@elf_01_
|
(Baştan şunu belirtmek istiyorum, mahkemede ne yapılacağına dair hakkında en ufak bir fikrim yok yani olaylar tamamen benim fikrimce yazılmıştır. Burayı okuyarak bölümü okuyun lütfen) "Bir Hafta Sonra" -Mahkeme Günü- Gerginlikle dudağımı dişledim. Ne yapacağım konusunda en ufak bir fikrim yoktu. Derin bir nefes vererek sakin olmaya çalıştım. Allah ne verdiyse girip çıkacaktık. Şuan tek başıma duruşma salonunun karşısında oturuyordum. Çapraz koltuğumda ise nemrut kadın ile şerefsiz adam oturmuşlardı. Daha Barlas gelmemişti ve bu benim korkumu an ve an çoğaltıyordu. Gözümü kapatarak dua etmeye başladığımda adım sesleri duydum. Kapattığım gözlerimi hızla geri açıp baktığımda Barlas gelmişti. Rahat bir nefes verdim. Yanıma yaklaştığında özür diler tonda, "Kameralarda bir hata oluştu ondan geciktim" dedi. Umursamaz bir tonda, "Sorun değil ya" dedim. Bok sorun değildi, sabahtandır korkudan oturduğum sandalyeye girmiştim. Bana yan bir bakış atıp yanımdaki sandalyeye oturdu. Sessizce sıramızın gelmesini bekledik. Yarım saat kadar sonra içerden bir anons sesi geldi. "Davalı Delfin Kiraz Işık ve davacı Zümrüt Yılmaz duruşma salonuna bekleniyorsunuz" Çaprazımızda oturan kadın ve adam hemen kalkıp içeri girdiler. Korku ile bende ayağa kalktığımda Barlas kolumu tuttu. Bakışlarım ona döndüğünde güven verircesine gülümsedi. "Merak etme suçlu sen değilsin, girdiğimiz gibi çıkacağız oradan bana güven sadece" Bir şey demeden sadece gülümsedim ve başımı olumlu anlamda salladım. İkimiz beraber duruşma salonuna girdik. Barlas kendi yerine geçince bende bana gösterilen sandalyeye oturdum. Stres ile parmaklarımla oynarken hakim amca bir kaç gereksiz şey söyledi. Sabırla sözlerini bitirmesini bekledikten sonra sıra şerefsiz adamın savunmasına gelmişti. "Evet Kenan Bey sizi dinliyorum" Demek adı Kenan'mış tam şerefsiz ismi. "Hakim bey ben normal bir şekilde evime doğru gidiyordum ama bu arkada oturan kız aniden bana saldırdı. Ne olduğunu anlamadan hastanede gözümü açtım" "Evet sayın Hakim, müvekkilim malesef ki bu konuda mağdur taraf oluyor. Zamane gençleri yüzünden hastaneye kaldırıldı üstelik" Kaşlarım çatılırken elim sinirle yumruk halini aldı. Tam ağzımı açarak küfür edecekken Barlas'ın uyarı dolu bakışları ile kelimelerimi yutmaya çalıştım. Hakim amca önündeki kağıda bir kaç birşey yazdı. "Anladım" Ben Kenan denen şerefsize nefretle bakarken hakim amca konuşmaya devam etti. Birkaç soru ardından bu sefer sıra bana geldi. "Anlat kızım bir de senden dinleyelim" "Hakim bey amca yemin ederim benim suçum yok. Yoldan geçerken alkollü bir şekilde bana yaklaştı sonra ağza alınmayacak kelimeler sarf edince kendimi korumak amaçlı şişeyi kafasında kırdım" Hakim amca şok olmuş gibi bana baktıktan sonra hafifçe boğazını temizledi. "Her iki sanığın da ifadelerini göz önünde bulundurursak ikisi de birbirinden farklı oluyor" Barlas söz hakkı almak için elini kaldırdığında hakim amca onu onayladı. "Hakim bey öncelikle benim müvekkilim haklı, bana inanmıyorsanız eğer elimde bunu kanıtlamak için o zamana ait bir kamera görüntüsü var. İsterseniz açalım?" Hakim amcadan onay çıkınca bir adam Barlas'ın elindeki cdyi alarak prodüksiyona koydu. Görüntüler gün yüzüne çıkınca o tarafa bakmadım bile. Herkes pür dikkat görüntüyü izledikten sonra hakim amca, "İlk hamleyi Kenan Bey yaptığından dolayı Delfin Hanım'a herhangi bir ceza uygulanmayacak ancak Delfin Hanım Kenan Bey'in kafasında şişe kırdığı için Kenan Bey'de hapse girmeyecek ama ortada taciz suçu olduğu için Kenan Bey'e uzaklaştırma kararı çıkartıyorum. Mahkeme bitmiştir" diyerek ayağa kalktı ve çıkışa doğru gitti. Kenan denen adam rahatlayınca ben sinir olmuştum. Kesinlikle böyle insanların hapse girmesi gerekiyordu ancak ben yerimde durmadığım için hapse düşmemişti. Sinirli bir soluk aldığımda Zümrüt denen kadın her an şey diyecek gibi duruyordu... Kemal'im yapmaz. Aklıma gelenle gülmek istesemde kendimi tuttum. Barlas bana bakarak eli ile dışarıyı işaret etti. Olumlu anlamda başımı sallayarak çıkışa