@elf_01_
|
Heyecandan doğru dürüst uyuyamadığım günün sabahına kalktığımda yüzümde aptal bir sırıtış vardı. Hızla yataktan inerek önce banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Daha sonra ise kendime küçük bir kahvaltı sofrası hazırladım. Saat şuan 12.00'dı ve ben daha yeni kahvaltı ediyordum çünkü salak gibi sabahtandır yatağımın içinde heyecandan bir o tarafa bir bu tarafa dönmekten saati unutmuştum. Kahvaltımı güzelce ettim ve tekrar odama geçtim. Odama geldiğimde derin bir nefes verdim, herşeyden önce bir duş alsam iyiydi. Kendi içimde sunduğum fikri onaylayarak cebimdeki telefonu yatağa fırlattım ve banyoya doğru ilerledim. Suyu ayarlayarak üzerimdeki kıyafetleri tek tek çıkarttım. Ilık olan suyun altına kendimi atarak iyice yıkandım. Tahmini yirmi dakika sonra banyodan çıktığımda üzerime bornozumu geçirdim ve odama döndüm. Dolabımın karşısına geçerek kararsızca içine baktım. Gözüm odada bulunan pencereye kaydığında biraz düşündüm. Aslında bugün hava sıcaktı, o yüzden ona göre giyinebilirdim. En son karar kıldığım kıyafetlerimi yatağımın üzerine bırakarak odamda bununan küçük makyaj masasına oturdum. Öncelikle saçımı iyice kuruttum ve ensemde sıkı bir topuz yaptım. İyi göründüğüne kanaat kıldıktan sonra telefonumdan saate baktım. Gördüğüm rakamlar ile gözlerim büyürken biraz daha acele etmeye başladım. Banyo kıyafet derken saat çoktan 13.16 olmuştu. Hızlı bir şekilde makyajımı da yaptıktan sonra kıyafetlerime bulaşmaması için rujumu sona sakladım. Hemen kıyafetlerimi üzerime geçirerek pantolonuma bir kemer taktım. Hızlıca takılarımı da takarken masanın üzerindeki telefonum titremişti. Avukat Barlas Yarım saate oradayım Mesajına karşılık tamam yazdığım zaman elimi biraz daha hızlı tuttum. Takılarımı taktım ve köşede duran siyah topuklularımı ayağıma geçirdim. Her ne kadar ayağımın ağrıyacağını tahmin etsem de güzel durması daha önemliydi. Son kalan rujumu sürdüm ve biraz parfüm sıktım. Çanta alarak kendime yük yapmamak için kredi kartımı telefon kılıfımın arkasına koydum. En son aynadan kendime baktığımda memnuniyet ile dudağım kıvrıldı. Sırtımdaki ve boynumdaki dövmeler kendini açıkça belli ediyordu ve bu çok hoş durmuştu. Hazırlanmam bittiğinde Barlas'da gelmiş olduğuna dair bir mesaj atmıştı. Heyecanla karışık derin bir nefes verdim ve son kez kendime baktıktan sonra evden çıktım. Kapıyı kitleyerek binadan da çıktığımda karşımda Barlas, arabasına yaslanmış bir şekilde kucağındaki kız kardeşi ile oynuyordu. Yanlarına geldiğimi fark ettiklerinde ikiside gülmeyi kesmiş bana odaklanmışlardı. Gerginlikle gülümseyerek yanlarına ulaştığımda Barlas ağzı aralanmış bir halde bana bakıyordu. Onun bu haline bakarak daha fazla gülümsedim ve bende onu inceledim. Beyaz kumaş pantolonunun üzerine lacivert bir kazak giymişti. Ellerine de birkaç yüzük takarak güzel bir görünüm kazandırmıştı. Ona baktığımda göz göze geldik, bir anda ikimizde, "Çok güzel olmuşsun" "Çok yakışıklı olmuşsun" dedik. Aynı anda aynı cümleyi söylediğimizde ikimizde gülerken Masal abisine sarılarak mavi gözleri ile bana baktı. Masal göz rengini annesinden, sarı saçlarını ise babasından almıştı. Barlas ise tam tersine göz rengini babasından, kumral saçlarını ise annesinden almıştı. "Abi o neden bizimle geliyor?" Masal mızmızlanarak söylendiğinde düşüncelerimden arınmıştım. Barlas sahte bir kızgınlıkla Masal'a baktı. "Masal o senin ablan nasıl konuşuyorsun öyle, Delfin onun adı" Masal ağzını açarak, "Ama abi-" dediği gibi Barlas yavaşça ağzına vurdu, daha sonra ise vurduğu için yanağından öptü. Masal dudağını büzerken gülümsedim ve elimi ona uzattım. Sonuçta gelecekte belki görümcem olacaktı. Düşündüğüm saçma şey ile