Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. BÖLÜM [Pişmanlık]

@eli_4tbs

Göz kapaklarımda beş kilo demir taşıyormuşcasına açamıyordum gözlerimi biraz uğraş sonucu gözlerimi açınca bir depoda sandalyede bağlı olduğumu fark ettim, görüşüm netleşince arkadan bir ses duydum. "Sonunda uyandın ne derin uykun varmış be Cassandra" hafif çekik ve baygın bakışlarımı arkamdan önüme gelen Sıraça çevirdim, sırıtarak "Ne o kıyamadın mı canımı almaya, niye kesmedin nefesimi orada?" Dedim. Önüme bir sandalye çekip ters oturdu ve umursamazca omuz silkti. "Niye senin istediğin olsun ki? Acı çekmeni istiyorum ,yeteri kadar acı çektiğin zaman öleceksin" sesi katran karası gözleri kadar koyu çıkmıştı.

Acı çekmekten korktuğumu biliyordu ve acı çekmemi istiyordu, öyleyse onun inadına hayatta kalmaya devam edeceğim.

Başımı hafifçe salladım ve "Ben senin oyuncağın değilim, sana itaat etmem, katil olmam, ölmemek için direnmem, sana zorluk çıkarmak için herşeyi yaparım . Bunları bilerek beni yanında tut Akıncı" kaşları belli belirsiz çatıldı bana bir şey sormak istedi ama sormadı. "Ben her şeyi göze aldım Cassandra sen kafaya takma. Birazdan eve alırlar seni." Bir şey demeden depodan çıkınca sinirle tırnaklarımı avuç içlerime batırdım. Buradan kaçmaya çalışacaktım ama bana güvendiği vakit onu sırtından vurarak kaçacaktım, ben bir kukla değildim ne beni nede hayatımı iki elinin arasına alıp evcilik oynayamazdı, bende Kül Atılay isem buna izin vermezdim. Kapı açılınca içeriye esmer, uzun boylu, siyah saçlı ve yeşil gözlü bir adam girdi, önümde diz çöküp ipleri çözmeye başladı "Kaçmaya çalışıpta bizi boşa yorma buradan kaçamazsın" soğuk sesi duvar gibi olan suratıma işlemedi göz devirerek "kaçacağımı kıçından uydurupta boş laf yapma sevmem" dedim arkadaki ellerimi çözünce ayağa kalktı bende ayağa kalktım ve kapıya yürüdüm "Burada sana sevip sevmediğini sormuyoruz?" Başımı arkaya çevirip ona kısa bir bakış attım "Buna siz değil ben karar veririm ben kurallara uymam beğenmiyorsanız hemen nefesimi şuan kesebilirsiniz" gülerek başını iki yana salladı "şuan boğazına bıçak dayasam tepki vermezmisin?" Kapıyı açıp çıktık ben onu takip ederken sohbet ediyorduk. "Veririm tabiki herkes verir sadece engel olmam, korkarım ama kaçmam" sözlerim şaşıran adam yolun devamında konuşmayarak beni bir villaya getirdi. Kapıyı açıp içeriye girdi ve benimde girmemi bekledi, içeriye girince etrafıma göz gezdirmeye başladım. Direk salona açılan kapının iki yanındada merdiven vardı, salonda bir kadın ve iki adam oturuyor play-station oynuyorlardı, Sıraç ise ortalıklarda yoktu. Kadın beni görünce direk gülümseyerek ayağa kalktı "Hoşgeldin bizde seni bekliyorduk ben Efsa Sidarın sevgilisiyim" beni getiren adamı gösterdi. "Kül" diyerek kısaca cevap verdim. "Gel ben sana odanı göstereyim canım" başımla onaylayarak Efsayı takip ettim, yukarı kata çıktığımızda beş oda vardı ve birinin kapısı siyah ve beyaz, diğer üç kapı simsiyah iken bir tanesi bembeyazdı.

Efsa beni beyaz kapıdan içeri sokup konuşmaya başladı "Odan beyaz kapılı olan iki renkli benim ve Sidarın. Diğer üçü Sıraç, Orçun ve Dolunayın ben odadan çıkayım sende rahat et dolapta kıyafetler falanda var" ben daha bir şey diyemeden kapıyı açıp gitti. Oda çoğunlukla lâcivert, bordo ve gri karışımıydı, Ayrıca yatağın tam yanındaki duvar olması gereken yer full camdı ve manzaraydı yatak lâcivert ve çift kişilikti, karşısında bir televizyon onun yanında kocaman bir giyinme dolabı ve makyaj masası vardı , makyaj masasının tam yanında tuvalet olduğunu düşündüğüm oda vardı. Benden istedikleri çok saçmaydı sanki kırk yıllık arkadaşlar gibi onlarla yaşamalarımı istiyorlardı.

Odanın ortasında öylece dikilirken kapı açıldı ve içeriye Sıraç girdi. "Yeni odana alışmayamı çalışıyorsun Cassandra?" Ifadesiz suratımı Sıraça döndüğümde dumura uğradı, yüzümü buruşturarak bağırmaya başladım "Dalgamı geçiyorsun sen benimle!" Kaşlarını çatarak "Ne oldu yanlış bir şey mi var odada " histerik bir gülüş attım "Sen benle gerçekten dalga geçiyorsun! Çok saçma kes nefesimi ama benden sizinle sanki yıllardır arkadaşmışız gibi davranmamı isteme!" Daha konuşmaya devam edecekken birden bağırdı "Yeter!" Nefes nefese kalmıştım " Yeter! Sus artık ölmeyeceksin! Sen ben ne zaman istersem o zaman öleceksin bana itaat edeceksin gerekirse o yüzden boşuna ses tellerini zorlama!" Kaşlarımı kaldırıp kahkaha attım "Eğer bir gün gururumu hiçe sayarak sana itaat edersem ve sana karşı ufacık bir korku beslersem Allah alsın bu canımı duydun mu beni! Yüreğime korku saldığın gün nefeslerim boğazıma dizilsin Akıncı!" Ikimizde hızlı hızlı nefesler alıyorduk "Sana yeminim olsun Kurt kızı! Bir gün bana itaat edeceksin!" Babamın Türk Askerî olduğuna kadar araştırmıştı beni, en önemlisi ikinci ismimin Cassandra olduğunu ve sevmediğimi biliyordu bilerek söylüyordu "Baba kurt derdiki 'yüreğine saldıkları bir gram korkuda boğ onları' anlayana" gözlerinde büyülenmiş bir Sıraç gördüm ama hemen o ifadesini bozdu "Bir şey ihtiyacın varmı diye soracaktım ama belliki içini dökmeye varmış daha fazla beynimi patlatmana izin vermeden gidiyorum" bir şey dememe izin vermeden çıkıp gidince sinirle çığlık attım. Ama boğazımın kesik olmasına rağmen yarım saattir bağırdığımı unutmuştum, yara bandı yapıştırılmış boğazıma dokundu parmak uçlarım. Acıyla inleyince dokunmayı bırakıp dışa girmek için banyoya girdim.

Loading...
0%