@elifkutlu13
|
2. BÖLÜM KİRİZLER VE KIRIK KALPLERDün akşam bts'in şarkısı kulağımda bir şekilde uyumuşum sabah kalktığımda kulaklığın masanın üstündeydi. Demek ki abilerim işe giderken beni fark etmiş ve çıkartmışlardı.
Bugün benim en sevdiğim gündü. Pazar günüydü. Niye mi?
Çünkü biz Pazar günü kulüplerimize genel olarak maç yaparız. Yani aslında kendi aramızda maç yapıyoruz ama bir hazırlık maçı diyebiliriz. Çünkü hala milli sporcu olamasak da sadece biz değil ki.
Bir sürü kulüp hala milli sporcu olmuş değil o yüzden her kulüp kendi aralarında farklı günlerle maç yaparlar bizimki de pazar günü. Böylelikle maçta yapmamız gerekenleri ve maçta nasıl davranmamızı gerektiğini daha iyi pekiştiriyoruz.
Gözlerimi açtığımda saate baktım ve saat 10'du. Hemen kalkıp duş alıp kahvaltı yapıp üstümü giyinip çantamı hazırlayıp antrenmana gitmem lazımdı. Tabii ki kapı sesini açar açmaz Annem o sesi duyunca yine başladı bana güzel sözler söylemeye. Yani ben aslında çok sıcak bir insan değilim. Özellikle de aileme karşı. Ama eğer çok sevdiğim bir arkadaşımsa gerçekten bayağı bir cıvıyorum.
Anne dedim. Bir dur Allah aşkına zaten sabah sabah Afyon'um patlamadı. Şu an hiç çekemem dedim.
Öptü sarıldı sonra Allah'ıma bin şükür bıraktı. Ve annem ardından dedi ki; Annem dedi elini yüzünü yıka duşa gireceksen duşuna gir .Sana bir sürprizim olacak dedi.
Ben annemin 18 yıllık kızıydım artık annemin ne yapabileceğini tahmin edebiliyordum mutfakta olduğuna göre bu sürpriz tabii ki de en sevdiğim kahvaltılıklardan birisini yapacaktı ama ne yapacağını tahmin edemedim.
Ben de hemen kendime banyo yaptım benim banyoda şöyle bir huyum var. Yazın tam soğuk değil ılıktan biraz daha soğuk suyla kışın ise tam tersi: Kaynar suyla duş alırım. Aslında sıcağı daha çok seviyorum çünkü gerçekten sıcak insan çok iyi geliyor beni sakinleştiriyor en azından.
Duşumu Tabii ki de Dalin sabunun ve Dalin şampuaınıyla aldım yani bebek değilim ama gerçekten çok seviyorum dalin'i.Her ürününden almışımdır.
Duşum bittikten sonra odama geçtim. Benim böyle bir huyum var duşum bittikten sonra yatakta en az bir 10-15 dakika oturur telefonuna bakarım.
Kurulandıktan sonra formamı giydim ve çantamı hazırladım.Çantamı hem siyah hem de beyaz formamı koydum. E malum bugün benim en sevdiğim gün maç yapacağız. Üstümü değiştirdikten sonra banyoya geçtim.
Aslında birçok insan duş almayı ve saçını kurutmayı sevmez ama ben en çok saçımı kurutmaya severim yani o fön makinesi sıcak olduğundan bana çok hoş geliyor. Saçımı kuruttuktan sonra tepeden çok sıkı bir at kuyruğu yaptım ama galiba antrenmandan sonra saç tokamı kesmem lazım. Çünkü saçımın dolaşacağına o kadar emindim ki.
Neyse annemin sürprizini görmek için mutfağa baktım bir baktım annem bana krep yapmış. Annem dedi ki... Annem dedi hadi koş da abilerini çağır onlar da yesin. Abilerimle aramızda 13 yaş var. Abilerim yakın zamanda evlenecek daha Haziran'ın başındayız Temmuz'un 13'ünde onların düğünü var. Abilerim ikiz oldukları için aynı anda düğün yapacaklar.
