
Gwex
Her canlı yenik düşebilir fakat ben asla...
Gözlerimdeki kararma yavaş yavaş yok olmaya başlamıştı.
Mağaranın zifiri karanlığının içinde bulunduğumuzdan gözlerimin açık olup olmamasından emin değildim.
Kafamı kaldırıp karşıya baktığımda yerde uzanan siyah maskeli kaslı elemanı fark ettim.
Nefes alıyordu fakat bir ölü misali hareketsiz yatıyordu. Onu şu anda öldürebilirdim.
Sürüne sürüne adama doğru ilerledim ve özel gücümü kullanarak elimi keskin bir bıçağa çevirdim.
Tam kalbinin üzerine hizaladım ve tüm gücümle sertçe indirdim.
Bıçak tam kalbini delip geçecekti ki kolumu havada yakalayıp doğruldu.
"Uyandın demek ki" Dedi soğuk sesiyle.
Öfkeyle kolumu çektim ve pis pis baktım.
Kaslı adam " Bak beni iyi dinle şu manyak iki velet ve yanında beliren tuhaf elemanları yenmek istiyorsak beraber çalışmalıyız" Dedi.
"Hayır kurtlar yalnız avlanır kusura bakma canım " Dedim kılıç şeklindeki kolumu eski halime çevirirken.
"Bende seninle ortak olmaya meraklı değilim fakat bu ikisini öldürmeden ortadan kaldırmak imkansız! " Dedi öfkeli sesiyle.
"Hımm bu konuda haklı olabilirsin zannedersem " Dedim elimi çenemin altına götürerek.
"Peki Kurai ve Urashi öğrenirse ne yapacağız? Seni Urashi tutmuştu yanılmıyorsam değil mi? " Diye sordum.
"Hiç bir şey öğrenmeyecekler! Buradaki herkesin icabına bakıp kılıçları aldıktan sonra senin icabına da bakarım " Dedi pis pis beni süzerken.
Yüksek bir kahkaha patlattım ve "aynen bakarsın" Dedim yan gözle ona bakarak.
"Fakat bir planım var, fark ettiğime göre bu iki velet yardıma muhtaç şeytan bile olsa yardım edebilecek kadar aptallar. Onlara dost gibi yaklaşıp kaleyi içten işgal etmeliyiz" Dedim.
Kaslı adam beni süzerken "Yinede her an her şeye hazırlıklı olmalıyız " Dedi ardından ayağa kalktı sonra bana yaklaştı ve hızlıca kucağına alıp kaldırdı.
"Ne yapıyorsun lan! İndir beni hemen" Dedim öfkeyle kükreyerek.
Adam "Unuttun mu? Yardıma muhtaç görünmemiz gerek " Dedi göz kırparak.
Ayağım çatlak olmasaydı varya şu anda bin parçaya ayrılmış olurdu.
Adam karşıda depremden sonra oluşmuş küçük deliği işaret etti ve "Buranın devamı bizi çıkarabilir"
"Evet, Çıkarabilir! Açtığım delik kapanmasaydı şimdi çoktan dışarıdaydık" Dedim öfkeyle soluyarak.
Adam beni duymazdan gelerek boşluğa ilerledi ve sert bir tekme indirdi.
Kasları gerçekten çok güçlüydü , bir kol kası neredeyse belimle aynı kalınlıktaydı.
Adamın söylediği gibi gerçekten de deliğin arkasından dev bir tünel açıldı.
Boyu çok uzun olduğu için hafif eğilip boşluktan karşıya geçtik ve ilerlerlemeye başladık.
***
Lilit
Yanımdaki ahtapot taşıyıcısı ile tünelde ilerlemeye başladık.
Dev ağaç kökleri sanki karınca büyüklüğündeymişiz gibi bir his veriyordu.
Duvarlardan sarkıp doğal ışık saçan bitkiler yolumuz aydınlatıyordu.
İşimiz bitince bu çocuğa ne yapacağım hakkında düşünüyordum.
Çok tatlı ve kibar biriydi ona zarar veremezdim fakat tanımadığım birine de şıp diye güvenecek değildim.
İlerlemeye devam ederken kalp şeklinde dev bir ağaç kökünün önüne geldik.
