Yeni Üyelik
17.
Bölüm
@elma10

Helüüüüü
Yeni bölümle geldim
Hemen bölüme geçiyorum
İyi okumalarrr

💋_____________

Al işte başlıyoruz.

******************************
Yorumcu1
Evet sevgili izleyiciler sonunda Belinay Onuk ve Yunus Demirdağ'dan açıklama geldi. Sosyal medya hesaplarından yayınladıkları fotoğrafları 'seni seviyorum' açıklamasıyla paylaştılar. Bence çok da güzel fotoğraflar çokta güzel çıkmışlar bir kusurları varsa o da bu paylaşım için geç kalınmış olunmasıdır bence. Peki hocam siz ne diyorsunuz bu duruma?

Yorumcu2
Bende fotoprafları çok beğendim çok cool çıkmışlar şöyle bir yorumlara da göz attığımda kötü herhangi bir yoruma da rastlamadım.

Yorumcu3
Hocam bakın ama şuraya yani Yunus'a aşk yaramış hepsinde gözlerinin içi parlıyor bence futbol performansına da iyi yönde yansıyacaktır.

Yorumcu2
Kesinlikle katılıyorum hocam zaten son maçına baktığımızda da performansı da müthişti diyebiliriz. O maçta sakatlık yaşamasaydı şayet maçın oyuncusu açık ara oydu.

Yorumcu3
Aaaa evet hocam ama o müdahale ne kadar kontrolsüz bir müdahaleydi öyle. Yani şöyle bir bakıyorum Yunus cidden çok iyi dayandı çünkü rakibinin Yunus'a karşı acayip bir kışkırtması bulunuyordu. Yunus'un bu kışkırtmalara karşılık vermemesi ve kendini tutması ki kendini nasıl tuttuğu gözler önünde onun ne kadar sağlam bir karakteri olduğunu gösterir.

Yorumcu2
Aynı şekilde düşünüyorum. Ayrıca Yunus'un kendini bu kadar tutmasında kız arkadaşının da etkisi olduğunu düşünüyorum.

*****************************

Çok şükür saçma sapan yorumlar yapmamışlardı. Bu demek oluyor ki gece huzurlu uyuyabilirim.

Umarım o rakip oyuncu başımıza bela olmaz. Benim bunu Yunus'la daha ayrıntılı konuşmam lazım. Çünkü sahada öyle müdahalede bulunan Allah bilir dışarda ne yapar. Sanki Yunus'a karşı bir kini var gibiydi.

Neyse şu an sadece bu günün güzelliğini düşünüp uyuyacağım.

İnşallah bu bir rüya değildir ve ben sabah olunca bu rüyadan uyanmam.

1 Hafta sonra
"Yunus bak sahada dikkatli ol tamam mı yani kendini çok yorma. Çünkü hoca seni ilk11 yapmasada ilerleyen dakikalarda sahaya sokacak gibi."

"Yavrum sen biraz daha rahat mı olsan. Futbol oynuyoruz illaki sert müdahaleler oluyor geçen maçta da öyle oldu."

"Bak hala bana yalan söylüyorsun ben bu işin içinde başka bir iş olduğunun farkındayım. Hiç salağa yatma yani."

"Ya tamam yalan yok sonra konuşuruz bunu."

"Yunus 1 haftadır her bu konuyu açtığımda konuyu değiştiriyorsun bak yine erteledin."

"Güzelim konuşuruz ya daha zamanımız var maça çıkmam lazım. Hoca şimdi gelir beni seninle konuşurken görürse iyi azar yerim. O yüzden kapatıyorum."

"Öfff tamam kapat ama bu konu burda kapanmadı haberin olsun."

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."

Telefonumu çantama koyup oturduğum stad koltuğuna daha da yerleştim.

Her zamanki gibi Kadıköy yıkılıyordu. Bu atmosfere bayılıyorum ya. Büyülenmemek elde değil.

Güneşin sarısını ve gecenin lacisini buluşturan takım nasıl insanı büyülemesin ki.

Tabiki maça Elif'le gelmiştim. Oldukça heyecanlıydı.

Maçın heyecanı tabiki üstündeydi ama onunki son dönemde ayrı bir heyecandı.

Acar heyecanıydı.

Yaklaşık 1 haftadır Acar'la hiç konuşmamıştı.

4 gün önce yine fenerin maçı vardı ama deplasmandı. Yunus kafasını sarsmaması gerektiği için maç kadrosuna alınmamıştı. Bende Yunus'un daveti ile onun evinde izlemiştim. Elif'te tek izlemek zorunda kalmıştı.

