@elisa_turkoglu
|
1 Hafta sonra Hastane (Levent hastanede odasına oturmuş masasının üzerindeki fotoğraflara bakar ve birini eline alır) (!Levent fotoğrafı okşar)
Levent:Güzel kızım benim,Güneşim,keşke elimden birşey gelseydi sende yaşıyor olurdun🥺...
(Levent'in gözlerinden hafif yaş akar o sırada kapısı çalar)
Derya:Gelebilir miyim baba...
(Levent hemen elindeki fotoğrafı yerine koyup gözyaşını siler ve titrek bir sesle...)
-Gel kızım der (Derya içeriye girer)
Levent:Hoşgeldin birtanem.
Derya:Hoşbuldum baba (Derya,Levent'in gözlerinin dolu olduğunu fark eder) ağladın mı baba
Levent:Yoo,gözüme toz kaçtı! Sen hayırdır niye erkencisin fıstığım?
Derya:Son ders boştu bende izin alıp çıktım.
Levent:Eve niye geçmedin?
Derya:Eve geçicektim ama önce senin yanına uğramak istedim,biraz durup gidicem.
Levent:İyi yapmışsın kızım.
(Tekrar kapı çalar bu sefer gelen hasta bakıcıdır)
Aydın:Hocam Ali batur Asiltürk'ün dün yaptığımız tahlillerinin sonucu çıktı.
Levent:Ver bakalım.(Levent dosyayı inceler) Hmm epeyce bir düzelme var. (Derya ya döner) Kızım sen burada otur ben gidiyim Ali abine sonuçları açıklayayım sonrada geliyim beraber kantine inip birşeyler yiyelim olur mu?
Derya:Olur baba (Levent odasından çıkar)
ALİ NİN KALDIĞI ODA (Ali Batur uyanmış olsada tedavisi devam ettiği için kısa bir süre daha hastanede kalacaktır)
Barış:Eee amcaoğlum nasıl hissediyorsun kendini,ağrın var mı?
Ali :Çok şükür biraz daha iyim,birde Allahın izniyle şu hastaneden çıkarsam çok daha iyi olucam. (Ali bir anda nefes almakta zorlanır hafif öksürür Barış ve Asaf panik yapmaya başlar)
Barış:Amcaoğluu!
Asaf:Birşey oluyor...😮
Barış:Usta ben gidip Levent abiyi çağırıp geliyorum.
Asaf:Tamam evlat,koş. (Barış kapının önüne gider tam açacakken Levent içeriye girer ve nefes almakta zorlanan Ali yi fark eder)
Levent:Alii! (Hemen yanına gider,kontrol eder)
Barış:Abi noluyo...
Levent:Sakin olun birşey yok. Ali aslanım sakince derin derin nefes al ver...
(Ali,Levent'in dediğini yapmaya başlar Levent te o sırada oksijen tüpünü hazır edip Ali ye takar,Ali sakinleşir ve daha rahat nefes alır)
Levent:İyisin demi (Ali tekrardan sakince derin derin nefes alıp verir)
Ali:İyim abi sağol.
Asaf:Levent noldu?
Levent:Size söylemiştim ya Akciğerlerindeki hasardan dolayı nefes almakta sıkıntısı var yani astım gibi ama bunun geçici olduğunu düşünün.Tedavisi tamamlanana kadar arada böyle olabilir...
Asaf:Peki ya tedavisi ne kadar daha sürecek?
Levent:Yani bir,iki hafta daha misafirimiz olacak.
Ali,Barış:Nee!
Levent:Eee napalım mecbur...
(Ali ağzında oksijen tüpüyle yavaş yavaş konuşmaya başlar)
Ali:Abi yapma Allah aşkına zaten 15 gündür buradayım vallaha daraldım,hem ben gayet iyim bırakın eve gideyim,tedaviye evde devam etsek olmuyor mu,dinlenirim,nolur ya...
Levent:Olmaz Ali,zor şeyler yaşadın iki tane kurşun yedin, iç kanama geçirdin,kan kaybettin bunlar öyle evde düzelecek şeyler değil.Azıcık daha sabrediver...
Ali:Abi daha ne kadar sabrediyim duvarlar üstüme üstüme gelmeye başladı,hayır bir bahçeye filan çıkayım diyiyorum oda yok...
Levent:E,çık!
Ali:Nasıl,arada çıkabilir miyim bahçeye?
Levent:Ee tabi,kim sana çıkma dediki!
(Ali,kafasını Barış'a döndürür)
Ali:Ahada bu dedi,yasakmış diye...
Levent:Lan oğlum yasak değil,arada bir çıkabilirsin...
(Ali hafif sesini yükseltir)
Ali:Yasak değilmiş amcaoğlu.
