Yeni Üyelik
13.
Bölüm
@elma10

Selamlaarrr

Ben geldimmm🩵

İnşallah beğenirsiniz

Öyleyseee iyi okumalarr

 

_______________

 

Şirkete girip lobide Elif'le vedalaşırken arkamdan onun sesi geldi.

Annem.

 

"Belinay"

 

Niye gelmişti ben ona son sözümü söylemiştim zaten.

 

"NE işin var senin burda?" Diyebildim sadece.

 

"Seninle konuşmaya geldim Belinay. Ben sizi geri kazanmak istiyorum."

 

Gerçekten iyi niyetli olduğunu bilsem şu an onun bu sözlerine inanabilirdim.

 

Ağzımdan küçük bir acının kahkası çıktı.

 

"Komik mi olmaya çalışıyorsun. Sen babamı aldattığın adamla evlendiğin günün ertesinde bana gelip seni geri kazanmak istiyorum mu diyorsun. Lütfen bak düzgünce söylüyorum seni güvenlikler çıkarıp atmadan önce çekil git burdan. Ve bir daha da karşıma çıkma. Ölsen bile."

 

Meryem'in gözleri dolmuş ve yanağından bir damla yaş akıtmıştı. Timsah göz yaşıdır eminimki.

 

"Belinay özür dilerim kızım." Son sözünü de söyleyip arkasını döndü ve gitti. Gitsindi zaten.

 

Elif beni ona çevirip sıkıca sarıldı. Bu kız benim her zaman ne durumda neye ihtiyacım olduğunu iyi biliyordu.

 

Bende ona sarıldım. Ayrıldığımızda "İyi misin?" Diye sordu.

 

"İyiyim ve daha da iyi olacağım. Neyse hadi ben odama çıkayım beni bekleyen bir yığın iş var."

 

"Tamam canım kahve molasında görüşürüz."

 

"Görüşürüz."

 

Elif'le ayrılıp odama çıktım.

 

(...)

 

İşlerim bittikten sonra akşamki maç için Elif'le şirketten çıkıp eve gittik. Maç alanyaspor ile Fenerbahçe arasında olacaktı. Yine Eliflere gittim. Çünkü evde tek başıma kalmak istemiyordum.

 

Babamın bir süre gelmeyeceği kesindi. En azından abim geri dönene kadar Elif'lerde kalacaktım.

 

Eliflere geldiğimizde o çubuklu giymiş ben ise deplasman forması giymiştim.

 

Bence bütün formalar güzeldi sonuçta ben tasarladım. Çokta mütevaziyimdir. Ksksksk

 

Elif'le şarkılar ve bol gülmeli bir şekilde hazırlandık. Sonra Elif'te bir değişiklik sezdim.

 

"Elif sen normalde maça giderken savaşa gider gibi hazırlanırdın bu sefer daha özenli mi hazırlandın bana mı öyle geldi?"

 

Elif sanki yakalanmış gibi bana baktı ve "Ne alakası var ya sana öyle gelmiş normal halim." dedi.

 

"He yoksa Acar için daha özenli makyaj yapmadın."

 

"Acar ne alaka şu an Belo"

 

"Galibiyet gecesi sizin aranızda bir şeyler geçti ve sen bana hala anlatmıyorsun. Anlatman için uzun zamandır bekliyorum ama hala anlatmadın. Küsüceğim artık haa"

 

"Offf utanıyorum Belo ne yapayım."

 

"Kızım utanacak kadar ne yaşadııınnn. "

 

 

 

 

ELİF'İN ANLATIMI İLE GALİBİYET GECESİ

 

Belinay'la birlikte galibiyeti kutlamaya gelmiştik. Yunus davet etmişti. Bence Yunus Belinay'a aşık ama bunu söylemek için biraz erken.

 

Belinay'la birlikte Yunus'un konumunu attığı mekana girdik.

 

Mekanın teras kısmında upuzun bir masa vardı ve bu masa futbolcular ve eşleri ile doluydu.

