Yeni Üyelik
9.
Bölüm
@elma10

Helüüüü Napıyonuzzzz
Yeni bölümle geldimm 💖💓💝
Öyleyse bölüme geçelim
İyi okumalarrr

_____________

Elif'le sabah namazına kalkmış sonra çok uykumuz olduğu için geri uyumuştuk. Şimdi ise kafamızın dibinde çalan alarm ile ikimizde mızmız sesler çıkarıyorduk.

Çünkü ikimizde uzanıp kapatmaya çok üşeniyorduk. En sonunda Elif alarmı kapattı ve benim uyanmam için beni dürtüyordu.

"Elif 5 dk dahaaaa"

"Belo kalk ya hadi işe geç kalıcaz. Bak beni delirtme yüzümü yıkayıp gelene kadar uyanmış ol yoksa istifa eder okuluma devam ederim."

"Sen bana kıyamazsın ki Elfim." Derken hala gözlerimi açmadan söylemiştim.

"Belooo!!!"

"Tamam sen git yüzünü yıka kalkacağım."

Sonra odamın içindeki lavabo kapısının sesi duyuldu ve Elif'in girdiğini anladım. Kalkmak zorunda olduğumun farkında olduğum için zar zor da olsa gözlerimi açtım. Telefonumu alıp saate baktım. 8 olmuş.

Sonra klasik sabah rutunim olan futbol haberlerini okumak için haber sitelerine girdim.

Karşıma çıkan ilk haberle uykumun açılması bir oldu.

DEMİRDAĞ YENİ AŞKA MI YELKEN AÇTI???

Yakışıklı genç futbolcu Yunus DEMİRDAĞ ile genç güzel forma tasarımcısı Belinay ONUK sosyal medya üzerinden birbirini takibe aldı. Takipleşme üzerine ikili arasında aşk söylentileri uçuştu. Aralarında aşk olup olmadığı merak konusu oldu.

Ay bu neeeee okuduğum haber ile çığlığı basmam bir oldu. Çığlığımla Elif lavabodan çıkıp koşarak yanıma geldi.

"Ay noluyor bee."

"Elif haber yapmışlar." Dedim

"Ne haberi ya bakim." Diyip elimden telefonu aldı ve haberi okudu.

"Elif babamla abime ne diyicem ya bu ne."

"Belo sakin ol ya. Ben Timur amcanın bunu soracağını bile düşünmüyorum sanki gece kulübünde kucak kucağa fotoğrafınız düşmüş gibi tepki verme. Kaç yaşında kızsın sana gelip niye tapikleştin diye hesap soracak değiller herhalde. Hem aranızda bir elektrik var belki bu daha yakın olmanızı sağlar."dedi.

"Doğru söylüyorsun ya magazin sonuçta elle tutulur bir şey bulamayınca saçma sapan şeyler yazıyorlar."dedim.

Sonra instagrama girip takipçimin ne kadar arttığına baktım. Puma açıklama yapınca zaten artmıştı ama 1 gece de sadece bir takipleşme ile takipçi sayım 20k olmuştu.

"Çüşşşş oha kızım tasarımı falan boş ver seni influencer yapıyoruz." Dediğinde ikimizde güldük.

Sonra birlikte haberin altına yapılan yorumları okumaya başladık.

user._1907
'Yunus işi biliyor geldiği gibi manita yapmış yakında evlenip çocuk da yaparlar sonuçta boşuna Bababahçe denmiyor bu takıma'

Yavaşşşş ne çocuğu.

fatmamm_
'Akıllı kız hemen kapmış yakışıklı çocuğu kızlar şansımıza küselim listeden biri daha yazılmadan silindi'

Aferin adam olun uzak durun!!!

aysemmisin.
'Yeni shipimiz hayırlı olsun çok yakışıyorlar'

Bu yoruma kalp bırakmamak için kendimi zor tutuyorum.

fenerli.mehmet
'Yeni nesil yengemiz şaka mııı yenge gibi yenge valla tasarladığı formaya bak tarih eser gibi aferin Ferdi'yi güncelliyoruz "AFERİN YUNUS" '

Ksksksksksksk

Acaba Yunus da bu yorumları görüyor mudur? Benim gibi bu yorumlar onun da hoşuna gitmiş midir yoksa rahatsız mı oluyordur?

