8. Bölüm : Sensei ile ilk karşılaşma

Erifu

Çok heyecanlıydık. İkimizde gözlerimizi dikmiş dev Sakura çiçekli kapıyı izliyorduk.

Aradan beş dakika geçti ne gelen vardı ne giden.

Eruto bana doğru döndü ve "Bence kimse gelmicek" Dedi.

Tam kafamla onaylicaktım ki büyük bir gürültü koptu.

Biri tekme atıp kapıyı kırdı ve içeri daldı.

İçeri dalan adam "Selam siz benim öğrencilerim olmalısınız " Dedi sevecen bir sesle.

O anda kapıdan bir adam daha daldı "GEL BURAYA!!! " Diye bağırıyordu.

İçeri ilk dalan adam çığlık attı ve "şimdi tanışma zamanı değil" diyip

Bizi kollarına alıp koşmaya başladı.

Beni belimden tutup kolunun arasına sokmuştu Eruto'yu da kız kaçırır gibi omzuna atmıştı.

Korkudan ve şoktan istemsizce ikimizde çığlık attık.

Adam çok hızlı koşuyordu ve bir anda ilk girdiğimiz kapıya da sert bir tekme attı kapı havaya uçtu.

Dev kapı merdiven basamaklarında oturan zavvallı Odayaka'nın üstüne düştü.

Bizi kaçıran adam Odayakana'dan bile daha hızlıydı.

Arkamızda bizi kovalayan hala bağırıyordu "Buraya gel it herif "diye.

Bütün Kılıç Ustaları bölgesini turladık adam yorulmak bilmiyordu en sonunda bizi kovalıyan adam yoruldu ve peşimizi bıraktı.

Bizi kaçıran adam Sakura ağaçlarının altına vardı ve çöp poşeti fırlatır gibi ikimizi de yere fırlattı.

Saçları çok uzundu gözlerini kapatıyordu bu ona baya gizemli bir hava katıyordu, boyu 1.90 dan baya uzundu, çok kaslıydı fakat giydiği giysiden pek belli olmuyordu.

Cebinden bir sigara çıkardı ve yaktı.

"Ohhh be sonunda paçayı kurtardık dedi" bize bakarak.

Ben ve Eruto sarhoş bir şekilde ayağa kalktık baya başımız dönmüştü ve az daha kusucaktık.

Adam sigarasını içine çekerken ağacın altındaki taşa oturdu ve bize doğru bakmaya başladı.

"Merhaba ben sizin yeni Senseinizim" dedi rahat ve sakin bir tavırla.

"İsmim Hwajin sizinkileri bilmesem de olur bence " Dedi kibirli tavrıyla sigarasını çekerken.

Tekrar bize döndü ve "tamam hadi bakmayın yüzüme öyle isimleriniz neydi? "dedi.

İlk Erutoya döndü "ismin ne? "dedi.

Eruto "Ben Eruto Kasai " Efendim dedi.

Sonra bana döndü "peki ya sen? "

Bende " Ben Erifu Tsuyo memnun oldum efendim" dedim.

Eruto daha fazla kendini tutamadı ve "Sensei o adam bizi neden kovaladı? " Dedi hafif ürkerek.

Sensein gözleri açıldı ve utançtan şekilden şekile girdi.

"Ş-şey aslında uzun hikaye" dedi utangaç bir sesle.

O sırada anlatmaya başladı.

"Marketteydim alışveriş yapıyordum ve çok güzel bir kız gördüm" Dedi yüzünü kapatarak ve gülerek.

"Daha sonra işte yanına gittim ve kaslarımı gösterdim kız yüzünü kapatarak gülmeye başladı ve bir çay içelim mi? Dedi"

"Bende tabiki sizin gibi bir melekle çay içmekten onur duyarım dedim"

"O sırada rafın üstünden kızın abisi atladı ve beni kovalamaya başladı

Ve en son işte olanları biliyorsunuz " Dedi kafasını kaşırken.