 

Bizi gördüklerinde biraz şaşırmışlardı. Sanırım beklemiyorlardı. Mert abi ile İrfan abi ise Yunus'a Belinay'ı gördükleri andan beri ilginç bakışlar atıyorlardı. Dışarıdan oldukça komik duruyorlardı.

 

Selamlaşma faslını yaptıktan sonra oturacak yer bakmaya başladım. Off keşke Belinay'la yan yana oturabilsem.

 

Ama hanfendi Yunus Beyi görür görmez beni unutmuş hemen onun yanına çöreklenmişti.

 

Bende etrafa bakındığımda yeni transfer olan genç yıldızlardan Acar UÇUK'un yanının boş olduğunu gördüm. Başka boş yer de görünmüyordu.

 

Ayakta kalamayacağıma göre oraya oturucam.

 

Of Belo ama ben sana beni ortada bırakmanın hesabını sormazsam.

 

Boş olan sandalyenin başına geçip Acar'a doğru "Merhaba oturabilir miyim?"dedim.

 

Beni görünce gülümsedi ve "Merhaba tabiki oturabilirsin." dedi.

 

Bende onun gibi gülümseyip yanına oturdum. Masanın köşesine denk geldiğim için diğer yanım boştu.

 

Belinay benim karşı tarafımda birkaç sandalye ilerimde kalmıştı.

 

Oturduğumda hala bana bakıyordu. Elini uzatıp "Bu arada ben Acar." dedi.

 

Uzattığı elini sıkıp "Memnun oldum bende Elif." dedim. Normalde el sıkışmayı çok sevmem ama iş dünyasında yapmayınca yadırganabiliyırsunuz.

 

"Bende memnun oldum Elif."

 

Başımla onaylayıp önüme döndüm. Masada boş boş durmamak için de önündeki tabağa birkaç şey doldurdum.

 

Bir yandan da Belinay'a bakıyordum. Sera ve Gözde abla ile iyi anlaşmış gözüküyordu.

 

Tabii Yunus'la da çok iyi anlaşıyor gibi gözüküyordu. Bunu Acar'da fark etmiş olacak ki bana bakıp "Çok iyi anlaşıyorlar." dedi.

 

Bende ona baktım "Evet oldukça iyi anlaşıyorlar." Dedim.

 

"Ve daha yeni tanışmış olmalarına rağmen sanki daha öncesinde tanışıyorlarmış gibi."dedi.

 

"Evet."

 

"Sen çalışıyor musun?" Dediğimde beklemediğim soru karşısında biran durakladım.

 

"Okuyorum yani okuyordum bir seneliğine dondurdum."

 

Belinaysız bir okul senesi geçirmek istemediğim için bende onunla okulu dondurmuştum. Yalan yol içim acımadı değil.

 

"Özel değilse neden dondurdun."

 

"Belinayla bir sene şirkette çalışacağız. Staj gibi de düşünülebilir. Yani aslında bu benim kendimi avutma şeklim."

 

"Neden öyle dedin ki şirkette çalışmak mı zorundasın."

 

"Ben değil de- neyse orası karışık baya uzun hikaye."

 

"Peki sen bilirsin."

 

"Sende yeni transfer oldun takıma mutlu musun?" Bunu söylememle gözleri parladı cevap vermese de ne kadar mutlu olduğu gözlerinden okunuyordu.

 

"Çok mutluyum zaten Fenerbahçe benim hayalimdi şimdi bunu gerçekleştiriyorum nasıl mutlu olmayayım ki."

 

Gülümseyerek karşılık verdim. Acar'ı ben daha önce bizim şirkette görmüştüm. Fotoğraf çekiminde karşılaşmıştık. Ama tanışma fırsatımız olmamıştı.

 

Yalan yok yakışıklı bir tipti. Kahverengi saçları ve ona eşlik eden kahverengi gözleri vardı.

 

Benim dikkatimi dağıtan ise Mert ve İrfan abinin okları bana ve Acar'a çekmesiydi. Yunus ve Belinay'a ne yaptılarsa aynılarını şu bize doğru yapıyorlardı.

