
8.BÖLÜM
Kurtulmuştuk. 'Başardık. Kurtulduk Felda.' Nisa buna 'biraz' sevinmişti. Tabii ben de. 'Merhaba üç kafadarlar. İzin verirseniz arkadaşlarımızı bu labirentten kurtarıp evimize gitmek istiyoruz. Tabii siz buna izin verecek gibi durmuyorsunuz. Ama ben bu timin komutanı olduğum için buradan siz izin verseniz de vermeseniz de ben arkadaşlarımı alıp çıkacağım.' Adamlar onlara küçümser bir bakış attı.
Onların çocuk oyuncağı olduklarını düşünüyorlardı. Fakat hiç tahmin ettikleri gibi olmamıştı. Giray ve Semih'in onları alt etmesi 5 dakikayı geçmedi. Hemen buradan çıkmak istiyorduk. Çıkışı bulmak bizim için hiç kolay olmamıştı. 'Az önce buraya gelmeme rağmen nereden geldiğimizi bulamıyorum. Labirent gibi yapmışlar burayı.' Bunu söyleyen Semih'ti. Gerçekten de öyleydi. Gerçi ben buraya geldiğimde uyanık olmadığım için burasıyla alakalı hiçbir bilgim yoktu. Uzun uğraşlar sonucu çıkış kapısı olduğunu düşündüğümüz bir kapıya rastladık. 'Çok şükür. Neredeyse bir gündür gün ışığı görmedim. D vitaminine ihtiyacım var.'
Nisa'nın söylediği doğruydu. Gün ışığına çıkmak bana da iyi gelecekti. Nisa ile beraber el ele tutuşmuş mutlu mutlu yolumuzda giderken Giray'ın sesiyle durmak zorunda kaldık. Sanırım birilerinin hesap sorma vakti gelmişti. 'Durun bakalım sevgili askerlerim. Anlatmak ister misiniz? 'Nisa'ya baktığımda teslim olur gibi ellerini havaya kaldırdı. Bu kadar çabuk vazgeçemezdi. 'Şimdi şöyle ki biz buraya aslında planımız için gelmiştik. Siz gelmeseniz de biz zaten hallediyorduk. Planımızın bir parçasıydı. O yüzden öyle olmuştu. 'Nisa ise arkamdan fısıldadı. 'Öyle bir şey yok.' Nisa kimin tarafındaydı acaba?'Nisacığım sen bir susar mısın canım arkadaşım? Ben hallediyorum. Neyse yardımınız için teşekkürler. Artık eve gidebilir miyiz?' 'FELDA!'
'Ne old-' Giray'ın neden bu kadar büyük bir tepki verdiğini anlamamıştım ta ki ensemde bir soğukluk hissedene kadar. Karşımdaki iki insan da silahlarına davranmış fakat tetiği çekememişlerdi. Nisa da ben de aynı durumdaydık. 'Evet. Şimdi sıra en sevdiğim anda.' Gamze artık iyice sinirime dokunuyordu. Neden bu kadar sinirdi bu kadın? Arkamda kafama silah tutan bir adam vardı. Aynı şekilde Nisa'nın da öyle. Eğer sadece kendi arkamdaki adama saldırırsam Nisa'yı büyük bir tehlikeye atmış olacaktım. Ki bu da isteyebileceğim en son şeydi. Bu yüzden Giray ve Semih te bir şey yapamadığına göre benim bir şekilde iki adama birden saldırmam gerekliydi. Ufak bir hesaplama sonucu bir yol buldum. Giray bir şey yapmaya çalışacağımı anlamıştı. 'Yapma.' der gibi başını salladı.
Fakat şuan onu dinleyemezdim. Gamze hala kendi kendine konuşuyordu ama hiçbirimiz onu dinlemiyorduk. Sonunda uygun bir zaman bulup harekete geçtim. Yapacağım şey aslında çok basitti. Arkamdaki adama kafa atarak onu etkisiz hale getirmek çok da zor olmadı. Onun elindeki silahı alarak Nisa'nın arkasındaki adama ateş ettim. Gamze bunları yapabileceğimi düşünmemişti.
Giray onun peşinden koşsa da yakalaması zordu. Semih ise Nisa'nın yanına koşmuştu. Aslında hepimiz çok korkmuştuk ama en çok da Nisa etkilenmişti. Elleri zangır zangır titriyordu. Geç de olsa bir şekilde buradan çıkabilmiştik. Eve vardığımızda nasıl içeri girdiğimi bile hatırlamıyordum ama günün sonunda kendi evimde ve yatağımda rahat bir uyku çekebilmiştim.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |