@elfstkn
|
Öncelikle birkaç şey söylemek istiyorum… Elif’in ağzından da yazmayı düşündüğümü söylemiştim ama bu zamana kadar Elifle ilgili bir konu girişimi olmadığı için yazamadığımı belirtmek istiyorum. Bundan dolayısıyla EdBer çiftimden devam ediyorum. Üzücü bir haberim daha var final önümüzdeki bölüm. Nedeni ise işle ilgili başvuruya gideceğim yerler var ve boş kalma imkanım olur mu bilmiyorum. Kurguyu da finalsiz bırakmak istemediğim için 15. bölümde final yapacağımı belirtmiştim. Kısa oldu evet ama bu kısa kurgumda yanımda olan herkese teker teker teşekkürlerimi iletmek istiyorum. İşe başlarsam hafta da bir bölüm atma imkanım olacaktı fakat o gün evde olacak mıyım olmayacak mıyım bilemem. Arkadaş çevresidir eksik tamamlamak için alışveriştir yani kendime dinlenmek için bir zamanımın olamayacağı bir döneme giriyorum. Yeni bir kurgu yazmayı ve uzun soluklu olmasını çok istiyorum. Umarım bu kurguyu bitirdikten sonra ona yazabilecek zamanım olur. İlk bölüm taslağı hazırda. Çilekli Çikolatam, Lahanalı Turşum… üçüncü kurgumun ismi de çok tatlış bir isim ve gerçekten dediğim gibi sizinle o kurguyu paylaşmayı ve yazmayı o kadar heyecanla bekliyorum ki. Şunu da söyleyeyim final sonuna yeni kurgumun adını yazacağımmmm. Dediğim gibi umarım ona zamanım olur. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim <3 İyi okumalar… Abimin odasına öyle bir dalmıştım ki karşımda görüntülü bir şekilde bir kızla konuşurken görmeyi beklemiyordum. Tamam Edis demişti kız ve kalp gördüm diye ama görüntülü olduğuna dair bir şey dememişti. Büyük ihtimalle o da bilmiyordu. “Abi! Kız arkadaşın var benden gizliyor musun sen bunu? Alacağın olsun ya!” “Sen niye dalıyorsun odama?” “Ödeşmiş olduk abiciğim.” Deyip göz kırptım. “Sırf sabah yaptığım şey yüzünden bir şey demiyorum.” O sıra da telefonda konuştuğu kişiyi hatırlamış olacak ki; “Beril kardeşim ve erkek arkadaşı odaya geldi de ben seni sonra arasam olur mu?” Erkek arkadaş lafını es geçerek; “Hayır abiciğim niye kapatıyorsun ki? Hem bizi de tanıştırmış olursun.” Edis’e dönüp; “Değil mi Edis?” Edis tam bir şey diyecekti ki annemin aşağıdan seslenmesi durdurdu onu; “Beren Sultan Hanım gidiyor. Edis’e söyle de insin!” Ağzımın içinde geveleyerek; “O da yanımda zaten söylediğini o da duyuyor ya anne.” “Ne bir şey mi dedin?” “Ha yok ya annemi duydun gidiyormuşsunuz.” “Duydum duydum bende buradaydım ama söylemeyi farklı tercih etti.” “Birazcık öyle oldu diyebiliriz.” “Neyse ineyim ben de daha fazla bekletmemeyim Sultan’ımı.” “Tamam in sen peşinden geleyim bende sonra hayırsız evlat olarak adım çıkar valla.” Dedikten sonra sırayla kapının önüne geldik. Sultan Teyzeyle sarıldıktan sonra bana bir kavanoz turşu bıraktığını söyleyip yanaklarımdan öpüp çıktı. Annemde içeri geçtikten sonra Edisle kapının önünde baş başa kaldık. Başım önüme eğik bir şekilde dururken bir anda belime sarılan kollarla neye uğradığımı şaşırdım. “Edis ne yapıyorsun gören olacak şimdi.” “Görsünler ne olacak sanki.” Bir şey diyememiştim. Bende kollarımı boynuna sardığımda dışardan biri görse sevgili derlerdi. Boynumu ve saçlarımı kokladığını fark ettiğimde biraz uzaklaştım. “Anonimcilik olamayınca daha rahat oldun sanki?” “Denebilir. Uzaktan olmuyordu. Keşke direkt gelseydim diyorum ama olacağı böyleymiş deyip geçiyorum. Eğer rahatsız olduysan uzaklaşabilirim.” “Hayır hayır olmadım. Biraz daha sarılalım mı?” dediğim gibi elleri belimi daha da sıkı sarmıştı