 

Acayip utanıyordum şu an. Acar'la tekrar göz göze gelmemek için tabağıma döndüm.

 

Kafamı kaldırmama sebep olan şey ise İrfan abinin Belinay'a ve Yunus'a sorduğu soruydu.

 

İrfan abi "Aklında tuttun yanii anladım. Peki siz nesiniz?" dedi.

 

İrfan abinin bunu sorarken tüm masanın sesizleşmesi ise ayrı bir muammaydı.

 

Gözde abla da Belinaylara dönük konuştu. "Evet ya ben seni görünce ilkin Yunus'un sevgilisi zannetmiştim. Ama birbirinize karşı mesafeli görünce bir şey diyemedim. Fakat şöyle bir bakınca birbirinize karşı ilginiz sevgili gibi." dedi.

 

Oyyyiiii bu arada bana fena eğlence çıktı. Belinay'a baktığımda çok sıkışmış duruyordu. Yanakları da pembe yerine kırmızıya dönüşmüştü.

 

Bir kaç saniye sessizlik oldu. Belinay bundan rahatsız olmuş olucak ki

"Sevgili değiliz." dedi.

 

Arkadaşız diyip kestirip atmak istrmediği çok belliydi. Yunus'a baktığımda o da Belinay kadar olmasada kızarmıştı.

 

Sonra İrfan abi bir daha sordu "O zaman nesiniz?"

 

Belinay'ın gözleri bölermişti.

 

Sonra Yunus söze girdi "Şuanlık arkadaşız."

 

Neeeee ŞUANLIK MI???

 

Tamam oldu bitti bunlar net oldu.

 

Mert abi bu konuşmanın başından beri otuziki diş gülümsemiş ve en sonunda söze girmişti. "ŞUANLIK (ŞÜPHELİ)"

 

Hahahah ya bu adam ikon yaa. İrfan abi ile yine anlamlı bakışlarını yapıyorlardı.

 

Belinay'ın şu an utancından yerin dibine girdiğine eminim. Ama bir yandan da mutlu görünüyordu. Zaten Yunus'un sözleri ile gözleri parıl parıl olmuştu.

 

Benim bu konuyu acil çekiştirmem lazımdı. Bu yüzden elime telefonumu alıp Belinay'ın WhatsAppına girdim.

 

Siz: Şuanlık (ŞÜPHELİ) Ay ben bu Mert abi ile çok iyi anlaşacağım galiba.

 

Belinay gelen bildirimimle telefonunu eline aldı.

 

Belo💋: Öf Elif bari sen yapma zaten çok utandım.

 

Siz: Kızım nasıl boş vereyim bildiğin çocuk sana ben yürüyeceğim mesajı verdi.

 

Belo💋: Abaaaarrrtt

 

Siz: Ksksksksksks hiçte abartmıyorum bir kere ama bak haklıyım yoksa öyle değil derdin abart dedin. Abartalım canım Yunus DEMİRDAĞ'ın karısı olmak nasıl bir his.

 

Kafamı kaldırıp Belinay'a baktığımda gülümsüyordu. Gözlerimi hemen yanındaki Yunus'a kaydırdığımda kıpkırmızı olmuş ve boynundaki damar kendini göstermişti.

 

Yunus boğazını temizlediğinde Belinay'da ona döndü. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

 

Ay bu Belo'yu benden mi kıskanıyor.

 

Siz: Oooooo bu baya benden başka kime gülümsüyorsun meselesi. Enişte merak etme benim.

 

Belo💋: Kızım sussana.

 

Siz: Ama kabul et hoşuna gitmedi değil şimdi.

 

Belo💋: Yaniiii

 

Siz: Yaniiii ne?

 

Belo💋: Ay dur onu bunu boş ver sen kendinden bahset.

 

Siz: Ne bahsedeyim.

 

Belo💋: Acar???

 

Siz: Ay saçmalama Belo arkadaş olduk o kadar.

