(Medya:Maria)

Sabah Daphne'nin dürtmesi ile uyandım

- Efendim sabah oldu. Kahvaltı hazır.

- Sağol abla.

Evet ona abla diyorum. Çünkü kendisini hizmetlimiz olarak değil hiç olmamış ablam gibi görürüm. Doğduğum andan itibaren benim yanımda olmuştur. Benim için değerli birisidir. Kalktım lavaboda ihtiyaçlarımı giderdikten sonra dolabımi açtım siyah kapşonlu rahat bir kiyafet çıkardım. Bugün ormana atış yapmaya gidecektim. Hızla üstümü giyindim . Ok ve yayımı alarak hızla aşağıya indim. Babam sofrada oturuyordu. Hızla ağzıma bir şeyler tikarken babam

- Kızım yavaş, otur öyle ye . Ne bu acele.

Ben ağzım dolu olduğu için yarım yamalak

- Ormana gidip calisacam baba hadi görüşürüz.

Tam gidecekken babam.

- Kızım otur. Konuşmamız gerekli. Dedi. Açıkçası çok merak etmiştim.

- Tamam baba, konu nedir?

- Kızım akşam baloya davetlisin.

-Ne! Balo mu ? Ama ben nefret ederim.

- Kızım nefret ettiğini biliyorum, diğer veliahtlar ile tanisacaksin.

Sinirlenmiş tim ama kabul etmem gerek çünkü babam ilk defa benden böyle birşey istiyor.

- Peki baba.

Babam kabul etmeme şaşırmış ti.

- teşekkürler kızım.

Hızla kalkıp atıma bindim. Son sürat ormana sürdüm atımı.

Dünyam çok tuhaf bir yer. Burada ejderhalar, kanatlı atlar,vampirler,periler,kurt adamlar,troller ve daha nice doğa üstü hayvanlar var.

Ben her zaman kendi halinde enerjik bir kızımdir. Babam bana zarar vereceklerinden korkar. Çünkü bu kainatın en güçlü krallığının veliahtıyım. Babam benden birşeyler saklıyor ama anlatmasını bekliyorum. Birde bu balo işi çıktı offf.

Ben bunları düşünürken çoktan ormana girmiştim. Atimdan indim. O da saçlarım gibi beyazdı. Okumu yayımı çıkarıp bir iki el atış yapmıştım. Ve tam isabet. Tam tekrar atacakken bir ses duydum.

- Kim var orada. Dedim

Sesler bana doğru yaklaşıyor du. Yayımı hazır hale getirdim. Bacağımda bıçak vardı tedbirli olmak lazım dimi.

- Kim var orada dedim.

Bir anda sincap kafalı tavşan ayaklı bir yaratık çıktı. Tuttuğum nefesimi bıraktım. Arkamdaki sesle hızla tekrar yayımı gerip döndüm.

- Korkma. Eline silah hiç yakışmıyor prenses.

- Kimsin sen. Dedim ve yayımı daha çok gerdim. Bir anda hızla yanıma gelip yayımı yere attı ve beni kendisi ile ağacın arasına aldı. Ama bilmediği bir şey vardı o bunları yaparken ben çoktan bıçağımi boğazına dayamistim.

- Ooo , prenses yavaş.

- Çekil seni gidi sefil.

-Aaa hiç ağzına öyle kelimeler yakisiyormu.

Geri çekildi. Önümde referans yaparak;

- Ben gizemli yabancı majesteleri.

- Neden beni takip ediyorsun.

- Sizinle bitmemiş bir hesabımız var majesteleri.

-Her neyse kaybol buradan yoksa bıçağımin tadına bakarsın.

- Tekrar görüşmek üzere prenses.

- Görüşmemek üzere gizimli kişi

Ç Yayımı yerden aldım ve döndüğümde gitmişti. Tüm tuhaflar beni buluyor ya.

Hızla çalışmaya devam ettim. Gökyüzüne baktığımda hava kararmak üzereydi. Saat nasıl geçti ya. Hızla atıma atlayıp saraya gittim. Daphne abla hızla bana elbise seçiyor du. Bende kısa bir duş aldım. Seçtiği elbiseyi giydim. Bu çok güzeldi. Beyaz, omuzları açık, kollarında katlı giden bir tül vardı, üst kısmı korseliy di. Göğüs kısmının ortasında ise şık bir rozet vardı.



Altına incili ve kurdeleli beyaz bir ayakkabı giydim.



Mavi taşlı kolye ve küpe seti taktım.



Çok güzel olmuştu saçımı iki yandan kelebek toka ile kıstırdım ve dalgalı saçlarım harika duruyordum. Hafif bir makyaj yaptım. Yavaşça aşağıya indim. Babam beni görünce;

- Aynı annene benziyorsun kızım.

- Baba ağlama bak bende ağlarım. Makyajım akar öcü olurum, görürsün gününü. Diyip kıkırdadim. Babam göz yaşlarını silip alnimdan öptü.

- Aaa hadi ama baba geç kalıyorum.

Sarılıp hemen yanıma koruma çağırdıp bena arabaya doğru eşlik etti. Kanatli atların olduğu arabaya. Son kez babama bakıp arabaya bindim ve yola çıktık. Kuzenimle görüşeceğim için çok mutluydum. Araba durdu. Çoktan gelmiştik, şoför gelip kapımı açtı. Saraya girdim. Gözüm kuzenimi arıyordu. Arkamdan Carol diye bir ses duydum. Kuzenim Maria yı gördüm. Çok güzel olmuştu. Üzerinde mavi, çiçekli, katlı tüllü bir elbise giymişti.

- Carol! Hoşgeldin. Oha çok güzel olmuş sun melek gibi.

- Teşekkürler. Sende aşırı güzel olmuş sun,peri gibi.

Maria hafif kıkırdayarak

- Zaten periyim. Hadi gel seni veliahtlar ile tanıştırayım. Beni kolumdan sürükleyerek bir masaya götürdü.

- Merhaba gençler bu kuzenim Carol.

Hepsine baş selamı verirken gözlerim birine kilitlendi.

- Yinemi sen. Senin burada ne işin var.