@elifsmcninyeri
|
Medya sky ------------------ Carol dan: Donmuş bir şekilde karşımdaki kadına bakıyordum. Kadın gözlerini Max in üstüne dikmiş gülümsüyor du. Gözlerindeki özlem kendini belli ediyordu. Hatta gözleri bile dolmuş tu. Koca bir sessizliğin arasında kraliçe kendisine gelmiş olmalı ki. Anna diye çığlık atıp koştu. Kralda peşinden koştu.Anna dedikleri kişi arkasına dönüp kraliçeye sarıldı. Sonra herkes başımıza toplanmaya başladı. Kraliçe; - Sana şükürler olsun Tanrım. İki çocuğumu da bana bağışladin. Dedi. Anna abla gür bir sesle; - Eğlenceye devam. Bugün iki kardeşin eve dönüşünü kuluyoruz! Diye bağırdı. Bence boğazı yırtıldı ama kendi bilir. Herkes eğlenmeye dönmüştü. Kral ve kraliçe Anna ablayı soru yağmuruna tuttuğu belli oluyordu. Büyük ihtimalle geçiştirdi ve yanımıza geldi. Bana baktı ve; - Prenses iznin olursa kardeşimi alabilir miyim? Dedi. Al götür ablacım. - Tabikide sonuçta kardeşiniz izin almanıza gerek yok majesteleri. Dedim. Bu dediğime gülümseyip Maxi kolundan tutarak götürdü. Max hala olayın şaşkınlığın daydı. Alex' le baş başa kalmıştık. - Bu çocuk seni kaçırdı. Seni tutsak etti. Şimdi de onun yanında mı duruyorsun dedi. Ona dönerek - Sende ormana sessizce gelip,beni korkuttun. Üstüne birde bana saldırdın ama ben şuan senin yanında duruyorum, değilmi?. Bana baktı. Konuyu kapatmak ister gibi - Okula gelicekmisin? -Evet bu yıl gelicem. Daha sonra hiç konuşmadık. İlerde Maria yı gördüm. Hemen yanına gittim. Mavi bir elbise giymişti, üstünde sarı işlemeleri vardı. Neden gene mavi derseniz, mavi onun en sevdiği renk.
(Maria'nın elbisesi) Maria benim geldiğimi görür görmez aradaki mesafeyi kapatıp hemen bana sarıldı. - Kuzen çok şükür iyisin. Balodan sonraki gün evinize geldim ama seni kacirmislar. Herşey üst üste geldi. Konuşamadık seninle. İyimisin nasılsın. Bir derdin varmı. Beni soru yağmuruna tuttu. - Ay Maria dur vallahi senden hızlısı mezarda. İyiyim hiçbir şeyim yok. Olanları sonra konuşuruz. Hem yarın okul var.Maria şaşırmıştı. - Sen bu yıl okula geliyor musun. - Evet geliyorum. Biz konuşurken bir anda bardak vurma sesi geldi ve otarafa baktık. Kral konuşma yapacaktı galiba. Herkes kralın başına toplanmaya başlamış ti. Bizde krala doğru kalabalığın arasına karıştık. - Evet sevgili misafirlerim. Mutluluğumuzu bizimle paylaştığınız için teşekkürler. Oğlum Max'i bulduktan sonra ölü olarak zannettigimiz kızımız, prensesimiz de kardeşinin döndüğü haberini alınca evine yani yanımıza geri döndü. Çok mutluyuz. Daveti sonlandiracagiz. Malûm yarın gençlerin okulu var . Hepinize İyi okul yılları ve güzel bir hayat dilerim. Geldiğiniz ve dinlediğiniz için teşekkürler. Büyük bir alkış koptu. Artık eve gitme vaktiydi. Formalar saraylarimiza büyü ile gönderilmişti. Maria bugün bizde kalacaktı. Kız gecesi yapacaktık. İkimizde okuldan dolayı heyecanlı olduğumuz için uyuyamayacaktik. Alex yanıma gelip. -Yarin görüşmek üzere prenses. Dedi ve gülümseyerek gitti. Üstüne Max'in geldiğini gördüm - Yarın görüşmek üzere küçük böcek. - Ama yani yeter. Böcek deme . Diyip gülüştük. Maria bize far görmüş tavşan gibi bakıyordu. Artık gitme vakti geldi ve yanımıza babamda gelerek arabaya bindik. Saraya gelince direk maria ile odama çıkıp üstümüzü değiştirdik. Kız peri sonuçta direk geceliğini üstüne ışınladi. Mavi- yeşil arası soft bir gecelik giymişti.Ben el mecbur lavaboya gidip beyaz geceligimi giydim.
