Yeni Üyelik
3.
Bölüm

1.3⚡

@elifece.dgn

Küçük yaştan beri silah eğitimi alırdım. Babam daima kendimi ve ailemi korumam gerektiğini, yaptığımız işin tehlikeli bir oyun olduğunu ve bir gun başa benim geçeceğimi söylerdi. Asla babama itaatsizlik etmedim çünkü bunları yapmam gerektiğini bilirdim. Silah kullanmakta yetenekliydim ama sadece silah yetmezdi, çeviklik ve güçte önemliydi ama en çok önemli olan şey sakin kalabilmekti.

 

Elime ilk aldığım keskin nişancı tüfeğini ve babamın bana öğretme şeklini unutamam.

 

Babam ileriyi göstererek, "dürbünden bak, orda odunun üstündeki şişeyi görüyorsun değil mi?" dedi

 

bende "evet" diye karşılık vermiştim.

" Tek mermin var tek atış vurdun vurdun vuramadın her şey biter"

"Anlaşıldı baba"

" Şimdi düşün ben düşmanın elindeyim tek atış şansın var benim hayatım senin elinde. Derin nefes al ve atışını yap"

Derin bir nefes aldım ve en emin olduğum an gözümü kırpmadan tetiği çektim. Şişe kırılmıştı başarmıştım ilk seferde.

"aferin benim oğlum"

 

'Aferin benim oğlum' ondan aldığım ilk aferindi. O andan sonra her gün onun gözüne girmek için çabalamıştım. Her günüm eğitimlerle geçerdi. evden sadece okul için şoförün eşliği ile gider gelirdim yada babam işleri öğrenmem için şirkete yada vakıflara götürürdü .Şirket sıradan bir şirketti; elektrikli arabalar, bilgisayar ve telefonlar üretirdik fakat yardı vakıflarımızın arka bir yüzü vardı, kara para haklamak, ruhsatsız silah alışverişi gibi şeylerdi.

 

İşimiz hiçte güvenli değildi. Bunun en büyük örneği ise Serdarla tanışmamdı. Babam bir gün eve yanında halsiz, ağlamaktan gözleri kızarmış bir çocuk getirmişti ,evet bu Serdardı. Babamın Taner adında bir koruması vardı ve Serdarın babasıydı.

Annesi hastalıktan ölmüştü Taner bey Serdarın hem annesi hem babasıydı, o güne kadar. Taner bey babamı korumak için canını feda etmişti ve son sözleriyle çocuğuna emanet olmasını istemişti babamdan. Babam Serdarı da kendi oğlu gibi severdi ve onu da benim gibi eğitirdi . Serdar benden 2 yaş küçüktü ve daima oda beni korumak için uğraşırdı bende onu tabi. Biz iki kan bağı olmayan kardeştik.

 

On altıncı yaş günümde babam bana kendi saatinden yaptırmıştı eşi benzeri yoktu çünkü üstünde aile sembolümüz ve değişik şekilde adımız yazıyordu. Babam saati verdiğinde" Benim gibi koca bir ada oldun ve koca adamların kıyak bir saati olur demi" demişti.

 

O günden sonra babamı bir daha görmedik . Annem , babam kaybolduktan sonra her gün daha da kötü olmaya başlamıştı . Gözlerindeki ve gülüşündeki parıltılar yavaşça soluyordu. Kardeşim küçüktü hiçbir şeyin farkında değildi rahat büyümüştü. Serdarda babası gibi beni korumaya yemin etmişti.

 

Ben ise babamın işinin başına geçtim fakat kara işleri bırakarak yani kısmen bırakarak sonuçta ruhsatsız silahlara ihtiyacım vardı. O günden beri babamın peşindeyim . Bir resim, bir fotoğraf veya bir ipucu babamla ilgili herhangi bir şey olması yeterliydi. Lakin hiçbir şey bulamıyordum sanki adam buhar olup uçmuştu aşırı tuhaftı.

 

Elimde olan sadece bir fotoğraftı . Babamın bir adamla el sıkıştığı bir fotoğraftı. El sıkıştığı adamın yüzü gözükmüyordu ve yanında bir kız vardı fakat onunda yüzü gözükmüyordu. Fotoğrafın arka planındaki herkesi sorguya çekmiş yine bir şey bulamamıştım ama peste edemezdim, babamı bulmalıydım ve bulacaktım er yada geç...

 

Loading...
0%