6. Bölüm

6. Bölüm

Elif Koçan
eliff.4_

 

 

Gözlerimi yine beyaz bir tavana açtığımda nerede olduğumu anlamak için etrafıma baktım hastane odasındaydım ve serap teyzeler cümbür cemaat burdaydı moralleri bozuk bir şekilde yeri izliyorlardı henüz benim uyandığımı farketmemiştiler.

 

 

İlk başta anlamayarak kaşlarımı çattım sonra da sabah olanlar aklıma gelince neden böyle olduklarını ve benim de neden burda olduğumu anlamış oldum ben yerimde hafif hareketlenince hepsi birden bana döndü uyandığımı görünce sevinçle ayağı kalkıp başıma toplandılar.

 

 

"Kızım nasılsın ağrın sızın var mı he bizi çok korkuttun"

 

 

Hepsinin yüzüne teker teker baktığımda gerçekten endişeli olduklarını gördüm böyle öğrenmelerini istemezdim hatta direk öğrenmelerini istemezdim

 

 

"İyim serap teyzecim merak etme biraz ağrım var ama geçer o da"

 

 

"Mavi sen bunu bize niye söylemedin nasıl yaralandın doktorlar da bir şeyler söyledi ama anlamadık kim yaptı sana bunu?" poyraz araya girip beni çapraz sorguya alınca derin bir nefes alarak olanları anlattım. Tabi ben anlattıkça onlar özellikle de poyraz daha fazla sinirlendi ve birden sinirle odanın duvarına tekme atıp dışarı çıktı.

 

 

"Oğlum nereye gidiyorsun!" serap teyze arkasından bağırsa da poyraz dinlemeden gitti

 

 

"Tamam hanım sen dur kuzeyle koray peşinden giderler" diyerek onlara kafasıyla gitmelerini işaret etti

 

 

"Tamam baba bizde o iş, geçmiş olsun yeng- yani mavi"

 

 

"Tamam baba bizde o iş, geçmiş olsun yeng- yani mavi" ikisinin aynı anda aynı şeyleri söylemesiyle herkes kahkaha attı tabi ben aradaki yenge lafına takılıp kızarmıştım.

 

 

Onlar çıkınca serap teyze hastanenin verdiği çorbayı içirmeye başladı istemesem de onun inadıyla baş edemeyeceğimi bildiğim için mecbur içmek zorunda kaldım.

 

 

Ben çorbayı içerken serap teyze de bir tane su alıp geliyim diyerek kantine indi o sırada gözüm kenarda koltukta oturan meleğe çarptı az önce farketmemiştim ama şu an bakınca gözlerinin ağlamaktan kıpkırmzı kesildiğini gördüm.

 

 

"Melek neden ağlıyorsun?"

 

 

burnunu çekerek ayağı kalkıp üzgün gözlerle yanıma geldi.

 

 

"Dikişlerin benim yüzümden patladı birden öyle sarıldığım için özür dilerim" diyince tekrar gözleri doldu. Çorbayı kenara koyup dikkatli bir şekilde ona döndüm ve sarılmak için kollarımı açtım. İlk başta tereddüt etse de sonra dikkatlice gelip sarıldı.

 

 

"Kendini suçlama senin yüzünden olmadı hem ben size durumu söylememiştim nerden bilebilirdin ki bende ondan önce biraz zorlamıştım üzme kendini hem bak iyim ben"

 

 

"Se-sen öyle birden yere yığılınca ben sana bir şey oldu diye çok korktum" diyip yine ağlamaya başlayınca ayrılıp yüzüne baktım

 

 

"Şşş ağlamak yok ama senin bir suçun yok he bak ben gayet iyim"

 

 

"Olsun yine de özür dilerim" gülümseyerek önemli değil dercesine kafamı salladım o da gülümseyerek kalktığı yere geri oturdu.

 

 

Gün boyunca serap teyze başımda dört dönüp bana yemek yedirmeye çalıştı iştahım yok desemde zorla bir şeyler yedirmeyi başardı.