O kadar büyüleyici görünüyordu ki gözlerimi bir an alamadım.
Dev yaprak ve renkli bitkilerle süslü harika bir ortamdı ve kalp şeklindeki kökü küçük bir nehir çevreliyordu.
Hayran kalmış bir şekilde nehire doğru yaklaştım ve suya eğilip yansımama baktım.
Yeşil gözlerim parıl parıl parlıyordu. Sudaki yansımama bakmaya devam ederken yanımda beliren ahtapot taşıyıcısının yansıması ile irkildim.
Ardından şapkapı yüzümü gizlemesi için daha da aşağı indirdim.
Yüzümü görmemesi gerekiyor, başımı belaya sokabilir!
Ahtapot taşıyıcısı genç gerileyerek " Ay çok özür dilerim, seni korkuttum mu? " Dedi.
Ayağa kalktım ve "Ben hiç bir şeyden korkman " Dedim tebessüm ederek.
Çocukta tebessüm ederek yüzüme baktı.
Tam o anda şiddetli yüksek bir ses bağırarak " Hırsız! " Diye bağırmaya başladı.
Arkamızı döndüğümüzde sarı gözlü, yakışıklı çocuğu ve yanındaki beyaz saçlı kızı gördük.
Çocuk kılıcını çekip bana doğru koştu ve "Aren den uzak dur! "Dedi öfkeyle.
Demek ahtapot taşıyıcısı gencin adı Arendi.
Aren özel gücünü kullanıp ahtapot kollarını çıkardı ve sarı gözlü çocuğun önüne geçip " Eruto sakin ol" Dedi.
Eruto "Lan ne sakin olması başımıza ne geldiyse bunun yüzünden geldi! " Dedi öfkeyle.
Aren "Anlıyorum fakat şu anda kavganın sırası değil, bu lanet yerden bir an önce çıkamazsak sonumuz saraya ilk girdiğimizde gördüğümüz ceset gibi olacak! " Dedi.
Eruto bana doğru baktı. Gözleri resmen bir alev ejderi gibi parlıyordu. Bu onu daha da yakışıklı gösteriyordu.
Kılıcını kınına soktu ve pis pis beni süzdü.
Ortamı yumuşatmak için " Ee Merhaba pek iyi bir tanışma yapamamış olsak da biraz sakin olalım mı " Dedim.
Eruto keskin bakışlarını sürdürdü.Bir iki adım yaklaştım ve "Ben Lilit peki ya siz? " Dedim elimi uzatarak.
Eruto önce Aren'e baktı ardından elini uzatarak " Bende Eruto " Dedi.
tebessüm ederek Aren'e baktım ve "O kadar olaydan sonra ismini öğrendim Aren " Dedim muzurca sırıtarak.
Aren kollarını birbirine bağladı ve arkasını döndü tebessüm ettiği her halinden belli oluyordu.
kafamı beyaz saçlı kıza çevirdim ve "Bu hanımefendinin ismi ne " Dedim.
Beyaz saçlı kız tebessüm etti ve "Erifu " Dedi.
"Memnun oldum " Dedim tebessümle karşılık vererek.
Eruto " Yadigar kılıçların nerede olduğunu biliyor musun? " Dedi.
"Sadece iki tanesi bizde diğerleri nerede bilmiyorum" Dedim.
"Hangileri! " Dedi öne atılarak.
"Ölü dalga kılıcı ve Jungel kılıcı " Dedim.
Hayal kırıllığına uğramış bir şekilde geriledi. Erifu Eruto'nun yanına geldi ve sarılıp "Üzülme Eruto Odayakana'nın kılıcını bulacağız" Dedi.
Şimdi dikkatimi çekti de ikisinin surat hatlarının birbirine çok benzediğini fark ettim.
İkisi arasında bir akrabalık bağı olabilir miydi acaba?
Sarılmaları bittikten sonra onlara döndüm ve "O kılıç sizin için baya önemli zannedersem" Dedim.
Erifu kafasını salladı hüzünlü bir ifadeyle.
O sırada arkadan "yardım edin! "diye bir ses yükseldi .
Hepimiz o tarafa döndük.