Yalan yok onu ektiğim için kendimi kötü hissetmedim değil. Ama pişmanım da diyemem:)

Şimdi ise yavaş yavaş oyuncular ısınmaya çıkmıştı. Zaten yerinde zor duran taraftar oyuncularla birlikte coştu.

Yunus'un da çıktığını görünce içime bir heyecan doldu. Taraftar da onu görünce heyecanlanmış olacak ki alkışlar Yunus'un ismi ile karıştı. Onu yeşil sahada görmeyi özlemişim valla.

Yunus tribüne dönüp gözleri ile yokladı. Benimle göz göze gelince gülümseyip göz kırptı.

Ay ben yok olanzi.

Adam zaten dümdüz durunca ben heyecanlanıyorum bir de bu hareketleri...

Elif'in sesi ile biraz kendime geldim. "Kız dibin düştü hee."

"Elif sussana ayrıca benim sevgilim yani dibim de düşebilir kimseyi ilgilendirmiyor asıl sen kendine bak Acar sahaya çıkınca gözlerinin nasıl parladığını gördük. "

"Ne alakası var Belo ya."

"Al işte sen hep konuyu değiştirmek istediğinde 'Neeğ alakasııo vor Beloo yaoağğ' dersin. Ben malımı biliyorum."

"Ay gözünden de bir şey kaçmasın."

"Kaçmaz canım kaçmazzz. "

Isınma bittirilip formalar giyilip istiklal marşından sonra top santraya yerleştirildi.

Hakem düdüğü ile maç başaldı. Acar ilk11 deydi. Yunus şu an oynamıyordu ama bence bu gün oynayacaktı.

En nesyri'nin dakika 27'de attığı kornerden kafa golü ile durum 1-0 oldu. Bu adam cidden çok iyi zıplıyordu. Bu yüzden böyle kafa gollerini kaçırması çokta olası değildi.

Gol sevincinde Yunus koşup oyuncuların üstüne atlayarak sevince katıldı.

Top tekrar santraya konuldu ve oyun tekrar başladı. 45 dakika bittiğinde +1 uzatma dakikası gösterildi. Golden sonra rahatlama mı oldu bilmiyorum ama formumuz düştü. Bunun etkisi ile 45+1'de Kasımpaşa golü buldu ve ilk yarı bitti.

Bari golü 45+1 de yemeseydik. Ama Jose diye bir gerçek olduğu için üzerimde bir stres yoktu. Aksine bir rahatlık vardı.

Devre arası bittiğinde ikinci yarı başladı. Dakika 70'de jose'nin yaptığı değişiklikler ile baskımız daha da arttı. Ama bir türlü gol olmuyordu. Resmen top kaleye girmemeye yemin etmiş gibiydi.

Öyle pozisyonlar vardı ki nasıl girmedi diye ağzım açık izliyordum. Hatta bir pozisyonda top kaleye paralel ilerleyip aut a çıkmıştı.

Dakika 85'de değişiklikle Yunus oyuna girdi.

Yunus'da deniyordu. Onunla da bir kaç pozisyon bulduk. 90 dakika sona erdiğinde +5 uzatma dakikası gösterildi.

Bizim acilen gol atmamız gerekiyordu çünkü beraberlik bizim için mağlubiyetle eş değer.

Dakika 90+4 de Acar Yunus'a doğru uzun pas attı. Yunus yüksek topu indirip kafayı kaleye kaldırdı. Son dakika olduğu için uzaktan şut denemek akıllıcaydı. Yunus'da bunu yaptı ve ceza sahası dışından çok sert bir şutla topu ağlarla buluşturdu.

Goooolll.
Yunus DEMİRDAĞ

Herkes Yunus'a doğru koşmaya başladı. Ben bile stada atlayabilirdim şu anda. Onu yapmak yerine Elif'in boynuna atladım ve onunla zıpladık.

Her zamanki gibi Yunus'un ismini taraftarla birlikte 3 kez haykırdım.

Herkes Yunus'un üstüne atladığı için Yunus gözükmüyordu.

Yavaş yavaş Yunus göründüğünden benimle göz göze geldi ve tribüne doğru geldi.

Tam karşı hizzamda durduğunda benim aklımdan çıkan ama onun sözü olan o hareketi yaptı.

Bir elini avcu yukarı bakacak şekilde tutup diğeri ile bıçak hareketi yaptı.

