@elifsmcninyeri
|
(Medya:Alex) Carol 'un ağzından; -yinemi sen. Senin burada ne işin var. Şaka mı! Bugün ormanda sinirimi bozan sefil bu. - Siz tanışıyor musunuz kuzen? Maria'ya kaş göz işaretleri ile sonra anlatırım dedim. Ortam biraz dediğim şeyden dolayı gerilmisti. Herkes bir bana birde kendini gizemli kişi diye tanıtan kişiye bakıyordu. Evet adını hala öğrenemedim. Bir anda uzun böyle,siyah saçlı, siyah gözlü,iri bir adam geldi. Buda veliaht değil dimi. Bir veliaht olmak için fazla büyük. - Merhaba gençler. Dedi. Sonra gözünü benim üstüme dikti. Elimi öperek; -Merhaba hanımefendi ben Kral Adrian. Peki siz kimsiniz? - Merhaba majesteleri. Ben Güç Krallığının prensesi Carol. Adam bir anda dondu kaldı. Çok şaşırmıştı. - Bağırdığınızı duydum. Umarım kardeşim canınızı sıkmamıştır. Diye gizemli çocuğu gösterdi. Bu adam onun abisi mi? E ama hiç benzemiyorlar. Benden cevap alamayınca kral; - Alex! Yoksa genç hanımın canını sıkacak bir şey mi yaptın. Rezil oldum. Kral Adrian sorudan ziyade daha çok sinirlenmiş gibiydi. Herneyse bu sayede çocuğun ismini öğrenmiş oldum. Hemen araya girerek; - Hayır majesteleri! Kendisini bugün görmüştüm. Tekrar görünce şaşırdım. Olay sadece bu. dedim. Tabikide herşeyi anlatacak halim yoktu. Adam başını salladı ve Alex'e tehditkar bakışlar attıktan sonra; - İyi eğlenceler gençler. Musadeniz olursa konukları karşılamam gerek. Dedi ve bizi selamliyarak gitti. Tam ortam sakinleşti derken Maria diye bir ses duydum. Gelen kişiyi görünce sinirim bozuldu. Ah bu pis cadı. Bana kalırsa bu peri değil cadı. Evet gelen Maria'nin ikizi Sofia. - İkizim. Neden benide cagirmiyorsun? Derken gözleri Alex'teydi. Beni farkedince yalandan gülümseyip. - Ah sende mi buradaydın biricik kuzenim. Dedi samimiyetsiz ya. - He buradayım Sofia. Diye aynı samimiyetsizlik ile karşılık verdim. 1 saat sonra Çok sıkıldımmmm artık gitmek istiyorummmm . Maria yanıma geldi. - Of! Ayaklarıma kara sular indi. Yarın size geleceğim canım biraz takılırız bu Alex olayını da anlatırsın olurmu? - Olur Maria. Gel. Biz sohbet ederken bir anda vals şarkısı çalmaya başladı prensler prensesleri dansa kaldırıyor du. Benim kalkmaya hiç niyetim yoktu. Ama sanki az önce kendisi şikayet etmemiş gibi Maria heyecanla birinin gelip onu dansa kaldırmasına bekliyordu. En sonunda orta boylu, siyah saçlı, yeşil gözlü bir çocuk Maria'yı dansa kaldırdı. Kuzenimde hoplaya zıplaya gitti. Bu haline kıkırdadim. Ben onları izlerken; - Merhaba hanım efendi. Bu dansı bana lütfeder misiniz? Karşımda tanımadığım bir çocuk vardı tipi fena değildi kumral saçlı yeşil gözlü biriydi tabi bana ağzının sularını akıtarak bakmasi ayrı. Yapacak bir şeyim yok. Burada kös kös oturmaktan iyidir diyerek teklifini kabul ettim. Dans ederken bizi izleyerek kadehinden içeceğini yudumlayan Alex'i gördüm. Kitlenmiş bir şekilde bize bakıyordu. Neden bilmiyorum ama sanki ona çekiliyordum. Alex'in ağzından; Bu kız çok tuhaf,sanki beni kendine çekiyor. Birde