Eruto ve benim surat ifadelerimiz şekilden şekile girdi.

Sensei hala kıkırdayıp yüzünü tutuyordu utangaç bir şekilde.

Ayağa kalktı ve kalkın gidiyoruz dedi.

İkimizde "Nereye?" Dedik.

Sensei "ilk görevinizi yapmaya" dedi.

Eruto ile gözlerimiz parıldadı.

Senseilerin verdiği görevler her zaman harika olurdu büyüklerimizin anlattığı kadarıyla.

Ruhlarla , kraliyet şovalyeleriyle veya daha birçok varlıkla savaşmak, kas çalıştırmak ve bir çok engebeli yolları aşmak sensei olmak için önemli görevlerdendi.

Sensei acaba bize ne görevi vermişti.

Merakla onu takip etmeye başladık

Çok lüks ve harika bir villanın önünde durduk.

Sensei "hadi gelin" dedi.

Eruto ile birbirimize baktık ve içeri girdik.

Villanın içi dışı gibi çok harikaydı fakat çok dağınık ve kirliydi.

Senseiye doğru baktım ve "Sensei burası neresi "dedim.

Sensei kollarını açtı ve " Evime hoş geldiniz "dedi.

Şokdan şoka giriyorduk.

Sensei burda mı yaşıyordu???

Sensei önümüze kova , temizlik bezi ve birçok temizlik aleti koydu.

"Evet çocuklar ilk göreviniz gördüğünüz her yeri temizlemek" Dedi gülerek.

Eruto öne çıktı ve "Sensei siz ne yapıcaksınız? "dedi.

Sensei tabiki ben daha önemli bir iş yapıcam " Akşam düzenliyeceğim partime güzel kızları davet edicem"dedi.

Sonra telefondan kafasını Erutoya çevirdi ve "akşama kadar o temizlik hele bir bitmesin o zaman gösteririm size" dedi sinirle.

Sonra fotoğrafımızı çekip gülerek koşmaya başladı ve uzaklaştı.

"En azından sadece bu oda var "dedim Ertutoya bakarak.

Eruto önümüzdeki kapıyı açtı ve bu salonun iki katı büyüklüğünde bir salon daha çıktı.

NEEEEE BUNE AW! saraydamı yaşıyordu bu adam amk.

Eruto kurtuluş yok dedi ve yeri paspaslamaya başladı.

Bende umutsuzca elektrik süpürgesini alıp süpürmeye başladım.

İki saat geçti ve sensei geldi.

Oo harikasınız dedi sonra bana döndü.

"Erifu gel bakıyım yanıma" dedi.

Yanına gittim ve koltuğa uzandı .

"Ahh hadi belime masaj yapmaya" başla dedi.

NEEEE!! ben bu adamı boğacağım artık. Evi temizlemekten belim kopmuştu zaten.

Eruto bana bakıp gülmeye başladı.

Sensei ona döndü ve "Birazdan sende yapıcaksın hemde ayaklarıma" dedi sırıtarak.

Eruto'nun sıfatı öyle komikti ki keşke fotoğrafını çekebilseydim.

Eruto ortalığı süpürmeye devam etti.

Bende o sırada sensein beline masaj yapmaya başladım.

Sensei bana baktı ve "Erifu sizin güçleriniz ne? " Dedi.

"Henüz ortaya çıkmadı sensei " Dedim üzgün bir tonla.

"Peki hangi klandansınız?"dedi.

"Ben Beş duyu Organı klanındanım Eruto da Ejder Ateşi klanından" Dedim.

Sensei "hay anasını satayım en zor klanlar da bana denk gelmiş söylerken bile üşeniyorum" dedi oflayarak.

Sonra doğruldu ve "Teşekkürler Erifu" Artık merdivenleri silmeye gidebilirsin "dedi şirin bir sesle.

Bende sinirlerim bozulduğu için çok şirin gülümseyerek "tamam" Dedim.