 

Belo💋: Tamam o zaman abartalım canım Acar UÇUK'un karısı olmak nasıl bir his.

 

Yazdığı mesaj ile gülümsedim. Sonra Acar'dan boğaz temizleme sesi geldi ve refleks olarak kafamı çevirdim. Acar aynı Yunus gibi kıpkırmızı olmuş ve alnındaki damarı kendini göstermişti.

 

Sinirlenmiş miydi o?

 

Belo💋: Oooooo bu mesele o meseleee. Enişte merak etme benim. Ksksksksks Ay çok eğlendim.

 

Siz: Belooo Ay hadi kapat daha fazla kudurmasın seninki.

 

Cidden Yunus'un damarlarının patlamasına ramak kalmış gibiydi. Bu halleri beni daha da gülümsetti.

 

Belo💋: Asıl sen yanındakine bak pimi çekilmiş bomba gibi görünüyor. Neyse hadi by.

 

Mesaj ile Acar'a döndüm. Yunus'tan pek bir farkı yoktu.

 

Mert abi farketmiş olacak ki "Hayırdır yavrular Acar Yunus bir renginiz attı sizin." dedi.

 

Heh hadi açıklayın bakalım. Gerçekten de bizi kıskanmışlardı.

 

Sonra Acar konuştu "Yok bir şey olmadı abi."

 

Ardından da Yunus "Evet abi yok bir şey" dedi.

 

He he gelin siz bunu benim külahıma anlatın.

 

Sonra hiç beklenmedik bir anda Mert abi bağırarak bağıra -Seni Severdim- söylemeye başladı.

 

Bol şarkılı gülmeli bir gecenin sonuna geldiğimizde herkes yavaş yavaş kalkmaya başladı.

 

Belinay'a doğru baktığımda Yunus kulağına bir şey fıdıldamış ve gözleri parlamıştı. Ay bana dedikodu çıktııığğ.

 

Arkadan Mert abi bunların halini görünce "Hadi ŞUANLIK ARKADAŞLAR yürüyün de gidelim." dedi.

 

Kahkaha atmamak için kendimi sıktım Allah'tan.

 

Acar da benimle birlikte ayağa kalktı. Kapının önüne çıktığımızda herkes aracının gelmesini bekliyordu.

 

Belinay'la Yunus bir şeyler konuşuyorlardı.

 

O sırada Acar bana döndü. "Sen Belinay'la döneceksin herhalde."

 

"Evet Belinay'la dönücem de Yunus'tan ayrılırsa tabii."

 

Sözümle birlikte gülümsedi. "İstersen seni ben bırakayım. Bunlar da birlikte dönsün. Bir kıyak olsun bizden onlara."

 

Tekrar Belinay'a baktığımda Yunus'tan ayrılacak gibi durmuyordu.

 

Acar'la girmek benim için pek iyi bir fikir olmayabilir ama Belinaylar için iyi bir fikirdi.

 

"Tamam öyle yapalım o zaman. " dedim.

 

"Benim aracımda geldi zaten." Diyerek mavi BMW yi gösterdi.

 

Son kez Belinay'a baktığımda Yunus ona hırkasını veriyordu.

 

Araç tam önümüzde durdu. Acar benden önce davranıp yan koltuğun kapısını açtı.

 

Bende onu bekletmeden bindim. "Teşekkür ederim."

 

Bana başı ile karşılık verdi. Ben kemerimi takarken o da yanıma oturdu.

 

Aracı çalıştırdı ve ana yola çıktı.

 

Bir anda "Sana bir sır vereyim mi?" dedi.

 

"Ver." Dedim hemen dan diye.

 

Gülümseyip "Dur bi neyle ilgili diye sorar insan."

 

Bende gülümsedim "He pardon neyle ilgili?"

 

"Yunus ve Belinay'la ilgili."

 

Büyük bir heyecanla "Hemen ver o zaman." dedim.

 

Tepkime gülümsemesini daha da büyüttü. Şu an onun büyüsüne kapılmamak için zor duruyordum.