Abilerim de ne kadar kavga etsek de onlar benim abim asla kıyamıyorum. Ben 13-14 yaşlarındayken abilerim 26 yaşındayken İkisi de 4 ay aralıklarla askere gittiler. Ilk Alperen abim gitti o yazın Temmuz'un 26'sında gitmişti hiç unutmuyorum. Daha askere gittiği gün değil abimin askere gideceğini öğrendiğimden beri ben abimin askere başvuracağım da 5.sınıftım ve o gün o kadar çok ağlamıştım ki neredeyse 7 saat ağladım derslerden tut tenefüse kadar sürekli ağladım.
Tabii ki abilerin bedelli gidecekti. Nasıl olsa çalışıyorlardı. Alperen Abim bir ay gittikten sonra Ağustosta Amasya'dan almaya geldik.
Hatırlıyorum ki o gün Annem bir sürü sarma börek falan yapmıştı Alparslan abimle yani abimin ikizi ile yola çıkmıştık saat gece 3.00 falandı ama o kadar kalabalıktı ki o gün abimi aldıktan sonra arabayı 2,5 saat beklediğimizi hatırlıyorum. Annem Alperen abim gittiğinde Çok ağlamıştı.Gerçi ikimiz de ağlamıştık. Ama Alparslan abim gittiğimde annem alıştığı için çok ağlamadı ama..Ben annemden gizli gizli çok ağlamıştım. O da zaten Kasımda gitmişti. Tam da doğum günümdü doğum günüme en kötü şekilde geçirmiştim.
Neyse Canları sağ olsun. Şimdi ulvi görev olan abilerimi uyandırma görevinde. Bir kardeş olarak tabii ki sakince uyandırmayacaktım. Başlarında dikildim.... İlk önce Alperen abime. Alperen abi kalk hadi uyan. Seni mi bekleyeceğim kahvaltı yapmak için diye bağırdım.
Tabii abilerimin başına öküz getirsen yine de uyanmazlar o yüzden Alparslan abimin sesini bile çıkarmadı.
Onun da başında dikildim abi hadi seni de bekleyemem. Kalk dedim. Demedim Tabii ki de bağırdım hem de avazım çıktığı kadar. Benim sesime dayanamayıp tabii ki de kalkmışlardı ve beraber kahvaltı yaptık. Pazar günleri beni babam izinli olduğu için o bırakır.
Ben babamdan gerçekten artık iyicene soğumuştum 7 yaşından bu yana her konuda yalan söyler sürekli anne tarafıma küfür edip iftira atardı. Çok sıkılmıştım artık bunları dinleyecek ne gücüm var ne halim nefret ediyordum ondan.
Geç kalma Fobim olduğunu bile bile babamı aradım baba dedim. Neredesin babacığım dedi yukarıda dolmuş beklediğin yere çık dedi niye dedim. Ben birazdan geleceğim hızlı olmamız için dedi. Sen de 5 dakikaya yavaş yavaş yürü oraya gel dedi. Bunu dediğinde saat 12.40 geçiyordu.Ben de gelir 5 dakikaya diyerekten hemen yürüdüm.
Tabii ki babam beni üzmeden durabilir miydi asla beni 15 dakika bekletti ve saat tam bir iken geldi antrenmanın başlamıştı bile geç kalmıştım ve yanında kendi gibi bir it gelmişti.
O an panik atak krizim tutmuştu bile ağlamamak için kendimi çok zor tuttum ama yine de gözyaşlarıma engel olamıyordum. En azından onlar bunu fark etmemişti.
O yanındaki itle beraber bana Kızım sana yetişeceğiz diye ölsemiydik dedi babam. Ben de dedim ki baba dedim. Benim kriz geçirdiğimi biliyorsun niye yapıyorsun böyle bir şey dedim.