(Barış hafif yüzünü buruşturur)
Barış:Kusura bakma amcaoğlu,ben olayı tamamen yanlış anlamışım neyse şu oksijen tüpü ile işimiz bitsin çıkartırım ben seni. (Barış tebessüm eder)
Ali:İyi olur vallaha,hareketsizlik beni (Barış sözünü keser)
Barış:Hareketsizlik seni aşırı geriyor anladık.Her fırsatta bunu söylüyon amcaoğlu biz duymaktan bıktık sen söylemekten bıkmadın mı?
Ali:Yooo! (Asaf o sırada Levent'e döner)
Asaf:Levent,Ali'nin tahlil sonuçları çıkacaktı bu gün noldu çıktı mı?
Levent:Haa,evet bende o yüzden gelmiştim zaten.
Barış:Durum nedir abi?
Levent:Gayeet iyi gitgide dahada iyi oluyor tedavisi tamamlanınca taburcu edicez. Artık yavaş yavaş iş başı yapacak Ali komiserimiz.
Ali,Barış,Asaf:İnşallah!
(Tebessüm ederler)
KOLEJ
(Son dersleri boş olduğu için,sekiz köşe kantinde oturuyordur ve o sırada Selim dalgın dalgın birşeyler düşünüyordur)
Erva:Selim noldu,ne düşünüyorsun,birşeymi oldu?
(Selim Erva ya döner)
Alperen:Hasta filan değilsin demi amcaoğlum?
(Selim bu seferde Alperen'e döner)
Selim:Yok birşey ya,yarın müsabaka varya onu düşünüyordum.
Akın:Neyini düşünüyorsun,Allahın izniyle bu seferde kazanıcaz.
Yağmur:Aynen öyle...
Selim:İnşallah kazanırız diye düşünüyordum çünkü toplam altı müsabaka yapıldı üçünü onlar üçünü biz kazandık.Yani durumumuz eşit yarında kazanıp beraberliği bozmamız gerekiyor...
Nil:Elimizden gelen herşeyi yapıp,napıp edip alıcaz o müsabakayı rahat ol.
Defne:İnşallah.
Eren:Bu hafta katılacaksın demi yağmur.
Yağmur:Evet,elim geçti çok şükür.
(Akın buruk bir ses tonuyla konuşmaya başlar)
Akın:Ağrın,sızın yok demi?
Yağmur:Yok Akın merak etmeyin,hafif bir yaralanmaydı geçti gitti işte.
(Çıkış zili çalar)
Erva:Oh çok şükür zil çaldı...
Defne:Aynen,hadi gidelim. (Giderler)
KARAKOL
(Ekip masanın etrafında oturmuş bazı dosyaları inceliyordur)
Mehmet:Hanne şu dosyayı uzatır mısın
(Hanne dalgındır ve Mehmeti duymaz.Mehmet birdaha seslenir)
Mehmet:Hanneee! (Sessizce) Allah Allah
(Mehmet ve Gülçehre birbirine bakar nesi var gibisinden daha sonra Gülçehre seslenir)
Gülçehre:Hannee,(Ses tonu yükselir) Hanne! (Hanne bu sefer silkinip kendine gelir)
Hanne:Haa,şey e efendim banamı dediniz?
Mehmet:Evet,dosyayı uzatır mısın diyiyorum.
Hanne:Pardon ya kusura bakmayın dalmışım.
Gülçehre:Hayırdır niye daldın birinimi düşünüyorsun?
Hanne:Ne müsabet canım,kimi düşünücem
Mehmet:Yok yok var sende birşeyler,Ali yimi düşünüyordun?
Hanne:Yok daha neler! (Gülçehre anlamış gibi)
Gülçehre:Hanne,Ali yi düşünüyorsun demi,ya tamam üzülme artık uyandı iyileşicek yavaş yavaş...
Hanne:Yok,eee aslında şey
Mehmet:Ney
Hanne:Yarın Ali nin doğum günü birşeylermi yapsak acaba diye düşünüyordum
Gülçehre:Aaa evet yarın doğum günüydü demi
Mehmet:Nasıl unuttuk ya
Gülçehre:Bencede birşeyler yapsak iyi olur.
Mehmet:Hastaneye gidip sürpriz yapalım
Hanne:Evet,hatta şöyle yapalım karakolda herkes onu çok sever hepberaber gidelim
Gülçehre:Yok canım daha neler,hepimiz nasıl gidelim
Hanne:Yani tabi hep beraber olmazda en azından bir kısmımız gideriz bahçeden kutlarız doğumgününü Ali de camdan görür hem çok mutlu olur hemde ona moral olur.
Mehmet:Bence güzel fikirde izin almamız gerekecek,izin vericeklerinide zannetmiyorum...
Gülçehre:Canım niye izin vermesinler Cahit başkan halleder ,hastane ilede konuşuruz Levent hoca var o yardımcı olur bize...
Hanne:Tamam o zaman ben şimdi gidip başkanımla konuşuyorum bu fikirlerimizi yarın sabah erkenden değerlendiriyoruz anlaştık mı?
Mehmet,Gülçehre:Anlaştık.