 

 

Artık çıkmak istediğimi söyleyince itiraz etseler de bu sefer de benim inat etmemle ve serap teyzenin ben sana bakıcam başka türlü burdan çıkamazsın diye diretmesiyle yük olacağım için kabul etmesemde yine kim kazandı dersiniz tabi ki serap teyze.

 

 

Murat amca bizi hastaneden almaya gelince çıkıp arabaya bindik ve eve geldik tabi murat amca da yol boyunca beni hastaneden bu kadar erken çıktığım için fırçalamayı unutmadı, napiyim orda dursaydım sıkıntıdan patlayacaktım. Arabadan inince melek koluma girdi ve hep beraber içeri girdik geçen gün kaldığım odaya çıkınca yatmak yerine aşağıda onlarla oturmak istesem de onlar da benim aksime beni yatırmaya çalışıyordu.

 

 

"Kızım sözümü dinlesene yat diyorum hadi"

 

 

"Ya ama serap teyze ben burda sıkılırım böyle yatarken hem bir şeyim yok ki benim"

 

 

"Sus kız ben ne dersem o zaten hastaneden çıkmana bile izin vermemeliydik ama olan oldu artık hadi yat benim karadenizli damarımı tutturma"

 

 

Yüzüme şirin olduğunu düşündüğüm yalvaran bir bakışla yüzüne baksam da ikna olmayınca mecburi kabullenmeyle istemeyerek yatağa uzandım.

 

*****

 

 

 

 

Saatlerdir bu odada boş boş tavanla bakışıyordum bir iki kere aşağı inmeye yeltensem de fırça yiyip gerisin geri odama dönüyordum.

 

 

Aklımın bir tarafı da poyrazdaydı hâlâ ortalıkta yoktu murat amca da bir şey söylememişti ya da ben yukardayken konuştukları için ben bilmiyordum.

 

 

Offf, yok ben daha fazla dayanamiyicam ya yeter. Ayağı kalkıp yavaşça odadan çıktım merdivenlere yönelmişken aynı zamanda yukarı doğru çıkan melekle karşılaştım.

 

 

"Bende tam seni çağırmaya geliyordum annem ne kadar yemeğini yukarı götür dese de ben senin orda sıkıntıdan patladığını bildiğim için bir şekilde ikna ettim"

 

 

"Yaa sen varya bir tanesin ya bende tam aşağı geliyordum yat yat bunaldım"

 

 

Melek kıkırdayarak koluma girip inmeme yardımcı oldu. Beraber mutfağa girdiğimizde beni masanın yanındaki koltuğa oturtup serap teyzeyle beraber sofrayı kurmaya başladılar.

 

 

Kalkıp yardım etmeye yeltendim ama serap teyzenin öldürücü bakışlarını görünce gerisin geri kalktığım yere geri oturdum.

 

 

Sofra kurulurken murat amca, ikizler ve peşlerinden de poyraz içeri girdi yüzüne baktığımda kaşları biraz çatık dursa da en son ki hali gibi sinirli değildi.

 

 

O da dönüp bana baktığında çatık kaşları düzeldi ve bir süre öylece orda durup birbirimize baktık bir şey söylemek istiyor ama cesaret edemiyor gibiydi dudaklarını aralayıp bir şey söyleyecekken serap teyzenin araya girmesiyle kendimize gelip gözlerimizi ayırdık.

 

 

"Oğlum sen öyle birden nereye kayboldun sinirle?"

 

 

"Kafamı toparlamaya gittim anne önemli bir şey yok"

 

 

Poyraz durumu anlatmak istemediğini belirtir bir tonda konuşunca serap teyze de çok üstelemedi.

 

 

"Ooo anne döktürmüşsün yine çok açım ya saatlerdir abimin peşinde koşuyoruz pertim çıktı yav"

 

 

"Vala benimde ikizim abim yüzünden telef olduk yollarda"

 

 

Biz onların bu haline gülerken poyraz ikisinin de kafasına birer tane vurup yukarı çıktı peşinden de gülerek murat amca çıktı.

 

 

İkizler de yüzlerini buruşturup kafalarını ovalayarak aynı şekilde abilerinin ve babalarının peşinden yukarı çıktılar.