yönelmiştim ki Zümrüt Hanım'ın, "Bir yanlışınız var hakim bey Kemal'im yapmaz ki" dediğinde kendimi tutamayarak kısıkça kıkırdadım. Hızlıca salondan çıktım ve gülüşümü serbest bıraktım. Bunu gerçekten demesini beklemiyordum. Ben sırıtarak Barlas'ın çıkmasını beklerken Zümrüt ve Kenan çıkmıştı. Bana yan bir bakış attıklarında göz devirdim. Kocasının böyle biri olduğunu bilmesine rağmen hala arkasında durması gülünçtü. Barlas hala çıkmadığında sıkıntı ile iç geçirip ayağımla yere ritim vurdum. Beş dakikanın ardından sonunda çıkınca yanına gidip elimi uzattım. "Teşekkür ederim mahkeme için" Uzattığım elimi tutarak tebessüm etti. "Rica ederim, bundan sonra avukatın benim zaten birşey olduğunda numarak kayıtlı beni ararsın" Gülerek olumlu anlamda kafamı salladım. Beraber çıkışa gittiğimizde, "Gel seni bırakayım" dediğinde itiraz edecektim ki uyarı dolu bakışlarını atınca sustum. Arabaya binerek adresi söyledim. Şaşırmış gibi gülerek, "Ben de iki sokak aşağıda oturuyorum" diyince bende şaşırdım. "Gerçekten mi?" Şaşkınlığı üzerinden atarak güldü ve başını olumlu anlamda salladı. Geri kalan yolda çok birşey konuşmamıştık. Evin önüne geldiğimizde tekrar beni bıraktığı için teşekkür edip binaya girdim. Sabah Bulut evime geleceğini söylediği için anahtarla uğraşmadan zile bastım. Evlerimizin yedek anahtarı birbirimizdeydi bu yüzden rahatça girip çıkabiliyorduk. Başımı kapıya yaslayarak gözümü kapattım. Beş saniye sonra kapı aniden açılınca yasladığım başımla beraber kapıyla ileri doğru gittim. Düşmekten son anda kurtularak halime gülen Bulut'a sinirle baktım. "Zevk alıyor resmen şu hallerimden mal" Sinirle söylenerek ayakkabımı çıkarıp içeri geçtim. Kendimi koltuğa attığımda Bulut da hemen arkamdan gelip yanıma oturdu. "Ee ne oldu hadi anlat" Biraz rol yapsam birşeycik olmazdı herhalde. Dudağımı büzerek başımı eğdim ve yalandan ellerimle oynamaya başladım. "Hapse girecek mişim" Üzüntü ile söylediklerimle gözleri kocaman açıldı. "Ciddi misin? Kaç gün? Kaç ay? Kaç yıl? Telefon hakkın var mı bari? Kızım konuşsana!" Endişe ve dehşetle ard arda cümlelerini sıraladı. "Beş yıl dedi hakim bey amca" "NE!" Dehşetle bağırdığında kendimi tutamayarak kahkaha atmaya başladım. Şaka yaptığımı anladığı zaman daha yeni ki ifadesinin yerini sinirli bakışlar aldı ve arkasında duran yastığı yüzüme vurdu. "Gerçek sandım salak!" Gülmeye devam ettiğimde bu sefer yastıkla boğmaya çalıştı. Gülerek elimden yastığı alarak kucağıma koydum ve dağılmış saçlarımı düzelttim. "Sence bu ablan hapse girer mi yavrum" Göz devirdiğinde ensesine vurdum. Acı ile ensesini tuttu. "Niye vuruyorsun lan" "Canım istedi" Sinirle bana baktığında güldüm bu haline. Tekrar göz devridi ve yanıma biraz daha yaklaşarak merakla, "İnsan gibi anlat hadi ne oldu mahkemede?" diye sordu. Meraklı bakışlarına dayanamayarak oturduğum yerde dikleşerek olan biten herşeyi anlattım. "... sonra ise kadın bağırmasın mı Kemal'im yapmaz diye" Kahkaha atmaya başladık ikimizde, bu olay o kadar komikti ki on yıl geçse bile gülerdim. Bulut gözümden akan yaşı silerek karnını tuttu. "Ay karnım ağrıdı gülmekten, keşke bende gelseydim" Bunu derken nefesi kesildiği için bir turda ona güldük. Artık gülmekten çenem ağrıdığı için zorla da olsa kendimi durdurdum. İkimizde gülmekten dolayı nefes nefese kalmıştık. Beş dakika boynuca konuşmadan öylece durduk. Sabah erken kalktığımdan dolayı uykum geldiği için esnedim. "Ben uyuyacağım sen ne yaparsan yap" "Ben de uyuyacağım" Ayağa kalkarak koluma girdim ve onu da kaldırdım. Gülümseyerek, "Gel beraber uyuyalım" dedim ve odama çekiştirdim. "Olur" Beraber odama gittik. Bulut üzerinde eşofman olduğu için direkt yatağa uzandı. Ben de kıyafetlerimi alarak banyoya gittim ve üzerimi değiştirerek yanına yattım. Telefonundan açtığı diziyi izledikten sonra ışıkları kapatarak yatağa tekrar girdim. Bulut'un beline sarılarak uyuduğumda en son, "İyi geceler zilli" dediğini duydum.
🌸 Size de iyi okumalar zilliler dkndndd. Okurken oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. |
0% |