HASTANE ALİ NİN ODASI
(Oksijen tüpüyle işleri bittiği için çoktan çıkarmışlardır ve Barış'ın telefonu çalar)
TELEFONU AÇAR
Barış:Ooo kardeşim,nasılsın?
-İyim kardeşim sen
Barış:Bende iyim
-Ali nasıl
Barış:Oda iyi
-Verde bir sesini duyayım
Barış:Telefonu açalı ne kadar oldu ki hemen Ali ye ver diyiyon iki dakika benle konuşsaydın...
-Noldu kıskandın mı
Barış:Ne kıskanıcam ya,sen hep böylesin,hep ayrımcılık yapıyorsun
-Lan oğlum çocuk musun neyin tribi bu,ayrıca ne âlakası var ikinizde benim kardeşimsiniz.
Barış:Tabi tabi kesin öyledir...
-E öyle tabi!Bak napalım biliyor musun hopörlere ver hep beraber konuşalım.
Barış:Şaka yapıyorum şaka,siz konuşun sonra hopörlörü açıp birlikte konuşuruz.
-Yok yok sen hopörlörü aç,telefonuda Ali ye ver hep beraber konuşalım.
Barış:Tamam.
(Yazardan:Veee hazır mısınız arayan kişinin kim olduğunu öğrenmeye... Devam etmeden önce hadi yorumlara tahminlerinizi yazın sonra devam edin ne dersiniz?😉)
(Barış hopörlöre alıp,telefonu Ali ye verir ve konuşmaya başlarlar)
Ali:Âlo amcaoğlum...
Anıl:Nasılsın kardeşim?
Ali:İyim kardeşim,asıl seni sormalı...
Anıl:İyim amcaoğlu,nasıl olsun aynı bildiğin şeyler... Boşver benide ağrın sızın var mı sen onu söyle.
Ali:Yani hafif var tabide daha iyim. Yengem nasıl?
Anıl:Oda iyi,selâmı var size
Ali,Barış:Aleykümselâm
Ali:sende selâm söyle...
(Anıl hafif sessizce)
Anıl:Onlarındada sana selâmı var hayatım.
Reyyan:Aleykümselâm canım.
Ali:Eee çocuklar nasıl büyüdüler mi?
Anıl:Büyüdüler tabii Asel 4 yaşında Liya da dün 1 oldu (Tebessüm eder)
Ali Batur:Maşallah benim.yeğenlerime
(Ali hafif öksürür)
Anıl:Amacoğlu iyimisin
Ali Batur:İyim iyim hafif tıkandım yine...(Ali,Barış a döner)
Ali Batur:Barış,kardeşim sana zahmet bir su verebilir misin bana...
Barış:Oh be nihayet benimde burada olduğumu fark ettiniz ya...(Barış Ali ye su verir)
Anıl:Lan Barış sende ne kıskanç çıktın be amcaoğlum (Güler)
(Barış çok hafif yüksek sesle)
Barış:Yürü git iki saattir dalmışsınız muhabette benimle konuşan yok siz ikiniz birbirinizi bulunca beni unutuyorsunuz sonrada ben kıskanç oluyorum,sizin hiç kabahitiniz yok sanki.
(Anıl birden ciddileşir)
Anıl:Amcaoğlu ciddi değilsin demi bak gerçekten böyle hissetirdiysek özürdilerim.
Barış:Oğlum saçmalama tabikide ciddi değilim (hep birlikte gülerler)
Anıl:Ulan çok özledim ya sizi
Ali:Bizde seni çok özledik amcaoğlum.
Barış:Bir aradayken ne güzeldik ya...Keşke gitmeseydin şehir dışına.
Anıl:Napiyim amcaoğlum biliyonuz işte,babamla durumlarımızı...
Ali:Biliyoruzda buralara hiç gelmeyi düşünmüyor musun?
Anıl:Gelicem inşallah amcaoğlu,gurbet zor sizden ayrı kalmak zor. Akın ' ı diğerlerini,sizi nasıl özledim bi bilseniz. Ama gelicem yakında merak etmeyin.
(Anıl buruk bir tebessüm eder)
Barış:Gel gel yengeyi,çocukları al gel.
(Anıl yine tebessüm eder)
Anıl:E tabi,Allah nasip ederse hep beraber gelicez.
Ali:Başımızın üstünde yeriniz var.
Anıl:Biliyorum amcaoğlum sağolun iyi ki varsınız.
Ali,Barış:Sende iyi ki varsın.
(Anıl'ın küçük kızı Liya ağlamaya başlar)
Anıl:Amcaoğullarım bizim ufak kız uyandı,Reyyan'da Asel'i banyo yaptırmaya gitti ben bi gidip bakayım olur mu? Sonra konuşuruz yine...
Ali:Tamam amcaoğlum taman hadi Allah'a emanet olun.
Anıl:Sizde...