"Belo hahahaha gülmekten ölcem yorumlar çok iyi."

"Öf Elif dur bi yerinde zaten utandım."

"Ay şen utandun mu şen benim minnoşum utanmış da yanakları al al mı olmuş."

"Eliiiiifff delirtme beni ayrıca daha nasıl bir insan olduğunu bile bilmiyorum belki kötü biri belki klasik kucakçı topçulardan."

"Bir de çocuğa torbacı etiketi yapıştır tam olsun yani Belo abarttın yani. Öyle ölmez füze at."

Sonra kendimizi tutamadık ve kahkaha atmaya başladık tam o esnada odamın kapısı tıklatıldı. Kapıyı açmadan konuştu.

"Belinay kızım Hadi kahvaltı hazır aşşağıya inin."

"Tamam baba geliyoruuuzz. "

Babamın gittiğine dair ses geldiğinde tekrar gülmeye başladık. Artık kendimizi toparlamak zorunda olduğumuz için kalktık üstümüzü giyinip kahvaltıya indik.

(...)

Kahvaltıdan sonra babamla şirkete gittik. Elif'in kendi departmanının toplantısı olduğu için onunla ayrılmıştım şimdi ise kendi odamda bir yandan açtığım şarkıya eşlik edip bir yandan da tasarımlarımı yapıyordum.

Bu gün formalar sabahtan satışa sunulmuştu. Bu yüzden çok heyecanlıydım. Asıl şimdi formaların gerçekten sevilip sevilmediği ortaya çıkacaktı.

Dün işlerimin çoğunu hallettiğim için bu gün çok yoğun değildim. Öğlene kadar kalan işlerimi halledip öğleden sonra Elifle okula gidip okulu donduracaktık.

Hemen işlerimi hallettim ve Elif'i aradım. Otoparkta buluşmaya karar verdik. Eşyalarımı alıp odamdan çıktım. Asansöre binip otopark katının tuşuna bastım.

Sonra asansör 9. Katta durdu. Ay hayır. Tahmin ettiğim kişi çıkmasın karşıma.

Ve malesef asansörün açılmasıyla Serter'in suretiyle karşılaştım. Bu da heryerden çıkıp duruyor.

Beni görmesiyle yine o iğrenç ifadesini yüzüne takındı.

"Aaa Belinay Hanım ne kadar güzel bir tesadüf. Bende sizinle konuşmak için geliyordum ama kader sizi karşıma çıkardı."

Senin o kaderini alır bir taraflarına- sakin Belo sakin relax.

"Niye gelecektiniz acaba."

"Bana olan yemek borcunuzu söylemek için."

"Pardon."

"Dün akşam arkadaşınız Elif hanım ile bana oynadığınız oyunun telafisi canım. Hiç yakışıyor mu sırf ben gelmeyeyim diye yalan söylemek. Çok kırıldım gönlümü almanız gerekiyor. "

Senin kalbini alır sıkar suyunu çıkarırım beni delirtecek en sonunda kırılmışmış.

"Şaka yapıyorsunuz herhalde. Ayrıca benim gelip gelmemem sizi ne ilgilendirir. O yemeğe katılmamak sizin tercihinizdi benimle bir alakası yok."

Bir yandan hala asansörün katını kontrol ediyordum. Ama sanki bana inat yavaşlamıştı. Bu asansörün bana garezi var net.

Sonra bir anda asansör durdu. Çünkü Serter asansörü stop ettirmişti. Şimdi ise üstüme yürümüş beni asansörün köşesinde sıkıştırmıştı.

"Seninle alakalı herşey beni ilgilendirir güzelim."

Suratına kusucam Şimdi

"Eeeeğğğ yeter be sen fazla oldun artık." Diyip onu ittirip ardından sol gözüne yumruğu çaktım.

Yumruğun etkisiyle gözünü tutarak yere kapaklanmıştı. Baş parmağımı ona doru sallayıp söze girdim.

"Bir daha bana böyle bir yaklaşımın olursa öbür gözüne de veda etmek zorunda kalırsın anladın mı beni." Belki daha anlaşılır olur diye ki istese de anlamayacağını bilsemde bunu kulağına bağırarak söylemiştim.