 

Çünkü hafif dağınık saçları alnına düşmüş açık olan camdan gelen rüzgar hafif hafif tarıyor ve sokak lambalarının ışıkları yüzüne çok güzel vuruyordu.

 

Yola odaklıydı ama benimle konuşurken arada bana dönüp hemen kafasını geri yola çeviriyordu.

 

Sonra söze girdi. "Yunus bana geçen gün Belinay'dan bahsetti ve konuşurken gözleri parlıyordu. Bana galiba ben Belinay'a kapılıyorum dedi. Sanırım bazı şeylerin farkına varmaya başladı."

 

"Bende sana bir sır vereyim mi o zaman. "

 

"Ver."

 

Bende aynı onun gibi gülüp "Dur bi neyle ilgili diye sorar insan." dedim.

 

Ağzından küçük bir kahkaha çıktı. O da beni gibi yapmaya karar verdi ve " He pardon neyle ilgili?" dedi. Bende kikirdedim.

 

"Belinay ve Yunus'la ilgili."

 

"Hemen ver o zaman."

 

"Belinay'da Yunus'a karşı bir şeyler hissediyor ama pek Yunus'un ona aşık olabileceğini düşünmüyor." Dedim.

 

"Neden öyle düşünüyor ki."

 

"Orasınıda Yunus bulsun canım."

 

Upppsss canım mııııı offff Elif of.

 

"Yani lafın gelişi canım dedim yanlış şey yapma."

 

Aferin Elif daha da batır.

 

Gülümsedi ve "Yoo yanlış anlamadım tam olması gerektiği gibi anladım." dedi.

 

O an oturduğum koltukta küçülebildiğim kadar küçülüp gömüldüm.

 

Kırmızı ışık yanınca yavaşça durdu. Çaktırmadan bakmak için gözlerimi dikiz aynasına kaldırdım. Ama o zaten bana bakıyordu. Ona baktığımı görünce hemen gözlerini çekti.

 

 

Tam o esnada ikimizde öne doğru sendeledik ve bir fren sesi duyuldu.

 

Evet arkamızdan biri bize çarpmıştı. Ve evet kırmızı ışıkta duran araca çarptı.

 

Acar hemen telaşlı bir şekilde bana dönüp "İyi misin bir şeyin var mı?" dedi.

 

"İyiyim bir şeyim yok."

 

Ağzının içinden bir küfür saydığını duydum.

 

Nasıl bir salak duran araca vurabilir derken arkadan birisi "Ne yapıyoonuzz bee yaa-aa böööle durulu mu?" Dedi.

 

Yan aynaya baktığımda ayakta dahi zor duran 28 li yaşlarındaki adam bize doğru gelmeye çalıştığını gördüm. Sarhoş olduğunu anlamaksa zor değildi. Hatta sadece alkol almış olduğu bile soru işaretiydi.

 

Acar bana dönüp "Arabadan inme ben halledip geliyorum. " dedi ve araçtan indi. Ben bir şey dahi diyemedim.

 

Yan ve dikiz aynasından onları izliyordum. Acar bir şeyler söylüyordu ama adamın anlamadığı her halinden belliydi.

 

Sonra sesleri yükseldi. Adam "Sende durmasayaydıın be kardessimm. " Diye bağırdı.

 

Acar'da baya sinirli görünüyordu. "Sus polisi arayacağım. "

 

"NE poolisi kardesim polislik bi seh yook. "

 

Sonra bir anda adam yan aynaya baktı. Benimle göz göze geldi. Yavaş adımlarla bana yaklaştı. Acar ise arkasını dönmüş telefonu kulağına dayamış muhtemelen polisle konuşuyordu.

 

Adam camın önüne gelip "Selam güüüzellik taanısaalım mığğ." diyip elini içeri sokmaya çalıştı.

 

Cam açık olduğu için leş gibi alkol kokusunu almak midemin bulanmasına sebep oldu.

 

Acar fark etmiş olacak ki koşarak gelip "Gel lan buraya önce biz tanışalım." diyip adama yumruk attı.