(Kapatırlar,akşam olur)
SELİMGİLİN EV (yemek sofrasındadırlar)
Ayşe:Canım konuştunmu Tahir abiyle? Nasılmış Ali?
Fatih:Konuştum canım,iyimiş bir iki haftaya taburcu olacakmış
Ayşe:Oh çok şükür!
(Fatih sırayla çocuklara bakar ve şöyle der)
Fatih:Ee çocuklar,günüz nasıl geçti?
Umut:Benim çok güzel geçti baba
Selim,Nil:Bizimde!
Ayşe:Sınavlar ne zaman başlıyor?
Nil:Cuma günü...
Fatih:Cuma günleri müsabakalarınız oluyordu hem sınav hem müsabaka yorulmazmısınız?
Selim:Yorulmayız,zaten müsabaka Cuma günü olmayacak,sınav var diye bu haftalık yarın olacak.
Ayşe:Haftaya ne olacak peki,sınav haftası...
Nil:İşte o yüzden önümüzdeki hafta müsabaka olmayacak.
Fatih:Tamam,ikinizdende çok güzel notlar bekliyorum anlaştık mı?
Selim,Nil:Anlaştık!
ALPERENGİLİN EV
(onlarda sofradadır)
Yağmur:Babam nerede anne
Hümeyra:Kızım baban abinin yanında kalacaktı ya bu gün,unuttun mu?
Yağmur:Öyle olacaktı demi,evet unutmuşum.
Defne:Yağmur,sen bu aralar çok dalgınsın,iyimisin (Herkes Yağmur a döner)
Yağmur:Yok ya dalgın filan değilim,gayet iyim.
Alperen:Yo yo iyi değilsin (biraz duraksar) abimden dolayı böylesin demi?
(Yağmur tebessüm eder)
Yağmur:Yakaladın beni...
(Diğerleride tebessüm eder)
Hifa:Yağmur abla üsülme artık,hem abim iyileşti bir iki haftaya çıkıcakmış hastaneden,bak ben artık üzülmüyorum...
Hümeyra:Duydun mu ablası...Ne güzel söyledi bak artık üzülmüyormuş.
(Alperen,başını Hifa ya çevirir ve Hifa nın burnunu sıkar)
Alperen:Aferim akıllı prensesim benim
(Alperen,Hifanın burnunu sıkmaya devam eder,Hifa hafif kaşlarını çatar)
Hifa:Abii,burnumu bırak.
(Alperen ve diğerleri güler)
Alperen:Tamam tamam bıraktım.
Defne:Azcık örnek al şu çocuktan Yağmur.
Yağmur:Bana diyene bak,senide gördük
(Tekrar gülerler)
Hümeyra:Tamam hadi,bu kadar gevezelik yeter bitirin tabaklarınızıda sofrayı toplayalım.
Alperen,Yağmur,Defne,Hifa:Tamam.
ERVAGİLİN EV (Sofrayı topluyorlardır)
Erva:Yarın gelicek misin müsabakaya baba?
Asaf:İnşallah kızım.
Eren:Gel amca gelde Erva nın beceriksizliğini gör.
Erva:Dedi yedek okçumuz; Sen önce kendine bak.
Eren:Ya kızım şaka yaptım,hemende sinirleniyorsun,yedi,yirmidört barut gibisin.
Erva:Napiyim Eren,sende sinirlendirme o zaman...
Eren:Allah Allah tamam kuzenlerin birtanesi şaka yaptım dedim ya
Erva:Tamam tamam bende biraz fazla yükseldim zaten...
Eren:Sorun yok. Yedek okçu meselesine gelirsekte ben basketbolu daha çok seviyorum biliyorsun.Hem kendim yedek okçu olmak istedim.
Hafize:Ya bu ne vır vır vır ağzınız değil eliniz çalışsın,en sonunda bastonumu yiyeceksiniz o olacak.
Erva:Oy babannelerin birtanesi kızdırdıkmı yine seni (Hafize şirin bir tavırla)
Hafize:Evet kızdırdınız tabi (Asaf,Erva ve Eren tebessüm eder)
Eren:Aaa,vallaha büyük sıpalık etmişiz kuzen! (Tekrar gülerler) Özürdileriz Hafize sultanım,bağışlayın bizi...
(Hafize kıyamaz ve masum bakışla konuşmaya başlar kollarını açar)
Hafize:Gelin bakiyim buraya "der" (Erva ve Erende gider,sarılır.Asaf ise oturduğu koltuktan tebessüm eder)
NİHAYET SABAH OLUR SAAT 07.00 DERYAGİLİN EV
DERYA NIN ODASI UYUYORDUR FLASHBELLEK BEŞ YIL ÖNCE
(Bir adam bir eliyle Derya ve Güneş i tutmuş diğer elindeki silahı ise Güneş in kafasına dayamıştır)
Levent:Celal,bırak kızlarımı
Celal:Niye bırakıcakmışım,evlat acısı ne şimdi anladınmı senin yüzünden kızım öldü
Levent:Ben birşey yapmadım yanlışıkla oldu bunu sende çok iyi biliyorsun
(Güneş ve Derya ağlıyordur)
Güneş:Baba kurtar bizii
Levent:Tamam kızım tamam korkmayın
Derya:Ya bırak bizi bırak (Polisler gelir)
Polisler:Etrafın sarıldı Celâl,teslim ol!
