@eliff.4_
|
Sabah alarmın sesiyle uyandım istemeyerek de olsa yataktan kalktım banyoda işlerimi halletim, üzerimi değiştirip yatağımı topladım ve çantamı alıp aşağı indim. Hızlıca bir kahvaltı hazırlayıp babam ve abimi uyandırdım onlarda toparlanıp aşağı indiler ve beraber hızlıca kahvaltı yaptıktan sonra onlar işe bende okuluma doğru yola çıktım. Bugün ki dersler baya yorucuydu o yüzden okul çıkışı oyalanmadan direkt eve gittim. Üzerime rahat bir şeyler giyip televizyon izlemeye başladım bir kaç saat sonra anahtar sesi duyunca babamların geldiğini anladım ve televizyonu kapatıp kapıya gittim. Kaşlarımı çatıp konuşmaya devam ettim Sabah yorgun bir şekilde yataktan kalktım bütün gece uyku tutmadığı için sadece üç saat uyuyabilmiştim her ne kadar kalkmak istemesem de okul işlerimi halletmem gerektiğini hatırlayıp kalktım. Rutin işlerimi halledip aşağı indim babam ve abim çoktan işe gitmişlerdi bende kendime ufak bir kahvaltı hazırlayıp yemeye başladım. Bugün resmen nişanlanıcaktım istemediğim biriyle ne düşüneceğimi ne hissetmem gerektiğini hiç bilmiyorum. "Belki onu zamanla seversin" "Bilmiyorum iç ses hadi beni geçtim babası neden oğlunu istemediği biriyle evlendiriyor anlamıyorum ki hem belki oğlunun sevdiği var" "Bence sevdiği olsaydı babasının dediğini kabul etmezdi öyle babası yüzünden sevdiğinden vazgeçecek birine benzemiyo" "Çabuk çözmüşsün bakıyorum" "Tabi kızım ne sandın müneccimim ben" kahvaltımı bitirdikten sonra evi toplayıp çıktım ve okula doğru gitmeye başladım. Okul işlerimi hallettikten sonra biraz yürüyüş yapmak istedim ama akşam için hazırlık yapmam gerektiğini hatırlayınca vazgeçip eve gitmeye başladım. Yolda giderken karşı kaldırımdaki mağazanın önünde kerem ve ablasını gördüm galiba hazırlıklar için alışveriş yaomaya gelmişlerdi. Biraz sonra annesi de içerden çıktı çokta mutlu olduğu söylenemezdi galiba istenmeyen gelin olucaktım. "Napalım canım o da kocasının böyle bir şey yapmasına izin vermeseydi" "Yani bende çok mutlu değilim evlendiğim için" biraz daha durduktan sonra tam yola devam edicekken gamza abla beni gördü. "Aaa duru gelsene yanımıza!" çok güzel iki saat orda durup insanları izlersen yakalanırsın tabi acaba duymamış gibi mi yapsam "Saçmalama duru ayıp ayıp" "Çok biliyorsun sen" "Yüzünü düzelt de öyle git gül biraz" "Gülüyorum zaten yüzümden isteyerek evlenmediğim belli oluyorsa -ki gayet doğru- bu benim suçum değil" "Ah ah seninle işimiz var" iç sesimle kavgama ara verip gülümseyerek yanlarına gitmeye başladım. yanlarına gidince önce annesinin elini öpmek istedim başta elini uzatmak istemese de gamze ablanın işaretiyle zoraki uzattı elini öptükten sonra gamze ablayla sarıldım ve Kereme de sadece kafamla selam verip konuşmaya başladım. "Merhaba nasılsınız?" "İyiz kuzum sen nasılsın napıyosun burda eve gidip hazırlık yapsana" diyip göz kırptı. Bende utanarak keremle annesine bakıp gamze ablaya döndüm. "Halletmem gereken bir şeyler vardı da onun için çıkmıştım şimdi eve gidiyordum zaten buyrun hatta sizde gelin" "Yok canım sağol bizimde biraz işlerimiz var akşam beraberiz