@elifebrarrd
|
𝟗 𝐲ı𝐥 ö𝐧𝐜𝐞~
"Balım kalk bakalım asilim" diye bir ses duydum bu ses bana tanıdık gelen bir sesti gözlerimi aralayıp sesin olduğu tarafa baktım teyzemdi bize ne zaman gelmişti? gülümseyerek teyzeme baktım baş ucumda oturmuş beni izliyordu "teyze" dedim mutluluk içinde yatağımdan hafif bir şekilde elimden destek alarak doğruldum ve arkama yaslandım "kalk hadi seninle bir yere gideceğiz tamam mı? Anahtar bendeydi girdim içeri Annenin haberi var ama şuan uyuyor yani onu uyandırmadan çıkmalıyız hazırlan" dedi teyzem mutluluk ve heyecan karışı bir duyguyla yatağımdan fırlarcasına çıktım ve dolabıma koştum dolabımı açtığımda teyzemin olduğu tarafa döndüm "teyze bana elbise seç" dedim ve dudağımı büktüm teyzem yataktan doğrulup yanıma doğru yaklaştı ve düşünürmüş gibi iki elini çenesine birleştirdi "hmm bugün için biraz güzel giyinmen gerekiyor sanırım sana güzel bir beyaz elbise giydirebiliriz" diyerek dolabımın askısındaki beyaz kolları kısa tüllü olan bir elbise çıkardı annem bu elbiseyi kış geldiğinden giymeme izin vermiyordu neden bu soğukta bunu giyicektim ki? Fazla sorgulamak istemeyip teyzemin ne yapacağını bekledim elbiseyi yatağın üstüne koyup bana baktı "asilim giy bu elbiseyi hızlıca tamam mı sonra hızlıca çıkacağız çoraplarınıda giymeyi unutma ben kapıda bekleyeceğim seni" dedi ve onaylamak için beni bekledi başımı salladığımda sağ gözünü kırptı ve odadan çıktı yatağımın yanına küçük adımlarka gittim ve elbiseye baktım bunu giyersem üşüyebilirdim hava çok soğuk gözüküyordu
Dudağımı bükerek omzumu silktim ve üzerindeki pijamayı iki yandan tutup yukarı çekip çıkardım pantolonumu da aynı şekilde çıkardıktan sonra elbiseyi elime aldım ve arkasındaki fermuarı aşağı doğru çekerek açtım elbisenin içine girdiğimde bende çok güzel durduğunu fark ettim belki küçüleceği için birdaha giyemeyecektim ama bugün onunla güzelce gezebilirdim! sonuçta teyzem izin veriyordu
Fermuarı kapatmaya çalışırken çok yorulmuştum ve bir türlü başaramamıştım. En sonunda artık pes ederek kapıya doğru yürüdüm teyzeme söyleyecektim kapatması için. Kapının kolunu tutarak aşağı doğru çektim kapıyı açtığımda içeriden teyzemin birisiyle konuştuğunu duydum sessiz bir şekilde parmak uçlarında ilerleyerek merdivenlerin başında durdum ve başımı eğerek kimin olduğunu öğrenmeye çalıştım başımı biraz daha eğdiğimde teyzemin aslında telefonla konuştuğunu fark ettim ve başımı beni fark etmemesi için geri çektim ne konuştuklarını öğrenmek için dinlemeye başladım fazla anlaşılmasada duyabiliyorum bazı şeyleri "kızı getireceğimden emin ol ve parayı buluşacağımız yere getir herşeyi hallettim kimse fark etmeyecek" dediğini duydum sanırım o kız ben oluyordum... Bir dakika para diyor beni satıcakmı yoksa! İçimdeki kötü hisle beraber korkmaya başlamıştım teyzem iyi biriydi yapmazdıki öyle şeyler değilmi o yapmazdı!. İçimdeki ses konuştukça daha kötü oluyordum... Belki yanlış anlıyorumdur diye yeniden dayadım kulağımı "biliyorum kız kardeşim için biraz acı bir durum ama ne olursa olsun bunu yapmak zorundayım hem kızı çok umursayacaklarını sanmıyorum en fazla tutacakları yas bir yıl" dedi ve hafif bir şekilde kıkırdadı kalbimin atışları hızlanmıştı beni ö-öldürüceklerdi beni birşey yapmam gerekiyordu ama yapamıyordum! bir çocuk en fazla ne yapabilir ki?
