@elma10
|
Selamlaarrrr 🌝
Ben geldim İnşallah iyisinizdir.🎀 O zaman sizi bekletmeden bölüme geçeyim. İyi okumalarrr
______________
"Nasıl?" Çantamdan anahtarlığı çıkardım. "Yunus bu benim anahtarlığım."
"Değil Belinay çünkü o anahtarlığı sana ben verdim."
"Ne!"
"Evet Belinay 3 yıl önce o kaldırımda yanına gelen sana anahtarlığı veren bendim."
Şok etkisiyle kalakaldım.
Evet bulmuştum. Ben 3 yıldır her deliğe girip aradığım yabancıyı hiç beklemediğim bir zamanda, artık ona karşı umudumu yitirdiğim ve hiç beklemediğim birinde bulmuştum.
Mutluluktan mıdır yoksa hüzünden midir benim gözlerimi dolduran bilmiyorum ama sadece yarık olan kalbimin iyileşmeye başladığını hissediyordum
O kadar mutluydum ki artık akmaya yüz tutmuş göz yaşlarımdan biri akıp gitti . Yunus'un da gözlerinin dolmuş olduğunu gördüm.
Anın heyecanı ile dayanamadım ve Yunus'un boynuna kollarımı doladım. Ve dolar dolamaz uykumun gelmesine sebep olan kokusu burnuma vurdu.
Benim ona sarılmamı beklemiyordu ki kollarını belime dolamadan önce ellerinin tereddüt ettiğini hissettim.
Sonra sıkıca sarılıp o da benim gibi burnunu omzuma koydu.
Burnumu kaldırıp fısıldadım. "Artık yabancı değilsin."
Gülümsediğini omzumdan hissettim. O da benim gibi kulağıma yaklaşıp fısıldadı. "Artık su perimsin."
Bende kikirdedim. Uzun zamandır bu kadar mutlu hissetmemiştim. Hemde şu son dönemde.
Tekrar kulağıma doğru eğilip"Ben seni ne kadar aradım bir bilsen." dedi.
"Asıl ben seni ne kadar aradım haberin var mı?"dedim.
Artık ikimizde ağlıyorduk. 3 yıl önce daha birbirimizi tanımadan yaralarımızın ne olduğunu bilmeden o yaralara merhem olmuştuk. Şimdi ise o yaranın kalan izlere ağlıyorduk.
Bir yaraya merhem sürmek çok iyi gelebilir ama o yaranı iz brakmadan iyileşebilmesi için merhemi sürekli kullanmak gerekir.
Biz merhemlerimizi sadece bir kere sürebilmiştik. Sonra merhemlerimizi kaybetmiştik. Birbirimizi kaybetmiştik.
Şimdi ise biz merhemlerimizi bulmuştuk Birbirimizi bulmuştuk.
Ama yara çoktan kapanmıştı. Ve çoktan izi kalmıştı. Zor olan yarayı kapatmak mıdır yoksa ardında bıraktığı iz ile savaşmak mı?
Ben yaramın iziyle hala savaşıyordum. Annesizliğin iziyle hala savaşıyordum. Peki Yunus o da benim gibi hala yarasındaki iz ile savaşıyor mu? Umarım savaşmıyordur. Çünkü ben çok yoruldum. Ben savaşmaktan çok yoruldum.
Ve artık dinlenecek bir limana ihtiyacı vardı. Herkesin illaki ihtiyacı olan o limana benim şu an ihtiyacım vardı.
Yunus bana ihtiyacım olan liman mı olucak yoksa dalgalı denizde çarptığım kaya parçası mı?
Sorularımın cevabının onda olduğunu biliyordum. Ama şu an sadece başımı koyduğum omzunda gözyaşlarımı kurutmasını istiyordum. Bunu istemeye hakkım var mı bilmiyordum ama omzuma koyduğu burnundan aldığı derin nefesler göz yaşlarımı kurutmama izin veriyordu.
Doğru olmadığını bildiğim için istemeye istemeye ondan ayrıldım.
Bana çok güzel bakıp gülümsüyordu. Gözlerim gamzelerine kayacakken aklıma gelen soruyla duraksadım ve sordum.
"Neden bana galibiyet gecesi bunu söylemedin?"
