@elifsmcninyeri
|
** Tarih 26 Ocak 2021 . Ben Gece. 18 yaşındayım ve bugün babam tarafından borcuna karşılık satıldım.Bir daha yüzüm gülecek mi. Bu tarih benim ölüm günüm. Bu tarihi unutmayın. ** (Medya:Cenk) Işık gelmesi ile kısarak açtım gözlerimi. Bir sandalyedeydim. Bağlanmıştım. En son Süleyman denen kişi benden özür dileyerek beni bayıltmıştı. Etrafa baktığımda depo gibi bir yerdeydim. Karşımda üç kişi vardı. İkisini tanıyordum. Süleyman ve Cenk ama diğerini tanımıyorum. Oda otuzlarinda gibiydi. Yüzünde derin yaralar vardı. Neyin içine düşmüştüm ben. Konuşmalarını dinlemeye başladım.Cenk - Alp abi patronu ikna edip bırakalım. Öder borcu. Daha çok genç bu hayat ona göre değil. Demek diğer adamın adı Alp. - Bana bak Cenk. Kimse bu hayata göre değildi. Hepimiz bir amaç uğruna girdik bu hayata. Patron kurtardı bizi. O yüzden o çeneni kapa ve daha fazla canımı sıkma. Diyerek Cenk in üstüne yürüdü. Süleyman'ın kolunu aralarına koyması ile Alp Süleyman'a baktı. - Alp, Cenk yeter. Patron para istemedi. Onu yetiştirmek istedi ama ne olursa olsun ben o kızı koruyacam. Hem burada hemde dışarıda. O yüzden ikinizde susun. Süleyman bey beni koruyacakmis he. Dhsjsksk abicim sen beni bayıltıp buraya getirmedin mi. Galiba biraz dıştan kıkırdadım . Cenk bana baktı ve uyandığımi görünce Süleyman'a gözleri ile beni işaret etti. Üçü de yanıma geliyordu. Süleyman - Nasılsın kızım. - Bomba gibiyim siz. Düpedüz dalga geçiyordum onlarla. Bir anda kapı açıldı ve içeriye uzun iri yarı ellilerinde bir adam girdi. Üstünde kürk vardı, arkasında ise iki tane koruma. Cenk ve Alp kenera çekildi. Galiba patron bozuntusu buydu. Adam Süleyman'ın yanına gelip durdu. Süleyman'a baktıktan sonra bana döndü. Çenemden tutarak kafamı kaldırdı. Çok yorgundum. Ne su nede yemek yemiştim. Yüzüme bakıp gülümsedi. - İşimize yarar gibi duruyor. Bunu bizim kulübe götürün. Süleyman hemen. - Orada kıza ne yapacakları belli değil. Oraya gönderemez siniz. Adam Süleyman'a bakıp. - Süleyman eski dostum. Seni severim ama benim dediğimi yapsan iyi olur. Yoksa kızı başka yerlere gönderirim. Süleyman yumruğunu sıkıyordu. Zar zor tamam dedi. Adam gittikten sonra Cenk gelip beni çözdü. Bu Alp denen herifin bakışlarını hiç beğenmedim doğrusu. En iyisi Cenk ve Süleyman'ın yanında kalmak. Cenk koluma girip bana destek vererek depodan dışarı çıkarttı. Kapıda siyah bı araba vardı. Zaten burası arazi gibi bir yerdi. Arabaya bindik minibüs tarzıydi. Yola çıkınca Cenk bana bı su verdi. Hemen alıp içtim. Nedensizce Cenk ve Süleyman'a güveniyordum. Süleyman benim önümde oturuyordu. Alp ise şoför koltuğunun yanındaki koltukta oturuyordu. Süleyman bir poşet çıkardı. Dürümdü bu. Okadar açtım ki, susuzluktan ve açlıktan halsiz düşmüştüm. Bana uzattığında elinden alıp direk yemeğe başladım. Yemek bitince Cenk bana ıslak mendil verdi. Teşekkür ettim. Süleyman'a dönerek - Nereye gidiyoruz? - Sana açık olucam kızım hiç iyi bir yere gitmiyoruz. Erkeklerle dolu bir dövüş yeri. Orada kalıp eğitim göreceksin. Çok dikkatli olman gerek. Orada güvendiğim bir iki kişi var seni koruyacaklar sen gelişmeye bak. Genede tedbiri elden bırakma. Cenk konuşmaya dahil oldu - Merak etme bende orada olucam. Bir dünya erkeğin arasında eğitim