Babacığım 2-3 dakikadan bir şey olmaz hem sana yetişeceğiz diye ya trafik kazası geçirseydik dedi yanındaki it de onayladı bunu.
İçimden Keşke dedim. Baba keşke ölsen de kurtulsam senden nefret ediyorum ya bu adamdan 7 yaşımdan beri ve ben daha çocukken bunları duymayı hak etmiyorken. Vay senin annen şöyle Vay senin annen Böyle diye diye. Benim kafamın etini yedi. Allah'tan kulüp Çok yakında da 2 dakika içerisinde orada oldum saate baktığımda saat biri 2 geçiyordu. Tamam belki daha başlamamışlardı ama ne yapacaklarını konuşuyorlardı.
Arabadan indim kapıyı hızla kıracak şekilde çarptım. O kadar hızlı koştum ki yere düştüm yerler zaten tırtıklı ve tamamen kaldırımdan oluşuyordu altında da şort olduğu için bacağımın yarısı resmen yara olmuştu dizimden aşağısı.
Hızlı hızlı yerden kalktım ve salona geldim hemen çantamı atıp kendime bir top aldıktan sonra ağlaya ağlaya hocamın yanına gittim. Hocanın yanına giderken ilk önce dün tanıştığım Mete koçu gördüm. Dehşet içinde;Sana ne oldu? dedi. Tatlım ağlıyorsun da dedi. Dizin de çok kötü olmuş temizleyelim istersen dedi.
Dolunay hocamız da beni fark etmişti yanıma doğru gelmeye başlamıştı. Gözyaşlarımın içinden.Hayır hocam. Teşekkür ederim gerek yok. Titreye titreye benim panik atağım var. Geç kalmaktan nefret ederim ama babam yüzünden geç kaldım ve bu onu biliyordu. Koşarken de yere düştüm dedim ve ardından geç kaldığım için çok özür dilerim diye ekledim...
Sonra bizimkiler sıraya geçmişken hemen Dolunay hocanın yanına gittim. Ağlamam daha da şiddetleniyordu ama en azından sesli değildi.... Hocam geç kaldığım için çok özür dilerim. Lütfen beni affedin dedim. Bir daha olmayacak hocam benim hatamdı diye ekledim ve ağlamam çok fazla daha şiddetlenmişti.
Yaram da kanıyordu canım acıyordu ama bacağım değil kalbim daha çok acıyordu.... Elis dedi. Lütfen sakin ol bak. Beni de korkutuyorsun yaran kanıyor ağlıyorsun.. Ne oldu sana anlat. Affedilecek bir şey yapmadın herkes geç kalabilir insanlık hali sorun değil dedi.
Hocam dedim olmaz herkes geç kalır ama ben geç kalamam hocam benim panik atağım var yıllardır babam bunu bilmesine rağmen ben o yüzden hep cumartesi günleri bir saat erken geliyorum ama o kendi zevki için benim yanıma geç geldi.
Tekrar çok özür dilerim öğretmenim dedim. Bana sarıldı.. Elis bak.... Affedilecek veya özür dilenecek bir şey yapmadın. Hem Ağlama artık beni de korkutuyorsun. Hadi gel yaran çok kötü onu temizleyelim sonra antrenmana geçersin senin için yarım saat daha ekleyeceğim dedi.
Ben de sadece başımı sallayabildim. Mete Koç'a döndü
Elis'e temiz bez ve İlk yardım çantasını getirir misin. dedi Tüm takım arkadaşlarım sahada şut atıyordu daha çünkü antrenman başlamamıştı.
Herkes beni nasıl olduğunu merak ediyordu sürekli bana bakıyorlardı ben de onlara iyiyim der gibi başımı sallıyordum ve gülümsemeye çalışıyordum...
Sonra Ecrin Dolunay hocayı çağırdı ve Mete Koça Elis'in pansumanını sen yapar mısın dedi..