Korkuyla birşeyler bulabilmek için küçük ve sessiz adımlarla odama geri döndüm kapıyı kapatarak kilidi çevirdim ve hızlıca yatağımın yanına yürüdüm annem herzaman bana 𝘴ö𝘺𝘭𝘦𝘮𝘪ş𝘵𝘪: 𝘺𝘢𝘵𝘢ğı𝘯ı𝘯 𝘺𝘢𝘯ı𝘯𝘥𝘢𝘬𝘪 𝘵𝘢𝘩𝘵𝘢𝘭𝘢𝘳𝘥𝘢𝘯 𝘣𝘪𝘳𝘪𝘯𝘪𝘯 𝘢𝘭𝘵ı𝘯𝘥𝘢 𝘣𝘪𝘳 𝘣𝘰ş𝘭𝘶𝘬 𝘷𝘢𝘳 𝘰𝘳𝘢𝘺ı 𝘢ç𝘵ığı𝘯𝘥𝘢 𝘪𝘴𝘦 𝘬𝘢𝘳şı𝘯𝘢 𝘣𝘪𝘳 𝘬𝘶𝘵𝘶 çı𝘬ı𝘤𝘢𝘬 𝘬𝘦𝘯𝘥𝘪𝘯𝘪 𝘬𝘰𝘳𝘶𝘮𝘢𝘬 𝘪ç𝘪𝘯 𝘨𝘦𝘳𝘦𝘬𝘭𝘪 𝘩𝘦𝘳ş𝘦𝘺 𝘰𝘳𝘢𝘥𝘢 𝘷𝘢𝘳 𝘥𝘪𝘬𝘬𝘢𝘵𝘭𝘪 𝘰𝘭 𝘬ı𝘻ı𝘮 𝘩𝘢𝘺𝘢𝘵 𝘴𝘦𝘯𝘪𝘯 𝘪ç𝘪𝘯 𝘨ü𝘷𝘦𝘯𝘪𝘭𝘪𝘳 𝘥𝘦ğ𝘪𝘭. Derdi bana her zaman ama hiç bir zaman anlamazdım ne dediğini yatağımın yanına gidip yere çöktüm ve tahtaları teker teker yokladım yatağın ve komidinin arasındaki tahta kalmıştı sadece ya orada olucaktı yada benim sonum yazılıcaktı. Derin bir nefes alarak yürüdüm ve elimi uzatarak ordaki tahtayıda yokladım. Şükürler olsun Buradaydı!
Hızlıca tahtayı kaldırıp içindeki kutuyu aldım tozlanmış ama tozlanmasına rağmen çok güzel duran bir kutuydu elimle üstündeki tozları temizledim ve kutunun kilidini çevirerek kapağını yavaştan açtım b-bunlar silahlardı 1 bıçak 2 silah ve bir tanede elektroşok makinesi vardı. Ellerim titremeye başlamıştı silahları görünce. Aşağıdan ayak sesleri gelmeye başlamıştı teyzem yukarı geliyordu!
Korkuyla hızlıca silah ve bıçaklardan bir tane alıp elbisemin arasına yerleştirmeye çalıştım bıçağı çorabımın içine attım çorabım uzun olduğu için belli olmayacaktı silahıda elbisenin altına giydiğim kısacık Şortun içine yerleştirdim artık bulmasının imkanı yoktu.
Teyzemin sesleri yaklaşmıştı ve artık kapının önündeydi "asil hadi giyindin mi seni bekliyorum" dedi o değil ölüm beni bekliyordu! Birşey belli etmemek için derin nefesler alıp yüzüme en sahte gülümsemeyi yerleştirdim bunları hak etmiyordum hiç bir zaman sahte gülmemiştim hangi çocuk sahte gülmek isterdi ki? Ben istemezdim ama kaderim beni buna zorluyordu şuan bir daha gerçek Gülemeyeceğimi bana bağırıyordu...
