Yeni Üyelik
19.
Bölüm

Yolculuk Başlasın

@elifsmcninyeri

Eşyalarımı topladıktan sonra aşağıya indim. Babam taht salonunda oturuyordu. Başdanışmanı ile birşeyler onuşuyordu. Beni görünce konuşmayı kestiler.

- Gel kızım.

Babamın yanına yaklaştım.

- Sen gelicekmisin baba?

- Hayır kızım . Maalesef bu yolculukta sana eşlik edemeyeceğim. Ama senin başaracağına güvenim tam.

Babamın gelmemesine üzülmüştüm. Ama onu anlıyordum. Koca krallığı bırakıp bizimle gelmesini isteyemezdim.

- Seni görmeye biri geldi kızım.

- Kim baba?

Ben Alex yada Max olacağını düşünürken içeriye başka birşey girdi.

- Hoşgeldiniz Mat.

Şaşırmıştım. Okuldan çıkabileceğini düşünmemiştim. Mat uçarak yanıma geldi. Onunla beraber yanında kağıtlarda uçuyordu. Sonuçta bizimle kağıtlar aracılığıyla iletişim kuruyordu.

'' Merhaba prenses''

'' hooşgeldin''

Babama döndüm. Onsuz gitmek istemiyordum. İçimde kötü bir his vardı.Babam bunu anlamış gibi bana rahatlatıcı bir gülümseme sundu.Sarıldım... Hayatımda hiç sarılmadığım kadar derin ve hisli bir şekilde sarıldım. Beraber bahçeye çıktık. Herkes gelmişti. Max'in ablası ve kral Adrian diz çöktüler.

" Çocuklara dikkat edin. Size güveniyorum."

İkiside ayağa kalkıp baş salladılar. Babamla son kez sarılıp atına bindim. Sarayın çıkışına doğru gitmeye başladık. Arkamı dönüp babama, ablama ve sarayıma baktım. Umarım geri gelebilirim. Saraydan çıktık ve atlarımızı hızlıca sürdük. Max'in ablası bize yol gösteriyordu. Atımızı hızla bozkır da sürüyorduk. Ne kadar oldu hiçbir fikrim. Yoktu ama uzun süre at sürdük. İleride orman ve göl gördük ve yavaşça durduk. Atlar gölden su içmeye başladı. Max'in ablasına yaklaştım.

"Majesteleri ne kadar yolumuz kaldı?"

Bir harita açtı yere.

"Bak burada ki orman sembolü bizim olduğumuz yer. Şurada yazan kırmızı çarpılar benim bölgem. Şuan oraya gidiyoruz. Oradan bir iki adam daha alıp patlayan ormandan geçeçeğiz. Yarım günlük bir yoldan sonra kütüphaneye ulaşacağız."

"Anladım teşekkürler majesteleri."

" Canım majesteleri deme bana. Anna abla desen yeter."

"Tamam Anna abla" diyerek gülümsedim.

İleride Alex ve Kral Adrian çok hararetli bir şekilde konuşuyolardı.

 

Alex'in anlatımıyla ;

 

"Alex senin amacın ne? Ne yapmaya çalışıyorsun?"

Abim sinirle kolumu tuttu.

"Sözümü tutuyorum."

Dedi sinirle abim kolumu bıraktı ve yüzünü sıvazladı.

"Alex abim, hiçbir ey senin bildiğin gibi değil. Vazgeç bu işten. Prensesi seviyorsun bunu görebiliyorum."

"Sevgim intikamımın önüne geçemez. Anladın mı?"

Diyerek abimi arkamda bırakıp Carol'u yanına gittim.

"Alex ne oldu? Abin neden bukadar sinirli?"

"Yok birşey Carol." diyerek tersledim.

Sevgim intikamımın önüne geçemez diyordum ama bu tam bir yalandı.

Carol'u anlatımıyla ;

"Yok birşey Carol"

Bana neden şimdi kızdı ki. Abisine kızıp sinirini benden çıkaramaz.

"Gençler! Yola çıkma vakti. Son sürat sürüyoruz. Benim bölgemde geçireceğiz bu akşamı."

Anna abla bize seslendikten sonra Kral Adrian'nın yanına gitti. Atımı yedirdikten sonra bindim. Etrafıma bakarken herkes biniyordum. Anna abla sürmeye başladı bizde arkasından atı sürüyorduk. Tekrar bozkırda sürdük. Artık güneş yavaş yavaş batmaya başladı. Uzun süredir durmadan at sürüyorduk ve atlarımız da yorulmuştu artık. İleride küçük evler ve ateş gördük ve daha da hızlandık. Kapıya gelince nöbetçiler bizi içeri aldı. Yavaş yavaş herkes ortaya toplanmaya başladı.

"HOŞGELDİNİZ ANA"

Ana diyorlardı. Buna çok takılmadım ve altımdan indim. Anna abla insanları selamlıyordu.

"Merhaba halkım bu gece size misafir getirdim" dedi abla ve bize kendisini takip etmemiz için el işareti yaptı. İnsanların içinde diğer evlerden biraz daha büyük bir eve girdik. Sofra kuruluydu, gelmeden önce haber vermişti galiba.

"gençler odalarınız yukarıdan elinizi yıkayın gelin hadi."

Bir kaç abla bizi yukarı çıkardı ve odalarımızı gösterdi. Bizim odamızda dört yatak vardı. Maria, ben, Sofia ve Olga beraber kalacaktık. Herkes sırayla ellerini yıkadı ve aşağıya indik. Masanın bir ucunda Anna abla, bir ucunda Adrian vardı. Herkes sofraya oturdu. Kimseden çıt çıkmıyordu. Herkes sessizce yemek yiyordu. Kral Adrian

"Gençler sabah erkenden yola çıkacağız. Yüzden erken yatın. "

Herkes yemeğini yedikten sonra yukarı çıktık ve bize verilen gecelikleri giyip yatağa yattık. O kadar yorgundum ki uykum hemen gelmişti. Kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Loading...
0%