Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm Aziz⚡

@elifece.dgn

                                                                                                       I

 

Hava soğuk ve karanlıktı hedefimi dürbünümden keyiflice izliyordum ne de olsa bu onun son anlarıydı. Korkudan krize girmiş utanmasa korkudan altına yapacaktı, eh korkmakta haklıydı biraz.

Hedefim olan kişi 46 yaşında Cain adında amerika'lı bir uyuşturucu mafyasının başıydı. Onu öldürmemi düşman edindiği birisi vermişti ama asıl aşağılık yüzü on-on sekiz yaş arası kız çocuklarını para karşılığı satıp onların bedenlerinden para kazanmasıydı.

 

Hedefimin olduğu gökdelenin üzerine bir helikopter indi, bu kadar oyalandığım yeter bu kansızın artık ölmesi gerekiyordu .Derin bir nefes aldım ve dürbünümün ortasındaki aşağılık herifin tam kafatasına doğru bir el sıktım.Cain'in yere düşmesiyle herkes paniklemişti orada ama beni göremeyecekleri bir yerdeydim kurmuş olduğum McMillan TAC-50 (C15) i çabucak toplayıp oradan uzaklaşmam gerekiyordu. İki sokak arkaya park etmiş olduğum arabama bindim, sessizlikten bıkmıştım fakat ben hep sessizliğin ve karanlığın içinde saklanırdım.

 

İki saatlik yolun sonunda kendi bölgeme varmıştım. Korumaların olduğu ve benim iznim olmadan kuşun bile uçamayacağı bir bölgeydi. Arabayı olduğu gibi garaja bırakıp aile malikanesine yani annem ve kız kardeşimin olduğu malikaneye girdim.

Burası benim tek kaldığım yere göre daha büyük ve yaşam doluydu. Ev sessizdi mermer zeminde ayak seslerim yankılanıyordu. Üs kata doğru ilerledim annemin olduğu odaya yaklaştım oda sessizdi uyumuştu belli ki. Sessizce odaya girdim annem melekler gibi uyuyordu.

 

Yatağının kenarına diz çöktüm, elimle soluk ve acılardan kırışmış tenine dokundum. Ne kadar acı çekmiş olsa da hala çok güzeldi. Ah canım annem sen bu iğrenç dünyanın hak edemeyeceği kadar güzel ve acı çekmiş birisin ama oğlun daha da acı çekmeni engelleyecek.

Tabi bu dünyada ne kadar mümkün bilmiyorum. Elimi yavaşça onu uyandırmayacak şekilfe saçlarına gitti, onun bu kokusunu solumak beni bu dünyanın kötülüklerinden uzaklaştırdı her zaman.

Aşağı kata mutfağın olduğu yere gittim. Kahve makinesinde sert bir kahve yaptım kendime. Salona tek kişilik olan beyaz kadifemsi koltuğa oturdum ayaklarımı önümdeki puffun üstüne uzatmış tabletten haberlere bakıyordum, o sırada malikanenin kapısı açıldı.

 

Kapının önünde beliren karartı 1.65 boylarında bir kadın vucuduydu, evet bu benim kardeşimdi yine gece bir yerlere gitmiş fark ettirmeden eve gelme çabalarına girmişti ama bu sefer başarısız olmuştu ben evdeydim.

 

Oturduğum yerden hiç kıpırdamadan "stt küçük kaçak yakalandın hemen yanıma gel bakayım"

Benim sesimle irkilmiş olcak ki Anlık bir sıçradı.

 

" Ya abi senin burda ne işin var gitsene sen o karanlık kimseyi istemiyorum evine"

Yavaşça yanıma yaklaştı ve önümdeki koltuğa oflanarak oturdu.

 

"Bu saatte neden dışarıdasın küçük hanım?" devam ettim "Hadi madem çıkıyorsun bana haber ver sana bir şey olsa ben seni nerde bulcam, ne yapcam?" suçluluk duygusuyla yüzü kızarmıştı.

"Birisi ile gece kulubundeydim abartacak bir şey yok"

Tek kaşımı kaldırdım."birisi? Kim bu birisi?"

Elleri birbirine dolandı, yutkundu benden çekindiği belliydi. Zavallı kardeşim yine birine gönül vermişti.

 

"Ben yine birinden hoşlandım. Ama bu sefer cidden düzgün birisi gerçekten cok iyi kalpli birisi"

Fazla üstelememek en iyisi olacaktı. "Sadece şunu bil o sana bir şey yapsın dokunmaya kalkışsın o zaman yaşamak için benim ayağımın altında yalvarır"

 

Kız kardeşim kahve köpüğü renginde uzun saçlı bir genç kız için ideal boyda güzel zarif zeki bir kızdı tek sorunu çok masum ve herkesi kendi gibi masum görürdü o. Ayağa kalktım onun yanında geçerken saçını okşayıp evden çıktım. Kendi evime gitme vakti ve işlerimin üstünden geçme vakti gelmişti.