Tahtayı geri yerine koyup düzelterek kapıya yöneldim "bitti işim çıkıyorum teyze" dedim ve kapının kilidini açtım teyzem karşımda ellerini birbirine bağdaş yapmış bana gülümsüyordu eskiden olsaydı o gülümsemeye en içtenlikle karşılık verip ona doya doya sarılırdım ama benim için o artık ölmüştü...
Teyzem "çok yakışmış asilim" diyerek daha çok mutlu oldu ama bu mutluluğu sadece alacağı para içindi. Teyzeme doğru yürüyüp birşey demeden arkamı döndüm "teyze bağlar mısın yapamadım" diyerek fermuarı gösterdim. Cevap vermemişti ama yinede fermuarı tutup yukarı doğru çekti ve tamamen kapattı ve geri çekildi "hadi ben arabaya gidiyorum hızlı gel" diyerek aşağı gitti. Sadece onun gittiği yere bakıyordum.
Derin nefesler alarak kısa süre bekledim aileme söylemem gerekiyordu ama onları telaşlandırıp kötü duruma düşürebilirdim ve onların üzülmesini istemezdim. Bu düşünceyle beraber bunu yapamayacağımı anlayarak merdivenlerden inerek dış kapıya yöneldim kapıyı açıp dışarıyı gözledim sadece köşede duran teyzem vardı bacaklarım titriyordu istemeye istemeye kapıdan çıkıp arkamdan kapattım ve eğilerek Ayakkabılarımı giydim teyzemin yanına gittipimde beni ancak o zaman fark etmişti "hadi bin arabaya" dedikten sonra arabaya yürüdü bende arkasından ilerleyip bindim bütün hayatımı ve neşemi arkamda bırakarak.
~20 dakika sonra~
Uykum gelmeye başlamıştı çok uzun bir yol gitmiştik kaç dakika olmuştu yola çıkalı? Arabada en sevdiğim şarklıar çalıyordu ama ben eşlik etmiyordum teyzem bunu fark ettiği için birkaç kez sormuştu ama hepsinde aynı cevabı vermiştim "uykum var" haha ne büyük yalan değilmi sadece uykum var tabii bilmiyordu ki benim herşeyi öğrendiğimi ve şuan ölümün yolunda gittiğim için eşlik etmediğimi bu yolun sonunda ölüm beni değil ben ölümü bulucaktım bu yüzden asla mutlu olabileceğini düşünmüyordum şuan tek isteğim anneme bir kere daha sarılmak istememdi bir imkansızı istediğimi biliyordum ama olsun... Hayali bile mükemmel birşey. Derin bir iç çektim camdan dışarıya bakarken ileride bir ev gördüm bir dakika ormandaydık ve burada başka ev yoktu n-ne! Burası benim ölümüm mü olucaktı yani?
Kalp atışlarım olduğundan daha fazla hızlanmıştı ev çok büyük bir evdi ve evin önünde 2 tane silahlı adam vardı onlar sanırım korumalardı arabadan indiğimizde teyzem elimi tutmuştu ve o adamların yanına gidip durmuştuk. Teyzem adamlara birkaç şey söylemişti ve sonra adamlar büyük kapıyı açıp geçmemize izin vermişti bahçe çok güzel ve büyüktü sağ tarafta bir havuz ve bazı insan heykelleri vardı sol taraf ise sağ taraftan çok farklıydı bir orman gibi çok fazla ağaç ve çiçekle kaplıydı ve ağaçların arasında bir Çardak vardı çok ama çok güzel duruyordu. Teyzemin sesiyle beraber bahçeyi izlemeyi bırakıp ona döndüm "çok güzel değil mi? Buraya alış çünkü burası artık senin evin olucak" dedi ne yani beni öldürmeyeceklermi?
Bu düşünce içimi rahatlatmıştı ama burada kalmak diyordu yani ben burada mı kalıcaktım? Peki annem ve babam? Onları birdaha göremeyecekmiyim?