Celal:Lan hani polis çağırmayacaktın?
Levent:Napsaydım ya sanamı güvenseydim.
Cahit başkan:Celal ya teslim ol ya da vururum.
Celal:Ben zaten vurulmuşum ciğerim yanıyor benim ciğerim
(Derya adamın kolunu ısırır,Güneş ise ayağına vurur ve beraber Levent e doğru koşmaya başlarlar,canı yanan adam iyice delirir ve tetiğe basar o sırada Cahit te adamın ayağına sıkar ve adamı yakalarlar fakat Güneş vurulmuştur)
(Derya ve Levent şaşkın ve hüzünlü gözlerle Güneş e bakar)
Levent:Kızım!🥺😮
Derya:Güneş!🥺😮
(Derya ağlamaya başlar ve titrek bir sesle konuşur)
Derya:Hayır,hayır Güneş kardeşim bırakma beni,nolur bırakma
(Derya nın sesine Levent yetişir)
Levent:Kızım,kızım kalk hadi
Derya:Hayııır (Birden uyanır ve ağlıyordur,hemen Levent in göğsüne yüzünü koyar ve sarılır,Levent te ona sarılır Derya'nın başını okşayarak onu sakinleştirmeye çalışır)
Levent:Tamam,tamaam güzel kızım geçti ,geçti sakin ol kâbus gördün sadece...
(Derya biraz sakinleşir ve babasının göğsünden yüzünü çeker.Levent Derya nın gözyaşlarını siler)
Levent:Ne gördün?
(Derya buruk bir şekilde kafasını öne eğer bir kaç saniye durup kaldırır hafif hüzünlü ve masum bir ses tonuyla konuşmaya başlar)
Derya:Güneş'i... (Leventinde ses tonu hüzünleşir ve konuşmaya başlar)
Levent:Yinemi...
Derya:Evet,vurulduğu günü gördüm baba.O adam kızım senin yüzünden öldü diyip duruyordu neden öyle söylemişti gerçekten senin yüzünden mi öldü kızı?
Levent:Evet ama yanlışıkla oldu ben işe giderken Celalin kızı birden önüme çıkıverdi bende çarptım.
Derya:Bizide bu yüzden kaçırdı demi aynı acıyı sanada yaşatmak istedi ve yaşattıda.Güneş i vurdu,onun yüzünden öldü kardeşim (ikisininde gözlerinden yaş akar)
Levent:Asıl benim yüzümden kızım ben onun kızına çarpmasaydım odaa
(Derya,Levent'in sözünü keser)
Derya:Hayır baba senin bi suçun yok bilerek yapmadın sonuçta ama o bilerek yaptı... (Biraz duraksar) Ben Güneş'i çok özlüyorum baba.
Levent:Biliyorum kızım,biliyorum bende özlüyorum hatta geçen gün hastaneye geldin baba ağladın mı dedin ya evet ağlamıştım sen gelmeden önce kardeşinin fotoğrafına bakıyordum. Ama yapıcak birşey yok bir gün kavuşucaz inşallah.Ağlamak,özlemek bunların hiçbiri çözüm değil.Güneş şimdi burada olsaydı ne derdi
Derya:Dalga geçerek ammada meraklıymışsınız ağlamaya derdi annem gibi kızardı bizde hemen gülerdik...
Levent:Bizi güldürdükten sonrada gider odada kendisi ağlardı.
Derya:Biz üzgünüz diye (Güler)
Levent:Ha şöyle,gül işte! Kim bilir belkide Güneş bizi izliyordur şuanda üzülmesini istemezsin demi.
Derya:İstemem. (Derya elleriyle gyaşlarını siler)
Levent:Hadi kalkıp elimizi yüzümüzü yıkayalım yoksa geç kalıcaz.
AKINGİLİN EV
(kahvıaltı yapıyorlardır)
Tarık:Çalıştın mı sınava?
Akın:Evet bu gün müsabakadan sonra tekrar çalışıcam.
Tarık:Yinemi müsabaka?
Seray:Tarııık!
Tarık:Bir dakika dur Seray. Oğlum ben sana demedim mi okçuluğu bırakacaksın diye.
(Akın sabretmeye çalışır ve derin bir nefes alıp sakin bir ses tonuyla konuşur)
Akın:Dedin baba.
Tarık:Eee (Akın yine sabırla ve sakince konuşur)
Akın:Bende okçuluğu bırakmak istemiyorum demiştim baba yine söylüyorum okçuluğu bırakmak istemiyorum.