zaten" "Peki siz bilirsiniz kolay gelsin o zaman size görüşürüz" "Görüşürüz canım sana da kolay gelsin sağol" yanlarından ayrılıp eve doğru gitmeye devam ettim. Eve gelince hemen bir şeyler hazırlamaya başladım akşam ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu galiba biraz strese girdim. İkramlıkları bitirdikten sonra babamlar geldi ikisinin de yüzü asıktı her ne kadar üzülmemelerini söylesem de ikna edemedim ikisi de bu durumdan kendilerini suçluyordu, bende istemezdim böyle olmasını ama onlar için bunu yapmalıydım. onlar kıyafetlerini değiştirmeye odalarına çıkınca bende hazırlıkları gözden geçirdim çok fazla bir şey yoktu zaten kendi aramızda yapılacak olan isteme ve yüzük takma olucaktı. İçimde heyecandan çok stres vardı. Bugün gördüklerimden anladığım kadarıyla keremin annesi beni istemiyordu, belki oğluna layık görmüyordu ya da aklında başka gelin adayı vardı kim bilir. Bir süre sonra babam ve abim de aşağı indi hemen ardından da misafirlerimiz geldi. Kendi kendime kolaylıklar dileyip derin bir nefes alarak kapıyı açtım. "Hoşgeldiniz" İlk önce babası ve ablası hoşbulduk diyerek içer geçtiler peşlerinden annesi asık bir suratla hiç bir şey demeden yanımdan geçip gitti, ve en son kerem elinde çiçek ve çikolatayla girdi. Hoşbulduk diyerek çiçek ve çikolatayı bana verip içeri geçti tabi ben bu süreçte onun yüzüne baktım mı? Tabi ki hayır hoşgeldin faslından sonra ben kahve yapmak için mutfağa geçtim kahveleri yaparken gamze abla yanıma geldi "Eee heyecanlı mısın bakalım?" tabi canım sevmediğim biriyle evlenmek zorunda olduğum için baya heyecanlıyım be abla "Yok sadece biraz stresliyim" "Olur öyle şeyler olur daha dur bunun düğünü var" bir şey söylemeden sadece gülümseyerek karşılık verdim. Kahveler hazır olunca bardaklara döktüm tam tepsiyi almış içeri giderken gamze abla durdurdu. "Kız dur damat kavesine tuz atmadan götürülür mü hiç" "Abla tuza falan ne gerek var yani sende biliyorsun neden evlendiğimizi, hem tuzlu kahve seveler evlenenler arasında olur" "Tamam istenmeyen bir evlilik olabilir ama her şey yerli yerinde olmalı o yüzden itiraz yok, bak kardeşinin damat kahvesine tuz atan görümceyi başka yerde bulamazsın ona göre" Sadece kafamı sallayıp gülmekle yetindim ve istediğini yapmasına izin verdim ve o da hiç acımadan kahvenin içine bolca tuz attı aslında iyi de oldu içsin bakalım kerem bey tuzlu tuzlu kahveyi gamze ablanın kahvelerle işi bitince tepsiyi alıp salona geçtim herkesin kahvelerini verdikten sonra sıra kereme geldi o yüzüme baksa da ben göz göze gelmemeye çalışarak kahvesini verdim ve yerime geçtim. Herkes kahvelerini içerken ben sadece keremin vereceği tepkiye odaklanmıştım. Büyük ihtimalle içine bir şey koymadığımı düşünmüş olacak ki kahveden büyük bir yudum aldı e tabi birden içtiği için de öksürmeye başladı ve hemen yanında duran suyu tek dikişte içti. gamze abla bana kaş göz yapıp gülerken bende bıyık altından gülüyordum keremin de bana baktığını hissediyordum ama hiç ona bakmadım ve konuşulanlara odakladım "Evet kahvelerimizi de içtiğimize göre artık sadede