görecektim. Yanımda güvene bileceğim insanlar olsa bile endiseliydim. Araba durduğunda aşağıya indik. Şehrin içinde iki katlı geniş bir yerdi. İçeriye yavaşça girdik. İçeri girer girmez herkes durmuş bana bakıyordu. Süleyman konuşmaya başladı. - Baylar bu yeni üyeniz Gece. Kız bizzat patron tarafından gönderildi. Düzgün davranın. Aksi bir hareketinizi görür isem yakarım sizi. Anladınız mı. Dedi kimseden ses çıkmayınca - Anladınız mı!! Diye bağırdı. Öyle bir bağırdı ki yerimden sicradim. Herkes bana bakıyordu. İşte hayatım bugün değişti. Başıma neler gelecek. Umarım güzel günler görebilirim. Süleyman ve Alp gidince yanımda birtek Cenk kalmıştı. Beni bir yere doğru yönlendirmeye başladı. Herkes yavaş yavaş eğitimine dönmeye başlamıştı. Cenke sordum - Peki eşyalarım nerede. - Evinden aldık. - Nasıl aldınız . Evde Bora abim vardı. - Onun olmadığı bir anda aldık. Polise senin için kayıp ilanı vermiş. Bora abim beni arıyordu demek ki. Cenk beni ilerletir iken bir merdiven gördüm. Orayı çıkıyorduk. Burada odalar vardı galiba. Birine girdik. İçeride biri vardı ve kulaklığını takmış gözlerini kapatıp yatak başlığına yaslanıp uzanıyordu. Cenk yatağa biraz vurdu. Çocuk gözlerini açıp bize baktı. Kulaklığın tekini çıkarıp bana baktı , beni süzdükten sonra Cenke döndü. - Eren sen Emir' in yanındaki odaya geç. Burası artık yeni üyenin. Eren denen kişi ayağa kalkıp Cenk:in karşısında durdu. Cenk ten uzundu oyuzden kafasını biraz eğiyordu. - Cenk burası ona göre bir yer değil. - Patron öyle istedi Eren. Karşı gelemeyiz. Eren denen kişi dolabı açıp içinden kıyafet çıkarıp bı çantaya koydu. Omzuna attıktan sonra odadan çıkarken Cenk onu kolundan tuttu. - Eren, Süleyman abi onu sana emanet ediyor. Ona dikkat et olurmu. Eren beni süzdü ve - Başını beleya sokma yeter bücür. Dedi. O kadarda kısa değildim. Altı üstü 1,65 im ama doğru ona göre çok kisaydim ve cüsse olarak küçük kalıyordum. Cenk bana iyi şanslar diliyerek odadan çıktı. Bir dakika sonra Cenk geri geldi. - Pardon. Eşyalarını getirdim. - Teşekkürler. Diyip hafif bir baş selamı verdim. O odadan çıkınca bende çantayı açıp eşyalarımı dolaba yerleştirdim. Bora ve polisler beni bulana kadar burdayım. Büyük ihtimalle dışarı çıkmama izin vermezler ama ben buradan çıkmak için bir yol bulucam. Yatağa uzandım , çok yorgundum. Biraz kestirmeyi denedim. Uykuya dalmışım. Gözümü açınca karşımda Eren i gördüm. Direk dikildim. - Birdaha haber vermeden girme odaya. Dedim. - Bücür ben kapıyı çaldım ama ses vermeyen sensin. O yüzden bana kızmaya hakkın yok. Allah'ım bana bücür diyip duruyor. - Neden gelmiştin? - Yemek vakti. - Tamam. Ayağa kalkıp üstüme bir tane hırka aldım. Odadan çıktık. İlerlerken Eren bir anda durup bana döndü. - Bana bak bücür yanımdan sakın ayrılma. Kimseye güvenme ve dikkatli ol. Kimseye cevap verme. Kafamı salladım ve arkasından yürümeye başladım. Merdivenlerden indik ve yürümeye başladık. Herkesin üstü benim uzerimdeydi. Şuan buradan kaçıp gitmek istiyordum. Eren' in arkasından yürüyordum. Benim ona yetisebilmem için yavaş yürüyordu. Bir kapıdan içeri girdik. Heryer alkol ve sigara kokuyordu. Uzun şerit hâlinde üç masa vardı. Ben içeri girince gene herkesin gözü benim üstümdeydi. Eren bir yöne doğru