O an gerçekten içimde bir gülümseme olmuştu. İlk yardım çantasından bir temizleyici sıvı ve gazlı bez aldı. İlk önce hafif ıslatılmış bezle kanımı sildi.
Hocam dedim. Gerek yok kendimde halledebilirim.
Olmaz dedi yaran çok kötü olmuş bırak da ben yapayım dedi. Ben de mecburen kafamı salladım.
O sırada Ecrin Dolunay hocaya Hocam Elis'e Ne olmuş. O iyi mi dedi. Dolunay hocam da Ecrin dedi sakin ol Elis iyi galiba Elis'in yine panik atağı tutmuş ve koşacağım diye düşmüş.
Ecrin de Anladım hocam. Umarım şu an iyi ve sakindir. Peki hocam 15 dakikamız geçti. Ne yapalım? Şut atmaya devam mı edelim diye sordu.
Dolunay Hoca da sizden sonra bir saat antremanım yok o yüzden size yarım saat daha vereceğim ve 14.30'da antremanızı bitireceğim.
Ecrin de olur hocam deyip gitti. Ben biraz daha sakindim. Mete Koç da o sırada yarımı gazlı bez ve normal yara bandıyla sarıp elini çekmişti. Hocam Teşekkür ederim. Hiç gerek yoktu Keşke zahmet etmeseydiniz dedim. O da olur mu Elis ben sizin hocanızım Tabii ki de siz yaralandığınızda sizin yanınızda olmak zorundayım dedi. Ondan sonra Dolunay hocamız geldi. Canım dedi.
İstersen dinlenebilirsin zaten senin için yarım saat daha ekledim. Sizden sonra antremanım yok bir saat daha istersen de ve gel artık antrenmana başlayalım dedi.
Hocam gerek yok dedim. Zaten yeterince hem arkadaşlarım hem de benim vaktimi çaldılar .Ama hocam dedim. Sizden bir şey isteyeceğim. O da söyle canım dedi Hocam Babamı arayıp sizinle planlarımızla olduğunu arkadaşlarımla dışarı çıkacağımı söyleyin lütfen gelmesin istemiyorum onu görmek dedim. O da hiç sorgu sual etmeden. Tamam canım nasıl istersen dedi ama nasıl eve gideceksin yaran çok kötü dedi. Hocam Alperen ya da Alparslan abilerinden beni almasını isteyeceğim. Sonra ayağa kalktım.. Tabii Ecrin beni görür görmez sarıldı kanka iyi misin dedi. Ben de iyiyim kanka Bir problem yok. Sadece yine babamın aptallığı dedim. Sonra birebir parkur turnike şut çalışması ardından en sevdiğim yer ama maç yapmaya gelmiştik. Dolunay hocamızın bize verdiği yarım saatin 15 dakikasını alıp onunla da maç yapmıştık geriye kalan 15 dakikasında da mendil kapmaca gibi bir oyun oynadık.
Sonra abilerimi aradım antrenman çıkışı ve beni almalarını istedim. İkisi de geldi zaten spora gidiyorlarmış. Tabii beni öyle gözleri kıpkırmızı bacağında da sargılarla görünce merak ettiler. Alperen abim.... Abim ne oldu sana dedi. Ben de babamla yaşadığımız her şeyi anlattım. Tabii çok sinirlendiler.
Sonra beni eve bıraktılar kapıyı çaldım.
Ee tabii Annem de görünce beni çok şaşırdı. O da aynı soruyu sordu ona da anlattım.
Annem de bana sarıldı sonra anne dedim. Lütfen beni biraz rahat bırak kendi başıma kalmak istiyorum dedim. O da Tamam anneciğim sen bilirsin dedi Canın acırsa beni çağır. Ya da bir şey istersen..... ben de tamam dedim. Bu gerçekten babamın yapabileceği en son noktaydı...
Zaten nefret ediyordum ondan. Artık baba diyemezdim.O artık benim için bir hiçti.....
|
0% |