"Çünkü senin su perisi olmanın şokundaydım ve senin benim hırsızlık yapabileceğimi düşünmen... Yani saçmaladım işte ama sonra düşününce aptallık olduğuna karar verdim. Sonuçta sen beni tanımıyorsun. Böyle düşünmen çok normal düşüncen için seni suçlamıyorum yanlış anlama bende senin yerinde olsam aynı düşünürdüm. Başkası böyle düşünse bu kadar saçmalamam aslında senin karşında sanki ben benliğimden çıkıyorum ve elim ayağım birbirine dolaşıyor gibi bilmiyorum."
Bu bir aşk itirafı mı şu aaaannn??? Bildiğin senin karşında heyecanlanıyorum dedi. Sonuçta insanın eli ayağı heyecanlanınca birbirine dolaşır.
"Yo hayır yanlış anlamadım yani senin açından düşünürsek ben de senin karşında senin gibi olurdum. " dedim açık sözlü olmayı seçerek.
Biraz ikimizde sessiz kaldık.
"Belinay çok özel olmayacaksa sen 3 yıl önce neden o haldeydin? Cevap vermek zorunda değilsin. " dedi mahçup bir ifade ile.
"Sana bunu anlatmak istiyorum ama emin olamıyorum. Yanlış anlama sadece seni tanımıyorum seninde dediğin gibi bence bizim bu konular için önce birbirimizi tanımamız lazım."
"Yoo yanlış anlamadım haklısın ben düşünmeden dan diye sordum kusura bakma. O zaman önce birbirimize tanıyalım hatta bundan sonra biz seninle tanışma sürecinde olalım olur mu? " dedi
"Anlaştık."
Kalbim çok hızlı olmasına rağmen iki elimi birbirine değdirdiğimde üşüdüğümü farkettim ve istemsizce titredim.
Yunus bunu fark etmiş olacak ki "Üşüdün sen hadi kalkalım." dedi.
Bende ikiletmeden kafamla onaylayıp kalktım.
Kaşları çatık bir şekilde beni durdurdu "Dur bir dakika."
"NE oldu?" Dedim yüzümde şaşkın bir ifade ile.
Ayaklarımı göstererek "Sen bu şekilde mi yürüyeceksin?" dedi.
"Evet niye ki?"
"Böyle yürüyemezsin."
"Sebep???"
"Ayaklarına bir şey batar."
"Yok ya ne olacak emin ol topuklularla yürümektense ayağıma bir şeyler batar daha iyi." Dedim ve tekrar yürümeye başladım. Beni durduran ise Yunus'un yürümememsiydi.
Arkamı döndüm ve "Yunus gelsene hadi-" derken duraksadım. Yunus ayakkabısını çıkarıyordu.
"Yunus ne yapıyorsun niye çıkardın ayakkabını?"
"Sen giyeceksin çünkü bunları."
"Ne?"
O sırada çıkardığı ayakkabılarını yerden alıp yanıma geldi ve ayakkabıları önüme koydu.
Bense aval aval suratına bakıyordum.
"Hadisene Belinay giyde gidelim daha fazla üşüme."
Yüzündeki ifadenin ciddi olup olmadığı sorguluyordum ama çok ciddi duruyordu.
"E sen böyle yürüyeceksin bu sefer bana yalın ayak yürüme diyorsun kendin yürüyorsun."
"Bana bir şey olmaz alışığım ben giy hadi."
Bunun üzerine yüzüme alaycı bir ifade takıp "Sen burayı çim sahaya benzettin herhalde Yunus DEMİRDAĞ ama değil serttir burası." dedim.
Sesli bir şekilde güldü ve "Biz beton sahada da top oynadığımızı biliriz Belinay Hanım siz rahat olun."dedi.
Bende onun gibi güldüm. Daha fazla uzatmak istemediğim için beyaz spor ayakkabılarını giymek için eğildim. Eğilirken elimdeki topuklularımı yere bırakmıştım. Sonra Yunus da eğilip topukkularımı elime aldı.
"Ben taşırım sen bırak istersen." Dedim. "Yok yok aldım." Dedi.
Ben bu ince davranışlara bayılanzi yokolanzi. Sksjsjsjsjjs.
Ayağıma baya büyük olmuştu. Yürürken ayağımdan çıkıyordu.
Yunus ayaklarıma bakıp güldü.
"NE yapayım ayakların çok büyükmüş." Dedim.
" Benim ayaklarım büyük değil seninkiler çok küçük."
"45 numara gerçekten çok küçükmüş."dedim.
"37 numara gerçekten çok büyükmüş." Bunu söylerken topuklu ayakkabılarımın altına bakmıştı.
Karşılıklı olarak gülümseyerek arabalara doğru yürüdük.
Arabalara geldiğimizde bagajdan yedek spor ayakkabılarımı giydim.
