31. Bölüm : Şok Üstüne Şok

Erifu 

Siyah maskeli adam kolumdan tuttu ve "kızı gebertirim" Diye hırladı.

Eruto "Onun teline zarar verirsen işde o zaman ben seni gebertirim" Diye kükredi.

Tam o anda büyük bir hızla kimsenin beklemediği bir anda içeri Sensei daldı ve "Bırak lan karımı" Dedi.

"NEEEE!! Ne karısı Sensei sen iyi misin!?" diye patlattı Eruto

Sensei "N-Ne! Nasıl yani! Bu kız benim karım değil mi!? " Dedi şoka girmiş bir şekilde.

Eruto " Sensei manyak mısın nesin gene ne içtin! Biz senin öğrencileriniz "diye bağırdı şoku üstünden hala atmamış bir şekilde.

Sensei " Hay böyle işin anasını sikeyim! " diye kükredi ve ellerini birbirine geçirip tuhaf hareketler yaptı ardından siyah bir ışık yayıp başka birine dönüştü.

Evet! Tam tahmin ettiğim gibi bu Sensei değildi!

Siyah tozların arkasından çıkan kişi lacivert gözlü,siyah saçlı, yüzünü kapatan siyah maskesi ve giysileri ile tıpkı beni yakalayan yabancı adama benziyordu.

Ama bu kişi erkek değil kızdı.

Bu kızda bizim yaşlarımızda olmalıydı.

Eruto, ben ve gizemli adam şaşkına dönmüş bir şekilde siyah maskeli kıza bakıyorduk.

Kız çok hızlı bir hamle ile eline birden uzun ve keskin bir kılıç yerleştirdi.

Siyah maskeli kaslı adama baktı ve "Bana bak seni bin parçaya bölmemi istemiyorsan avlarımdan uzak dur " Dedi öfkeli sesiyle.

Kaslı adam bir an tereddüt etsede "Sen de kimsin be! Eve gidip oyuncaklarınla oynasana! " Diye bağırdı.

Bunu söyler söylemez kız ortadan kayboldu ve bir anda adamın arkasında belirip keskin kılıcını adamın sırtına sapladı.

Adam saldırgan bir hayvan gibi acıyla kükredi.

Kız Eruto'nun önünde belirdi ve "Bin parçaya böleceğim derken şaka yapmıyordum" Dedi.

Ardından belindeki çantadan kaslı adamın bana doğrulttuğu silaha benzeyen bir makine çıkardı ve Eruto'ya doğrulttu.

Gizemli adam sırtından hilal şekline benzeyen bıçak ve kılıç tarzında bir silah çıkardı ve kızın üzerine atladı.

Kız yere yüzü koyun yapıştı. kaslı adam da üzerine çıktı ve kollarını arkada birleştirip " O benim " Dedi.

Fırsattan istifade ben mutfak kapısından Eruto'da dış kapıdan kaçmak için atıldık.

Maskeli kız "Aptal! Bırak beni görmüyor musun kaçıyorlar! " Diye bağırdı.

Kaslı adam kızın üzerinden kalktı ve bana doğru koşmaya başladı.

Nefes nefese tam kapıdan çıkacaktım ki kaslı adam bir anda kapının gölgesinden fırlayıp beni yakaladı.

Ne! Bu nasıl bir güçtü böyle!?

Adam kaslı kollarıyla beni kucağına aldı ve gölge kullanarak kollarımı ve ayaklarımı bağladı.

Lan bu herifin gölgelerle bir bağlantısı olmalıydı.

Beni kucağında içeri soktuktan sonra kapıyı sertçe örttü.

Çırpınmayı bırakıp karşıma baktığımda gizemli kızında Erutoyu bağlayıp kucağına oturduğunu gördüm.

Hayır! Eruto'da yakalanmıştı!

Kaslı adamın kucağında çırpınmaya devam ederken beni yer bıraktı.

Maskeli kıza seslenip "Bana bak sinirlerimi çok fazla bozmaya başladın ver lan o çocuğu bana" Dedi.

Kız omuzunun üzerinden pis bir bakış attıktan sonra önüne döndü.

Tam o anda mutfağa biri girdi.

LAN BU DİVIN!

Divın elinde kurabiye tabağı ile korku içinde çığlık attı.

"Ağğğ hırsız var, hırsız var! " Kaslı adam Divının kaçtığı yönde yerden bir gölge çıkardı ve Divın ona takılıp düşüp bayıldı.

Eruto ile birbirimize bakıp o mistik bakışı attık.

Siyah maskeli kaslı adam "Bu kadar oyun yeter " Dedi ve kılıcını çekti.

Kız ayağa kalktı ve "Sen daha yenilgiye doymadın herhalde "dedi tıslayarak.