Daha fazla kötü düşünmek istemeyerek sadece olacakları izlemek istedim evin kapısının önünde durduk ve sadece biraz bekledik ve teyzemin derin bir nefes çektiğini duydum. "İyi bir çocuk ol tamam mı yakında evleneceğin adamın dediklerine uyacaksın" dedi NE!
Ben evlenecektim
Daha küçük yaşımda...
Ve teyzem bunu onaylıyor!
Artık ölesiye korkuyordum ya o kapının arkasından bir öcü çıkarsa! Beni öcüyemi vericekti yani? kötü teyze!
Korkuyla beklerken anahtarın döndüğünü duydum ve... Evet o kapı açıldı. Karşımda beklediğim biri çıkmamıştı bir abla kapıyı açmıştı abla kenara geçerek "merhaba hoşgeldiniz beyefendi sizi salonda bekliyor buyurun." dedi teyzem önden içeri girip benide zorla çekerek içeri soktu. Teyzemin arkasından yavaş ve küçük adımlarla gitmeye çalışıyordum ama o bilerek çok hızlı gittiği için pek mümkün olmuyordu.
Büyük bir kapıdan içeri girdiğimizde gözlerim kamaşmıştı salon bir ev büyüklüğündeydi bu evde kaç kişi yaşıyorduki bu kadar büyük bir salonları vardı? Aklımdaki soruları silerek tam karşıma baktım bu büyük salonun tam ortasında bir oturma grubu vardı ve orada... Bir adam vardı o adam yoksa beni vereceği adammıydı? Bu düşüncenin korkusuyla adımlsrımı daha fazla yavaşlattım teyzem artık resmen beni ileri doğru çekiyordu ve ben yürümek yerine sürükleniyordum. Salondaki adamın yanına vardığımızda ayağa kalkmıştı ve teyzemin elini sıkarak pis bir şekilde sırıtmıştı "demek çocuk bu ha? İyi iş baya güzelmişte" dediğinde beni süzüyordu adamın bakışlarından rahatsız olduğum için hızlıca teyzemin elini tutup arkasına geçmiştim böylelikle onun bakışlarından rahatsız olmayacaktım teyzem kıkırdadı "arkamdan çık seni küçük şey artık seni ben kurtarmayacağım çık ve onun yanına git" dedi ve beni öne doğru hızlıca fırlatırcasına çekerek ona doğru attı ağzımdan küçük bir acı çığlığı çıkmıştı "BAĞIRMA! " dedi hemen önümde duran adam ama o benden daha çok bağırmıştı korkuyla yerimden sıçrayıp sustum k-kokuyordum... hemde çok fazla... "Neyse bana paramı ver ve gideyim artık burada durmak istemiyorum çocuğa da ne yapıyorsan yap umurumda değil" demişti yıllardır teyzem dediğim kişinin beni satacak birisi çıkması mutlu bir sabaha değilde sadece ölümüme kendim yürüdüğüm bir sabaha uyanacağımı düşünmemiştim annem bu konu gibi şeyler yaşanabilir kaçırılabilirim veya bana saldırabilirler diye çok eğitmişti küçük bir kız çocuğu olabilirdim ama savunma konusunda büyük bir insan gibiydim bu yüzden sadece korkuyordum ama ağlayamıyordum
Beni salondaki koltuklardan birine oturtmuşlardı ve tam karşımda biraz ileride bir konuşms içerisindelerdi konuşmaları duyamadığım için biraz tedirgindim sadece onları izleyerek ne olacağına bakıyordum