 

Ağzımdan küçük bir çığlık çıktı.

 

Kapıyı açıp arabadan indim. Acar adamın yakasına yapışmış asfalta yatırmıştı.

 

Bir yandan da yumruk atıyordu.

 

Acar'ın koluna yapışıp "Acar dur yeter ölücek. " diye bağırdım. Benimle göz göze gelmesiyle alev çıkan gözlerinin yavaş yavaş söndüğünü gördüm.

 

Adamı bıraktı ve bana döndü "Özür dilerim seni korkutmak istememiştim." dedi.

 

 

Yüksek bir ihtimal korkumu ellerimin titremesinden anlamıştı. "Yok önemli değil a-a senin elin kanıyor dur bekle." dedim ve çantamdan bir peçete çıkardım.

 

"Yok bir şey o şerefsiz sana bir şey yaptı mı?"

 

Asfaltta kıpırdamadan yatan adama baktım ağzı burnu kan olmuştu. Yüksek bir ihtimal baygındı.

 

"Hayır yapmadı zaten sen hemen geldin." Bir yandan da elini temizliyordum.

 

"Polisler gelir az sonra."

 

"Tamam." Dedim ve çantamdan bir yara bandı çıkardım.

 

Uppsii çıkan yara bandı hello kitty desenli.

 

Yapacak bir şey yok bunu yapıştırıcaz.

 

Elinin üstüne yapıştırdım. Acar'a bakamıyordum.

 

Bir anda gülmeye başladı. Bende onunla birlikte güldüm. "Şu durumda bile güldürmeyi nasıl başarıyorsun."

 

"Bilmiyorum utanıyorum sus." Dedim.

 

Daha çok güldü. Arkadan polis siren sesi gelmesiyle gülümsemesi bitti.

 

Polislere olayı anlattık. Adamı alıp karakola götürdüler. Biz karakola gitmeden polislere ifade verdik.

 

Polisler adamı da alıp gittiler.

 

Arabanın sade arka tamponu düşmüştü. Tamponu arka koltuğa atıp verdiğim adrese beni bıraktı. Teşekkür edip ayrıldık.

 

Kendi kendime konuştum.

 

"Ben ne yaşadım öyle ya."

 

 

 

BELİNAY'IN ANLATIMI İLE

 

Elif'i ağzım açık dinledim.

 

"Bu kadar şey yaşandı ve sen bana bunları yeni mi anlatıyorsun?"

 

"Belo valla fırsat bulamadım anlatacaktım. Senin anahtarlıktı falan anlatacak zaman bulamadım yani. Yoksa niye anlatmayayım."

 

"Tamam affettim. Neyse geç olsun güç olmasın. En azından senin bu kadar süslenmenin nedenini öğrendik."

 

"Neymiş o?"

 

"Acarmışşşş."

 

"Beloooo."

 

"Ay tamam bir şey demedik."

 

Evden çıkıp stadyuma geldik. Antrenman başlamıştı. Yunus ve Acar yan yana ısınıyorlardı.

 

Yunus beni görmesiyle gülümseyip başı ile selam verdi.

 

Acar fark edip bizim tribüne doğru baktı. O da Elif'le göz göze geldi. Aynı Yunus gibi Acar'da Elif'e baş selamı verdi.

 

"Oooo Elif siz baya yürütmüşsünüz işi."

 

"Ya Belo asıl sen kendine bak."

 

"NE varmış bende ayrıca biz tanışma aşamasındayız ve benim sakladığım bir şey yok. "

 

"Allah Allah ben neyi saklıyormuşum?"

 

"Acar'dan hoşlandığını."

 

"Öfff tamam hoşlanıyorum oldu mu."

 

"He şöyle ya mis gibi oldu."

 

Diyip önüme Yunus'a doğru döndüm. Koşarken havalanan saçları ile acayip havalı duruyordu.

 

"Ağzını kapat Belo suyu akacak."

 

"Eliiiff beni delirtme. O kadar da değil."

 

"He tamam inandım."

