12. Bölüm

12. Bölüm : Gizli giriş

Elif Özen
elifozen.224

Sensei

 

Sabah uyandığımda güneş daha doğmamıştı.

Harekete geçmenin tam zamanıydı.

Yer yatağından kalkıp Erifu ve Eruto'yu uyanmaları için dürttüm.

Gözlerini açamayarak bana baktılar.

Yaşlı kadını uyandırmadan evden ayrılmalıydık.

Sessiz adımlarla merdivenlere ilerledik ve aşağı indik.

Çantalarımızdaki bütün yiyecekleri, suları ve bir miktar parayı yaşlı kadının mutfağına bıraktık ve bir not yazdık.

"Rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz. Erkenden çıkmak zorunda olduğumuz için size bu notu yazıyoruz. İçiniz rahat olsun sizi bu iğrenç hayattan kurtaracağız."

                

Hwajin,Erifu,Eruto

 

Notu bıraktık ve evden çıktık.

Muhafızlar bir saat sonra duvarın etrafını devriye gezeceklerdi.

Biz kraliyet mutfağına açılan arka kapıdan içeri girecektik.

Arka kapıya doğru gittik ve yiyecek kamyonunun gelmesini bekledik.

Kamyon yolun en sonundan kendini gösterdi.

kapının önünde durduğu gibi altına girip tutunduktan sonra içeri gireceğiz.

Kamyon iyice yaklaştı.

Zengin kraliyet bölgesinin yiyecek taşıması bu kamyona aitti.

Kamyon kapının önüne vardı ve durdu hemen koşup altına girdik ve tutunduk.

Kraliyet muhafızları şoförün kartına ve kimliğe baktıktan sonra kapıyı açtılar.

Kamyonla birlikte gizlice Zengin kraliyet bölgesine girmiştik sonunda.

Güvenlik girişimden uzaklaştıktan sonra kamyonun altını saldık ve yere yapıştık.

Neyseki kamyon çok yavaş gidiyordu.

Hiç zaman kaybetmeden hemen yanımızdaki böğürtlen çalısına girdik.

Eruto ve Erifu gibi bende ilk defa Zengin Kraliyet bölgesine girmiştim.

Çok heyacanlıydım umarım güzel kızlar vardır hihihii.

Eruto ve Erifu çalıdan kafalarını çıkardılar ve şoka girmişcesine ortalığa bakmaya başladılar.

Bende daha önce hiç görmediğim için çok merak ettim ve kafamı çıkardım.

Nee gözlerime inanamıyorum!!

Biz nerdeydik böyle buranın kraliyet olması mümkün değill!

Bütün evler altın ve elmas kaplamalı süslerle donatılmıştı.

Kaldırımların üstünde elmas taşlar vardıı!

Yolun tam ortasında altından yapılmış bir Urashi heykeli vardıı.

Evlerin çatıları kiremit yerine rengarenk değerli taşlardan yapılmıştı.

Duvarların kenarlarından şelaleler akıyordu .

B-Burası kraliyet olamazdııı. Eğer burası kraliyet ise bizim ilk geldiğimiz yer neresiydi!?

Kafamı sağa doğru çevirdim amanın ya bir duvar daha vardı ve o duvarın içinde de Urashi'nin sarayı.

Şaşkınlıktan dona kalmış Erifu ve Eruto'ya seslendim ikiside büyünün etkisinden çıkmış gibi bana baktılar.

"Hadi gidiyoruz " Dedim kısık bir sesle ikiside başını salladı ve yola koyulduk.

Planımızın ilk aşaması bir kraliyet muhasının dikkatini çekip kuytu bir yere çekmek ve bayıltıp üstündeki zırhları almak.

Planımızın ikinci aşamasında ise muhafızın zıhlarını giyip içeri sızacağım.

Ve son aşamada ise içeri sızdıktan sonra Kraliyet mutfağına açılan kapıyı Erifu ve Eruto için açacağım.

Eruto ve Erifu anlamaz gözlerle baktı.

"Sizi şaşkınlar! Ben ne diyorsam onu yapın tamammı" Dedim öfkelenmiş bir şekilde.

Eruto ve Erifu gülümseyip kafasını salladı.

Erutoyu alıp kraliyet kapısının yanındaki ara yola koydum.

Planladığımız gibi bir kılıç darbesi sesi yaptım.

Bu sesin içeriden duyulmaması mümkün değildi.

Kapıda görevli olan muhafız tam tahmin ettiğim gibi tek başına sese bakmaya gelmişti.

Araya girdi ve yürümeye başladı.

Biraz daha yürüdükten sonra sonunda yerde kanlar içinde yatan Eruto'yu gördü.

Eruto'nun üzerindeki sıvı kan değil vişne suyuydu.

Muhafız korkuyla Eruto'nun yanına koştu ve "Evlat iyi misin? " Diye bağırmaya başladı.

Muhafızın Arkasından yavaş yavaş yaklaşmaya başladım.

Elimle oluşturduğum hayalet sopa ile ensesine hafifte vurdum.

Muhafız olduğu yerde yere serildi.

Eruto yerden kaltı ve Erifu da saklandığı yerden çıkıp bana yardıma geldiler.

