@elifebrarrd
|
Kendimi zorlayarak kapının önünden kalkıp aynanın karşısına geçmiştim patlayan kaşım ve dudağıma pansuman yapıp kanları sildim morluklsrı kapatıcıyla gizleyip aynanın karşısından kalktım kaçmayı planlıyordum burdan kaçıp kurtulmalıydım kalacak bir yer ve iş bulduktan sonra annemide buradan çıkarmalıydım masanın yanına gelip siyah sırt çamtamı açıp içine lazım olabilecek birkaç parça kıyafeti kumbaramda biriktirdiğim parayı ve lazım edebilecek eşyalarıda çantanın içine atıp kapattım ve sırtıma taktım kapı kilitli olduğu için camdan kaçmam gerekecekti burası ikinci kat olduğu için birşey olacağını sanmıyordum cama yaklaşıp açtım ve başımı çıkarıp nereye düşsem daha az hasar alırım diye etrafı yokladım tam altımdaki çimenler en uygun yerdi nasıl inebilirim diye düşünürken yan tarafta gördüğüm boruyla duraksadım direğe tırmanabilmen onca insan var heralde bende borudan inebilirim diye düşünerek camdan destek alarak ayağımın birini dışarı uzattım ve cama çıktım sağ elimle boruya uzanıp tutundum boşlukta olan sağ ayağımıda direğe sarıp sol elimi hızlıca bırakıp kendimi boruya doğru itip boruya sarıldım düşme korkusuyla kalbim bir anlık hızlanmıştı yavaş yavaş boruya sürünerek aşağıya birkaç santimlik mesafe kalınca elimin kaymasıyla beraber kalçamın üstüne çimenlere düştüm küçük bir inleme ağzımdan çıktı
Bugün hala yaşıyor olmam sanırım gerçekten bir mucize
Düştüğüm yerden elimi silkeleyip üstümü düzelterek kalktım en azından fazla acımamıştı ön tarafa doğru yürüyüp camdan beni görmemeleri için eğilerek kapının önündeki ayakkabılarımı alıp ayağıma hızlıca geçirdim ve hızlı bir şekilde bahçe kapısını açarak çıktım üstümü değiştirmemiştim ve hala kanlı bir şekilde etrafta dolaşıyordum lütfen birisi beni katil sanıp şikayet etmesin diye içimden geçirerek adımlaeımı biraz daha hızlandırdım etraftaki insanlar bana garip bakışlsr atıyordu bazılaro aralarında fısıldaşıyorlardı ama onları fazla takmadan gördüğüm ilk taksiyi durdurup bindim taksici dikiz aynasından bana kaçlarını çatmış bir şekilde bakıyordu ah dur bir dakika ben nereye gidecektim! Buna karar bile vermeden çıkmıştım evden şimdi nereye gitmeliyim? Derin bir nefes verip "siz ilerleyin ben nereye gideceğimizi söylerim" dedim adam fazla sorgulamamıştı başını olumlu anlamda sallayıp dikiz aynasından gözünü ayırıp önüne döndü araba hareket ettiği sırada başımı cama çevirip nereye gidebilirim diye düşünmeye başladım nisa? Ah hayır gerçekten şuan sorularını hiç çekebilecek bir durumda değilim efe? Hayır o arkadaşım bile değil! Yada... Bir okul? Evet okulda sabahlayabilirim sonuçta okulda gitmiş olurumda -kıyafetlerin kan dolu asil bunu düşünmen çok büyük hata- kıyafetlerime bakıp yüzümü buruşturdum berbat kokuyordum duş almam lazımdı keşke kaçmadan önce bunları düşünseydim peki nereye gidebilirim okul... Okul evet evet okul! Bir okul ama terk edilmiş orada beni kimse bulamaz ve orada bir süre kalabilirim! Ama tek bir soru işareti ya cinler bana musallat olursa
Aklıma gelen bu düşünceyle başımı iki yana sallayıp önüme döndüm ve konuşmak için dudaklarımı araladım "ben... Bir terk edilmiş bir okula gideceğim buranın 1 saat uzağında bir köy olduğunu duymuştum oradaki okula gitmek istiyorum" dediğimde adamın yutkunduğunu görmüştüm lübbey köyü orasıyla ilgili çok şey duymuştum ve bu cesaretin nasıl geldiğini bilmesemde oraya hep gitmek istedim
Ve şimdi o isteğimi gerçekleştireceğim