 

Elif'e ne söylesem boş olacağını bildiğim için önüme dönüp maçın başlamasını bekledim.

 

Yunus ilk11 deydi. Acar'da ilk defa ilk11 de başlamıştı. Elif ayrı bir heyecanla izliyordu. Onun bu haline gülümsedim.

 

Sonunda top santraya kondu ve maç hakem düdüğü ile başladı. Daha ilk dakika dolmadan alanyanın defans oyuncusu pas hatası yaptı ve En-Nesyri gol attı.

 

 

Kadıköy şu an yıkılıyordu. Ben ve Elifte tezahüratlara katılıyorduk.

 

Ses desibelini şu an düşünemiyorum. Sanırım fenerbahçenin en sevdiğin yanı buydu. Biz fenerbahçeliler için şampiyonluğun çokta önemi yoktu. İster 100 yıl şampiyon olmasın bu taraftar yine aynı arzu ile takımını desteklerdi. Çünkü bu aşk değildi sevdaydı.

 

Oyun sevinç sonrası tekrar başladı. Yunus'u tutan alanya oyuncusu Yunus'a çok sert müdahalelerde bulunuyordu.

 

Hatta bunun için hakemden uyarı bile aldı. Tabii sözlü uyarı ne kadar işe yarar ki. Yunus'un sabrının zorlandığı her halinden belli oluyordu. Neyseki ilk yarı için süre doldu. En azından birazda olsun siniri geçer diye geçirdim içimden. İlk yarı 1-0 bitti.

 

Devre arası bir kaç taraftar ile fotoğraf çekildim. Yavaş yavaş bu duruma alışıyorum. Bir yandan da Elif'le İlk yarının pozisyonları hakkında konuştuk.

 

İkinci yarı için oyuncular sahaya çıktı ve hakem düdüğü ile maç başladı.

 

Dakika 70'de Acar oyundan çıktı ve onun yerine Mert abi girdi. Acar gerçekten iyi bir performans göstermişti. Ama çok koştuğu için hızlı yorulmuş doğal olarak da hoca onu oyundan almıştı. Maçtan çıkarken taraftarlar Acar'ı alkışladı.

 

Değişikler sonrası maç devam etti. Yunus'un karşısındaki oyuncu hala çok sert oynuyordu.

 

Rakip Yunus'un tam ayak bileğine doğru sert bir müdahalede bulundu bir an çok korktum. Neyseki bir şey olmamış ayağa kalkmıştı.

 

Rakip ise sonunda kart görmüştü. Pozisyon bence kırmızıydı ama hakem sarı vermeyi tercih etti.

 

Dakika 87'ye geldiğinde rakip oyuncu hala sertliğinden ödün vermiyordu. Yunus'a doğru yüksek bir top geldiğinde rakip oyuncu Yunus'un kafasına tekme atmıştı. Çok çok sert bir müdahaleydi.

 

Hakem direk kırmızı kartı ile koştu. Geç kalınmış bir kırmızı kartın nasıl bir etkisi olabilir ki.

 

Yunus'a bir şey olacak korkusu içimi sarmaya başladı. Yerde yatıyordu öylece. Sağlık ekipleri hemen oyun alanına girdi. Etrafını sardıkları için hiç bir şey görünmüyordu.

 

Elif elimi tutup "Belinay sakin ol hiç bir şey olmayacak." dedi.

 

"Elif nasıl olmayacak ne kadar sertti görmedin mi?"

 

Elifte gördüğü için bir şey diyemedi.

 

Sedye getirdiklerinde daha da kötü oldum. Sadece ayak kısmını görüyordum. O da kıpırdamıyordu.

 

Gözümden bir yaş aktı.

 

"Elif kıpırdamıyor ya bir şey olmuşsa!"

 

 

_______________

 

 

Bittiğğğğ Nasıl olmuşşş

İnşallah beğenmişsinşzdir

Bol bol yorum yapmayı unutmadınız İnşallah.

Oy vermeyi unutmayın.

 

Tiktok;desise.10

 

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere

Baysss💋

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%