Korkmaya başlamıştım artık teyzemlerin konuşması bitmişti adam siyahlı giyinen abilerden bir tanesini yanına çağırmıştı bu kapıdaki abiydi adam abiye bir şey söylüyordu teyzemde onları dinliyordu bazen gözü bana kayıyordu ben ise gözlerimi ondan kaçırıp yere bakıyordum onun gözlerine bakarsam sanki "𝘢𝘵𝘩𝘦𝘯𝘢 𝘔𝘦𝘥𝘶𝘴𝘢" gibi beni taşa çevirecek derecede bakıyordu teyzemin bakışlarından ilk kez çok korkuyordum... Vee biracıkta lavabom gelmişti artık altıma yapacak dereceye gelmiştim ve kalkmaya korkuyordum ama artık dayanamadığım için ayağa kalkıp hızlıca teyzemin yanıns gittim ve kolunu hafif bir şekilde çekiştirdim beni fark edince bana baktı "ne var yine?" dediğinde biraz daha yaklaşıp kısık bir sesle konuştum "lavaboya gitmem lazım çok acil" dediğimde oflayarak adama taraf döndü "lavabo hangi tarafta" diye sordu biraz daha geç kalırsam sanırım altıma yapıcaktım adam ve yanındaki güvenlik abi konuşmayı bıraktı ve teyzeme baktı adam "ileride sağ koridorun sonunda" dedi ve geri güvenlik abiye döndü teyzem onlara baktığım sırada elimi tutup beni çekiştirerek götürmeye başlamıştı her seferinde beni çekiştiriyordu ve ben onun hızına yetişemeyip koşuyordum bir sağ koridora döndüğümüzde her yerde kapı olduğunu gördüm bu evde kaç kişi yaşıyordu cidden acaba? Diye geçirdim içimden. Koridorun sonuna geldiğimizde teyzem elimi bırakıp kapıyı gösterdi "hızlı gir ve çık kapıda seni bekliyor olacağım" başımı olumlu anlamda sallayıp içeri girdim ve kapıyı ardımdan kapatıp hızlıca lavaboya oturdum sonunda kimse yoktu derin bir nefes alabiliyordum korkmadan...
İşimi hallettikten sonra üstümü düzeltip elimi yıkadım ve suyu kapatıp tam çıkıcaktımki...
Lavabonun üstünde bir cam var! Ama... Nasıl çıkıcaktım oraya! Etrafımda bir kaç kez dönüp ne bulabilirim diye baktım hiçbir şey yoktu resmen! Şu koca banyo ev yerine geçecek kdar büyüktü sanırım malikanede yaşayan insanlar çok büyük şeyleri çok seviyormuş gibi duruyorlar.
Etrafımdaki şeyleri inceleyip ne yapabilirim derken el yıkama lavabosunun altında dolaplar olduğınu fark ettim belki bir umut kaçabileceğim birşeyler vardır diye düşünerek hızlıca yanına gittim teyzem artık her seferinde kapıya vurmaya başlamıştı "Aç artık kapıyı yarım saattir içeride ne halt yiyorsun!" diye bağırıp kapıya bir kez daha vurdu "Teyze sen içeri git benim işim uzun sürücek sanirim" dediğimde kapıya vurmayı bırakıp sustu "seni salonda bekleyeceğim eğer 5 dakika içinde gelmezsen seni zorla getiririm!" dedi adım seslerinin yavaşça uzaklaşmasını bekledim O gittiği an'da hemen kapağı açıp içindekileri karıştırmaya başladım çoğunlukla bakım malzemesi vardı burada ve bazı bilmediğim şeyler
Bütün hepsini etrafa dağıtıp malzemeleri çıkarınca çekmecede hiç birşey kalmamıştı son bir şansım kalmıştı o'da alt çekmeceydi eğer oradada bir şeyler yoksa artık teyzemin yanına dönücektim ve kaderimi kabul edicektim...
