Bardağı sakince masaya bıraktım ve yeni gelen beyefendiye döndüm Sıraç dedikleri. "Siz ne içersiniz beyefendi?" Diye sordum oda sırıtarak cevapladı "Kırmızı şarap" bir şey demeden bar tarafına gittim ve istediği içkiyi doldurdudum, gerginlik her zerremi sarmış kasım kasım kasılıyordum. O bir katil çetesindendi iş adamlarının toplantısında ne işi olur diye düşünerek derin derin nefesler alıp şarapla beraber masaya doğru ilerledim, tam yanında durunca burnuma o erkeksi parfüm doldu tam içkisini masaya bırakacaktımki kolumu tutup kendine doğru çekti, dudakları kulağıma doğru gelirken nabzım hızlanmaya başlamıştı. Sessizce kulağıma fısıldadı "Bu akşam görüşürüz kara bela..." her kelimesinde dudakları tenime değdi ve değdiği yeri yaktı. Kalbim göğüs kafesimden fırlayacakken kolumu bıraktı ve geri çekildim, beş saniye süren olay bana beş saat gibi gelmişti hızla bar tarafına gittim ve Bengiye haber verip çıkacağımı kötü olduğumu söyledim. Korku bedenimi sarmış endişeli bir halde eve varmış ve kapıyı tam dört kez kilitleyip demir birbirine geçirmeli kilidide takmıştım, kapı ve camları kapatmaya gerekte yoktu aslında on üçüncü katta oturuyordum. Telefonuma gelen bildirim ile koltuğa dahada kuruldum ve telefonumu açıp bildirime tıkladım;

Katilim: çok sıkıldım bu toplantıdan çabucak geçsin istiyorum çünkü toplantıdan sonra çok zevkli bir işim olacak :)

Ben: o zevkli iş evime gelmek ise polisi arayacağım >_<

Katilim: Üzgünüm polislerin telefonu meşgul kara bela 😔

Ben: peki ya asıl polisi evime getirirsem?

Katilim: Odamı zevk oyunumuza katılsın istiyorsun?

Ben: Zevk oyununu sikeyim Sıraç!

Katilim: Ooo sinirli bela

Katilim: herkes kimle konuştuğumu soruyor kapatmalıyım birazdan görüşürüz Bela.

Ben: Siktir git! Insallah arabalarının tekeri patlar ve sağ sol dönerek uçuruma düşersin!

Gözlerime bir ağırlık düşmüştü ve ben bilincime engel olamıyordum, o pislik evime gelecekti ve ben sanki hiç bir şey olmamış gibi uyuyamazdım! Kolumdaki acıyla baygın bakışlarım koluma dönmüştü, kolumda iğne izi vardı.

Kanıma uyku ilacı katmıştı.

Kışa süre içerisinde istesemde bilincimi açık tutamamış, gözlerim kapanmıştı. Bu kadar mıydı bir eğlence uğruna ölecek miydim? Sanırım buna zaman karar verecekti ölmekten asla korkmuyordum ama acı çekmek gözümü korkutuyordu, umarım Sıraç Akıncı bana acırdı çünkü ben asla yalvarmayacaktım.

🌸

Yüzüme değen su damlaları ile birden hopladım ve ağzımdan küçük bir çığlık fırar etti, "Sonunda uyandın be kara bela" duyduğum ses ile başımdan aşağı kaynar sular döküldü ama asla korkumu belli etmedim. Karşımda bardaki o adam yani Sıraç dikiliyordu, takım elbisesini çıkarmış onun yerine siyah bir tişört ile kargo pantolon giymişti, o bir seri katil ve ben soğukkanlılıkla oturmuş yüzümdeki suları temizliyordum. "Mesela sarsarakta uyandırabilirdin!" Diye cırladım, tepkime karşı gülen Sıraçın ayağa kalkarak tam karşısına geçtim.

"Bir seri katille dalga geçilmez diye öğretmediler mi sana güzelim şimdi hangi yöntemle öldüreyim seni ben?" Kalbim korkudan göğüs kafesimde çıkacak gibi atsada belli etmedim sertçe yutkundum "beni öldürecek misin?" Diye cılız bir sesle konuştum. birden kolunu boğazıma sarıp sırtımı göğsüne yasladı ve cebinden çıkardığı bıçağı tam şah damarıma dayadı. Dudakları kulak hizamda iken fısıldadı "ne olacağını sanıyordun. Şimdi seç bakalım A mı? B mi?" Gögüs kafesim hızla inip kalkarken ona zarar vermek yerine kurallarına uymayı seçtim ya öyle yada böyle ölecektim, "A" diye cevapladım hınzırca gülüp "Seni on üç parçaya ayırmamı istiyorsun ha minik serçe?" Duyurularım karşısında korkum şiddetlendi ama yalvarmayacaktım, beni öldürebilirdi onu şikayet etmiş dalga geçmiştim hata bendeydi en başından beri bunu yapmamalıydım. "Beni Öldürebilirsin sana yalvarmayacağım Sıraç Akıncı" sesimi duyup duymadığı mühimdi çünkü sanki içinden konuşmuşum gibi az çıkmıştı sesim. "Bana yalvaracaksın Kül" başımı iki yana sallamaya çalışınca bıçak boğazıma ufak bir sıyrık atınca inleyip dişlerimi sıktım "Sana yalvarmayacağım Sıraç" ikimizde çok sakindik ama aslında fırtınalar kopuyordu aramızda, Koluma batan iğne ile göz kapaklarıma bkr ağırlık çöktü son duyduğum ses ise katilik sesi idi "O zaman bana yalvarana denk ölmeyeceksin Kül Atılay" bundan sonra hayatım nasıl olurdu tahmin bile edemiyordum. Kendi hayatımı kendim bitirmiştim ve asla toparlayamayacağımı söylüyor bir ses.