(Maria'nin geceliği) (Carol'un geceliği) Yatağa oturduk direk. İçeri Daphne abla girdi. - Kızlar size meyve suyu ve kek getirdim. - Sağol abla. - Teşekkürler Daphne abla. Kekleri ortamıza koyduktan sonra ablam dışarı çıktı. Maria hemen - Şimdi ilk önce Alex'i anlat. - Ya ben ormanda ok çalışırken geldi korkuttu . İşte yayımı fırlattı ağaçla arasına aldı beni bıçak dayadım boynuna sonra ismini gizemli kişi dedi gitti bukadar. -Ne ! Kızım çocuk bence seni önceden de izliyormuş yoksa neden bir anda karşına çıksın ayrıca baloda olanları da gördüm. O yüzden orayı anlatmana gerek yok. Sıra Max de. Dinliyorum seni - Oda kaçırdı beni ama iyi davrandı. Ondan sonra lavaboya gittim Alex not gönderdi. Onu oyalayim derken hayatını anlattı. Sonra işte ben bayıldım. Kalkınca babam bana ve ona herşeyi anlattı. Sonrası işte bildiğin şeyler. Diyerek bütün olayları kısa kestim. Maria düşünüyordu. - Acaba bu iki ileri zekalı arkadaş senden hoşlanıyor olmasın Carol. Olurmu olur yani. Diyerek sırtı. - He Maria herkes bana aşık. Yok öyle birşey. Asıl sen anlat hevesli hevesli dansa kalktın ne oldu sonra. Birden heyecanlanarak - Ay bak şimdi beni dansa kaldırdı ya işte ufak ufak dans etmeye başladık sonra ben ismini sordu. İsmi sky mış. Ondan sonra bana isminizi bahseder misiniz dedi. Söyledim. Baya romantik biri. Öyle sohbet ede ede dans ettik. Eş değiştirmede bile bırakmadı beni. Galiba ondan hoşlanıyorum. Dedi. Aşırı heyecanlı anlatmıştı. Gözlerindeki sevinci gördüm gerçekten hoşlanıyor. Biraz daha konuştuktan sonra artık yatma vakti gelmişti. İyi geceler dileyip beraber uyuduk. Diyeceksiniz ki koskoca saray başka odamı yok. Tabiki var ama biz küçüklüğümüzden beri beraber uyuyoruz. Şimdi uyku vakti gençler. Sabah uyanınca lavaboya sırayla girip işlerimizi hallettik. İlk ben girmiştim. Oyuzden o lavaboda iken ben giyinmeye başladım. Gri yelek, içine beyaz gömlek ve rozet, altına siyah etek ve uzun eteği bile kapatan bi yelek daha vardı ve oda griydi. Erkeklerinki de buna benzerdi büyük ihtimalle. ( Okul forması) Ben giyindikten sonra saçlarımı yapmaya geçtim. O sırada Maria da gelmiş ti ve üstünü giyiniyordu. Saçını açık bırakacak mis oyuzden hafif bir makyaj yapmaya geçti. Saçımı arkadan toplayıp okul rozeti ile uyumlu bir toka taktım.
