Yeni Üyelik
3.
Bölüm
@eliose._

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte gözlerimi açtım. Yataktan kalkar kalkmaz saçlarımı taramaya başladım. Bugün, yalnızlığın ve özgürlüğün tadını çıkaracağım bir gün olacaktı. Pembe bir elbise seçtim; rengini her zaman sevmişimdir. Pembenin yumuşaklığı ve sıcaklığı, bana huzur verirdi. Elbisemi giyip, sarı saçlarımı özenle tarayıp yarım topladım. Hazırlanırken aklımdan geçen düşünceler, bugün için ne kadar heyecanlı olduğumu hatırlatıyordu.

 

Hazır olduktan sonra, en yakın arkadaşım Natasha'yı uyandırmak için odasına gittim. Kapıyı hafifçe çalıp içeri girdim. Natasha, derin bir uykudaydı. Gözlerinin hafifçe aralanıp bana bakışını görünce gülümsedim.

 

"Natasha, uyan artık! Bugün Saray'da tek kaldışımın ikinci günü," dedim neşeyle.

 

Natasha, gözlerini ovuşturarak doğruldu. "Elara, bu saatte mi? Daha gün doğmadı bile," diye mırıldandı.

 

"Bugün yalnızız ve saray bizim. Kahvaltı yapacağız ve sonra ne istersek onu yapacağız," dedim heyecanla.

 

Natasha, gülümseyerek yatağından kalktı. "Tamam, Elara. Hemen hazırlanıyorum."

 

Natasha hazırlanırken, sarayın mutfağına doğru ilerledim. Natasha'nın annesi, mutfakta kahvaltı hazırlıkları yapıyordu. Onun yardımsever ve şefkatli tavırlarını her zaman sevmişimdir. Ayrıca üç cariye kız da kahvaltı hazırlıklarına yardım ediyordu. Onlar benimle ilgilenen ve saraydaki hayatımı kolaylaştıran insanlar. Onlarla birlikte olmak bana her zaman güven verirdi.

 

Kısa bir süre sonra, Natasha da yanımıza katıldı ve hep birlikte kahvaltı masasına oturduk. Masa, çeşit çeşit yiyeceklerle doluydu. Taze ekmekler, peynirler, meyveler ve sıcak çaylar... Kahvaltı sofrası, adeta bir ziyafeti andırıyordu. Hepimiz neşeyle sohbet etmeye başladık.

 

Kahvaltı esnasında, iki ay önce yaşanan bir olay tekrar gündeme geldi. Natasha'nın annesi, konuyu açarak konuşmaya başladı. "Elara, iki ay önceki prensin evlilik teklifini hatırlıyor musun?"

 

Bu konuyu duymak bile istemiyordum. O prens, bana hiçbir şey ifade etmiyordu ve evlilik fikri şu an benim için çok uzaktı. "Evet, hatırlıyorum. Ama o konu artık kapandı," dedim umursamaz bir tavırla.

 

Natasha'nın annesi, biraz şaşırmış gibi bana baktı. "Ama Elara, o prens oldukça iyi bir adaydı. Baban da bu konuda olumlu düşünüyor."

 

Gözlerimi devirdim ve çayımı yudumladım. "Bu konuyu kapatalım lütfen. Şu an bunu düşünmek istemiyorum," dedim kesin bir dille.

 

Natasha, benim bu konudaki tavrımı anlayışla karşıladı ve konuyu değiştirdi. "Peki, Elara. Bugün ne yapmayı planlıyoruz? Sarayı keşfetmeye devam edecek miyiz?"

 

Gözlerim parladı. "Evet, Natasha. Sarayın her köşesini gezdikten sonra, dün keşfettiğim mahzeni tekrar ziyaret etmek istiyorum. Orada daha keşfedilecek çok şey var."

 

Natasha, biraz endişeyle bana baktı. "Mahzen mi? Orası biraz tehlikeli değil mi?"

 

"Belki biraz," dedim gülümseyerek. "Ama merakım korkumu yeniyor. Sarayın en derin sırlarını keşfetmek istiyorum."

 

Kahvaltımızı bitirdikten sonra, Natasha ile birlikte sarayın koridorlarında gezmeye başladık. Sarayın her köşesi, her odası tarih kokuyordu. Her adımda, geçmişin izlerini hissetmek mümkündü. Büyük salonları ve kütüphaneyi gezdikten sonra, sarayın alt katlarına doğru ilerlemeye başladık.