Yunus'un ayakkabılarını da ona verdim.
"Teşekkür ederim. Herşey için." dedim.
"Asıl ben teşekkür ederim. Herşey için. Birde numaranı versen olur mu?" dediğinde kalbim çok hızlı atıyordu. İlk defa birinin karşısında bu kadar heyecanlanıyordum.
"Olurr."
Çantamdan telefonumu çıkarıp numaramı ona gösterdim. O da telefonun rehberine ekledi. Beni kaydediş şekli içimdeki çocuğa mutluluk çığlıkları attırıyordu.
Su Perisi
"Çaldır sen beni ben seni eklerim." dedim. O da beni çıldırdı.
"O zaman görüşürüzzz. "
"Görüşürüzz."
Hiç istemeyerek arabamın kapısını açtım. Binmeden son kez arkama bakıp el salladım. O da bana el salladı.
Arabaya bindim. Arabada Elif aradı ve beni onlara gelmem konusunda ikna etti. Şimdi ise Eliflerin evine sürüyordum.
Elif yüksek bir ihtimalle iyi olmadığımı düşündüğü için onlara gelmemi istiyordu. Ama ben kendimi çok iyi hissediyordum. Yunus sayesinde...
Eliflere geldim ve hemen onun odasına gittik.
"Cengiz amca yok mu?"
"Yok babamlar şehir dışına çıktı Timur amca ile haberin yok mu?"
"Nasıl ya babam bana hiç öyle bir şey demedi."
Belki telefonuma mesaj atmıştır diye telefonumu açtım ama babamdan ne bir arama ne de bir mesaj vardı.
"Yok bana bir şey de yazmamış."
Elif'e geri döndüğümde yukarı doğru bakıyordu ve bunu sadece birşeyler gizlediğinde yapardı.
"Elif sen bir şeyler biliyorsun çıkar ağzındaki baklayı."
Benimle göz göze gelip tedirgin oldu. "Yo yok bşr şey bilmiyorum."
"Elif zorlama istersen."
"Off tamam söyleyeceğim."
"Hadi söyle."
"Sanırım Timur amca için şehir dışına çıktılar. "
"O ne demek Elif açık konuşsana."
"Timur amca Meryem ablanın evlendiğini duymuş yani sende biliyorsun Timur amca ne kadar nefret etsede hala ona aşık o da bunu-"
"Tamam yeterli."
Yeterliydi. Ben bile annemi silememişken babam nasıl silsindi. O an aklıma babamın 3 yıl önceki hali geldi. O zaman da babam bizden uzak durmuştu. Çünkü babam üzgünken sanki başka biri gibi oluyordu.
Bunu ne kadar bize yansıtmamaktadır çalılsada biz biliyorduk. İçinin yandığını biliyorduk.
Babam en son annemle ilgili 3 yıl önce 'Bir daha onun adı bile bu evde geçmeyecek' diyerek bahsetmişti.
O günden sonra da adı geçmemişti zaten. Ama şimdi. Şimdi ne olacaktı. Yine ondan bahsetmeden acısını bizden mi gizleyecekti.
Benim o düğüne gittiğimi bilmiyor olmasını diledim içimden. Ve artık kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Dayanamıyordum.
Elif bana her zaman destek olmuştur. Yine oldu ve bana sarıldı. Bir süre öylece Elif'in omzunda ağladım.
(...)
Sabah olmuştu dün gece Elif'le babam konusuna kafa yormuştuk. Normalde olsa babamın şehir dışına çıktığını öğrenir öğrenmez babamı arar iyi mi diye sorgulardım.
Ama artık bunu yapmıyordum. Çünkü biliyordum. Babam iyi değildi. Babam hala Meryem'e aşıktı.
Benim ona yapabileceğim en iyi şey onun kafasını toplamasına izin vermek ve kendimin iyi olduğunu aklının bende kalmamasını sağlamak olabilirdi.
Babam en iyi kafayı Cengiz amca ile toparlayabilirdi. Çünkü Cengiz amca ile annemden önce bile tanışırlardı ve birbirlerine destek konusunda en iyilerdi.
Bu yüzden babamı aramayacak sadece Cengiz amcadan haberlerini alacaktım.
Neyseki abin hala yurt dışındaydı. Yüksek bir ihtimallede annemin evlendiğini bilmiyordu.
Elif'le yüzümüzü yıkayıp mutfağa girdik. Derya teyze mutfaktaydı. Elif'in annesi. Bana bu 3 yılda annemin yerine annelik eden kadın.
