@elif_minel
|
3.BÖLÜM Hala tam olarak ne olduğunu kavrayamamıştım.Bir arabadaydım.Uyuyor gibiydim ama sesleri duyuyordum,zor da olsa nefes alabiliyordum.Karnımın tam ortasında bir ağrı başlamıştı.Sanırım artık canım yanıyordu.Yaklaşık beş dakikadır yoldaydık.Nisa hala ağlıyordu.Giray yoldan çekilmedikleri için insanlara küfürler savuruyordu.Çok telaşlıydı.Sonunda durduğumuzda artık iyice yorulmuştum.Yavaş yavaş tekrar gözlerim kapandı ve ardından uzun bir sessizlik... *** Aradan kaç saat geçti bilmiyordum ama şuan hastanede olduğuma emindim.Bu yüzden güvende olduğumu,olduğumuzu biliyordum.Rahatlayabilirrdim.Gözlerim açılmaya başladığında Nisa başımda uyukluyordu.Çok yorulmuştu.Onun da dinlenmeye ihtiyacı vardı.birkaç dakika sonra kapı açıldı.İçeri girenin hemşire olduğunu düşünmüştüm ama değildi. Aslında onu gördüğüme şaşırmıştım.Burada kalmasını beklemiyordum.Benim uyanık olduğumu görünce elindeki kahveleri hemen yanındaki masaya bırakıp yanıma geldi.'İyisin değil mi?Ağrın var mı?' 'Teşekkür ederim iyiyim fakat siz neden buradasınız?' 'Vurulan askerlerimi yanlız bırakmak gibi bir lüksüm yok malesef.Ayrıca şuan tehlikedesin. Seni koruyabilecek hiçbir alet yok yanında.Burada senin koruman olarak görevlendirdim kendimi.' Ufak bir tebessüm etti.Karşılık vermedim.Sinirimden veya kinimden değil canım yanıyordu.Yani artık yanıyordu.Sesimize Nisa da uyandı.Yeni uyandığında o kadar komik görünüyordu ki ben bile canımın yanmasına rağmen gülümsedim.O ise şaşkın bir civciv gibi suratımıza bakıyordu. Biraz kendine gelince hemen boynuma atladı.'Öldüğünü sandım. Çok korkuttun beni. Ayrıca bundan Selma Teyzemin ve Ali Amcamın haberi olsaydı... ohooo kıyamet kopmuştu.'Haklıydı. Annemi ve babamı aramalıydım.Neredeyse bir gündür bana ulaşamamışlardı. Kesin binlerce kez aramışlardı. Üstelik telefonumun şarjı da bitmişti.Annemden çok pis azar yiyecektim.Hemen elimi telefonuma götürdüm ama yanımda yoktu. Soran gözlerle ikisine birden bakıyordum.'Merak etme. Şarja taktım. Sırayla anneni ve babanı aradım. Hasta olduğunu bu yüzden telefona bakamadığını söyledim.Aslında yalan da sayılmaz.' İçim rahat etmişti.Ufak bir yemek molasının ardından hemşire tekrardan kontrole geldi.Bir sorun gözükmediğini tedbir amaçlı bir gece daha burada kalmam gerektiğini ve yarın sabah taburcu olabileceğimi söyledi.Buna sevinmiştim. Çocukluğumdan beri hasta olmayı ve hasta yatağında yatmayı sevmezdim. Özellikle bu yatak hasatene ise. Hasta olarak yatacak bile olsam evimi tercih ederdim. Ertesi sabah kalkıp hızlı bir kahvaltının ardından burayı terk etmek için can atıyordum. Gidip hemen çıkışı işlemlerini hallettik ve buradan çıktık.Eve girer girmez hemen odama uçtum. Üstümdeki kıyafetlerden kurtulup rahat bir eşofman takımı giydim ve yatağıma uzandım.Biraz yanlız kalmam lazımdı.Ama tabiki biricik arkadaşım Nisa varken böyle birşey mümkün değildi.Hastaneden öğlende çıkmamıza rağmen ave gelene kadar akşam olmuştu.Nisa elinde iki bardak,bir kova dolusu cips ve bilgisayarı ile odama daldı.'Hiç bana öyle bakma Felda hanım bugün birlikte film seyredip,dedikodu yapıp,sabaha kadar cips yiyeceğiz ve sende uyumayacaksın.'Sarı saçları yüzüne geliyordu. Hemen eliyle gözüne giren saçlarını aldı ve yanıma zıpladı.Güzel bir film açtı ve elindeki bardaklardan birini bana uzattı. Böyle bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıydım.Onunla beraber dediği gibi sabaha kadar dedikodu yapıp kahkahalarla güldük.Hatta bir ara sesimize yan odamızda bulunan Semih bile gelip ne yaptığımıza baktı.Benim yanlız kalmaya değil gülmeye ihtiyacım varmış ve bunu bana hatırlatan kişi tabiki Nisa oldu. |
0% |