 

 

Geri döndüklerinde hep beraber sofraya oturduk hastanede tıka basa dolduğum için iştahım yoktu ama bunu söylersem yiyeceğim azarı bildiğimden her şeyden azar azar alıp yemeye başladım.

 

 

Aslında bir taraftan da serap teyzenin ve diğerlerinin benimle bu kadar ilgilenmesi çok hoş hissettiriyordu.

 

 

Hiç tatmadığım aile sıcaklığını onlarda hissediyordum bana anne, baba ve kardeş olmuşlardı belki buraya ben babamın yüzünden mecburen gelmiştim ama belki de o adam ilk kez bir işe yarayıp benim buraya gelmeme ve kendimi sıcacık bir ailenin içinde bulmama vesile olmuştu.

 

 

Daldığım düşüncelerden poyrazın koluma dokunmasıyla irkilerek kendime geldim.

 

 

"İyi misin?"

 

 

"E-evet dalmışım öyle iyim"

 

 

Bir süre emin olmak için yüzüme baktı iyi olduğuma emin olunca tekrar önüne döndü.

 

 

"Kızım hadi bak hiç birşeye doğru düzgün dokunmamışsın yemezsen nasıl iyileşeceksin"

 

 

"Teyzem, canım teyzem bak zaten hastanede beni tıka basa doldurdun gitmiyo artık boğazımdan tıka basa doluyum hem yukarda da sıkılıyorum ben şuracıkta sizinle otursam nolur kii" araya odada tıkılı kalma meselemi de sıkıştırınca kendimi içten içe tebrik ederek dudaklarımı büzüp şirince serap teyzeye bakmaya başladım.

 

 

Diğerleri benim bu kıvranmama gülerek bakarken murat amca serap teyzenin koluna dokunup göz kırpınca serap teyze derin bir nefes alıp kabul ettiğini gösterir bir şekilde kafa salladı

 

 

"Tamam ama bak o koltuktan kalkmak yok yoksa seni odana geri postalarım ona göre ha tamam mı?"

 

 

Yüzümde güller açarak ona bakıp ayağı kalktım ve yaramı unutarak serap teyzeye sıkıca sarıldım.

 

 

Ani hareketimle yaram sızlayınca ağzımdan hafif bir inleme çıktı. Herkes bir anda ayağı kalkıp yanıma gelince iyi olduğumu söyleyip yavaşça kalktığım yere geri oturdum herkes hâlâ endişeyle bakarken gülümseyerek iyi olduğuma ikna etmeye çalıştım en son herkes ikna olmuş olmalı ki tekrar yemeklerine devam ettiler.

 

Tabi serap teyze beni azarlamaya başlamıştı bile. Yemekten sonra melek ve serap teyze sofrayı toplarken biz de oturma odasına geçtik ve onları beklerken sohbet etmeye başladık. Poyraz hemen yanımda oturuyordu arada bir çaktırmadan yüzüne bakmaya çalışıyordum ama baktığımda onun da bana baktığını farkedip hemen önüme dönüyordum.

 

serap teyzeyle melek içeriye ellerinde çaylarla ve tatlılarla gelince onlar da bize katıldılar ve beraber sohbete devam ettik. Onlarlayken kendimi gerçekten olmadığım kadar iyi hissediyordum onların bu samimi ve cıvıl cıvıl halleri bana kendimi çok iyi hissettiriyordu. İlerleyen saatlerde kapı çaldı ve içeriye aykut girdi. Herkese selam vererek en son bana döndü

 

"Mavi çok geçmiş olsun iyisin dimi ben seni hastaneye götürürken ordaydım ama sonra çok acil bir işim çıkınca gitmek zorunda kaldım kusura bakma"

 

"Sorun değil, iyim teşekkür ederim" diyince bana gülümseyerek o da gelip diğer yanıma oturdu evet şu an muhteşem bir üçlü oluşturmuştuk sağımda poyraz solumda aykut ve ortalarında ben harika değil mi :)

 

Biraz daha oturduktan sonra uyku bastırınca izin isteyip ayağı kalktım serap teyze poyraza yukarı çıkmasında yardım et diyince itiraz etmeme fırsat kalmadan poyraz koluma girmişti bile ve bu duruma da melek ve ikizlerin bıyık altından güldüklerini de görüyordum.

