Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. BÖLÜM [CEVAP]

@eli_4tbs

Çift tik olan mesaj ile nabzım üç yüz atmış derece atmaya başladı

Katilim:Olur öyle şeyler arada kimsiniz?(18.09)

Cevap verdiği anda heyecandan bayılacaktım.

Ben: İş olarak mı yapıyorsun zevk mi alıyorsun?

Katilim: Neyi? Hanımefendi kimsiniz?

Bir dakika bir dakika kadın olduğuma nereden vardı? Kaşlarım hızla çatılırken parmaklarımı oynattım ama profilimde ben olduğum aklıma gelince hemen yazıcağım şeyi sildim.

Ben: Kameralara oynama lütfen bir seri katil olduğunu biliyorum:) (18.12)

Katilim: Kqnqiwjaowk lütfen bir doktora görünün hanımefendi ben katil değilim. (18.16)

Ben: Geç o işleri Sıraç Akıncı 26 yaşında bir seri katil olduğunu biliyorum. (18.16)

Katilim: Her şeyi bildiğin belli yolun sonunda katilin olacağımı kabullenmişsin.

Onu katilim diye kaydetmemden bahsediyordu. Heyecanım ve korkum hırsa dönüşmüş zevk almaya başlamıştım.

Ben:Ha kabulleniyorsun katil olduğunu. Peki ya ben bir polis isem

Katilim: Kül Atılay 23 yaşında bir barda çalışıyorsun:)

Kalbimi bir ağrı bastı. Hırs bütün bedenimi sarmıştı.

Ben: adliyede görüşürüz katilim...

Mesajları ekran görüntüsü alıp tanıdığım bir polis arkadaşıma gönderdim ve telefonla beraber gözlerimide kapadım.

Çalan kapı sesi ile gözlerimi araladım tekrar tekrar çalan zil ile doğruldum ve kapıya doğru yürüdüm. Kapı deliğinden kimin geldiğine bakınca sinirlerim hopladı ve kapıyı açtım konuşmama izin vermeden konuştu "Kül güzelim bak ben geldim sevgilin" ağzından çıkan sözlerle beraber dahada sinirlendim, üst komşum bir sapıktı ve ne kadar şikayet edersem edeyim hiç bir şey yapmıyorlardı. Sinirle gözlerimi kapatıp açtım "Bak Akın ben senin sevgilin değilim tatlı dille anlatmaya çalışıyorum ama anlamıyorsun defol git rahatsız ediyorsun beni. Ben seni sevmiyorum rahat bırak beni artık!" Sözlerimle oda sinirlendi ve bana bir adım attı omuzlarım gerildi. Elini yanağıma uzatmaya çalıştığı anda elini tutup kolunu çevirdim ve kemiğinin kırılma sesini duyunca ileriye doğru duvara fırlattım. Acı inlemelerini duydukça bağırmaya başladım "Bir daha bana dokunmaya çalışırsan seni öldürürüm! Duydun mu beni orospu evladı!" Bağırarak acısını dindirmeye çalıştı, "Bunun hesabını soracağım senden Kül!" Kapıyı hızla çarparak kapattım ve kilitledim. Kesinlikle bir babam olsaydı bu muameleyi görmekten kurtarırdı beni, sol gözünden akan yaşı hızla sildim ama kendimi durduramıyordum çünkü bu adam durmuyor hep beni rahatsız ediyordu.

🌸

Saat 03.09 du ve ben hala uyumamıştım televizyonda bir dizi açıktı ama ben telefona bakıyordum, sosyal medyada gezerken karşıma yazdığım çeteyle alakalı bir haber çıktı bir kişiyi daha öldürmüşlerdi. Tam üç buçuk saat önce paylaşılmış bir haberdi, yağmur sularının çarptığı cama bakarak düşünürken bildirim sesi ile telefonun ekranına döndü bakışlarım ve kalbim hızlanmaya başladı çünkü katilim yazmıştı.

Katilim: senin yüzünden üç buçuk saattir polisler ile uğraşıyorum bela mısın kızım sen?

Ben:tutuklanmadın mı yani?

Katilim:sen bizi yakalatmanın kolay bir şey olduğunumu düşünüyorsun?

Hayal kırıklığı ile ofladım muhtemelen ya ölecektim yada acı çekecektim.

Ben: sanırım...

Katilim: Evinde görüşürüz Kara bela...

Mesaji tekrar tekrar okudum ve kalbimi bir korku sardı, evinde dedi görüşürüz dedi bu demek oluyorki evime geliyordu. Aklıma ilk gelen polisi aramaktı ama polisi aradığımda daha çalmadan kapanıyordu, telefonuma sistem yüklemişlerdi. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde sabahladım ve saat 07.30'a iş için hazırlanmaya başladım, siyah kot şortun altına siyah külotlu çorap giyip , üzerime uzun kollu bir badi giydim ve topuklu botlarım ile deri uzun ceketimi üzerime geçirdim. Siyah çantamın içerisine ihtiyaçlarımı attım, uzun bir eyeliner çekip pembe dudaklarıma şeffaf bir gloss sürdüm, maskara, highliter ve allık sürüp evden çıktım.

Minibüse binip kartımı bastım ve şansıma boş olan koltuklardan tekli olana oturdum, kafamı cama yaslayarak Sıraçın dün dediği cümleyi kafamın içerisinde tekrarladım. Bunu asla yapmamalı Sıraca yazmamalıydım başıma boşu boşuna bela almıştım, gözlerimi açtığımda ineceğim durağa geldiğimi fark ettim ve ayağa kalktım minibüs durdu ve kapılar açılınca indim. Biraz yürüdükten sonra çalıştığım bara geldim, mekânın önündeki korumalar beni görünce tanıdılar ve direk içeriye aldılar, mekana girdiğimde neredeyee kimse yoktu çünkü daha sabahın dokuz buçuğuydu. Sabahları toplantıya gelen Arın Beyin iş arkadaşlarına servis yapıyor etrafı temizliyordum, gece ise barmenlik yapıyordum. Bar tarafına gidince iş arkadaşım Bengi ile karşılaştım gülümseyerek "Hoşgeldin canım. Ceketini as birazdan Arın Beyin iş arkadaşları toplantıya gelecekler onlara servisi sen yapacaksın ben depodayım" diye hızlıca konuşarak depoya indi, bende ceketimi asıp işime koyuldum.

Kısa süre içerisinde Arın Bey ve arkadaşları Arın Beyin özel masasına oturdular. Tek bir sandalye boştu gözüm orada takılı kaldı ama kafama takmadan servis yapmaya devam ediyordum, Arın Beyin votkasını götürürken boş olan sandalyenin dolduğunu ve oraya resmen benim erkek versiyonum olan beyaz tenli, siyah saçlı, dövmeli, siyah kıyafetleri ile katran karası gözlerini üzerime dikmiş şaşkınca bakıyordu. Anlamsız bakışlarımı o beyefendiden çekip hızlı adımlarla Arın Beyin votkasını götürdüm tam masaya koyacakken yan taraftan duyduğum isim ile taş kesildim "Eee sen ne içersin Sıraçcım?"

Loading...
0%