bırakmak istemez gibi. O an hiç bırakmasını istemedim. Zamanı durduramıyor muyuz arkadaşlar? Biraz daha öyle durduktan sonra ayrıldık. Ne kadar istemesem de tabii. “Dikkat et.” “Telefonda konuşur muyuz?” “Edis bu kadar tatlı olmaz mısın lütfen?” “Sadece sana karşıysa her şekil olabilirim. Ama istemiyorsan olmam tabii.” “Çok fazla tabii kullanıyorsun ve hadi git artık annen aşağıda ağaç oldu.” “Tamam tamam yazarım ben eve geçince.” “Tamam görüşürüz.” Deyip kapıyı kapattım. Edisle sevgili değildik ama ona karşı boş olduğum kaçınılmaz bir gerçekti. Arkamı dönmemle abimle burun buruna gelmem bir oldu. Eğer bir abiniz varsa flörtünüzle konuşmak işkence sayılabilirdi. Sandalyeye bağlayıp sorguya çekebilir. Telefonumu elimden alabilir, tehdit edebilir ki ederse bende onu ederdim o da boş değildi sonuçta, odama kilitleyebilir, evden çıkma yasağı koyabilirdi. Bunları düşünürken abimden çıkan tek şey şu oldu; “Çok belli etme anneme.” Abim sadece bunu demişti. Bu kız kimse acilen tanışmam gerekiyordu. Bizim hıyarı çiçeğe çevirdiğine göre baya iş vardır demek. “Abi ciddi misin bir şey falan içmedin değil mi?” “Hayır Beren sadece dikkatli ol anneme yakalanmak istemezsin sanırım.” “Ay tamam be aaa git hadi sevgilinle konuş sen malum böldüm ya sizi.” “Gıcıksın diyorlar mı sana?” “Çok hayatım.” “Eşek sıpasına bak git gide Edis’e benzemeye başladı.” Deyip peşimden kovalamaya başladı. Odama geldiğim gibi kapıyı kilitleyip yatağıma uçtum. Yanlış okumadınız kapıdan yatağa uçtum. Arada olan şeyler canım çok takılmayalım. Yastığımın altında olan telefonumu alıp sosyal medyada gezinmeye başladım. On beş dakikanın ardından Edisten mesaj gelmişti. Edis: N’aber güzellik. Ben: Ahabhsh iyidir Edis. Eve geçtiniz mi? Edis: Geçtik geçtik ama gelirken annemin baya bir azarını da çektim. Ben: Ama kapıda çok oyalandın haklı kızmakta sanki? Edis: Tabii haklı da kapı da böyle bir güzellik varken yani çekip gitmek olmazdı sanki ne dersin? Ben: Edis sus lütfen. Edis: Ne utandın mı sen. Off yanında olmak vardı Beren. Hafif al al yanaklarını sıkmak vardı. Ben: ya ben ne diyorum sen ne diyordun ya. Sen gittikten sonra abimle burun buruna geldim. Edis: Bir şey dedi mi? Ben: Hayır. Anneme yakalanmayın sadece dedi o kadar. Edis: Yarın müsait misiniz hanımefendi? Ben: Evet müsaitim de bir şey mi oldu? Edis: İlla bir şey mi olması lazım. Ben: Hayır? Edis: E o zaman güzelim? Ben: Yarın müsait miyim diye niye sordun onu söyle bakalım. Edis: Hafta sonu ya yarın piknik yapalım mı diyecektim. Ben: Aa olur bir şeyler yaparım olur mu? Edis: Olur güzelim ben şimdi duşa gireceğim sonra da uyurum sabah haber ederim ne zaman çıkacağımızı olur mu? Ben: Sıhhatler olsun. Tamam olur iyi geceler. Edis: İyi geceler güzelim. (Bu mesajı beğendiniz.) (Bu mesajı yıldızladınız.) Sabah erkenden kalkıp mutfağa geçmiştim. Mini kaplarda kek ve poğaça yapmıştım. Ben onlarla uğraşırken saat baya geçmişti. Annem kahvaltı için mutfağa geldiğinde şaşkınlıktan ağzı kapanmıyordu. “Bere n anneciğim hayırdır bir yere mi gidiyorsun? Ne bu hazırlık?” “Sınıftakilerle piknik yapacağız da bende bunlardan yapayım dedim.” “Allah Allah sen yapar mıydın böyle şeyler.” “Arada istisnai durumlarda evet yapıyorum anneciğim.” “Ay yesinler istisnai durumlarını senin. Neyse ne zaman çıkacaksın?” “İki saate çıkarım. Şimdi hazırlanmaya kaçar ben.” Deyip annemin yanaklarına iki kocaman öpücük bırakıp odama geçtim. Önce ılık suda duş alıp çıktım. Baya bir