Muhafızın zırhlarını çıkardık.

Orta yaşlı kirli sakallı ve karizma bir adamdı.

Zırhlarını çıkardığımız gibi giymeye başladım.

Öğğğk bu koku ne amk!

Terle karışmış kan ve soğan kokusu.

Burnumu hissetmiyordum ama başka seçeneğimiz kalmamıştı arada bir öğürerek başlığıda kafama geçirmiştim.

Artık tam bir kraliyet muhafızıydım.

Başlığımı kapattığım için suratımda görünmüyordu bu nedenle işimiz baya kolay olacaktı.

Sarayın kapısına vurdum.

Göz hizamdaki kapak açıldı ve bir muhafız kim olduğuma baktı ardından kapıyı açtı.

Oh be içeriye sonunda girmiştim.

İçerisi tam bir cennet gibiydi.

Herşey elmastandı! Kapılar, duvarlar, zemin...

Bir an önce sarayın haritasını kafama kazımam gerekiyordu.

Koridorda yürürken bir düzine aşçı gördüm ve onları takip ettim.

Koridorun sonunda tavan yüksekliği on metre devasa bir mutfak ile karşılaştım.

Mutfağın en sonunda da Erifu ve Eruto'nun yanına açılan kapı duruyordu.

Aşçıların yanına gittim ve ciddi bir sesle "Kral Urashi mutfağın boşaltımasını istedi şüphelendiği bir hadise gerçekleşmiş" Dedim.

Aşçılar şaşkın ve ürkmüş halde mutfağı boşaltmaya başladı.

En sonuncusu da çıktıktan sonra hemen koşup kapıyı açtım.

Eruto ve Erifu muhafızı ağaca bağlamışlardı bile.

İkisinide hemen içeri alıp kapıyı kapattım.

Göğüslüğümün içinden kahya ve hizmetçi giysisini çıkardım sonrada Eruto ve Erifu'ya uzattım.

İkiside giysilerini giydi ve onları alıp sarayın içine giden kapının yanındaki un odasına kapattım.

Aşçıları geri içeri çağırdım.

Hepsi işinin başına geri döndü boş bir anda Eruto ve Erifu'yu da dolaptan alıp içeri çektim.

İkisi de baya yakışıklı ve güzel olmuştu fakat benim için hala çok sevimliydiler.

Eruto ve Erifu sarayın içini görür görmez benim gibi şoka girdiler.

İkiside Buradaki bir tane elmas satılsa Fakir kraliyet bölgesinin cennet gibi olacağını söylüyordu.

Daha fazla konuşursak dikkat çekecektik hemen işe koyulduk.

Konuştuğumuz gibi normal bir şekilde iş yapıyormuş gibi davranmaya başladık.

Eğer bir sorun çıkarsa sahte kimliklerimizi gösterip kurtulabilecektik.

Bir anda çok sevimli ve ince bir ses

"Kahya! " Diye seslendi.

Eruto paniklemişti hep beraber sesin geldiği yöne baktık.

Kapıdan çok sevimli, kahve saçlı,siyah gözlü bir kız çıktı.

Amanın!! Az daha bayılacaktım hayatımda gördüğüm en güzel kızdı buu!!

Kız "kahya odamıza üç adet çay getirebilir misin? Acaba" Dedi sevimli sesiyle.

Eruto kek eleyerek panik içinde mutfağa koştu.

Hemen kızın yanına koştum ve "sizi görene hayatımın ne kadar renksiz olduğunu fark ettim" Dedim.

"Teşekkürler" Dedi gülerken ve yüzünü utançtan kapatmış bir şekilde.

Kendimden emin bir şekilde duvara yaslanmış bir şekilde yanımdaki vazodan bir gül kopardım ve kıza uzattım.

Kız güldü ve daha da utandı ardından gülü aldı ve içeri gitti.

Tam o anda ensemden biri beni yakalayıp havaya kaldırdı.

Benden baya uzun bir muhafızdı bu.

Suratıma bakıp öfkeyle kükredi.

"Aptal mısın sen Yüce Kral Urashi'ye ait bir cariye ile nasıl flörtleşirsin! Seni görse anında kelleni havaya uçururdu" Dedi öfkeli sesiyle.

Ardından beni yere indirdi ve "çabuk defol buradan" dedi .

Normalde ona haddini bildirirdim ama her neyse.

Oradan uzaklaştım ve Eruto'yu gördüm.

O kız Eruto'yu hareme çağırmıştı demek keşke ben kahya olsaydım yaw.

Eruto elindeki içecekleri hareme götürdü ve o anki surat ifadesini hayal edebiliyordum.

Öf be kafamı sikim neden salak gibi kahyalık görevini Erutoya verdim sanki!

Her neyse diyip önüme döndüm ve yürümeye devam ettim.

Biraz yürüdükten sonra Erifu'yu gördüm.

Elindeki toz alma cubuğuyla toz alıyordu.

Rol yaptığını hiç zannetmiyordum Erifu'nun temizliğe karşı nedense bir zaafı vardı.

Yanına gitmeye başladım ve dev merdivenlerin başındaki elmaslarla çevrili kapının açılmasıyla irkildim.

 

                                 ***

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 16.10.2024 20:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...