bu çocukla dans ediyor. Bu niye benim sinirimi bozuyor? Onları böyle görmeye dayanamadım ve kadehimden bir yudum daha alarak ayağa kalktım. Sofia 'yı gördüm ve yanına gittim. Dansa davet edecektim. - Sofia. Benimle dans eder misin? -Ay tabiki , olur.. Koluma yapıştı . Gerçekten yapıştı. Dans edenlerin arasına geçtik. Amacım tabikide Sofia ile dans etmek değil. Birazdan eş değiştirme olacak bende o sırada Carol ile dans edecektim. Carol 'dan; Bize sinirli sinirli bakıp içeceği den bir yudum daha alarak hızla kalktı. Dansa dönmeden önce onu Sofia 'nin yanında görmüştüm. Dönerek dans ettiğimiz için onu gözden kaçırmış tım. Birisi; -Eş değiştirme. Diye bağırdı. Sonunda bu çocuktan kurtuliyordum. Sürekli bana salyalarini akitarak bakıyordu çünkü. Dönerek yer değiştirdigimiz de kimle eş olduğuma baktım. Alex! Bu hangi ara geldi buraya. - Sen ne zaman geldin buraya. - Eee söyle bir iki dakika önce prenses. Dedi ve sırıttı. Ay ne güzel gülüyor. Kendine gel Carol! Dans ederken konuşuyorduk. - Ormanda gizemli kişi dedin ama pekte gizemli değilmiş sin he ALEX. İsmine vurgu yapmıştım. Kahkaha atarak; - Orası pek istediğim gibi olmadı . Bu baloya geleceğini düşünmemiştim. Dedi ve gülümsedi. - Ama geldim. Diyip kıkırdadim. Ondan sonra konuşmadan müzik bitene kadar dans ettik. Bu çok tuhaf bir duyguydu. Sanki müziğin etkisiyle vicutlarımız bir olmuş auranin vermiş olduğu ahenkle dans ediyorduk.Müzik bittikten sonra o bana referans yaptı bende eteklerimden kaldırarak hafif eğilip selam verdim. Artık eve gitmek istiyordum. Çok yorulmuş tum. Maria'yı aradım ve iki kızla konuşurken gördüm. Maria'a seslendim. Kızlardan izin isteyip yanıma geldi. - kuzen benim eve gitmem gerek , çok yoruldum. Bu güzel balo için teşekkürler, yarın seni bize bekliyorum. - Tamam canım. Ne demek. Sabah erkenden sizdeyim . Görüşürüz canım. Diyip sarıldık. Saraydan çıktım,araba kapıda bekliyordu. Hemen bindim, şoförün deh dediğini duydum. Yolu izlerken uyku bastırdı ve kendimi uykunun karanlığına bıraktım. Bir anda yüzüme gelen suyla uyandım. Neler oluyor! En son arabada uykum geldi ve uyudum. Burası neresi. Odaya baktım, loş bir mum ışığı vardı. Kollarım ve bacaklarım bir sandalyeye büyü ile bağlanmış. Işığın aydinlatmadigi karanlık yerde bı siulet vardı. - Günaydın prenses. Kalın bir sesi vardı. - Sende kimsin, benle derdin ne , burası neresi. Diye soru sormaya başladım. - Ah prenses çok soru soruyorsun. Şimdi bir tutam saçını alacağız. Dedikten sonra bana yaklaştı. Yüzünü net goremiyordum, galiba ona da büyü yapmıştı. Bir tutam saçımı kesti ve bir zarfın içine koydu. Sonra zarf bir anda elinden yok oldu. - O neydi? İçine neden saçımı koydun. - Prenses o bir mektup ve babana gitti , inanması için saçını yolladım. Bakalım babacığın seni kurtaracak mı? - Bizden ne istiyorsun. Artık gözlerim dolmuştu - Hakkımı prenses. Senle derdim yok, asıl derdim babanla ve o gelene kadar sen benimlesin! Diye resmen kükredi. Ne! Benimlesin mi? |
0% |