oyalanmıştım vakit geçsin diye. Odama geldiğimde üzerime açık yeşil diz boyu bir elbise giydim. O sıra da telefonumdan bildirim sesi yükseldi. Edis: Yarım saate sendeyim. Ben: Tamamdır. Hemen cevap verdikten sonra saçlarımın uçlarına hafif dalgalar vererek şekillendirdim. Peşine rimel sürüp azıcık bir allık geçip dudak kalemiyle dudaklarımı çerçeveledikten sonra üzerine simli glossumu geçtim. Şimdi hazırdım. Aşağı inip sepete yerleştirdiklerimi alıp Converse ayakkabılarımı giyip aşağı indim. Ediste tam o sıra da zile basacaktı ki beni gördüğü zaman elini zilden çekip bana doğru uzattı. “Lütfeder misiniz hanımefendi?” Cevabımı elini tutarak verdim. “Çok güzel olmuşsun.” Deyip elimdeki sepeti aldı. “Teşekkür ederim. Almana gerek yoktu taşırdım ki.” “Olsun.” “Nereye gidiyoruz?” “Bisiklete binelim mi?” “Olur binelim de nereye gittiğimizi neden söylemiyorsun?” “Ya gidince görürsün.” Deyip elimden tuttu. Bisikletlerin oraya geldiğimizde iki tane kiralayıp sürmeye başladık. Göksu Parkına geldiğimizi görünce gülmeden edemedim. “Niye gülüyorsun?” “Bilmem komiğime gitti bir anlık.” “Öyle olsun bakalım. Gel şu tarafa geçelim. Yeşillik.” “Tamam, geçelim.” İki saat sonra; Pikniğimizi yaptıktan sonra telefonundan müzik açtı. Ellerimden tutup dansa kaldırdı. Ve çalan şarkıda dans etmeye başladık. (Eğer ekleyebilirsem medyaya şarkıyı koyacağım burada onlarla birlikte olduğumuzu hissetmiş olacağızzz.) Burcu Güneş-Sahilden Ayrılık zor şey, özlemek kolay mı? Dedim, “ayrılık olmasın, canımız yanmasın” Dinlesen duyardın son birkaç gündür Ben de özlüyorum Sana ait her şeyi, evdeki resmini yaktım, ağlıyorum Her şeyi göze al geleceksen Bi’ daha yaparsan affetmem Arkana bak da düşün yeniden Gururumuzdu bizi deviren İçime dolan tüm korkuları Denize bıraktım sahilden Arkana bak da düşün yeniden Ne fark eder ki, sen ya da ben İçime dolan tüm korkuları Denize bıraktım sahilden Ayrılık zor şey, Özlemek kolay mı? Dedim, “ayrılık olmasın, canımız yanmasın” Dinlesen duyardın son birkaç gündür ben de özlüyorum Sana ait her şeyi, evdeki resmini yaktım, ağlıyorum Her şeyi göze al geleceksen Bi’ daha yaparsan affetmem Arkana bak da düşün yeniden Gururumuzdu bizi deviren İçime dolan tüm korkuları Denize bıraktım sahilden Arkana bak da düşün yeniden Ne fark eder ki, sen ya da ben İçime dolan tüm korkuları Denize bıraktım sahilden (Spotify’dan alıntıdır sözler.) Şarkıya eşlik ederek dans etmiştik. Sonra oturduğumuz yeri toplayıp dağ kıza yapmaya gittik. Çok uzun değil sadece dört dakika sürüyordu. Ama bir sürü anı ve fotoğraf biriktirmiş olduk. Oradan su bisikletine binip birer dondurma yedikten sonra eve dönme vaktimiz gelmişti. “Çok güzeldi. Tekrarlayalım bir gün bunu.” “Yaparız güzelim. Beren?” “Efendim.” “Evet öyle süslü cümlelerim yok belki verebileceğim özel bir şeyimde yok ama-“ deyip cebinden bir kutu çıkardı. Kutuyu bana göstererek yarım kalan cümlesine devam etti. Kutunun içinde E ve B harfleri vardı ortasında ise minimal bir kalp. Ama bu çok güzeldi. “Eğer kabul edersen bunu sana kendim takmayı çok isterim.” Uzun bir nefesin ardından; “Benimle çıkar mısın Beren?” Eveeeet güzel bir yerde bıraktım ahahhaha. İlk defa bu kadar uzun yazdım. 1.5K arkadaşlarr... Diğer bölüm final gideyimde yazayım bari :( Bu arada sınavım güzel geçti tuhaf şekilde herkes zordu falan diyordu evet ama o kadar çok zorlandığımı sanmıyorum. Umarım sonucu da güzeldir. Neyyyse finalde görüşmek üzereeee. |
0% |