Onun bu halini görünce bir kahkaha patlattım ve bende ona verdiğim sözü tutarak aynı hareketi yaptım.

Göz kırpıp santraya yol aldı. Stad Yunus DEMİRDAĞ diye inliyordu adeta.

Top havadayken hakem düdüğü ile maç bitti.

Yunus tribüne gelip "Çıkışta beni bekler misin?" Diye seslendi.

"Tamam"

O takımla taraftara gidip beste söylerken bizde Elif'le yavaşa yavaş kalktık ve stadın çıkışına yöneldik.

Futbolcuların çıkış yaptığı yola doğru ilerlerken geçmemiz gereken yolda basınla karşılaştık. Bana bir şey sormayacaklarını düşünerek rahat rahat karşılarından geçecekken habercilerin beni fark edip "Belinay hanım!" diye seslenmeleri ile duraksadım.

Hepsi ağzıma doğru mikrofon uzatıyordu. Sonra her bir ağızdan soru yağmuruna tutuldum.

"Belinay Hanım Yunus Bey'e ilişkiniz nasıl gidiyor?"
Ne saçma bir soru sanane kardeşim.

"Belinay hanım Yunus beyin performansındaki artışta kendinizin payı olduğunu düşünüyor musunuz?"
Yunus'un kendini başarısı ben ne alaka.

"Belinay hanım evlilik düşünüyor musunuz?"
Ha?

"Belinay hanım Yunus beyle yaptığınız gol secincinin anlamı nedir?"
Ay bak bu güzel soruuu. Bak canın şöyle.. sjsjsjdjsj

"Belinay hanım Yunus beyin sizi tavlamak için peşinizden koştuğu iddiası doğru mu?
Allah'ım ne saçma sorular bunlar.

Artık konuşmazsam daha saçma sorularla karşılaşacağım için konuştum.

"Yani burası futbolcuların maçla ilgili röportaj verdikleri yer benim burda sizin sorularınızı cevaplamam ne kadar doğru?"

Sözümle birlikte kargaşa ve art arda sorulan sorular yerini sessizlik aldı.

"İyi akşamlar." Diyip Elif'le ordan ayrıldık.

Ay bu futbolcuların işi harbi zor. Ben futbolcu olmamama rağmen şu baskıdan dahi yoruldum. Bir de onların taraftar baskısı var. Ay yok benden hayatta futbolcu falan olmazmış.

Aracımı zaten bu kısma park ettiğim için direk arabanın tamponuna yaslanıp Elif'le beklemeye başladık.

Bir yandan da sohbet ediyorduk. Telefonumu elime alıp haberlere baktım. En çok Yunus'la bizim gol sevinci konuşulmuştu.

Neden anlamını açıklamayalım ki diye düşünerek galerime girdim ve sevgili olduğumuz gün Yunus soğan doğrarken çektiğim videoyu storime koydum.

Çok tatlı ve sıcak bir videoydu.

Paylaştıktan sonra kapıdan bazı futbolcuların çıktığını gördüm.

Kimisi takım otobüsüne biniyor kimisi kendi aracına biniyordu.

Beni görenler baş selamı verip araçları ile uzaklaştılar.

Sonunda Acar'la Yunus'u da şu kapıdan çıkarken görünce biraz toparlandım.

Yunus hızlı adımlarla yanıma geldi ve sıkı sıkı sarıldı.
"Güzelim kutlama yaparız değil mi?"

"Ben okeyim Elif siz de geliyorsunuz değil mi?"

Elif önce göz ucu ile Acar'a baktı."Olabilir."

Acar direk cevapladı. "Elif geliyorsa bende gelirim."

Obaa a
Ay noğluyo noğluyo

Elif'in gözleri parladı. Zaten nasıl parlamasın ki?

Yunus "Tamam o zaman benim aklımda bir mekan var oraya gidelim." dedi.

"Olur o zaman sen bana konum
at bende Elif'le konuma gelir orda buluşuruz. " dememle Yunus'un kaşları çatıldı.

"OLMAZ. Sen benimle gel biz birlikte gidelim zaten az buluşuyoruz."

İkimizde aynı anda Elif'le Acar'a doğru döndük.

Onlar zaten birbirine bakıyordu.

Acar artık sessizliğe son vermek istedi ki "Tamam öyle yapalım Elif için de uygunsa." dedi.

Elif zaten dünden hazır cano ya hahahah
"Tamam bana uygun." dedi.