(Akın tekrar derin bir nefes alıp oflar yalvarır bir şekilde konuşmaya devam eder)
Akın:Baba lütfen bırak beni,bırakta hayallerimin peşinden koşayım.
Tarık:Sen futbolcu olmak istemiyormuydun?
Akın:Evet.
Tarık:Tamam işte okçuluğu bırak futbol kursuna yazdırayım seni.
(Akın ın gözleri dolar ama belli etmemeye çalışır)
Akın:Ben ikisinide yürütmek istiyorum baba.
Seray:Tamam oğlum sen nasıl istersen öyle olsun.Biz babanla konuşup futbolada yazdırırız seni... (Akın sevinir)
Akın:Gerçekten mi?
Seray:Gerçekten tabi (Tarık bağırır)
Tarık:Hayır! Ya okçuluk ya da futbol seçim senin yoksa ikisinide yasaklarım
(Akın hızlıca ayağa kalkar gözlerini bir kere kırpar ve sol yanağına hafif yaş akar,Akın sol elinin tersiyle gözyaşını siler ve konuşmaya başlar)
Akın:Ben okçuluktada,futboldada çok iyim baba müsade etsen ikisinide yapmayı o kadar çok istiyorum ki bana biraz güvensen,inansan başarımı sende görüceksin ama yok. (Akın biraz duraksar sonra tekrar konuşmaya başlar) Eğer inanmıyorsan ve beni biraz seviyorsan bu gün müsabakaya gelip izlersin,eğer yine razı olmazsan söz veriyorum okçuluğu bırakıcam.Şimdi ben gidiyorum izlemek isterseniz buyurun gelin.(Akın hafif tebessüm eder) Çok mutlu olurum. (Kapıyı çekip gider)
HASTANE (Bahçeden kalabalık bir gürültü gelir.)
Ali:Bu gürültü ne böyle
Barış:Bir yataktan kalkabilecek misin amcaoğlu
Ali:Kalkarım (Cahit ve Tahir Ali nin kollarından tutup yavaşça camın önün götürür , pencereyi açar ve aşağıya bakarlar.Karakolun bir kısmı bahçededir ve hep bir ağızdan bağırmaya başlarlar)
-Ali komiser oley,Ali komiser oley (Susarlar)
Hanne:Doğum günün kutlu olsun Ali...
Mehmet,Gülçehre:İyi ki doğdun Ali
Hep bir ağızdan:İyi ki doğdunuz komiserim...
(Alkışlar,ıslıklar yükselmeye başlar Ali nin yüzünde kocaman bir tebessüm oluşur,Barış'a döner)
Ali:Bu gün benim doğum günümmüydü ya...
Barış:Oh oh daha takvimden haberin yok amcaoğlu
Ali:Kusura bakma ya,yaklaşık 20 gündür canımla cebellestiğim için takvime bakmaya fırsatım olmadı
Barış:Tabii,tabi sen canınla cebelleşirken bizde çifte telli oynuyorduk zaten. (Ali ve Barış Güler)
Ali:İşleri yokmu başkanım neredeyse karakolun yarısı burada.
Cahit:Senin için müsade ettik fazla vakitleri yok birazdan giderler.
Ali:Çok teşekkür ederim başkanım (Ali çalışanlara döner) Hepinize çok teşekkür ederim iyi ki varsınız.
Hep bir ağızdan:Sizde iyi ki varsınız komiserim.
1.polis:Komiserim çok bekletmeyin bizi
2.polis:Meydanı çakallara bırakmayın
Ali:Bırakmam evelallah,yakında gelicem!
(HEP BİRLİKTE TEBESSÜM EDERLER VE TEKRAR BAĞIRMAYA BAŞLARLAR)
-Ali komiser oley,Ali komiser oley...
BEŞ SAAT SONRA KOLEJ
(Nihayet müsabaka saati gelmişti)
Ömer:Hazırsanız başlayalım gençler
Sekiz köşe,Güneş:Hazırız!
Ömer:O halde son motivasyon konuşmalarınızı yapın...
SEKİZ KÖŞE
(Akın etrafına bakar Tarık geldi mi diye ama kimseyi göremez)
Selim:Arkadaşlar bu gün Allahın izniyle yine kazanıcaz. Bu gün Ali abi için oynuyoruz elimizden geleni yapmaya çalışıcaz anlaştık mı?
Sekiz köşe:Anlaştık!
GÜNEŞ TAKIMI
Taner:Bana bakın bu maçı almak zorundayız elimizden gelenin fazlasını yapıyoruz tamam mı
Güneş takımı,hep bir ağızdan:Tamam!
Ömer:Motivasyon konuşmalarınız bittiyse başlıyalım?
Nil:Evet hocam,lütfen!