gitti ve oturdu. Hemen yanına da ben oturdum. Herkes susmuş bakıyordu. Sonra içeri biri girdi ve herkes ayaklandı. Buranın payronu olmalı. Eren ayaklaninca bende ayaklandılar. Adam durup herkese baktı ve gözleri benim üzerimde durdu. Bizim yanımıza gelmeye başladı. Eren'e dönerek. - Yemekten sonra odama gelin. Dedi. Eren başını salladı. Adam bir yere gidip oturdu ve herkese afiyet olsun dedi. Herkes oturup yemeğini yemeye başladı. Tabildot da pilav, kuru, turşu, iki - üç tane tulumba tatlısı ve ayran vardı. Arabada yediğim için yemeği bitirememis tim. Erenin hah diye bir ses çıkardığını duydum. Ona dönüp - Birşey mi oldu Eren? Dedim. - Kuş kadar yiyorsun. Birde gelisicem diyorsun. İyi beslenmez isen gelişemez sin bücür. - Yalnız arabada Süleyman bey bana yemek verdi , onu yedim. Oyuzden bunu bitiremedim. - Anladım. Dedi. Eren bir anda ayaklandı. Ne olduğunu anlamadan kolumdan beni de kaldırdı. - Ne oldu! Neden kalktık? - Patronun odasına gidicez. - E ama patron hala burada. Neden önden gidiyoruz? - Sorgulama bücür yemeğin bitti orada oturur patronu bekleriz. Dedi ve yürümeye başladık . Merdivenlerden çıkacağımızı sandım ama merdivenlerin arkasında bir koridor vardı. Burayı yeni görmüş tüm. Koridorda ilerliyorduk. Eren bı odaya girince bende peşine girdim. Normal bir ofis gibiydi. Dosya dolabı. Dönen koltuk önünde büyük masa ve önünde iki misafir koltuğu. Eren birine oturunca bende karşısındaki koltuğa oturdum. Bir süre sustuk. Sonra Eren bir anda - Neden buraya geldin? Patronla alakan ne? Dedi. Ona anlatmak ve anlatmamak arasında kalmıştım. Bunu farketmiş olmalı ki bana - Benden sır çıkmaz bücür. Anlatabilirsin. - Bana bücür deme. Sen fazla uzunsun. Bu dediğime gülmeye başladı. - Bakarız bücür. Diyip kıkırdadı. - sana kısa ve öz gecicem olayları. Diyince bir anda pür dikkat beni dinlemeye başladı. O konuşmayınca bende anlatmaya başladım. - Babamın büyük patron dediğiniz kişiye borcu varmış. Bir gün beni abimle tehdit edip bı adrese gitmemi söyledi. Bende abime zarar gelmesin diye sabahtan o adrese gittim. Babamı ararken beni bayılttı lar. Uyandığımda Süleyman bey ve Cenk in yanındaydım. Onlar olayları anlattılar ve sonra Süleyman bey beni bayılttı. Bunu söyleyince ağzından. - Ne!! Diye bir nida çıktı. Bende ona. Ellerimi tırnak şeklinde yapıp - Büyük patron öyle istemiş dedim. Eee dediğinde anlatmaya devam ettim. - İşte sonra uyandığımda kendimi bı sandalyeye bağlı depoda buldum. Patron kişisi geldi ve beni buraya göndereceğini söyledi. Süleyman bey karşı çıktı ama alttan alttan tehdit etti. Bunu farkettim. Sonra beni bir arabaya bindirdiler orada yemek yedim. Buranın üstüne basmıştım. - Ondan sonra buraya getirildim. Sonrasını biliyorsun zaten. Tepkisine baktığımda sinirlenmise benziyordu. - Senin babanın ben ta amk. Dedi. Buna gülmüştüm. Benim güldüğümü görünce. Bir anda kalkıp üstüme doğru gelmeye başladı. Koltuğa sinmiştim ve artık gülmüyordum. Ellerini koltuğa koyup yüzüme eğildi ve - Noldu birden gülmen soldu bücür. Dedi. Ben gözlerimi büyütmüş ona bakıyordum. Bir anda onu goguslerinden itmistim. Beklemedigi için geriye yalpalamisti. - Çok komiksin Eren. Bir daha olmasın dedim. Oda gülüp yerine oturdu. Tam o sırada patron içeri girdi. |
0% |