@elf_01_
|
(Delfin'in piknikte giydiği kıyafet) -Hafta Sonu (Pazar) Piknik Günü- En son Yıldız Teyze de arabaya binince arabayı çalıştırdım. Bugün pikniğe gidecektik hep beraber. Yıldız Teyze yemekleri yapmıştı bense meşhur vişneli browniemi ve çekirdek, kola, abur cubur vs almıştım. Normalde cumartesi yapacaktık ancak Orhan Amca iş yerinden izin alamadığı için bugüne kalmıştı. Yine de herşey şimdilik güzel ilerliyordu. "Kızım maşallah araban pek güzelmiş hayırlı olsun" Orhan Amca'nın beğentilye söyledikleri ile gülümsedim. "Teşekkür ederim Amca" "Artık bana da bir tane alırsınız baba" Bulut kinaye ile konuştuktan sonra Orhan Amca'dan ensesine bir tokat yedi. "Çalış da al eşşek sıpası, bak Delfin kızım nasıl da bileğinin hakkı ile çalışıp almış. Bir de sana anca benim paramı ye" Bulut ensesini ovarken Orhan Amca yakınarak konuştuğunda Yıldız Teyze ile beraber kahkaha attık. Onların bu hallerine alışmıştım. Bana aile yokluğu hissettirmemek adına bu şekilde davranıyorlardı. Bulut da her ne kadar yakınsa da o da benim yüzümü güldürmeye uğraşıyordu. En kötü zamanlarımda her zaman yanımda olmuşlardı. Onlara çok şey borçluydum. Yolun geri kalanında kahkahalar eşliğinde sohbet ettik. Piknik alanına vardığımızda arabayı park edip içindekileri de alarak indik. "Ay burası çok güzel değil mi Orhan?" "Senin kadar olmasa da öyleymiş" Yıldız Teyze utanırken biz yüzümüzü buruşturduk. İlkokul flörtleşmesi yapıyorlardı yıllardır. "Baba bu iltifatın tarihi geçmedi mi sence" "Sus sen kerata" Orhan Amca Bulut'a bağırdığında bu sefer ben, "Amca'm cidden geçti bu iltifat artık" dediğimde yüzü düştü. "Öyle mi diyorsun kızım?" Olumlu anlamda başımı sallayarak, "Ben sana öğretirim biraz iltifat Amca üzülme" dedim. Orhan Amca gülümsediğinde Bulut dehşete düşmüş gibi bakarak, "Ben dediğimde bana niye küfür ettin o zaman baba?" diye sordu. "Sen ile prensesim bir değil çünkü kerata, sus şimdi" "Ama ba-" "Şttt" Orhan Amca elini dudağına koyup Bulut'u susturduğunda onun bu haline kahkaha attım. Yine de kıyamayarak kolumu omzuna atarak yanaklarını sıktım. "Oy oy üzülme kız" Hitap şeklime gülerek kolunu belime sardı. Güzel gölgelik bir alan bulduğumuzda örtüyü sererek hep beraber oturduk. Tek tek kaplardan yemekleri çıkartıp örtüye koyduğumuzda hemen bir iki tane fotoğrafını çektim. "Aman kaçırma zaten" "Sanane ya dön önüne" Bulut ile olan kısa atışmamızdan sonra konuşmalar eşiliğinde yemeklerimizi yemeğe başladık. "İşte toplantıda ki kadın adam anlamayınca sinirlendi ve adama küfür etti ama adam yine anlamadığı için benim çevirmemi bekledi. Sonra kadın bir durdu, kendine şok oldu varya hemen bana bunu söylemem gerektiğini söyleyince gülmemek için çok zor durdum. Sonrada bir şekilde kurtardık meseleyi" Kahkaha atarak dün yaşadığım olayı anlattım. Gerçekten gülmemek için çok zor durmuştum. Herkes dediklerim ile güldü. Birkaç komik anılar eşliğinde yemekler bitince tabakları topladık. Önceden arabadan aldığımız topu ve ipi alarak ayağa kalktım. "Hadi beyler ve bayanlar kalkın da oyun oynayalım birazcık" Yıldız Teyze ve Orhan Amca beni onaylayarak ayağa kalktılar ancak Bulut hala yerde oturuyordu. Elini karnına koyarak, "Ben şiştim ya sonra oynayalım" dedi. Elimdeki topu Bulut'un yüzüne attım. Sinirle kaşlarımı çatarak elimi belime koydum. "Kalksana be!" Çirkefleştiğimde oflayarak ayağa kalktı. Ensesine bir tane vurarak az ileride bizi bekleyen Teyzemlerin yanına gittik. Küçük bir yuvarlak oluşturarak voleybol oyanmaya başladık. "Ama baba haksızlık yapıyorsun! Karına gelince narin bana gelince öküz gibi atıyorsun şu topu" "Sus lan kerata! Annenle sen bir misin, tabiki annen daha önemli" Orhan Amca Bulut'a bağırarak karısına sarıldı. Gülümseyerek onları izledim. Onlar gibi insanların yanında büyüdüğüm için kendimi şanslı hissediyordum. Biraz daha voleybol oynadıktan sonra ip atladık ve geri yerimize oturduk. Orhan Amca yorgunlukla kendini karısının yanına attı. Bende kafamı Bulut'un bacağına yaslayarak uzandım. "Orhan ne çabuk yoruldun, iyice yaşlanmışsın sen" Yıldız Teyze kinaye ile konuştuğunda Orhan Amca sırıttı. "Senin gibi güzelliğin yanına yakışmak için tüm senelerimi verdim. Bırakta biraz yorulayım" Orhan Amca'nın dediği ile Bulut'la beraber ilk okul çocukları gibi aynı anda, "Oooooo" dedik. Yıldız Teyze'nin yüzü kızarırken Orhan Amca sırıtmaya devam ediyordu. "Kapmış mıyım bir şeyler senden" "Valla güzel