"Offf Derya teyze çok iyi kokuyor ne yaptın yine."
"Benim kutucuklar uyanmış sonunda çabuk oturun mis gibi kuymak yaptım."
"Anne valla döktürmüşün hee."
"Afiyet olsun. Hadi soğutmayın yiyin."
Tabağıma bir kaç şey aldım. Bir yandan da telefonumdan sabah haberlerine bakıyordum.
Uppppsss
Yine miiiiii
Ya ben bu gündemden ne zaman düşcem.
Gördüğüm haber ile yediğim zeytin boğazımda kaldı ve öksürmeye başladım.
"Ay kız noluyor dur su vereyim."
Derya Teyze arkasını döndüğünde bir yandan öksürüyor bir yandan da Elif'e haberi gösteriyordum.
Elif'in haberi görmesi ile gözleri irileşti.
Derya teyzenin getirdiği suyu içtim.
"İyi misin kızım."
"İyiyim Derya teyze teşekkür ederim. Benim kahvaltım bitti zaten ben kalkayım zaten şirkete gidicez Elif'le." Sözlerimi bitirirken bir yandan ayağa kalkmıştım. Elif de benimle kalktı.
"Kız bir şey yemediniz nereye."
"Yok yok yedik ellerine sağlık işler beklemez biliyorsun biz kalkalım." Dedim ve mutfaktan çıkıp Elif'in odasına geçtik.
"Offff kızım sanırım bu size yapılan en iyi haber çok güzel çıkmışsınız valla. Alev emojisi atmamak için zor duruyorum. Ama sana aşk olsun bana neden anlatmadın. Kırılıyorum bak."
Haberde benim ve Yunus'un dün geceden bir fotoğrafı vardı. Fotoğrafta ben Yunus'un ayakkabılarını giymiş Yunus da yanımda benim topuklularımı taşıyordu.
"Öff Elif sus utanıyorum zaten."
"Kızım ben sussam haber konuşur haber sussa fotoğraf konuşur ne yapayım yanii. Ay dur altına ne yazmışlar bakim."
CENTİLMEN DEMİRDAĞ SAHNEDE Sevgilisi Belinay ONUK ile dün gece sahilde yürürken görüntülenen Yunus DEMİRDAĞ'ın yaptığı centilmenlik hayranları tarafından takdir edildi.
"Ay Belooo senin için sevgilisi demişler. Bak Yunus hala bir açıklama yapmıyor demekki bu durumdan rahatsız değil."
"Bilmiyorum ki Elif bende anlamadım neden fala açıklama yapmıyor."
"Kızım ben sana söylüyorum işte aşık sanaaa."
"Eliifff!!!"
"Yok tamam bir şey demedim. Ama yorumlara bakıcam yoksa çatlarım. "
"Öfff ne yapıyorsan yap Elif."
"Öfleme bana içten içten sende merak ediyorsun biliyorum hiç numara falan yapma bana Belo."
"Suuusss aaaağğğ."
"Ay sustum tamam ben susuyorum yorumlar konuşsun. "
'Fenereölürümm.135' O ayaklar Allah bilir ne goller atacak yenge o ayakları betonda yürütmüş 2 günde nasıl bu adamı bu hale getirdin yenge.
'Fenerlikızzz_123' Ay hangi büyü bu söyle bizde yapalım yenge.
'Demirdağ_fann' Yunus işi biliyor yengenin ayaklar incinmesin diye kendi ayakkabısını vermiş Kral.
"Ay Beloo seni herkes benimsemiş artık bütün fenerlilerin yengesisin. "
"Hadi Elif bu kadar cıvıklık yeter giyinelim işe geç kalıcaz."
"Ama çok iyi foto diyorum ki ben bunu çerçeveletiyim odama asayım ne dersin?"
Ona kötü kötü baktım.
"Şaka şaka tamam giyiniyorum."
Giyinmek için Elif'in gardırobunu açtım. İçinde sürekli birbirimize gidip geldiğimiz içim benim de kıyafetlerim vardı.
Kıyafetlerimi giyip Elif'in makyaj malzemeleri ile makyaj yaptım. Hazırdık.
Derya teyze ile vedalaşıp evden çıktık. Benim araba burda olduğu için benimkine binip Elif'in playlisti eşliğinde şirkete gittik.
Şirkete girip lobide Elif'le vedalaşırken arkamdan onun sesi geldi. Annem.
"Belinay"
______________
Bittiğğğğ Nasıl olmuşşş İnşallah beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere Baysss 💋
|
0% |