Tam ayrılıyorduk ki Mert abi ile İrfan abi kol kola girmiş bir şekilde bize doğru gelip "Ooo gençler eğlenmeye mi?" dedi.

Şöyle bi bakınca tam olarak sokaktaki dedikoducu teyzelere benziyorlardı. Bir ellerinde çekirdekleri eksik.

Yunus cevap verdi. "Evet abi kutlama yapıcaz sizde gelin isterseniz."

İrfan abi cevap verdi. "Çok isterdim ama yengen evde beni bekliyor."

Gözde abla nasıl bir sevap işledin Allah için söyle.

Çok centilmen adam ya.

Mert abiye döndüğümüzde "Benimde başka planlarım var gençlik siz gidin eğlenin." Dedi.

Sonunda biz o muzip bakışlardan kurtulmuştuk ama Elif ve Acar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Geçmiş olsun arkadaşlar sevgili olana kadar bu bakışlardan kurtulamazsınız.

İrfan abi ve Mert abi yanımızdan ayrıldıktan sonra elimin üstündeki ağırlıkla kafamı indirdim. Yunus elimi tutmuş beni aracına doğru götürüyordu.

Elimdeki kendi araba anahtarımı mesafeyi umursamadan Elif'e fırlattım.

Neyseki Elif'in refleksleri iyiydi. Zorlanmadan yakaladı ve o da Acar'la arabaya bindi.

Arabaya binip kemerimi taktım. Yunus da hemen yanımda sürücü koltuğuna yerleşti.

Yunus'un güzel bir arabası vardı. Siyah bir Mercedes.

Ana yola çıktığımızda radyodan müzik açacaktım ki telefonum çaldı.

Bir numara arıyordu. Genelde bilinmeyen numaraları açmayı tercih etmediğim için kapattım.

Kapatmamla tekrar araması bir oldu.

Yunus bana dönüp "Kimmiş?" diye sordu.

"Bilinmeyen numara."

"Aç istersen böyle ısrarla arıyorsa bir sebebi olmalı."

Kafamla onu onaylayıp telefonu kulağıma dayadım.

+Alo
-Alo merhaba Meryem Çapkın'ın yakını ile mi görüşüyorum.

İnce telli bir kadın sesiydi. Ayrıca yakını da değilim. Kan bağı var sadece o da beni çok bağlamıyor. Çapkın soy adı ise midemin bulanmasına sebep oldu.

+Evet kızıyım. Siz kimsiniz.
-Ben sizi hastaneden arıyorum Meryem hanım şu anda hastanemizde. Acil durum aramalarında isminiz vardı o yüzden sizi aradım. İsterseniz gelin bi annenizin durumunu öğrenin.

Ben Meryem'in acil aramalarında ne yapıyorum. Kocasını eklesin ben ne alaka.

Kendisini ne kadar sevmesemde içimdeki ses yanına gitmem için beni itiyordu.

Kadına bir cevap vermem gerektiği için konuştum.

+Hangi hastane?
-... hastanesi.
+Teşekkürler.

Telefonu kapattım. Ben o hastaneye gidecektim. Çünkü herşeyden önce ben insanım ve acıma duygum var. Evet beni çok üzmüş olabilir. Ama gerçeklerden kaçamam. Elbet döner dolaşır beni bulur.

O hastanedeki kişi yoldan geçen insan da olsa ve ben ona yardım edebilecek olsam yine giderdim. Çünkü ben Meryem'i annem olarak görmüyorum benim için yoldan geçen insandan farksız.

Yunus'a dönüp durumu izah ettim. Söylediğimde bir telaş haline kapıldı. Ben bu kadar telaşlanmazken Yunus'un bu kadar panik olması garipti. Çok üstünde durmamaya karar vererek Elif'e kısa bilgilendirici bir mesaj attım. O da gelmek istedi ama engelledim ve Acar'la ikisini mekana gönderdim.

Yunus'a söylediğim hastaneye doğru yol aldık.

Telaşından hala ödün vermiyordu.

"Yunus iyi misin sanki fazla telaşlı gibisin."

Sorumla daha da panikler gibi oldu."İ-iyiyim panik değilim sana öyle gelmiş."

"Peki."

Hastaneye geldiğimizde danışmaya ilerleyip Meryem'in adını verdim.

Söylenen oda numarasına geldiğimizde içeriden doktor çıkıyordu.

Bizi görünce yaklaştı. "Siz Meryem hanımın yakınımısınız?"

Hiç istemeyerek onayladım."E-evet durumu nedir?"