Bütün eşyaları toplamak yerine bir kenara atıp hemen alt çekmeceye uzanıp derin bir nefes alarak açtım ah şükürler olsun Tanrım hiç bir şey bulamayacağım diye çok korkmuştum! Çekmecenin içinden 2 tane tabure ve katlanabilir sandalye çıkmıştı bir dakika bunların burada ne işi vardı? Sanki benim kaçıcağımı biliyorlarmış gibi koymuşlardı buraya peki neden? Daha fazla sorgulamadan Sandalyeyi ve tabureleri teker teker içinden çıkartıp bir köşeye koydum sanırım oraya çıkmam için bir sandalye ve tabure yetecekti diğer tabureye gerek yoktu bu yüzden onu bir köşeye bıraktım lütfen birşey olmadan çıkabileyim! Sandalyeyi açarak hemen camın altına tam olarak yerleştirip tabureyi aldım ama bunu üstüne koyarsam düşme ihtimalim vardı... Ama bunu denemek zorumdayıdım bu yüzden tabureyi sandalyenin üstüne koyduktan sonra sandalyenin köşesine yavaşça çıktım dengemi hafiften kaybettiğim için duvara tutunarak diğer ayağımıda bir boşluğa koydum işte şimdi en zor kısma gelmiştik tabureye çıkmak.. Derin bir nefes alıp bir bacağımı kaldırdım ve tabureyi üzerine yavaşça koydum ayağımls destek alarak kendimi hafifçe dengeleyerek yukarı doğru çektim buraya kadar iyi gelmiştim cam hem benim geçeceğim boyutta hemde çıkabileceğim bir yerdeydi bu yüzden fazla sıkıntı etmiyordum atlarken birşey olacak korkumdan yoktu çünkü burası 1. Kattı ve her yer çimenlikti en fazla bir yerim kanardı sanırım
Diğer ayağımıda tabureye koyduktan sonra artık tam çıkmıştım ama dengemi sağlayamıyordum yani eğer duvardan destek almayı bırakırsam her an düşebilirdim bu yüzden duvarı bırskmamalıydım çok fazla zamanım yoktu teyzem her an gelebilirdi o'da ayrı olaydı resmen! Ben şuan sadece evimde bez bebeklerimle oynamak istiyorum!
Artık tam olarak çıktığım için tek gereken cama tırmanmaktı ve işte burası gerçekten benim gibi bir çocuk için çok zordu acaba gerçekten benim yaşımdaki çocuklarda benim gibi acı çekiyor mudur? Veya benim gibi çocuk yaşımda evlendiriliyor mudur? Benim gördüğümde sadece büyükler evleniyordu acaba gerçekten öyle miydi yoksa sadece kendilerini mi kandırıyorlardı? Herşey sadece sorulardan ibaretti sanırım bunların cevabını hiçbir zaman öğrenemeyecektim...
Bir elimi cama doğru uzatıp Mermerini tuttum diğer elimide kaldırdığımda artık sadece dengemi o mermerden alıcaktım hızlıca diğer elimide mermere sabitleyip kendimi yukarı doğru çektim tabureden ayaklarımı kaldırıp duvara koymuştum kendimi yukarı sürükleyerek çekiyordum ve evet çıkmayı başarmıştım! Soluklanmak için mermerden biraz oturup soluklandım buraya çıkması gerçekten de çok zordu içeriden sesler geliyordu çok az zamanım vardı o yüzden hızlı çıkmalıydım hızlıca cama taraf döndüm cam açıktı başımı dışarı çıkarıp ne kadar yüksek olduğuna baktığımda gerçekten beklediğimden daha az bir yüksekliği vardı!cam yere yakındı yani sadece xıplamam yetecekti iki ayağımıda dışarı doğru çıkarttım ve yanlardan destek alarak kendimi aşağı doğru ittim ve evet zıpladım ama sonuç yine kötü çünkü çimenlerin üstüne çakıldım
