Yeni Üyelik
13.
Bölüm

İlk Cinayet

@elifsmcninyeri

***********

Merhabaaaaa . Lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın . Herkese iyi okumalarr.

***********

Kütüphanenin yolunu tutmuştum . Şu sıralar ne derslere, nede saraya uğrayabiliyordum.

Ya baygındım yada baygındım. Güçlerimi her kullandığımda güçsüz düşüyor ve bayılıyordum. Bunun sebebi de uzun süre güçlerimi bastırılmış olması. En kısa sürede buna bir çözüm bulmam gerekecek .

Kütüphaneye girdiğimde direk arka tarafa geçtim . Mat'in yanına gittim . Başkasına yardım ediyordu. Bende o sırada masanın üzerindeki kitaplara bakıyordum . Bir anda önüme top halinde bir kağıt düştü . Geldiği yere kafamı çevirdiğimde Mat oradaydı .Kağıda yazmaya başladı .

- Nasıl yardımcı olabilirim prenses?

- Rüyamda bir adam gördüm. Belki onun kim olduğunu kütüphanede bulabilirim diye düşündüm . Yardımcı olabilir misin ?

- Elbette olurum prenses . Gördüğün kişi nasıl biriydi ?

- Böyle yaşlı gibi , tuhaf - eski bir taht salonunda tahtta oturuyordu .

-Başka?

Aklıma gözleri geldi .

- Gözleri . Gözleri çok farklıydı . Simsiyah gözleri vardı ve gözlerinin altında siyah-kırmızı damarlar vardı.

Mat yazmayı bıraktı . Bireyler yaptı ve önüme bir kitap geldi. Üstünde tarihin kötüleri yazıyordu.

Mat kitabı açtı ve bir sayfaya geldi ve tekrar kağıda yazmaya başladı.

- Gördüğün kişi bumuydu?

Kitabı elime alıp baktığımda çizilmiş bir resim gördüm. Bu o adam dı. Sadece biraz daha genç hali gibiydi . Altında yazan yazıyı okumaya başladım .

********

Lord Wolf namı diğer Lanetli . Bu ismi yaptığı bir anlaşma sonucu lanetlendiği için almıştır . İnsanlar onun adını anmak yerine Lanetli derlerdi .

M.Ö. yaşamış bir soyluydu . Kendisi insanlığa yeni bir çağ getireceğini düşündüğü bir büyü bulmuştu . Diğer soylular ön gülmüş ve kale almamılardır. En sonunda ne yapıp edip krala bu buluşun tanımıştır . Kral bu büyüye şüpheyle yaklaşmıştır. O gün şans eseri Beyaz Kraliçe de oradadır ve Krl kendisine sunulan bu teklifi onunla paylaşmıştır . Beyaz Kraliçe ne oldu ise bu büyüye karş çıkmış ve kesinlikle yapılmaması gerektiğini söylemiştir . Bunu duyan Lord Wolf çok sinirlenmiş ve bu büyüyü kendisine uygulanmıştır . Ne olduğu bilemez ki işin sonunda lanetlenmiş ve tuha bir yaratığa dönüşmütür . Kraliyet saldırması sonucunda Beyaz Kraliçe ile çarpışmış ve kaybetmiştir . O günden sonra bir daha görülmemiştir . Bir inanış göre Beyaz Kraliçeye kin beslemiş ve intikam alacağı günü beklemiştir .

**********

Şimdi beyaz kraliçe yok . Acaba onu soyundan olduğum için mi . Yoksa yüzden mi rüyama girdi .

-Sağol Mat. diyip kütüphaneden koşarak çıktım .

Hemen Robert hocanın yanına gittim .

Tüm okulu turladım hoca yok . Koşmaya devam ederken sert bir bedene çarptım. yüzümü tutarak geri çekildim .

- Önünüze bakarım sınız .

Kafamı yukarı kaldırdığımda onu gördüm .