 

Kendi evimin kapısındaydım, kapıyı açıp yavaş adımlarla içeri girdim. Karanlık ve sessizdi. Işık sisteminin gece modunu açtığımda ev azda olsa aydınlık bir hal aldı. Siyah duvarlar, gri mermer zeminler, modern ve sade tasarım dekorlarla oldukça güzel bir evdi yani tabi garajın yanındaki duvarın gizli bir yere açılıp bütün kanlı işlerimi saklaması dışında, orası bodrumdaki gizli yerime açılıyordu planlarım, silahlarım ve bütün gizlemem gereken şeyler ordaydı.

 

Üst katta doğru yöneldim, merdivenlerin tam karşısındaki odamda bulunan banyoya girdim. Soğuk bir duş beni kendime getireceğine emindim. Çırılçıplaktım, gözlerimi yumdum. Yüzüme akan sular damla damla göğsüme akıyordu, su ne kadar akarsa aksın bendeki bu kiri atamazdı, bulaşmıştı bir kere.

 

Bornozumu giyip banyodan çıktım. Üstüme beyaz bir tişört ve siyah rahat bir eşofman altı giydim. Duvardaki saate baktığımda daha saat 2.37 di. Uykum bir türlü gelmiyordu son günlerde, bende işe koyulmaya başladım. Bilgisayar masama oturdum, bilgisayarı açtığımda yeni biri eklenmişti ölüm listeme...

 

bu kişi 3 ay önce gittiğim bir gece kulübünün sahibi Şahin Eroğluydu. Onu öldürmemi isteyen kişinin sebebi eşine yan gözle bakıp, iğrenç bir teklif sunmasıydı.

 

Birazcık araştırmadan sonra Şahin'in fuhuş ticareti yaptığını ve bu fuhuşta bulunan kadınların zorla tutulduğunun hakkında belgeleri vardı hatta bazıları o kanı bozuk heriflerin zevki uğruna altlarında can vermişti, adamlığımdan utanır hale gelmiştim artık.

Midem bulanarak kapadım bilgisayarı. Yarın ilk iş bu herifin ölüm fermanını vermek olacaktı.

 

 

 

 

 

Sabah saat sekiz buçuktu odamın kapısının tıklanması ile uyandım. Bu saate kim beni rahatsız edebilir demeye kalmadı Serdarın sesini işittim.

 

"gel, amına koyayım gel" sesimi duymasıyla odaya girdi ve karşıma dikeldi.

 

"oğlum saat kaç olmuş sen hala burada güzellik uykusundasın kal kahvaltı et"

 

"bir uykumuz var oda çok görüldü anasını satayım" dediğim gibi ayağa kalkıp kıyafet odasına yöneldim. Üzerime sportif bir gri gömlek ve siyah kumaş pantolon giydim, gümüş saatimi asla eksik etmedim tabi ki.

 

Serdar'la beraber ailemin olduğu eve geçtik. İçeri geçtiğimizde kız kardeşim ve annem yemek masasındaydı fakat bir lokma bile yenmemişti. Bizi bekledikleri apaçık belliydi. Masanın başına yani eskiden babamın yeri olan yere oturdum. Herkes yavaştan yemeye başladı. Pelin boğazını temizledi. Bu davranışı bana odaklanın demekti.

 

"Aziz abi ne zaman müsaitsin?" kafamı kaldırmadan cevap verdim " bu önümüzdeki bir kaç gün doluyum işler değişmezse neden sordun?" yine dünkü yüz ifadesi vardı yüzünde "ya seni biri ile tanıştıracağım söz veriyorum sen onaylamazsan iletişimi keserim."

 

"bakarız" diye geçiştirdim.

 

Serdara dönüp "bu akşam işimiz var haber bekle benden "

 

Annem konuşmanın başından beri suspus dinlerken daha yeni dahil olmuştu "işler yoğun galiba şirkette" şirkette değil kansızlarla meşguldüm be annecim.

 

Akşam yine aynı kulübe gidecektim. Oraya tabi ki Serdarın da desteği ile gidecektim.

 

Yemeği yedikten sonra Serdarla ben dışarı çıktık. "Serdar bu gece sana ihtiyacım var" garipsemiş bir şekilde bana baktı ama tepkisi kısa sürdü yine ciddi halini takındı. "yeni bir infaz mı?"

 

kafamı hafif sallayarak "evet ve bu seferki maalesef ki biraz plan gerektiriyor, yardımına ihtiyacım var" Serdar tek kaşını kaldırdı "nasıl bir yardım?" elimle çenemi ovuşturdum.

 

"sana söyleyeceğim mekanın ben sana komut verdikten sonra kameralarını ve ışıklarını devre dışı bırakman gerekiyor" Serdar bıkkınlıkla göz devirdi "yeni bir hedef ha" hedef ama bu benim içimdeki o öfkeyi bir şekilde atmak için uğraştığım ufak bir oyundu sadece.

 

Akşam ufak bir kıyamet koparacaktım orada kansızları tek tek yok edecektim bu ülkeden ne kadar uzun sürse de...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%