Küçük bir iniltiyle belimi tuttum ve yerden destek alarak ayağa kalktım Topallıyordum ama kimseye yakalanmamak için hızlı olmam gerekiyordu gözlerim dolmuştu bu acı çekilmezdi, elimin tersiyle göz yaşlarımı silerek yürümeye başladım çok acımasına rağmen yürüyemeyecek durumda değildim ama belimi duvara çarpınca çok kötü olmuştu. Etrafı araştırarak nerden çıkabilirim diye ararken ön bahçeden gelen sesleri duydum çok fazla bağırışma vardı ah hayır! Benim yokluğunu fark etmişlerdi, hızla arka bahçeye kaçarak etrafımı yokladım kimse yoktu bir dakika! Ah tanrım şükürler olsun bir kapı vardı, hıxlı adımlarla birkaç ağacın arasına dalarak kendimi gizleyerek gitmeye çalıştım eğer yakalanırsam bu benim sonum olurdu... Hızla yürümeye devam ederek kapının yanına geldim ve başımın ucunu çıkartarak görebileceğim bir şekilde kimse varmı diye baktım hayır lanet olsun! Bir tane abi vardı kaçabilmek için O'nu oradan uzaklaştırmam gerekiyordu ama şuan bunu nasıl yapabileceğimi bilmiyorum! Acele bir şekilde bir şeyler düşünmeye çalıştım ama sanırım... Ah aslında annemin izlediği filmlerdeki gibi acaba bir tarafa taş atarsam o tarafa gider miydi? Denemekten zarar gelmezdi! Tabi yakalanmadığım sürece yani işimi çok düzgün bir şekilde halletmeliydim
Eğilerek yerden büyük bir taş alarak derin bir nefes alıp hemen önümdeki çimenlerin ilerisine duvara değicek ve ses çıkaracak bir şekilde attım "ne oluyor kim var orada!" diyen adamın sesini duyunca bir nevi işe yaradığını anladım sanırım bu adam korumalardan biriydi koruma abi çimenlere doğru ilerleyip yere çökünce tam ayağa kalkıcaktımki şortumun içindeki silahı hatırladım acaba onu kullansam ne olurdu? Ah hayır evet o'nu kullanıcam! Hemen şortumun içindeki silahı elime alarak elimi tetiğe yerleştirdim sadece ayağına sıkıcaktım en fazla ne olabilirdi ki? Hızla atan kalbim ve asla ardı ardını kesilmeyen nefes alışlarım hem korkuyor hem de heyecanlanıyordum bu iki karışık duyguyla beraber getirilen ağlama duygusu da hiç zahmet etmesin zaten birazdan ağlama moduna geçicektim
Artık çok konuşmamın bir faydası yoktu bu yüzden elimi tetiğe daha çok basarak ayağını hedef aldım... evet yaptım bugün ilk kez o silahı kullandım... Korkuyla adam afallamış bir şekilde bir ayağına bir'de bana bakıyordu kısık bir acı çığlıüı atıp ayağını tutuyordu "seni lanet olası sürtük!" diye bağırdı silahın sesi çok fazla çıkmıştı o yüzden ön bahçedeki herkes duymuştu ve arka bahçeye doğru koşuyorlardı ve aralarında teyzemde vardı... Sanırım sonumu ben kendim getirmiştim! Hızla koşarak kapıdan çıkınca arkamdan silah sesleri duyulmuştu ama teyzemin sözleriyle hepsi bırakmıştı "Hepiniz o silahları yere indiriyorsunuz kızı öldüremeyeceksiniz o canlı lazım!" diyerek benim peşimden koşmaya başlamıştı korkuyordum bugün teyzemden gerçekten korkuyordum ölmek istemiyordum benim daha yemediğim çok fazla çikolata vardı çünkü! Adımlarımı daha fazla hızlandırarak ormanın içine doğru koştum teyzem arkamdan koşuyordu ama benden daha yavaştı ve bana avantaj kazandırıyordu daha fazla hızlanarak birkaç ağacın arasından geçip biraz daha derinliklere daldım göz yaşlarım akmaya başlamıştı gözüm artık buğulu görüyordum buda işimi daha fazla zorlaştırıyordu artık koşamayacaktım ama eğer durursam beni yakalayacaktı "seni lanet olası kız dur artık buradan kaçman imkansız! Eninde sonunda yakalanacaksın en sonunda duracaksın!" diye bağırmıştı evet sanırım gerçekten durucaktım ama teslim olmak için değil kurtulmak için hızlıca yerimde durdum koşma sesleri kesilmişti o'da arkamda durmuştu "işte böyle ol şimdi yanıma geliyorsun ve geri gidiyoruz seni küçük yaratık" dediğinde tam bir adım atıyorduki hızlıca O'na taraf dönerek silahı ona doğrulttum ve tetiğe elimi koydum "evet duruyorum teyze ama yaşamak için ben yaşamayı hak ediyorum" demiştim teyzem