gelebiliriz" Hadi bismillah "Allahın emri peygamber efendimiz'in (s.a.v) kavliyle kızınız duruyu oğlumuz kereme istiyoruz" Babam bir süre durakladı ve istemeyerek konuşmaya başladı "Aslında benim çokta rızam yok bu evliliğe ki sizde bunu biliyorsunuz benim kızım sırf bizim için böyle bir şeyi kabul etti ve zaten bizde kızımın ısrarı sonucunda burdayız yine de kızıma tekrar sormak istiyorum, kızım sen keremle evlenmek istiyor musun?" birden bütün gözler benim üzerime çevrilince kalakaldım ne diyeceğimi bilemedim babam ve abim bana hayır demem umuduyla bakarken benim zihnim de ikiye bölünmüştü bir tarafım hayır istemediğin biriyle evlenme hayatını mahvetme diyor, ama diğer tarafım da kabul etmezsem sonucunda babamların düşeceği durumu düşünüyor. "Ne yapıcaksın peki" "Galiba önceliğimi hayatımda en sevdiğim iki insan için vericem kendi hayatımı mahvetmem gerekse de" Bir şey demeden zoraki bir şekilde kafamı olumlu anlamda salladım cevabım üzerine babam derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti "Madem kızım da onayladı bana söz düşmez artık hayırlı olsun" babamın sözünden sonra herkes ayaklandı kerem ve beni karşı karşıya getirip yüzüklerimizi taktılar ve keremin babası kurdeleyi de kesince alkışlamaya başladılar ve o an ilk kez keremle göz göze geldik. Ne düşündüğünü asla anlayamıyordum mutlu muydu yoksa benim olduğum kadar mutsuz mu sadece düz bir ifadeyle yüzüme bakıyordu. Bir süre bakışmanın ardından ilk gözlerini kaçıran ben oldum öncelikle keremin ailesinden başlayarak el öpme merasimine geçtik babası ve ablası bu durumdan ne kadar memnunsa da annesi de bir o kadar bu işten hoşlanmamıştı ki elini bile zoraki uzattı babası ve annesinin elini öptükten sonra gamze ablayla sarıldık ardından babamın da elini öptüm ve ikisine birden sıkıca sarıldım. Böyle bir durumda olduğum için vicdan azabı çektiklerinin farkındaydım ama olan oldu artık yapacak bir şey yoktu ben artık nişanlanmıştım ve geri dönüşü olmayan bir yola ilk adımımı atmıştım ve çok yakında da evli bir kadın olarak hayatıma devam edecektim. "Kim bilir belki birlikte vakit geçirdikçe birbirinizi seversiniz hatta aşık olursunuz" "Öyle bir şey olacağını düşünmüyorum iç ses birbirimze alışabiliriz ama aşk çok farklı bir şey" "Büyük konuşma ben hissediyorum ilerde birbirinize sırılsıklam aşık olucaksınız" "Büyük konuşmuyorum iç ses sadece olmayacak bir şeyi söylüyorum hem belki sadece bir kaç ay sonra benden boşanmak isteyecek belki gerçekten aşık olduğu biri çıkıcak karşısına" "Sen bana güven tatlım benim hislerim kuvvetlidir sen bu adama aşık olucaksın o da sana aşık olucak iç sesim demişti dersin" "Yav he he" İç sesi ne kadar alaya alsam da bu ihtimali düşünmekten de kendimi alıkoyamadım acaba bir gün birbirimize aşık olur muyduk iyi ki zamanında kabul etmişiz iyi ki evlenmişiz der miydik, birbirimize en içten bir şekilde seni seviyorum diyebilir miydik...
Umarım sevdiğiniz bir bölüm olmuştur. Bölüm ve karakterler hakkındaki düşüncelerinizi yorumlara beklerim. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere :) |
0% |