 

Mahzenin girişine geldiğimizde, Natasha biraz tedirgin oldu. "Elara, burada gerçekten dikkatli olmalıyız."

 

"Merak etme," dedim cesurca. "Dün burayı keşfettim ve bazı ipuçları buldum. Şimdi daha hazırlıklı olarak geri dönüyoruz."

 

Mahzene indiğimizde, ağır ve pis bir koku burnumuza çarptı. Taş duvarlardaki eski yazılar ve semboller dikkatimi çekti. Bu sefer daha dikkatlice incelemeye başladım. Natasha da bana yardım ediyordu. Duvardaki yazıların arasındaki bir geçit, tekrar dikkatimi çekti.

 

"İşte burası," dedim heyecanla. "Bu geçit, sarayın en gizli sırlarını saklıyor olabilir."

 

Natasha, biraz endişeyle bana baktı. "Elara, bu geçidin tehlikeli olabileceğini unutma."

 

"Merak etme, Natasha," dedim kararlı bir şekilde. "Bu sırları keşfetmek için buradayız."

 

Geçite doğru adım attım ve dar koridorda ilerlemeye başladım. Ancak bu sefer, yalnız olmadığımızı hissettim. Ayak sesleri ve nefes alışverişleri duymaya başladım. Bu sesler, tünelin derinliklerinden geliyordu ve yalnız olmadığımızı açıkça gösteriyordu. Kalbim hızla çarpmaya başladı.

 

Natasha'ya dönüp fısıldadım, "Dün buradayken bir şey duydum. Bana doğru yaklaşan bir şey vardı."

 

Natasha'nın yüzü endişeyle gerildi. "Ne tür bir şey?"

 

"Tam olarak bilmiyorum," dedim düşünceli bir şekilde. "Sadece ayak seslerini duydum ve pis kokusunu. "

 

Tam o anda, tünelin karanlık köşesinden bir gölge belirdi. Devasa bir yaratık, sessizce bize doğru yaklaşıyordu. Natasha, korku içinde çığlık atarak yere yığıldı.

Natashaya bir şey olacak korkusu ile ne yapacaktım.

 

Kalbim hızla çarpmaya başladı, ancak korkumu ve merakımı bastırarak yaratığa doğru yavaş adımlarla ilerledim.

 

Yaratık, devasa boyutlardaydı. Koyu kahverengi ve yeşil pullarla kaplı derisi, loş ışıkta parlıyordu. Gözleri, derin ve korkutucu bir mavi renkteydi, sanki doğrudan ruhuma bakıyormuş gibi hissettim. Kaslı vücudu, güçlü ve korkutucu görünmesine rağmen, hareketleri zarif ve sessizdi. Devasa pençeleri, keskin tırnaklarla süslüydü, ancak şu an için tehditkar bir tavır sergilemiyordu. Kuyruğu, yere sürtünerek ilerlerken hafif bir hışırtı çıkarıyordu.

 

Gözlerimle yaratığa baktım ve derin bir nefes alarak cesurca sordum, "Küçükken annemin anlattığı yatağın altından çıkan canavar sen miydin?"

 

Yaratık, duraksadı ve büyük gözleriyle bana baktı. Sessizlik anında, yaratığın gerçekten kim olduğunu ve burada ne aradığını öğrenmeye kararlıydım. Bu an, hem korkunun hem de merakın zirvesindeydi. Cevap beklerken, içimdeki cesaretin beni yönlendirmesine izin verdim.

 

Yaratık, yavaşça başını salladı ve derin, titrek bir sesle konuştu, "Evet, o bendim. Ama senin için tehlikeli değilim, Elara. Seni korumak için buradayım."

 

Bu sözler, hem korkumu hem de merakımı artırıyordu. Gözlerim kararmaya başladı ve bu gerçeği kavrayamadan önce, dayanamayarak ben de Natasha'nın yanına yere yığıldım.

 

 

 

 

 

 

--------------------------------------------------------------

 

Merak ettiğini soruları ve düşüncelerinizi buraya yazınız lütfen...

 

Canavar hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Diğer bölümde ne olacak peki?

 

 

Loading...
0%