afallamıştı ve şaşkınlıkla korku karışımı bir duygu yaşadığına emindim kıkırdadı "hayır bunu yapamayacak kadar korkaksın asil" demişti neden? O adamı vurabildiysem teyzemide vurabilirdim değilmi? "Neden, neden vuramazmışım?" iki elini göğsünün altında birleştirip baiını eğdi "çünkü bilmediğin bütün her şeyi ben biliyorum asil ah sanırım beni öldüreceğine göre kardeşinin katilinide öğrene-" dediğinde sözünü kesmiştim "kardeşimin katili o şöfördü daha fazlası değil beni bir daha kardeşimin ölümüyle vurma" dediğimde sesim titremişti sakın kalmak istiyordum ama her hatırladığımda o yara yeniden açılıyordu ben kapattıkça insanlar yaralarımı bir bıçakla yeniden deliyorlardı ve bu duygu çok kötüydü her düşüncemde elim daha fazla titriyordu ve bu teyzemin hoşuna gitmiş gibiydi dudağının yanı sanki beni avutmayı başarmış gibi kıvrılmıştı "öyle mi sanıyoraun cidden? Sadece bir araba çarpması olduğumu? Ah asil çok yanlış sanıyorsun gerçekler daha kötü eğer kardeşini o adam öldürmüş olsaydı sence hapsi çoktan boylamış olmazmıydı? O adam hapse bile girmedi çünkü o sadece göstermelikti kardeşini o öldürmedi asil" dediğinde gözlerim daha fazla dolmuştu bacaklarım artık dayanamıyordu ellerimdeki silah artık yere düşecek bir haldeydi "ah asil anla artık kardeşini o öldürmedi asıl öldüren kişiye öldürmesini söyleyen kişi bendim bu hayattan tüm hepinizi silene kadarda devam edeceğim yaşamayı hak etmiyorsunuz ve bu dünyaya sadece acı çekmek için geldiniz bende görevini yapıyorum teker teker hepinize acı çektirene kadar asla gitmeyeceği-" demiştiki patlayan silah sesi ile herşey susmuştu bedeni yere yığılmıştı ve etrafı kan gölüne dönüşmüştü ama etrafa sıçrayan kan bana gelmemişti elimdeki silah elimden kayarak yere düşmüştü ve bende dayanamayıp O'nunla beraber yere yıkılmıştım ellerimi çimlere bastırarak kesik kesik nefesler almaya çalışıyordum ama pek başarılı değildim nefesim kesiliyordu ve titriyorum sadece ama sadece titriyordum korku yoktu içimde sadece çaresizlik hissediyorum kardeşim yaşayamamıştı ama ben onun için yaşayıp ona zarar veren herkesten intikam alıcaktım evet çaresiz hissediyor olabilirdim ama intikam duygum hayla dinmemişti kardeşimin çektiği acıyı onlar çekmemişti ve çekmeliydiler
Çekeceklerdide zaten
Çorabımın içindeki bıçağı çıkartarak ayağa kalktım ve onun ölmüş bedeninin yanına giderek diz çöktüm g-gözleri açıktı ve bana bakıyordu asla göz teması kesilmiyordu bıçağı açarak havaya kaldırdım "gözlerini üzerimden çek!" diye bağırarak bıçağı tüm hızımla ölü vücuduna sapladım ve yine çıkarıp yine sapladım bunu ardı ardına yapıyordum ben sadece intikam istiyordum, karnı delik deşikti ve ellerimde dahil her yerim kan içindeydi elbisem... Bugün mutlulukla giydiğim elbisem kana bulanmıştı oda masum değildi artık o'da lanetlenmişti benim gibi... Elimin tersiyle yüzümdeki kanı silerek bıçağı bir ağacın altına fırlattım ve yerden destek alarak ayağa kalktım hayla bana bakıyordu "bana öyle bakma teyze" dedim sesim sakin çıkıyordu ama içimde fırtına rüzgarı esiyordu artık sinirlenmeye başlamışrım gözleri açık ve bana bakıyordu! Hızlı bir tekmeyi kafasına savurarak başının diğer tarafa dönmesini sağlamıştım dudaklarımın arasından istek dışı bir kahkaha çıkmıştı sanırım bugün deliriyordum intikam ateşim sönmemişti sadece şuanlık derin bir uykuya dalmıştı günü geldiği zaman hepsinden intikamımı alıcaktım ve bu son olmayacaktı...
|
0% |