktan gözlerim şişmemiş gibi sakince yüzüne bakıyordum. O beni rahatlatıyordu, Barlas yanımda olduğunda kötü bir şey düşünmek istemiyordum. "Senin çirkin olma ihtimalin yok Kiraz, dalga geçtim sadece" Derin bir şekilde gözlerime baktığında ben hala çenemde duran elindeydim. İlk kez bu kadar çok temas halindeydik. Aramızdaki çekimin farkındaydım ama bunun için daha çok erkendi, öncelikle onu tamamıyla tanımak istiyordum. Bir kaç dakikanın ardından ne yaptığının farkına varmış gibi elini geri çekti. Birkaç adım yanımda uzaklaştığında içimde anlamsız bir boşluk oluştu. Bu boşluğu bastırmak adına boğazımı temizledim. O sırada Barlas mezar taşlarının yanına gitmişti. Anlamaz bakışlarımı ona attığım sırada, yüzünde hüzün de olsa yine de gülümseyerek bana baktı ve, "Müstakbel kayınvalidem ve kayınbabamla da tanışıyım da işi sağlama alayım ben" dediğinde suratım utançtan kıpkırmızı oldu. Omzuna bir tane geçirdiğimde elimi tuttu ve avuç içini öptü. Gözlerim kocaman olurken hızla elimi elinin arasından çektim. Bana sırıtarak kafasını iki yana salladı ve mezar taşlarına geri döndü. "Sizin bu kızınız varya çok inatçı, gel yüzük takalım dedi, ee gittim ama baktım ortada yüzük müzük yok" Abarta abarta anlatması ile gülümsesemde yine de gözlerimi devirdim. Bir süre annem ve babamla konuştu. Tanışmamızdan tut bir sürü saçma sapan anılarını anlattı. Yarım saat sonunda ayaklandığında iki adım atarak biraz yanına yaklaştım. Minnet dolu bir gülümseme ile, "Teşekkür ederim bugün yanımda bulunduğun için" dedim. Aynı sıcak gülümsemeden bana da gönderdiğinde derin bir nefes verdim. "Teşekküre gerek yok Kiraz, ben her zaman senin yanında olacağım" Sözlerine karşı daha çok gülümserken birden esen soğuk hava ile ellerim otomatik olarak kollarımı sardı. Barlas üşüdüğümü anlamış olacak ki bir anda bana sarıldı. Sıcak kolları arasında kasılan bedenim resmen hareket edemiyordu. Şokla ağzım aralanmışken kapatmayı denedim ama başaramadım. Elleri kollarımı bulduğunda ısıtmak ister gibi sarmaladı. "Buz gibi olmuşsun" Sözlerinden hiç birşey anlamamıştım çünkü şuan tam odağım kulağımın altında yatan düzensiz kalp atışlarındaydı. Gözlerimi kapatarak kendimi ana bıraktığım sırada Barlas ellerini üzerimden çekmişti. Ayrıldığımız için yüzüm düşse bile hissettiğim huzur ile gülümsedim. Barlas da bana bakarak gülümsedi ve, "Hadi gidelim artık saat on iki oldu bile" dedi. Onu onaylayarak aileme veda ettim ve birlikte dışarıya doğru adımladık. Sessizce arabaların önüne vardığımız zaman, bir onun arabasına bir de benim arabama baktım. Ne yapacağız der gibi suratına baktım çünkü ayrı ayrı gitmek istemiyordum. Barlas da bana döndüğünde derin bir nefes vererek, "Mecbur bir araba ile gideceğiz çünkü sen bu halde araba kullanamazsın. İstersen senin arabanla gidelim, ben bir arkadaşımı arayıp arabamı aldırırım" dediğinde teklifini kabul ettim. Benim arabama doğru ilerlerken Barlas arkadaşı ile konuşup durumu izah etmişti. Cebimden arabanın anahtarını çıkartıp Barlas'a verdim ve yolcu koltuğuna geçtim. Barlas da oturduğunda arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk. "İstersen arkadaşlarından birini ara yanında kalsınlar, tek kalma bu gece" Sözleri ile gülümserken başımı olumlu anlamda salladım. Beni böyle düşünmesi hoşuma gidiyordu. Bulut'a mesaj atıp bizim eve geçmesini söyledim. Anında görerek olumlu anlamda yanıt gönderdi. Telefonu cebime attığım zaman Barlas birşey diyecek gibi duruyordu ama sanki çekiniyordu. En son ben dayanamayarak ona doğru döndüp, "Ne söyleyeceksen söyle artık" dedim merakla. Gergin bir nefes vererek gülümsedi ve, "Aslında yarın benimle Masal'ı lunaparka götürmek ister misin diye soracaktım. Biliyorum onunla pek güzel anılarınız yok ancak senin de orada bulunmanı istiyorum" dedi. Bir iki saniye düşündüm, aslında olabilirdi. O küçük cadı bana karışmaz ise güzel vakit geçirebilirdim. Hem bugün olan ruh halimden daha çabuk çıkabilirdim. "Olur gidelim" Gülümseyerek onun teklifini kabul ettiğimde beklemiyor olacak ki bir kaç saniye duraksadı, ardından aynı benim gibi gülümsedi. "Tamam o zaman, yarın saat iki gibi seni almaya gelirim" Onu onayladığımda evin önüne gelmiştik bile. Arabayı park ettiğinde ikimizde indik, anahtarı bana verdiğinde gülümseyerek aldım. Ne diyeceğimizi bilemediğimizden bir kaç dakika sessiz kaldığımızda bu duruma ikimizde gülmüştük. "O zaman iyi geceler Kiraz" Gülümseyerek bana baktığında o an sadece içimden geleni yapmak iatediğim için uzanıp yanağından öptüm. Dudağımın değdiği yanaklar kasılırken geri çekilip gülümsedim. "İyi geceler" Arkamı döndüğüm gibi hızla binaya girdim. Tekrar Barlas'a baktığımda hala bıraktığım yerde ağzı açık bir şekilde boşluğa bakıyordu. Onun bu haline kıkırdadığımda aklıma gelen gerçeklikle gülüşüm yüzümde dondu ve kıpkırmızı oldum. Ben adamı öpmüştüm ya?
🌸 Yaa yerim ben bunlarıı. Okurken oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin bebişler. İyi okumalar. |
0% |