(Taktiği toka. Üstündeki taşlar uyumlu) İkimizde hazır olunca aşağıya indik. Okulda kahvaltı yaparız diyerek direk arabaya bindik. Babam büyük ihtimalle taht odasında çalışıyordu. Okulu uzaktan görebiliyordum ve çok tatlı duruyordu. Arkasında bı göl vardı. (Okul) Araba okulun önünde durdu ve indik. Bahçeye doğru yürümeye başladık. Herkes burada toplanmıştı. Yukarıda bir sürü yetişkin duruyordu, öğretmenler di galiba. Biraz bekledikten sonra okul müdürü olduğunu düşündüğümüz kişi diğer öğretmenlerin yanına geldi. Konuşmaya başladı ama normal sesi okadar çıkamaz büyük ihtimalle daha çok ses çıksın diye büyü yaptı. Çok öğrenci vardı. Müdür; - Merhaba gençler. Ben Artinos okulunun müdürü Jack Ryan. Bu yıl aramıza katılan yeni öğrencilerimiz var. Büyük krallıkların veliahtlari da dahil. Herkesin bir anda bana baktıklarını gördüm. Bu arada galiba tek beyaz saçlı benim. Müdür tekrar konuşmaya başladı. - Gençler ders programınızı almanıza gerek yok. Büyü yolu ile elinize ulastiricaz. Birazdan gelmiş olur. Hepinize iyi bir okul yılı dilerim. Diyip içeri girdi. Maria ve ben okula girdik. Gerçekten çok güzeldi. Bir anda önümde bir kağıt belirdi. İlk derse baktım. Türler tarihîydi. A3 sınıfına gitmemiz gerekiyormuş. Yaş olarak bizden küçükler in derslik sayısı 1 biz büyük olduğumuz için 3 kafanız karışmasın 1-2-3-4 diye. 4 . Siniftakiler genelde hem öğrenci hemde öğretmen oluyorlar. Sınıfı ararken A3 bulmuştuk. Hemen bir yer seçip oturduk. Sıralar yukarı doğru yükseliyordu. En arka cam tarafına oturduk. Herkes gelmeye başlamıştı. Ya tek başına yada grupça gelenler oluyordu. Tam o sırada Alex ve Max sınıfa girdi ve Alex bir grubun yanına otururken. Max gelip önümüze oturdu. Günaydın merasiminden sonra içeriye 50 li yaşlarda yuvarlak gözlüklü bir hoca girdi. Hafif sakal ve bıyığı vardı. - Günaydinn sevgili gençler. Ben tür tarihi öğretmeniniz Robert. Bugün bı tanışma yaşayacağız. Bugün ders yok. Hoca çok tatlıydı. Sırayla herkesle tanışmaya başlamıştı. Sıra Maria ya gelmişti. Ayağa kalkıp. - Ben Maria. Peri krallığının prensesiyim. Periyim ve su gücüm var. Dedi. Hoca bana baktı ama ben daha gücümü bilmiyorum ki. Utanarak ayağa kalktım. Herkes saçıma bakıyordu. - Ben Carol. Güç krallığının tek varisiyim. Gücümü daha kesfedemedim. Dedim. Hoca hafif sırıtarak. - Ben biliyorum. Dedi. Nasıl yani. Daha ben kesfedemedim hocam. Ben bunları düşünürken çoktan zil çalmış ve hoca kapıdan çıkacak iken koşarak yetişmeye çalıştım. - Robert hocam. Diye arkasından bağırmış tim. Durdu ve ona yetismemi sağladı. Yanına gidince durup soluklanmaya başladım. Soluklanmam bittikten sonra. Karnımı tutarak sorumu sordum. - Hocam benim gücünü nasıl biliyorsunuz, daha ben bilmiyorum. Dedim. Hoca gülerek - okulun kütüphanesine git. Orada bulacaksın. Dedi . Hemen kütüphaneyi aramaya başladım. Tam diğer koridora dönmüştüm ki. Bir grubu bı çocuğa zorbalık yaparken gördüm. Büyük ihtimalle çocuk küçük sınıflardan di. Hemen gittim ve bağırdım. Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz. Dedim. Bana bakarak. - Ooo güzel prenses , hoşgeldin. Sende katılmak istermesin. Dedi aralarından biri. Kokularından kurt olduklarını anlayabiliyor dum. - Bence siz o çocuğu bırakın . Hepsi gülmeye başladı. Aralarındaki bı kız - Tatlım bize sarayındaki hizmetliler gibi izin veremezsin. Diyerek üstüme yürüdü. - Anladın mı. Diyip omzumdan ittirecek iken, kolunu tutup üstümden gecirerek yere attım. Bir iki kırılma sesi. Geldi. Diğerleri kızı kaldırarak bu iş burada bitmedi dedi ve gittiler. Hemen olanları şaşkınca izleyen çocuğun yanına gittim. - İyimisin. Dedim - iyiyim abla sağol. Adım Michael. C1 . Sınıfım. - Tamam birşey olursa beni bul. Adım Carol.A3 sınıfı dayım. - En güçlülerin sınıfı. Teşekkürler abla. Dedi ve gitti. Bende doğru kütüphaneye gittim. En sonunda kocaman kütüphane yazısını görünce durup baktım. İşte giriyoruzzzz... |
0% |