Siyah maskeli kaslı adam kucağında Erifu ve Aren'e saldıran kız ile bize doğru geliyordu.
Aren ahtapot kollarını çıkardı ve tetiğe geçti.
Siyah maskeli adam kucağındaki kız ile yere düştü ve " L-lütfen yardım edin" Dedi.
O kadar kötü bir haldeydiler ki insan üzülmeden edemiyordu.
Erifu ve Eruto hemen yanlarına doğru koşmaya başladılar.
Aren önlerini kesti ve "Mal mısınız siz amına koyayım! " Dedi öfkeyle.
" O kız az daha Erifu ve beni öldürüyordu! İyileşme büyüsü kullanmasaydım Erifu ölecekti! " Dedi öfkeyle.
Eruto "Aren onlar yaptı diye bizde mi aynısını yapacağız? " Dedi.
Erifu "Aren bizim yaşama amacımız masumları kurtarmak, biz kılıç ustasıyız" Dedi.
Aren " Evet çok haklısınız fakat bunlar ajan! Ya numara yapıyorlarsa?"
Eruto "Ne olursa olsun her yerleri kan içinde yardım etmeliyiz" Dedi.
Aren nefes vererek kenara çekildi. Erifu ve Eruto kaslı adamla kızın yanına koştular.
Eruto kızı kucağına aldı ve kimonosunun üst kısmını çıkartıp yastık gibi yere serip kızı uzattı.
Erifu da kaslı adamın duvara yaslandırdı ve "iyimisiniz!? " Diye sordu.
adam "E-evet , Çok teşekkürler" Dedi.
Eruto sırt çantasından ilk yardım kitini çıkardı ve içinden sargı bezini alıp kızın bacağına bağlamaya başladı.
Erifu da kitin içinden pansuman ve pamuk çıkartıp adamın koluna pansuman yaptı.
pansuman bittikten sonra çantasından iki tane yer yatağı çıkardı ve yere serdi.
Eruto kızı kucağına tekrardan aldı ve yer yatağına uzattı ardından Erifu'nun yanına gidip kaslı adamı kaldırmasına yardım etti. İkisini uzattıktan sonra "Burada biraz dinlenin biz çıkmak için bir yol arayacağız " Dedi.
maskeli kız kafasını kaldırdı ardından "T-teşekkürler" dedi titreyen sesiyle.
yerine tekrar uzandıktan sonra Eruto ve Erifu bizim yanımıza geldiler ve "Hadi çıkacak bir yer arayalım" Dedi.
***
Gwex
İki aptal bizi tedavi edip uzaklaştıktan sonra çıkış aramak için ortadan kayboldu.
yanımdaki kaslı adama döndüm ve dürttüm. Adam bana doğru baktı. "Sana dememiş miydim? " Dedim gülerek.
Kaslı adam " Bu kadar kolay olacağını hiç beklememiştim açıkcası "dedi.
"Gözünün içine bakıp beyaz saçlı kız sana pansuman yaparken pek bi mutluydun, domates gibi olmuştun" Dedim sırıtarak.
Adam bu söylediğimi hiç beklemediği için sendeledi ve eli ayağı birbirine girmişcesine "Ne ne alaka lan! " Dedi.
Suratı daha da kızarmışdı ve çok komik görünüyordu.
"Sende sarı gözlü çocukla baya mutluydun sanki boynuna sarılmalar, sesini bilerek titretmeler falan" Dedi karşılık vermeye çalışarak.
"Lan en azından ben çocuğun yer yatağında yatmak için büyük bir çaba sarf etmedim! Kız bile anladı ne bok olduğunu" Dedim pis pis gülerek.
Kaslı adam "He he tabi tabi " Dedi takmazcasına ardından arkasını döndü ve uyumaya başladı.
Ulan yastığı koklamak için dönmediyse şerefsizin en önde gideniyim.
Neyse bu piçle uğraşacak vaktim yok biraz dinleneyim de enerjim yerine gelsin.
Arkamı döndüm ve gözlerimi yumup derin bir uykuya daldım.
***
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 3.11k Okunma |
312 Oy |
0 Takip |
43 Bölümlü Kitap |