Ardından "ERUTOOO!!! "diye bağırdı.

Eruto koşarak geldi.

Sensei "nerede benim ayak yıkama kovam! "dedi.

Eruto gülümsedi "hemen getiriyorum" dedi.

O sırada bir gözünden aşağı yaş akıyordu.

***

İşlerimiz sonunda bitmişti.

Pislik Sensei tüm gün uzanmıştı.

Hareket edecek halimiz kalmamışdı fakat hala bize iş yaptırmaya çalışıyordu.

Şimdi ise bize garsonluk yaptırıcaktı!

Pislik Sensein konukları gelmeye başladı.

İlk erkek arkadaşları geldi ve kendini övmeye başladı.

"Bakın arkadaşlar evi dip bucak temizledim iddayı kazanmış oldum böylece" dedi kahkağa atarak.

Sonra kapı bir daha çaldı.

Eruto'ya seslendi "ERUTOOO!!! GİT KAPIYA BAK" diye.

Eruto zorlana zorlana kapıyı açtı ve konukları içeri aldı.

Sensei de o sırada arkadaşlarına "hayatımda bu çocuklar kadar tembel kimseyi görmedim tüm gün uzandılar yaw " Dedi.

Canım Senseim beni bugün katil yapmak istiyordu galiba.

İçeri manken gibi kızlar girmeye başladı.

Sensei hemen yanlarına koştu ve hepsini etrafına topladı.

Dört kızı kolunun altına almış geliyordu.

Şerefsiz adam.

Bana baktı ve "ERİFUUU!! GİT MİSAFİRLERİMİZE BİR ŞEYLER GETİR! "dedi. Hemen koşdum ve bir sürü meyve suyu alıp geldim.

Sensein arkadaşları elimdekileri görünce gülmeye başladı.

" OOOO Hwajin ne kadar da elitsin" Dediler.

Sensei sinirle yanıma geldi ve dişlerinin arasından "Erifu bunlar ne?" Dedi.

Bende "sensei bunları siz aldırdınız. İçki çok pahalı bokumu yesinler dediniz ve elimize 10 dolar verip en ucuz meyve sularını alıp gelin dediniz" Dedim.

Bütün salon kahkağa atmaya başladı.

Bende anlamaz gözlerle baktım.

Aw ne yapıyım gerçekler böyleydi.

Sensei herkese bakarak gülümsedi ve Eruto ile beni yapalayıp üst kata çıkardı.

Bizi çok geniş bir odaya sokdu ve "partim bitene kadar burdasınız küçük gudubetler" dedi ardından kapıyı kapattı ve gitti.

Eruto bana bakarak gülmeye başladı "yalnız orda iyi lafı koydun " Dedi.

Bende gülmeye başladım.

Sonra parti bitene kadar sensein odasını karıştırsak bir sorun olmaz diye düşündük.

Sensein dev dolaplarını kurcaladık içi kesici alet doluydu.

Anladığımız kadarıyla Sensei Son darbe klanındandı.

Bölgedeki en güçlü Son darbe klanı üyelerindendi.

Diaspor taşını 7 çizgi yapmış çok nadir savaşçılar arasındaydı.

Dolapları kucalarken sensein giysilerine çarptı gözlerimiz.

Eruto bir tanesi alıp çıkardı.

Micheal Jackson'ın kıyafetine benziyordu istemsizce güldük.

Bir sonrakinide ben aldım şimdide

Lolita temizlikçi giysisi çıkmıştı.

"Ooo sensein böyle şeyleri de mi varmış" dedi Eruto gülerek.

Benim yüzümde ise bir tiksinti oluşmuştu sensei bu kıyafetin içinde hayal edemiyordum.

Eruto sıfatımı görmüş olucakkı daha da gülmeye başladı.

Kıyafetleri bıraktık ve dolabın en altındaki anı defterini gördük tam uzanıcaktıkki bir çığlık sesi yükseldi.

***