@elida_ilekitaplar
|
Tanıtım: İhanetin Zehri İhanet. Edene de edilene de çok ağır bir duyguydu. Peki ihaneti affetmek mi kolaydı yoksa karşı tarafa olan duygularına rağmen o ihaneti en üst seviyeye taşımak mı? İhanetin de üst seviyeleri vardı. Lili en kötüsü olan yolda yürümüyordu. Koşuyordu. Victor, Lili'yi düşündü, Lili ihanetini. Pişman mıydı peki? Değildi. Çünkü pişmanlık onun için çoktan yok olmuş bir duyguydu. Bir süre sonra ihanetinden vazgeçsen neye yarardı? İhanet affedilmezdi. Hele hayatına giren kişilere sadece bir şans verdiysen aklın ve kalbin arasında mekik dokurdun. İhanet ağırdı. Tamam ama bunu yapan ya yapmak zorundaysa, zorunda bırakıldıysa? İşte o zaman omuzlarına binen yük çok daha fazla ağırlaşırdı. Kalbin ya da aklın. Biriyle yön verirdin çoğu zaman hayatına. Peki ihanetten sonra? Tabiki Aklınla. Duygularını dinlemezdin.Sadece birkaç can önemli olurdu. O da seni terk etmeyen sevenlerinin. Başka hiçbir kimse umrunda olamazdı. Akıl buydu. Akıl ihaneti affetmezdi. Ya Kalbin. İçin sızlardı her düşündüğünde. Canın yanardı. Affetmek isteyip affedemezdin. Unutmaya çalışmak da acıydı. |
0% |