kendi kendime daha çok güldüm. "Hadi gel barışalım ve ben sana bir sürü pamuk şeker alayım bugün" Bir süre karasızca elime baktı. Teklifimi değerlendiriyor gibiydi. Daha sonra teklifim aklına yatmış olacak ki havada duran elimi sıkarak kocaman gülümsedi. "Tamam!" Onun gülümsemesine karşı bende gülümsedim. Barlas aramızda geçen küçük anlaşma ile gülerek kafasını olumsuz anlamda salladı ve kapıyı açarak kucağındaki Masal'ı arka koltuğa oturttu. Masal'ın kemerini sıkıca bağladıktan sonra kapıyı kapattı ve benim için öndeki koltuğun kapısını açtı. Sırıtarak eli ile koltuğu işaret etti. "Buyurun leydim" Kapıyı açmasının şoku ve söylediği kelimenin utancı ile yarım yamalak gülümseyerek kızarmış yanaklarımla arabaya bindim. Sahi ben ne zamandır bu kadar utangaç olmuştum? "Teşekkür ederim" Fısıltıya benzer çıkan sesim ile daha çok gülümsedi ve kapıyı kapatarak sürücü koltuğuna oturdu. "Hadi lunaparka gidelim!" Masal heyecanla arka koltuktan bağırdığında kıkırdadım. Aslında sandığım kadar cadı olmayabilirdi. Barlas da Masal'a gülümsedi ve arabayı çalıştırdı. Şarkılar ve Masal'ın bir kaç sorusu eşliğinde geçen yolculuğun ardından lunaparka gelmiştik. Masal büyük bir heyecanla arabadan indi. Barlas da hemen ardından indiğinde en son ben indim. Masal Barlas'ın yanına giderek sıkıca elini tuttu ve çekiştirmeye başladı. "Abi hadi!" Masal'ın bu heyecanına karşı gülümsedim ve büyük kapıdan girmek üzere olan abi kardeşin peşinden ilerledim. İçeri girdiğimiz gibi bir sürü insan gördüm. Hepsinin yanında ya çocuğu ya da sevgilisi vardı. Biraz ilerledikten sonra Masal çarpışan arabalara binmek istediğini söyledi. Onun bu isteği ile rotamızı o yöne çevirdik. Küçük sıranın en sonuna giderek beklerken Barlas Masal'ı kucağına alarak yanağına küçük bir öpücük kondurdu. "Bundan sonra neye binmek istersin güzellik?" Masal bir süre etrafına bakarak oyuncak seçerken gözüne dönme dolap takıldı. "O büyük tekerleğe binmek istiyorum!" Dönme dolabın adını bilmediği için kullandığı hitap şekiline karşı kendime hakim olamayarak kahkaha attım. Barlas da gülümseyerek Masal'ı onayladığında sıra bize gelmişti. Biletlerin parasını vererek içeri geçtik. İki araba almıştık. Birinde ben diğerinde ise abi kardeş oturuyorlardı. Mavi olan arabaya oturduğumda onlar da siyah arabaya oturdular. Arabalar hareket ettiğinde direksiyonu kırarak Barlas'ın arabasına çarptım. Bana baktığında sırıttım ve geriye giderek benden kaçan arabaya tekrar çarptım. Masal heyecanla çığlık atarken Barlas zar zor sığdığı arabanın içinde küçük bir küfür savurdu ve bu sefer o bana çarptı. Arabanın içinde o kadar komik duruyordu ki her baktığımda gülüyordum. Ben Barlas'a hayvan gibi çarparken o bana elinden geldiğince yavaş çarpıyordu. "Abi Delfin ablaya hızlıca çarpsana!" Masal sonunda dayanamayarak bağırdığında kahkaha attım. Bugün o kadar çok gülmüştüm ki yanaklarım ağrıyordu. Ben hala gülmeye devam ederken aniden arabama çarpılamsı ile gülmem çığlığa dönmüştü. Sesimi duyan Barlas hızla bu tarafa dönerken ben de bana çarpan kişiye baktım. Benim yaşıtım sayılabilecek bir çocuk sırıtarak bana bakıyordu. "Pardon güzelliğiniz aklımı karıştırdı da" Sözleri ile ağzının ortasına vurasım gelse bile göz devirip, "Biliyorum" dedim. Egoma karşı güldüğü sırada Barlas'ın arabası onun arabasına hızlıca çarparak geri gitmesine neden oldu. Ben şokla geri savrulmuş çocuğa bakarken Barlas çocuğun yaptığı gibi sırıtarak, "Pardon yavşaklığın gözlerimi kararttı da" dedi. Yanında eğlendiği için sürekli bağıran Masal ile arabasını yaklaştırdı yanıma. Tam birşey diyecekken görevlinin sürenin dolduğunu söylemesi ile ağzının içinde küfür edip araçlardan indik ve dönme dolaba doğru yürümeye