Adam sinirle kılıcını çekti ve kıza doğrulttu kızda aynısını yaptı.

Kız büyük bir hızla adama bir hamle yaptı.

Adam hiç zorlanmadan hamleyi savurdu daha sonra hiç göremediğimiz bir hızla birbirine vurmaya başladılar.

O kadar hızlıydılar ki hiç bir şey göremiyorduk.

Eruto yerde iplerini çözmeyi başardıktan sonra doğruldu ve kılıcını çekti.

Büyük bir öfke ve boğazını yırtacak türden bir sesle "YETERRRR" Diye bağırdı ardından ikisine doğru kılıcını savurdu.

Tam o anda mutfağın içini kocaman bir alev rüzgarı sardı.

NEĞĞĞ!!! E-ERUTOOO ÖZEL GÜCÜNN! Diye bağrdım.

Alev rüzgarı birbirine saldıran iki gizemliyi bir anda karşı duvara yapıştırdı.

Eruto derin bir şekilde nefes almakta zorlanırken.

Kaslı adam yanan maskesindeki ateşi söndürmeye çalışıyordu.

Aynı şekilde maskeli kızda yanan at kuyruğu saçındaki ateşi söndürmeye çalışıyordu.

Maskeli kız bir anda "Hani bunların özel gücü yoktu! " Diye kükredi.

Yerde çırpınan gizemli adamda ayağa kalktı ve "Bu nasıl olur amına koyayım! " Dedi şok içinde.

Eruto o kadar havalıydı ki kuzenim dir diye demiyorum ondan daha havalı birini gördüğümü sanmıyorum.

Maskeli kız "Hemen işimi bitirip gitmem gerek çok dikkat çektim" diye bağırdı ve bir anda çebinden bize doğrulttuğu dev makinenin mini versiyonunu çıkarıp bize doğrulttu ardından üstündeki tuşa bastı.

Odaya beyaz bir ışık hakim olurken Eruto beni arkasına aldı.

O sırada beyaz ışık bir anda kayboldu.

Kız elindeki alete bakınca şok içinde bağırmaya başladı.

"BU NASIL OLUR! ikisinin de gücü %100 üzerinde gösteriyor!

Dedikten sonra elindeki makine bir anda patladı.

Maskeli adam küfürler savurarak "Bune amına koyayım güç ölçer bozuldu bu nasıl olur! " Diye şok içinde bağırdı.

Kız "Hemen benimle geliyorsunuz! "Diye şiddetle emretti.

Kılıcımı bende çektim ve ikisine doğru uzattım.

Kız şiddetli bir yıldırım dalgası gönderdi.

Hemen Eruto'nun önüne siper oldum ve pelerinimi genişçe açtım.

Beş duyu organı klanındaki bütün savaşçılarda olan bu pelerin tüy kadar hafif olmasına rağmen büyü ve kılıç darbesi geçirmez şekilde tasarlanmıştı.

Kızın yıldırım gücünü kullanmasından kaynaklı çok fazla gücü ve enerjisi gitmişti.

Kaslı adam ellerini açtı ve yerden bize doğru iki adet gölge gönderdi.

Bu Divın'a yaptığı büyüye benziyordu.

Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki Eruto ile kendimi nasıl kenara attığımı anlamamıştım.

Maskeli adam "Bu oruspunun gücü de hızla bağlantılı olmalı" Diye kükredi.

Aslında hızlı hareket etmemiştim. Günlük nasıl hareket ediyorsam aynı öyleydi.

Maskeli kız kendini bir anda Odayakana'ya dönüştürdü.

Ardından kahkaha atarak " Tanıdık mı geldi " Dedi aşağılarcasına.

Eruto bir anda buz kesti ardından kıza saldırıya geçti.

Her hamlesinde kılıcından alevler fışkırıyordu.

Kızın savaş kapasitesi güçlü olmasına rağmen zorlandığı açıkça görünüyordu.

Eruto'nun bu kıza karşı normal hayatta yenmesi imkansızdı.

Odayakana'yı görünce içindeki alev daha da artmıştı anlaşılan.

Off Eruto ne kadar havalı keşke telefonumun şarjını bitirmeyip bu anı çekebilseydim.

İkisinin dövüşüne bir anda siyah maskeli adam da dalınca hızlıca kılıcımı çektim ve koşarak önüne atladım.

"Dur bakalım nereye " Dedim beni yakalarken söylediği cümleyi ima ederek.

Adam öfkeli bir şekilde bana sert bir kılıç darbesi indirdi.

Kolları gerçekten çok kaslıydı benim iki kolumla yaptığım hamleleri tek eliyle savuruyordu.

Çok tuhaf bir şekilde herşey bir anda yavaşladı.