Taksi bir orman yoluna girmişti etraf karanlıktı başımı cama yaslamış gözüm kapalı bir şekilde varmayı bekliyordum hava soğuktu ve ben uzun bir süre bu halde nasıl dayanacağımı bile bilmiyorum belkide bu geceyi atlatırsam diğer günleri halledebilirim umuduyla derin bir nefes vermiştim ki araba aniden durdu gözlerimi açıp ne olduğuna baktığım sırada arabanın önünde bir ağaç yığını vardı "hanımefendi bu yol kapalı ve sizi daha ileriye götürememenin ormandan girmeniz lazım" dedi taksi şoförü duyduğun sözle beraber yerimde kaskatı kesildim
Terk edilmiş bir köy
Orman yolu
Ve gece
Ah hayır! Çok kötü bir fikir başımı istemeyerek olumlu anlamda sallayıp kapıyı açtım inmeden önce yol parasını ödeyip kapıyı kapattım taksi uzaklaştıksçtan sonra derin bir nefes aldım paramın yarısı taksiye gitmişti ve bana 1 gün bile zor yetecek bir miktar kalmıştı işte şimdi bu geceden sonra gerçekten bir iş bulmam gerekecek
Ormana yavaş adımlarla girip yürümeye başladım etraftan cırcır böceği sesleri geliyordu yürüdüğüm sırada ön taraftaki çalılıklardan gelen çıtırtıyla yerimde aniden durdum hayır burada yırtıcı bir hayvan yoktur değilmi? Yerimde oradan ne çıkacak diye beklemeye başladım Tanrım lütfen ölmeyeyim daha yaşamak için çok vaktim var! Bir adım geri atacağım sırada çimenlerin arasından çıkan tavşanla tuttuğumu fark etmediğim nefesimi verdim "ay ben senden mi korktum " diyerek yoluma devam ettim bugün bir şey daha olursa ciddi anlamda kendimi yüksek bir yerden atıcağım!
İlerlediğini sırada karşıma çıkan köyle birlikte adımlarımı hızlandırıp köye giriş yaptım bu köydeki 2 katlı okulunda cinlerin musallat olduğu söyleniyordu ne kadar göt korkusundan bir yanım girmek istemesede diğer yanım bunu oldukça fazla bir cesaretle istiyordu
Ve ben isteyen tarafımı tutuyorum
Yıkık dökük evlerin arasından dikkat ederek nereye gideceğimi bilmediğim için taş yoldan dümdüz yürüyerek etrafı inceliyordum heralde 2 katlı büyük bir bina varsa o okul olmalıydı diye düşünerek etraftaki binaları incelemeye koyuldum "Allahım bu yol neden bu kadar taşlı!" ayakkabılarım taşlı yolda sivri taşlara battıkça acıyordu. Baya çıka bir şekil o yoldan geçtikten sonra karşıma çıkan büyük okul binasıyla durmuş tüm duvarların küçük bir kısmı yıkıktı ve diğer kısımlarıda pek sağlam görünmüyordu pencereleri kırılmıştı etrafa kırmızı spreylerle buraya gelen insanları korkutmak için kan gibi gösterilmiş yazılar vardı
Belkide gerçekten kandı
Kapısı olmayan girişin basamaklarından çıkıp içeri girdim ama girmemle beraber öksürmem bir oldu bu eski binanın içi en az dışı kadar kötüydü etraf karanlıktı yerlerde dökülmüş duvarlar ve cam parçaları vardı dikkatli adımlarla etrafımı inceleyerek bir odaya doğru başımı uzattım içerisi dehşet gibiydi duvarlarda grafitiler vardı odanın tam ortasında ise bir İlluminati çizilmişti ve etrafında sönük mumlar vardı burada bir şeyler denedikleri kesindi ve bunların işe yaradığı illuminatinin üzerinde oluşan kan birikintisinden belli oluyordu tanrım lütfen gece gece benide bu cinler çarpmasın! Korkuyla başımı geri çekip ilerlemeye devam ettim bugün bir an önce bitse çok iyi olacaktı! Merdivenlerin yanındaki kapının kolunu tuttum tam çevirmek için hazırlanmıştım ki arkamdan gelen çıt sesiyle duraksadım ve hızlı bir şekilde arkamı döndüğüm sırada birisinin elini belimde hissetmemle işte o sırada herşey hızla gerçekleşti birisi hızla beni arkamdaki odaya çekip duvara yaslamıştı nefes alışlarım hızlanmıştı herşeyde zaten benim başıma gelirdi O kimdi? Asla çıkaramıyordum çünkü etraf zifiri karanlıktı korkularım yaşamım ve olacak herşey beni ölüme sürüklüyordu ben herşeyden nefret ederdim ben herşeyi ölümüne severdim
Siz beni sevmediniz ama ben birisini çok sevdim kardeşim... Sadece onun için şuan yaşamalıyım herşeyin sonu böylemi olmalıydı hikâyelerde hani hep iyilik kazanırdı hayır! ben hikayelere inanmazdım bu hayat bu yaşam hikaye olamayacak kadar gerçekti.... |
0% |