Max bağırıyordu. Onu duyuyordum ama durmak istemiyordum çünkü tahminimden bile büyük bir güç çıkmıştı.

Kütüphane ye gidiyordum. Bir anda kolumun tutulması ile yalpaladim. Max nefes nefese kalmıştı.

- Küçük böcek sandığımdan da hizliymis sın. Bağırdım o kadar neden durmadin?

Kolumu elinden kurtararak

- İşim var Max görüşürüz.

Tam gidecekken tekrar kolumu tuttu.

- İstersen bende sana yardım edebilirim prenses. Dedi. Tam ağzımı açıp konusacakken Max bir anda geri çekilip yere düştü. Max ten kafamı kaldırıp baktığımda Alex'i gördüm. Alex

- kız gideceğini söyledi. Sen ne diye hala ısrar ediyorsun. Dedi. Max ayağa kalkıp Alex'in karşısında durdu. Boyları yakın olduğu için burun buruna gelmişlerdi. Max

- Sana ne oluyor Alex.

- Hiç senle uğraşamam Max. Kimseyede istemediği birşeyi yaptıramaz sın. O yüzden bence bir an önce kaybol. Dedi.

Alex bana eli ile işaret verip arkamdan yürürken Max bağırdı.

- Bu burada bitmedi ateşli kurtçuk.

İster istemez Max'ın bu dediğine güldüm.

Alex bana bakıp

- Gülme Carol. Dedi ama Alex'in yüzüne baktıkça daha çok gülesim geliyordu.

- Nereye gidiyoruz prenses.

- Gidiyoruz derken. Ben gidiyorum ateşli kurtçuk. Diyip güldüm. Alex bu lakaba bozulmuştu galiba.

- Birincisi bana ateşli kurtçuk deme sinirim bozuluyor. İkincisi belki yardımım dokunur prenses. Tabi sende istersen.

Aslında yardım fena fikir değil ama o lakap artık onun kesinlikle söylemekten vazgeçmem. Sırf onu sinir etmek için

- Tamam gel ateşli kurtçuk. Dedim. Sabır çekip peşimden gelmeye başladı.

Koridorda yürüyor duk. En sonunda kütüphaneye geldik. İçeri girdiğimde direk önceden gittiğim kehanet bölümüne gittim. Masaya geçip matt diye hafif bağırdım.

Alex bana far görmüş tavşan gibi bakıyordu.

- Max bitti sırada mat mi var. Dedi. O sırada Mat uçarak Alex'in kafasına hafifçe vurdu. Alex ah diye bir ses çıkardı. Mat'i göstererek

- Alex bu mat. Mat buda Alex.

- Mat dediğin kalem mi? Diye mat'i işaret etti. Mat kağıda hemen birşey yazdı.

Alıp okuduğumda gülmeye başladım. Alex meraklı meraklı bakıyordu.

- Kalem senin babandir. Diye yüksek sesle okuyup gülmeye başladım. Alex kollarını bağdaş yapıp Mat'e sinirli sinirli baktı. En sonunda gülmemi bastırarak mate sordum.

- Mat daha önce kehanet için gelmiştim ama bugün guclerimi öğrendim. Neredeyse tüm güçlere sahibim önceki beyaz kraliçe de var mıydı bu? Mat hemen kağıda yazılar yazdı. Alıp okudum.

- Elbette vardı Carol. Sen ondan güçlüsün ama bu birazda senin kendini gelistirmen le alakalı. Bence artık o yüzüğü çıkartıp yada üstündeki büyüyü kaldırıp güçlerine alışman lazım. Çok bile geç kaldı.

- Peki mat guclerime bakarken makine bozuldu ama bozulmadan önce ekranda bir ejderha kükredi. O neydi.

- Prenses dediğim gibi eski beyaz kraliçe de ejderha gücüne sahipti. Onun ejderhası kırmızı ejderha. Ejderhaları lideri. Onunla konuştuğunda yada gücünü kullandığında gözü kırmızı olurdu aynı ejderhanın rengi gibi. Seninkide büyük ihtimalle odur. Peki ekranda hangi renk ejderha çıktı. Kağıdı okuduktan sonra hatırlamaya çalıştım. Mat ben cevap verene kadar diğer ejderhaların özelliklerini yazıyordu.

- Galiba mor du. Dediğim de mat durdu. Bir anda kağıdı havada top yapıp bir köşeye attı ve tekrar yazmaya başladı.

- Gerçekten de beyaz kraliçe den güçlüsünüz prenses. Alex lafa atladı.

- Hey bücür kalem eğer en güçlü ejderha kırmızı ise nasıl ondan güçlü olabilir. Onunki mor. Mat tekrar yazmaya başladı.

- Birincisi birdaha sakın bana bücür kalem deme senden daha bilgiliyim. İkincisi evet ejderhaların lideri kırmızı ejderdir ama gizli saklanan ve hiç kimse ile bag kurmayan ve onların asıl korktuğu yalnız ejderha mor ejderhadir. Bazıları kristal de der. Alex ile birbirimize baktık. Bize doğru uçan bir kitap gördüm. Havada tuttum. Kendisi direk sayfayı açtı. Bir ejderha vardı.

Kristal ejder: Kendisi ejderha sürüsü içinde yer almaz ve kimse ile bağ kurmaz. Onu bulmak ta epey zordur. Mağara gibi bir yerde diğer ejderlerden uzakta yaşadığına inanılır. Onu bulabilen tek kişi gezgin rost dur. Bundan en az 100 yıl önce birtek o ejderi bulmuştur. Tam zamanı ve ne olduğu bilinmemektedir. Evrenin en güçlü varlığı Beyaz kraliçe bile kendisi ile bağ kuramadi ama birgün çok güçlü bir varlığı kabul edeceği düşünülüyor. Kendisi hakkında ulaşabildiğimiz bilgiler bu kadar.

Sayfayı okuyunca bı tık ürktüm. Kafamı çevirdimğim de Alex dibime girip sayfayı okuyordu. Bir anda dönünce yüzüne çok yaklaşmıştım. Oda bunu farkedince bana bakmaya başladı. Bir bakisma içerisinde iken elimin üstünde birşey hissettim. Mat yüzüğümle oynuyordu.

-Mat ne yapiyorsun. Kağıda birşeyler yazdı.

- Siz büyüyü bozana kadar çıkar yüzüğü artık güçlerini serbest bırak. Dedi. Yüzüğü parmağımda çevirdim haklıydı. Alex'e baktım kafasını salladı. Yüzüğü çıkartıp elbisem deki iç keseye koydum. Mat e teşekkür edip kütüphaneden çıktık. Şimdiden basım ağrımaya başladı.

Yemek yemek için giderken karşımıza geçen kavga ettiğim çocuklar çıktı .

- Vay vay vay prenses tekrar karşılaştık.

Yemin ediyorum gevşek ya.

- Yanında pisicik te getirmiş sin.

Diyip güldüler

Alex'e baktığımda her an dalacak gibiydi.

- Çekil önümüzden embesil.

Diğer taraftan geçmeye çalıştığımda gene önümü kestiler.

- Hemen gitmek yok prenses. Alex

- Çekil lan önümüzden.

- Ooo pisicik konuştu. Çekilmezsem ne olur dedi ve alex'e yaklaştı. Alex

- Bu olur. Diyip çocuğa kafayı gömdü.