@elizazra
|
Pelin çok tatlı, siyah saçlı, orta boylarda bir kızdı. Eylül ise uzun boylu, düz sarı saçlı bir kızdı. Ders başlayana kadar beni tanımak istediler. Aslında çok cana yakın biri değilim. Ama nasıl olduysa hemen kaynaştık. Hepsi tatlı tatlı kızlardı. Bersuya gelirsek eskisi gibi değildi grubun neşe kaynağı gibi birşeydi. Zil çaldı ve sınıf doldu. Nedense herkes bana bakıyordu. Hoca sınıfa girince "Şşşşt sessizlik! Aramızda sınıfımıza gelen yeni bir arkadaşımız var lütfen tahtaya çıkıp kendini tanıtır mısın? Bu arada ben Hilal hoca tarih hocasıyım." Tahtanın önüne çıktım ve kendimi tanıtmaya başladım. "Merhaba! Ben Sıla, Sıla Koçaş. 17 yaşındayım eylülün 3 ünde doğdum" Ya sen salak mısın kızım, onlar senin hangi ayda doğduğunu ne yapsın ya. "Yerine geçebilirsin Sılacım." Ben Bersu ile birlikte Eylül ile Pelinin arkasında oturuyordum. Hoca dersi çok sıkıcı ve yavaş anlatıyordu biran önce teneffüs olsun istiyordum. Acaba Mert ne yapıyordur? Bekle ne? Merti çıkar aklından salak Sıla. "Sılaaa heyooooo duyuyo musun kızım" "he ne ay pardon dalmışım yaa" "Neyse gelin kantine gidelim" dedi Eylül. "Siz gidin ya ben aç değilim" dedim. Bersu " Tamam acıkırsan gelirsin yerini biliyorsun zaten" dedi. Gülümseyerek başımı salladım. Onlar gittikten sonra koridorda biraz dolaşıp etrafı inceliyordum "Ah" o çocuğa çarptığımda bir anda yere düştüm ve bütün eşyalarım dağıldı. "Dikkatli olsaydın biraz" dedi kaba bir sesle. "Sende etrafındaki kızlara bakacağına önüne baksaydın" eşyalarımı toplayıp kalktıktan sonra çocuğun suratına baktım baktım ve baktım... Bu, bu çocuk çok tanıdık geliyordu kumral saçları, yeşil gözleri. Kimdi bu çocuk? Zil çaldı ve sınıfa çıktım. Sınıfa kızlar girdi ve Bersu yanıma oturdu. Ama benim aklımdan o çocuğun suratı çıkmıyordu. Neden bu kadar tanıdıktı acaba. "Sılaaa, Sıla iyi misin?" Diye sordu Bersu. "He. Pardon, iyiyim"
|
0% |