başladık. Barlas sağındaki Masal kaçmasın diye elini sıkıca tutarken ben sol tarafta onların iki adım ilerisinde gidiyordum. "Sırtında ki dövmenin anlamı ne?" Barlas'dan gelen ani soru ile ona döndüm. Hızlıca aradaki iki adımlık mesafeyi kapatarak yanıma yaklaştı. "Gül annemin en sevdiği çiçek, kelebek ise babamın en sevdiği hayvan. Anıları zihnimden yavaşça siliniyor, bunu istemediğim için de her baktığımda onları anımsayacağım bir şeyin vücudumda olmasını istedim. İlk dövmemin anısı da buydu" Umursamazca konuşarak adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Onlar hakkında en ufak birşey desem bile anıları aklıma doluşuyordu. Masal bir anda sırtıma bakarak, "Neden sırtını boyadın Delfin abla?" diye masumca sorduğunda istemeden de olsa gülümsedim. Omzumun üzerinden ona baktığımda hala sırtıma bakıyordu. Beş yaşında olmasına rağmen hala bazı şeyleri bilmiyordu. Bu yüzden onu kandırmak adına başımı hafifçe eğerek ona baktım. "Evde kağıt kalmamış Masal'cım, o yüzden bende sırtımı boyadım" Barlas dediklerimden sonra büyük bir kahkaha attı. Masal sırıtarak söylediğim şeyleri ciddiye almış olacak ki bir anda abisinin elini bırakarak koşarak yanıma geldi ve benim elimi tuttu. "Benim de sırtımı böyle boyar mısın?" Mavi gözlerini sonuna kadar açarak söyledikleri ile gülmemek için yanaklarımın içini ısırdım. Bakışlarım Barlas'a değdiğinde Masal'a 'sen iflah olmazsın' bakışları atıyordu. "Boyarız tabi ablacım" Ne ara bu kadar yakın olduğumuzu ben bile çözememiştim. Oysaki daha düne kadar ona cadı diye sesleniyordum. Masal mutlulukla ellerini çırptı ve tekrar elimi tuttu. Onun bu haline gülerken köşede gördüğüm bakkal tarzı yerdeki pamuk şekerler ile Masal ile beraber o tarafa doğru ilerledim. Barlas da sessizce arkamızdan geldi. İki çilekli pamuk şekeri alarak parasını ödediğim ve geri yolumuza devam ettik. Pamuk şekerin birisini Masal'a uzattığımda multulukla alarak teşekkür etti ve abisinin elini tuttu tekrar. Bu haline gülümseyerek Barlas'a baktım. "Sen sevmezsin diye sana almadım ama istersen benimkinden yiyebilirsin" Gerçekten sevmiyordu, geçen gün aldığında ise benim için yarısını zor yemişti. Gülerek yanıma geldi, omuzlarımız birbirine deyecek kadar yanıma yaklaştığında yavaşça nefesimi tuttum. "Teşekkürler ama almıyayım" Elimdeki pamuk şekerin poşetini açmaya çalışırken hafifçe kaşlarımı çattım. "Neden sevmiyorsun ki şunu, mükemmel bir şey" "Evet mükemmel" Dalgın çıkan sesi ile ona baktığımda bana baktığını gördüm. Gözlerim kocaman olurken Barlas yeni kendine gelmiş gibi boğazını temizledi ve önüne döndü. Aldığım itirafla suratımda oluşan şapşal sırıtma ile açtığım pamuk şekeri yemeye başladım. Günün geri kalanı ise bolca kahkaha ile geçip gitmişti. Akşama kadar saçma sapan bir sürü oyuncağa binmiştik. Hatta bir oyuncaktan çıkan gri pandayı Barlas bana hediye etmişti. Beni evime bırakırken çoktan arka koltukta uyuya kalmış Masal'a kısa vir bakış atıp yine vana döndü. "Bugün için teşekkürler çok güzeldi" "Önemli değil sen gelmeseydin bu kadar güzel geçmeyecekti" Yaptığı itiraf karşısında yanaklarım hafifçe kızardı. Emniyet kemerimi açarak son kez ona baktım. "O zaman iyi geceler" "İyi geceler Kiraz" Pandamı alarak hızlıca arabadan indim ve eve girdim. Girdiğim gibi kendimi odama atarak üzerimi değiştirip yatağa uzandım ve huzurla gözlerimi yumdum. Onunla olmak onunla konuşmak bana iyi geliyordu ve bundan hiçte şikayetçi değildim.
🌸 Şöyle şuraya bir Masal karakterini de bırakıyım. İnsan bir der öldü mü bu kız diye, kaç gündür bölüm atmamışım ayol. Bende B12 yok bazen unutuyorum kitap yazdığımı mdmdmdm. Okurken oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. İyi okumalar.
|
0% |