Ömer:O halde ilk olarak Nil ve Beril gelin bakalım.(Gelirler)
Ömer:Hazıır,çeek,bırak
Nil 8 / Beril 9
Ömer:Sıradakiler Alperen ve Emre gelin bakalım (Atarlar)
Alperen 9 / Emre 9
Taner:Güzeeel,öne geçtik,böyle devam
Ömer:Tanercim sessiz ol müsabaka bitmedi hâlâ
Taner:Pardon hocam (Akın tekrar etrafına bakar fakat hâlâ kimse gelmemiştir üzülür ve derin bir nefes alır)
Ömer:Erva ve Tuğçe gelin bakalım
Tuğçe:Kusura bakma Ervacım maalesef yenileceksin.
Erva:Bırakta kimin kazanacağına sen değilde oklarımız karar versin.
Tuğçe:Versin bakalım (Erva sinirlenir ve göz devirir,bunu fark eden Alleren Erva ya seslenir)
Alleren:Sakin ol Erva,sen yaparsın biz inanıyoruz.
Selim:Evet,sadece atışına odaklan.
Ömer:Hazıır,çeeek,bırak.
Erva 10 / Tuğçe 9 (sekiz köşe alkışlarken ,Güneş takımı sinirlenir)
Taner:Hayır ya...
Beril:Sakin ol,hâla üç atışımız var...
(Akın ve Yiğit in sırası gelir Akın tekrar etrafına bakar fakat yine kimseyi göremez oflayıp atış alanına geçer)
Ömer:Hazıır,çeeek (Akın birdaha etrafına bakmaya bakar bu sefer Tarık ve Seray ın geldiğini görünce çok mutlu olur)
Ömer:Evladım napıyorsun önüne dön
Akın:Pardon hocam
Ömer:Tekrar hazıır,çeeek,bırak
Akın 10 / Yiğit 10
(Yağmur ve Derya ya sıra gelir atışlarını yaparlar.)
Yağmur 9 / Derya 7
Ömer:Son tahlilde Sekiz Köşe 46 , Güneş 44 puanda müsabakanın kazananını belirlemek için Selim ve Taner gelin bakalım (Yerlerini alırlar)
Beril:Kaybettik işte
Derya:Henüz bitmedi
Tuğçe:Of Derya ya,bitse nolacak ikiside 10 atsa bile yine kazanan onlar olacak
Yiğit:Hiç belli olmaz belkide birşey olur Selim düşük atar
Tuğçe:Bu imkansız
Emre:Bence o kadar emin olma (Emre tebessüm edip,göz kırpar)
Ömer:Hazıır,çeeek ve bırak
Selim 10 / Taner 10
Ömer:Kazanaan sekiz köşe
Emre:Allah kahretsin!
(Sekiz köşe birbirine sarılır ellerini üst üste koyar)
Sekiz köşe:Oooo,şşş 1,2,3 se-kiz-köşe
(Herkes alkışlar spor salonu yavaş yavaş boşalır geriye bir tek sekiz köşe ve Güneş takımı kalır.Selim Taner in yanına gider)
Selim:Artık bizden önde değilsiniz toplamda 371 puanla sizi geçtik
Taner:Çok sevinmeyin,arada sadece 10 puan var ve daha çoook müsabakamız olacak...
(Alperen tebessüm eder)
Alperen:Her an herşey olabilir diyiyorsun...
Taner:Aynen öyle diyiyorum.
Eren:Bence o kadarda ümitli olmayın
Nil:Yaniii,hevesiniz kursağınızda kalabilir diyiyo...
Taner:Görücez.
Selim:Eren,Nil tamam nefsinize yenik düşmeyin,kaybettiğimiz zamanlarda oldu o yüzden hırs yapmak yok.
Taner:Bi akıllınız Selim,haklı.
(Nil,Erva ve Defne göz devirir)
(Selim ise Taner'e elini uzatır)
Selim:Tebrik ederim gerçekten iyidiniz
(Taner elini tam uzatıcakken geri çekilir)
Selim:Merak etme elini yemem en azından nezaketen elimi sıkabilirdin,herneyse kendin bilirsin
Taner:Evet ben bilirim o yüzden istemem kalsın...
(Erva elini Selim'in omuzuna atar)
Erva:Boşver Selim insanlıktan nasibini almamış bunlar,tebriğide hak etmiyorlar.
Emre:Sizede,tebriğinizede ihtiyacımız yok gidin başka yerde ötün.
(Akın sinirlenir ve elini yumruk yapar tam Emre ye doğru gidecekken Yağmur tutar)
Yağmur:Akııın sakin ol...
Alperen:Aynen,değmez amcaoğlum değmez...Hadi gidelim. (Giderler)
(Taner takım arkadaşlarına döner)
Taner:Aferin size,aferin,böyle devam
(Taner eliyle sert bi şekilde alkışlar)
Derya:Taner,sıkma canını az önce konuşurken fazla sevinmeyin demedin mi,her an herşey olabilir 10 puan çok değil,alırız...