laftı Amca" Beğenerek söyediğim şeyle kıkırdadı. Hava yavaştan kararmaya başladığında eşyalarımızı toplayarak arabaya gittik. Herkes yerleştiğinde eve doğru yol aldım. Bu arabayı sürdüğüm için hala çok heyecanlıydım. Hayallerimi gerçekleştirmiştim resmen. Sessiz geçen yolculuğun ardından Yıldız Teyzeleri evlerine bırakarak kendi evime geçtim. Yorgunlukla içeri girdiğimde direkt kıyafetlerimi değiştirmek için odama gittim. Üzerimdeki kıyafetleriden kurtulup yerine rahat bir pijama takımı giydim. Işığı kapattım ve gece lambasını açtım. Kendimi yatağa atarak izlediğim dizinin son bölümünü açtım. Yarısında gülerek ama sonunda ise ağlayarak bitirdiğim dizi ile akan gözyaşımı sildim. Neyseki başrol kız ile başrol oğlan evlenip mutlu olmuştu ama favori yan karakterim ölmüştü. Acı ile yüzümü buruşturarak yanan gece lambasını kapattım ve yatağın altına girdim. Bir sağa bir sola döne döne sonunda uykuya daldım. ------------------------------------------------------ Perde kapalı bile olsa artık beni rahatsız etmeye başlayan güneş ışığı ile zorlada olsa gözlerimi araladım. İlk bir kaç dakika boş boş tavana baktıktan sonra kalkmaya karar vererek elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Banyoda ki rutin işlerimi hallederek çıktım ve mutfağa gittim. Buz dolabından birkaç yumurta ve kahvaltılıkları çıkardım. Kahvaltılıkları masaya dizerken yumurta kırmaktan vazgeçtim. Canım krep istediği için bugün onu yapacaktım. Telefonumdan müzik açıp hemen hamurunu hazırlamaya başladım. Hamuru çırparken bir yandan da mırıldanarak şarkıya eşlik ediyordum. Hamur hazır olduğunda biraz biraz tavaya dökerek pişirmeye başladım. En sonunda hepsi bittiğinde tabağı dikkatlice alarak hazırladığım sofraya koydum. Yemek yerken bir şeyler izlemeyi sevdiğimden dolayı bir komedi programı açtım. Bir yandan gülerken diğer yandan da yemeğimi yiyiyordum. Yemeğim bittiğinde boş tabakları tezgahın üzerine koydum, diğer çıkardığım kahvaltılıkları ise geri buzdolabına attım. Kirlenen bulaşıkları yıkayarak ellerimi kuruladım ve odama geçtim. Bugün birkaç kitap almak için dışarıya çıkacaktım. Acelem olmadığı için öncelikle duş aldım. Sonradında ise saçımı kurutarak hafif, sade bir makyaj yaptım. Saçımı yapıp üzerimi giyindim ve birkaç takı takarak parfümümü sıktım. Tamamen hazır olduğumda çantama gerekli eşyalarımı koyarak arabamın anahtarınıda alarak çıktım. Yol boyunca müzik dinledim. Sonunda geldiğim kırtasiye tarzı dükkanın önünde arabamı park edip çantamı da alarak çıktım ve dükkandan içeri girdim. İstediğim yeni çıkmış bir kitabı almak için rafları incelerken aynı benim gibi kitaplara bakan Barlası fark edince şaşırdım. Omuzlarımı indirip kaldırıken, "Tesadüfe bak" dedim ve geri önüme döndüm. Aradığım kitabı sonunda bulunca tam alacaktım ki Barlas arkamdan seslendi. "Aa Delfin, sende mi buradaydın?" Elim havada kalırken ona doğru döndüm. Elinde tuttuğu kitap ile yanıma gelirken zorla gülümsedim çünkü aklım arkamdaki kitaptaydı. "Ya tesadüf işte" Arkamı dönerek daha yeni almak üzere olduğum kitabı aldım elime. Bunu başka biri alırsa ağlardım çünkü çok istiyordum ve burada başka kırtasiyeci yoktu, gitmek içinde iki saat araba sürmem gerekiyordu. Barlas elimde sıkıca tuttuğum kitaba bakarak kaşlarını kaldırdı. "Bu kitap satışa çıktı mı?" Elimdeki kitaba bir bakış atarak tekrar ona döndüm. "Evet dün satışa açıldı, neden sordun peki?" "Birkaç yerde görmüştüm ve okumak istiyordum ancak bulamamıştım, senin elinde görünce de bir an şaşırdım" Anladım dercesine başımı olumlu anlamda salladım. Raflara doğru bir bakış attığını fark ettim. Büyük ihtimalle elimdeki kitaptan başka var mı diye bakıyordu. En sonuncuyu ben aldığım için başka yoktu orada. Bu kitabı bulamayacağından adım kadar emin olduğum için biraz düşündüken sonra vicdanım el vermeyip, "Buralarda bundan çok bulamazsın ve eminim ki hepsi tükenmiştir. Yani eğer istersen ben okuduktan sonra sana ödünç verebilirim" dedim. Barlas gülümseyerek bana döndü. "Olur" Hafif tebessüm ettim. "O zaman görüşürüz" "Görüşürüz" Vedalaştıktan sonra o tekrar kitaplara dönerken ben kasaya giderek kitabın parasını ödedim ve dışarı çıktım. Arabama binerek kitabı özenle yan koktuğa koydum. Şuan tek istediğim bu kitabı okumaktı.
🌸 Kitabın ne olduğunu sormayın çünkü ben de bilmiyorum kdmdmdm. Okurken oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen (!). İyi okumalar. |
0% |