 

Kolumda poyrazla beraber odaya çıktık teşekkür ederek odaya giricekken kolumu tutmasıyla ona döndüm elini başına atıp saçlarını karıştırarak tereddütle konuşmaya başladı.

 

"Şey mavi aslında bir beş dakika müsaitsen seninle bir şey konuşmak istiyorum"

 

"Tabi konuşalım gel"

 

Önde ben arkamdan da poyraz odaya girince ben yatağa oturdum o da kapıyı aralık bırakıp yanıma oturdu. Tabi ikimizde kapıdan bizi dinleyen kişiden habersizdik

 

bir süre etrafa izleyip kendi kendi kendini cesaretlendirmeye çalıştı onun bu hallerine gülerek ne konuşucak diye beklemeye başladım. Söyleyip söylememek arasında tereddütte kalmışa benziyordu konuşmayacağını anlayınca ben konuştum.

 

"Evet? seni dinliyorum" derin bir nefes alarak dudaklarını araladı

 

"Şimdi ben bunu nasıl söylemem gerektiğini blimiyorum yani aslında ilk kez böyle bir durum yaşıyorum. Ben"

 

"Sen?"

 

"Ben senden hoşlanıyorum mavi ilk gördüğüm zamandan beri bir şeyler hissediyordum ama emin olamamıştım dün sen o hâlde kucağıma yığılınca benim sanki canımdan can gitti seni o hastanede yatarken görünce hislerimden emin oldum ve bekletmeden de sana açıklamak istedim mavi, benim sevgilim ve gelecekteki karım olur musun?" bir çırpıda söyledikleriyle kalakaldım ve bir süre bir şey demeden yüzüne baktım. Ne yani poyraz benden hoşlanıyor mu şimdi? peki bundan da önemlisi ben şu an ona ne cevap vericektim bir tarafım kabul etmek isterken diğer yanımın tereddütleri vardı ben acaba onun benden hoşlandığı gibi ondan hoşlanıyor muydum? bu galiba henüz bildiğim bir cevap değildi düşünmeye ihtiyacım vardı.

 

Poyrazın benden cevap beklediğini görünce boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım.

 

"Poyraz ben ne diyeceğimi bilmiyorum böyle bir şeyi hiç beklemiyordum şu an sana kesin bir şekilde evet ya da hayır diyemem kafam çok karışık o yüzden düşünmem gerekiyor bunun için bana zaman verir misin?"

 

"Tabi ki ben seni istediğin kadar beklerim sadece duygularımı bekletmek istemediğim için söylemek istedim. Her ne kadar cevabının evet olmasını istesem de ne karar verirsen ver saygı duyucam"

 

"Teşekkür ederim" gülümseyerek önemli değil dercesine kafasını sallayıp iyi geceler dileyip beni kafamdaki karmaşalarla baş başa bırakıp çıktı.

 

Yatağı açıp uzandım ve tavanı seyrederek düşünmeye başladım poyraza karşı bir takım hislerim vardı ama bunlar aşk mıydı yoksa normal arkadaşça bir sevgi miydi bilmiyordum.

 

"Bence kesin aşıksın kabul et işte"

 

"Ooo siz buralar hanımefendi bende diyorum şimdiye kadar nerelerdeydi acaba"

 

"Beni çok özlediğini biliyorum hayatım ama şu an ki konumuz bu değil kaynatma"

 

"Henüz hislerimden emin olmadan ona kesin cevap veremezdim"

 

"Bence sende bu çocuğa aşıksın ve şu an naz yapıyorsun"

 

"Hiçte bile sadece emin olmam gerekiyor"

 

"Yav he he"

 

İç sesime göz devirerek kafamdaki düşüncelerle gözlerimi kapattım ve derin bir uykuya daldım.

 

 

 

 

BÖLÜM SONU

 

SİZCE MAVİ NE CEVAP VERİCEK?

 

VE KAPIDA ONLARI DİNLEYEN KİŞİ SİZCE KİM?

 

BÖLÜMÜ OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN

 

BİR DAHAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE

 

Bölüm : 21.12.2024 23:21 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...