Tuğçe:Hiç boşuna konuşma Derya kaybettiğimiz çoğu müsabaka senin yüzünden oluyor.
Derya:Benim yüzümden mi?
Emre:Evet senin yüzünden.
Taner:Saçmalamayın,ne âlakası var.
Beril:Yalanmı geçmişin içine o kadar dalmışki ,kaybolmuş hiç birşey duymuyor,görmüyor işitmiyor...
(Derya nın gözleri dolar)
Tuğçe:Beril haklı,kendine gel artık senin yüzünden kaç kere daha kaybedicez acaba...
(Derya nın dolan gözlerinden hafifce yaşlar süzülür)
BAĞIRIR
Derya:Yeteer!Tamam anladık benim yüzümden kaybettik, sizin hiç suçunuz yok demi! Evet ben geçmişte takıldım,kaldım kayboldum evet! Unutmak öyle kolaydı demi
(Derya nın ağlaması şiddetlenir)
Noldu sanki alttarafı ikizimi,herşeyimi paylaştığım insanı gözümün önünde vurmuşlar unutiyim gitsin,kolay çünkü...
Taner:Derya tamam!
Derya:Bir dakika Taner! Noldu ya siz ne çabuk unuttunuz Güneş i...
Soruyorum size 8 yaşında gözünüzün önünde ikiziniz vurulsa hatta ölse naparsınız çok merak ediyorum ya?
Haa Tuğçe Allah korusun Taner e birşey olsa napardın,sadece ona değil hepinize soruyorum napardınız kardeşinizi kaybetseniz...
(Hepsinin gözleri dolar Taner ve Tuğçe birbirine bakar)
Derya:Hani cevap,yok demi Madem herşey benim yüzümden oluyor o halde (Sesi şiddetlenir) "Ben artık yokum"
(Derya ağlayarak uzaklaşır,Taner peşinden gitmek ister)
Taner:Deryaa... (Tuğçe,Taner i durdurur)
Tuğçe:Bırak gitsin Taner,yalnız kalmaya ihtiyacı var, (Tuğçe utanarak başını öne eğer ve üzgünce) galiba fazla üzerine gittik "der"
Taner:İyi halt ettiniz.Ben hava alıcam sizde ne haliniz varsa görün.Artık birbirinizimi yersiniz,kendinizimi yersiniz bilmem (Taner de gider)
HASTANE ALİ NİN ODASI
(Kapı çalar)
Ali Batur:Geeel!
-Sürpriiiz
(Hümeyra elinde pastayla içeriye girer yanında sekiz köşe tüm Asiltürk ailesi Asaf ve Cahit vardır. Hep birlikte bağırmaya başlarlar)
-İyi ki doğdun Alii ... (Susar ve alkışlamaya başlarlar)
Ali:Yinemi sürpriz ya bu günde sürprizler hiç bitmiyor
Fatih:Hadi çok konuşmada üfle mumları
(Ali güler ve tam üfleyecekken)
Erva:Ali abi dur bir dakika dilek tutda öyle üfle...
Ali:Tamam tuttum (Üfler,ve herkes alkışlar)
Hifa:Abi hadi,pastayıda kes
Umut:Evet lütfen!
(pastayı keser aradan bir saat geçer hediyesini veren,işi olan çıkar geriye Tahirgil ve Barış kalır)
Hümeyra:Hifa,sen niye yemedin pastanı?
Hifa:Şimdi yiyicem anne
(Hifa yemeye başlar diğerleri ise muhabette devam eder)
Ali:Birşey diyicem yaa...Ayıptır sorması bu haliniz ne,hepiniz çökmüşsünüz biraz güçlü olun bu ne böyle bir kişi çöktü diye herkes çökerse nolur bu memleketin hali Asiltürklere yakışır mı çökmek
Barış:Aman ayıldın hafif düzeldin ya hemende başladın hayat dersi vermeye...
Ali:Geri bayıliyim istersen (Güler)
Barış:Aman aman eksik kalsın amcaoğlu iyi olda,ben bir ömür boyu seni çekmeye razıyım.
(Hep birlikte gülerler)
Ali:Hayırdır çokmu çektiriuorum.ben sana? (Güler)
Bafış:Şaka şaka! Allah başımızdan eksik etmesin seni. (Sessizce amin derler o sırada Hifa öksürmeye başlar)
Tahir:Kızııım! (Tahir,Hifa nın sırtına vurur fakat Hifa nın öksürüğü geçmez ve daha fazla dayanamayıp bayılır)
Hümeyra:Kızım!
BÖLÜM SONU
1.Derya nın hikayesini kapanmayan izler başlığı altında anlattım,nasıl buldunuz?
2.Sizce Tarık,Akın'ın hem futbolu,hemde okçuluğu yürütmesine müsade edecek mi?
3.Hifa neden bayıldı?
Gibi sorularınızın cevabını merak ediyorsanız takipte kalın,haftaya yeni bölümde görüşmek üzere...🤚
|
0% |