Doktorun acelesi var gibiydi.

"Yakınıysanız durumu az çok biliyorsunuzdur. Direk konuya giricem Meryem hanımın acilen ilik nakli olması gerekiyor. Mustafa Beyin iliği uyuşmadı şu anda uyuşan ilik de bulunmadı belki sizinki uyuşur bence bir teste girin. Durum çok ciddi. En kısa zamanda ameliyat olmazsa geri dönüşü olmaz. Geçmiş olsun."

Hızla sarf ettiği cümlelerin ardından hızla yanımızdan ayrıldı. Meryem hasta mıydı? Duyduklarımla kalakaldım. Benim annem ameliyat olmazsa ölecek mi?

Yunus destek olmak istercesine elini omzuma koydu.

"Belinay iyi misin?"

"Yunus benim an-Meryem'i görmem lazım."
Diyip odaya daldım.

Meryem öylece hasta yatağında yatıyordu. Beni görünce şaşkınlıkla doğruldu.
"B-belinay k-kızım"

Sesi titremişti. Şaşkınlığı gülümsemeye dönüştü.

"Benim için mi geldin?"
Dolu gözlerinden bir yaş aktı.

Senin için geldim demek gelmedi içimden. Sadece öylece mavi gözlerine bakıyordum. Cevap veremedim. Sanki dilim tutulmuş gibiydi.

İçimden ağlamak geliyordu ama değmeyeceğini düşündüğüm için ağlayamıyordum.

Zar zor yutkunup boğazımdaki yumrudan kurtulmaya çalıştım. "Sen hasta mısın?"

Cevap vermedi. Sadece başını aşşağı eydi.

Ben tekrar konuştum. "Neden söylemedin?"

"Söylemeye çalıştım hatta o gün b-ben sana şirkete geldiğim gün. Sen izin vermedin ki söyleyemedim kızım. Ama artık burdasın benim için gelmişsi-"

"Senin için gelmedim beni aradılar gelmem gerekiyormuş geldim bu kadar."

Yalandı onun için gelmiştim. Ama kabullenemiyordum. Bana, babama, abime yaptıklarından sonra senin için geldim demek istemiyordum.

Cümlem bitince kapı açıldı. Mustafa gelmişti. Yanında da parmaklarının ucundan tutan tahminimce 3-4 yaşlarında bir erkek çocuk vardı. Masmavi gözleri kumral saçlarıyla tatlılığını gözler önüne sermişti.

Mustafa'yı görmemle kaşlarımın çatılmasına engel olamadım. O da beni gördüğüne çok memnun olmamıştı zaten.

Benim burda olmamı beklemiyordu ki o da şaşırdı. O hala beni görmenin şaşkınlığındayken parmaklarının ucundaki çocuk onu bırakıp Meryem'e doğru koştu.

Ama koşarken beni hayrete düşüren o sözcüğü söyledi.

"Anneeee"
Bir yandan da Meryem'in üstüne atlamıştı.

Ne
O çocuk Meryem'e anne mi dedi?
Evet Meryem'e anne demişti.
Anlamakta zorlandığım anlardaydım. Meryem ve Mustafa'nın bir oğlu mu vardı.

Ben hala şaşkınlığımı giderememişken çocuk tekrar konuştu.

"Annecim hasta olmuşsun babam öyle dedi. İyi misin?"

Meryem kucağındaki çocuğa cevap veremeden çocuk ben ve Yunus'a doğru baktı.

Yunus'u görünce gözleri parlamıştı.
"Aaa Yunus abi sende mi annemi görmeye geldin. Ama bana niye gelmiyorsun? Uzun zamandır görüşmedik. Artık eskisi gibi aramıyorsunda. "

Ağzım açık bir şekilde arkamda duran Yunus'a döndüm. O zaten bana bakıyordu. Yüz ifadesiyse yakalanmış ve korku dolu bir haldeydi.

O an sanki göğsümün üzerine birisi oturmuş gibi hissettim.

Kafamda bir türlü oturtamıyordum. Ne yani Yunus Meryem'in oğlu olduğunu biliyordu ve bana bir şey söylemedi mi?

Çocuk bu sefer bana döndü. "Anne bu abla kim?"

Neyin içine düşmüştüm ben?

En azından bir soruma cevap bulmak istercesine konuştum.

"NE oluyor burda?"

____________

Bittiğğğ
Nasıl olmuş
Yorum yapıp oy vermeyi unutmayın.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere
Bayyss💋

Loading...
0%