Adamın hareketleri, Eruto ve kızın kılıç darbeleri her şey sanki ağır çekimdeymiş gibiydi.

Kılıcımı serçe kavradım ve tüm gücümle bağırarak "DEFOL" Dedim.

Tam o anda kılıcımı adama sürmeme rağmen adam büyük bir şiddetle duvara yapıştı.

LAN LANNN BU NASIL OLUR!!

Nasıl yaptım bunu!!??

Adam kafasını kaldırdı ve bana doğru öfke ile baktı.

Şok, korku ve heyecan içinde hızlıca pelerinimin bel kısmına baktım.

EVETTT!!!!

Kulak simgesi çıkmıştı!!! Artık kulak taşıyıcısıydım!

Eruto kıza sert bir hamle geçirdikten sonra onu yerde yatan siyah maskeli adamın yanına fırlattı.

Şok içinde "ERİFUU ÖZEL GÜCÜN! " Diye bağırdı.

Gülümseyerek büyük bir gururla Eruto'ya baktım.

Gizemli adam ve kız ayağa kalktı.

Adam "sizi hafife almıştım işde şimdi gerçek savaş başlıyor! Üçünüzde gebermeye hazırlanın" Dedi ölüm saçan sesiyle.

Tam o anda dış kapı büyük bir şiddetle açıldı ve içeri Sensei girdi.

Sensei "Amına koyayım salonumm!" Diye bağırdı daha sonra bize dönerek "Ne oluyor lan! " Dedi şoktan şoka girmiş sıfadıyla.

Yanımıza özel gücü ile 1,2 saniye içinde geldikten sonra gizemli adam ve kızı gördü.

Gizemli kız " Bu hesap daha kapanmadı arkanızı kollayın! Dua edin ki size zarar verme yasağım var yoksa sizi surat kemikleriniz de dahil on bin parçaya bölerdim!" Diye tehditler savurdu ve uçan bir yırtıcıya dönüşüp mutfağın kapısında çıktı.

Maskeli adam da hiç bir şey söylemeden yüzümüze nefret ile baktı ardından yerdeki gölgenin içine doğru girip kayboldu.

Sensei "ne oldu burada lann!! " Diye korku içinde bağırdı.

Eruto ile şoku yeni atlatmış bir ifadeyle birbirimize baktık.

Sensei "evin içine sıçmışsınız " Dedi sinirle.

Tam o anda Eruto dengesini kaybedip yere düştü.

Yanına koşup " iyi misin Eruto " Diye sordum panikle.

Eruto "Biraz dinlenmem gerek" dedi başını tutarak.

Sensei Eruto'yu alıp yukarı kata çıkardı.

Yatağına yatırdıktan sonra "hemşire çağıracağım Eruto biraz dinlen" Dedi Eruto'nun alnına dokunurken.

Eruto kafasıyla onayladı ve odadan çıktık.

Sensei bana dönüp "Erifu bu gece sana uyku yok olanları bir bir anlatacaksın" Dedi.

Ardından aşağı kata inmeye başladık.

İnerken merdivenlerin sonunda Sensei yerde bayılan Divın'a takılıp düştü.

Divını tekmeleye tekmeleye yukarı çıkartıp yatağına yatırdıktan sonra aşağı yanıma geldi ve konuşmaya başladık.

Ben anlatıyor Sensei de merakla dinliyor ve hayrete düşüyordu.

Aradan yaklaşık yarım saat sonra hemşire geldi ve Eruto ile Divın'ı muayene etti.

Benim bir şeyim yoktu fakat benide muayene etti.

Hemşire gittikten sonra tekrar uzun bir konuşmaya başladık.

Normalde anlatacağım şey 5,10 dakikalık bir şey iken Sense'in sürekli lafı dağıtmasından dolayı bir türlü bitmedi.

Anlatmamı bitirdikten sonra Sensei de sınırda yaşadığı olayları anlattı.

Lan o kadar olay varken adamın tek takıldığı şey çok güzel bir ruhu kesmek zorunda kalması olmuş.

Ah Sensei ah ne yapacağız senle bilmiyorum ki.

Biraz tuhaf bir adam olsada onu çok seviyorum.

Üzülmesini istemediğimden dolayı içeride yaşanan taciz olayından bahsetmedim.

Sensei istediği bütün cevapları aldıktan sonra "hadi bakalım uyku zamanı ben burları temizlemesi için temizlikçi tutsam iyi olur " Dedi.

Ardından bana odama kadar eşlik etti "iyi geceler Sensei" dedim.

Sensei "pek iyi bir gece olmayacak ama yinede teşekkürler Erifu. İyi geceler " Dedi.

Kapımı örttüm ve yatağıma uzanıp ışıkları kapattım ardından kendimi yatağın huzuruna serbest bırakarak uykuya daldım .

***