- Max . Senin burada ne işin var .

- Tenefüs çünkü .

Hangi ara zil çalmıştı . Max'e baş selamı verdikten sonra hızlı hızlı yürümeye başladım .

- Carol!!

Arkadan gelen sesle döndüm . Max yanıma geliyordu .

- Sana eşlik edebilir miyim ?

Kafamı salladım şuan kimse ile tartışamam . Hocanın odasına gelince kapıyı tıklattım . İçeriden gel sesi gelince içeri girdim .

- Carol? Seni odama getiren şey nedir ?

Robert hoca geldiğime şaşırmış gibiydi . Halbuki kanat olayından sonra yanına geleceğimi tahmin etmiş olmalıydı .

- Hocam size birini sormam lazım.

- Tabi . Sor.

- Lord Wolf-

Devam etmeme izin vermeden elini kaldırdı .

- Lanetliyi nereden biliyorsun?

- Hocam konuşmama izin verirseniz söyleyeceği .

Hoca gözlerini dkmiş bana bakıyordu . Tam konuşucakken max araya girdi;

- Bazı öğrencileri onun hakkında konuşurken duymuş , o yüzden ne olduğunu sornak için size gelmiş .

Hoca ikimizde gözlerini gezdirirken konuşmaya başladı.

- Çok merak ettiysen kızım kütüphaneye git araştır. Beni birdaha böyle saçma sapan şeyler için rahatsız etmeyin . Dedi

Max tai hocam diyip beni kolumdan tutarak dışarı çıkardı. Kolumdan çekiştirerek koridora çıktık .

- Buda neydi şimdi . Neden konuşmama izin vermedin?

- Hocada bir tuhaflık var.

-Ne gibi ?

- Senin kanatların çıktıktan sonra bana sen uyanınca yanına gitmeni söylememi istedi ama sen gelince neden geldiğini sorguladı .

Aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

- Unutmuş olabilirmi?

- Daha iki saat önce sırtının ayrılmasına yardım ettiği bir kızı unutacağını sanmıyorum. Ayrıca kaba davrandı. Bu hiç onluk değil .

- Sen hangi ara bukadar tanıdın ?

- Sürekli babamın yanına geliyor . Bi muhabbetimiz var yani prenses .

Birşey demeden koridorda yürümeye başladım. Uzun zamandır derslere girmiyordum . Zaten uzun süre okula gitmediğim için sarayda eğitim görmüştüm. Benim için pek bir kayıp yok.

Koridorda ilerlerken bir fısıltı duydum.

- Geelllll.

Etrafımda dönüp bu sesin nereden geldiğini bulmaya çalıştım.

- Buradayım prensess. Sesime gellll.

En çok ne taraftan ses geliyorsa o tarafa doğru yürümeye başladım . Max

- Ne oldu. Hey nereye gidiyorun.

- Sus Max!

Sesi dinlemeye başladım.

- Gel prensess. Az kaldıııı.

Koridorun sonuna gelirken bir çığlık duyduk . Max ile birbirimize bakıp , çığlığını geldiği yere doğru koşmaya başladık. Koridorun köşesini döner dönmez olduğumuz yerde dona kaldık. Karşımızda bir kan gölü vardı . Kızın sarı saçları dağılmış , bedeni kan ile yıkanmıştı . Sarıldığımı hissettim . Görüş açıma Max girdi.

-Carol !!! Kendine gellll!!!!

- Şifacı çağırın.

sesim kadar cılız , kadar kısık çıkmıştı ki kendim bile zor duyuyordum.

- Carol ne diyorsun , anlamıyorum.

Maxin gözünün içine bakıp sesimi yükselttim.

- Şifacı çağırın .

Birden arkamı dönüp öğrenci kalabalığına bağırdım . Hani ar bukadar kişi gelmişti .

- ŞİFACI ÇAĞIRIIINN!!!!!!!!

 

Loading...
0%