Asansörü tekrar çalıştırıp bulunduğumuz katın tuşuna basıp asansörden indim.

Ohhh elime sağlık iyiki babamın zorla gönderdiği kendini savunma derslerine gitmişim. Doğrusu kaç yıldır ilk defa işimi gördü ama bu kişi Serter olduğu için herşeye değdi.

Yangın merdivenlerine doğru ilerleyip kalan son 2 katı da inip otoparka ulaştım.

Elif arabaya yaslanmış bir şekilde telefonu ile uğraşıyordu.

Beni görmesiyle "Sonunda yani Belo ağaç oldum burda- dur sende bir değişiklik var iyi misin?" Dedi.

Yüzümde içimdeki kini çıkarmanın mutluluğu vardı.

"Hemde hiç iyi olmadığım kadar." Gerçekten de çok iyiydim ve acayip mutluydum.

"Bir dakika ben bu gülümsemeyi hatırlıyorum. Sen en son bu gülümsemeyi lisede senden hoşlanan çocuğu dövdüğünde yapmıştın."
Dediği ile kahkaha attım. Otopark ful benim korku filmi kahkaham ile yankılanıyordu.

"Beloo bak korkutma beni." Elif artık bana korku dolu gözlerle bakıyordu.

"Sana bir şey yapmam bebek sakin ol."

"Yani birini mi dövdün?"

"Daha değil ama sadece küçük bir fragman izlettim diyebiliriz."
İnşallah akıllanmıştır yoksa filmi 3D izlemek zorunda kalacak.

"Nasıl yani ne yaptın."

"Serterin gözünün ortasına yumruk attım."
Bunu söylerken kendimle gurur duyuyordum.

"Hahahahahah" Bu sefer de Elif korku filmi kahkası atmıştı.

"Nee hahahah ciddi misin?"

"Tabiki ciddiyim kızım."

"Eline sağlık Belocum ne diyim."

"Sağol bebiş." Diyip göz kırptım.

"İyi de ya bu babana giderse ne olacak?"

"Ay o önce donunu toparlasın sonra babama gitsin ispiklesin. Ki toparlasa da gidebileceğini düşünmüyorum onda o g#t yok."

"Hajaha haklısın ee bu kadar magazin yeter hadi gidelim. Ve bana bu olayın ayrıntılarını arabada vereceksin."

"Tamam hadi atla."

Arabaya binip okula gittik bütün ayrıntılarıyla Elif'e olanları anlatmıştım. Okul idaresine inip okulu dondurduk. İçimde bir burukluk vardı. Çünkü okulumu çok seviyordum. Özlemiştimde. Ve bu özlem 1 yıl daha sürecekti.

Sonra bir anda telefonum çaldı.

Babam❤️

Ay dur. Bu Serter malı babama gitmiş olabilir mi? Yok ya gitmemiştir.

Daha fazla bekletmemek için açtım.

+Alo

-Alo Belinay nerdesiniz kızım.

Sesi sakin geliyor demek ki sıkıntı yok.

+Elifle okulu dondurduk şimdi çıkıyoruz bir şey mi oldu?

-Evet bir şey oldu hemde çok güzel bir şey.

+Ay ne olduu. Babiş çatlama beni söyle.

-Yemekte konuşalım Cengiz amcanla size atacağımız restoranta gelin.

+Ya babiş söylesene ne oldu?

-Belinay söylicem kızım gelin söylicem hadi.

+Offf illa çektirceksin yani. Tamam hadi konum bekliyorum.

-Tamam görüşürüz.

+Görüşürüz

Telefonu kapattığımda durumu Elif'e anlatmama gerek yoktu çünkü zaten dinlemişti.

Arabaya binip babamın attığı restoranta gittik. Aracı valeye bırakıp içeri girdik. Lüks ama küçük bir mekandı.

Babamlar cam kenarı dörtlü masada oturuyorlardı. Yanlarına gidip sarıldık.

"Baba anlat artık ne oldu?"

"Belinay formalar çok beğenilmiş an itibariyle fenerium daki bütün formalar satılmış stolkları bitmiş durumda."

"Neeeee ciddi misin?"

"Evet çok ciddiyim. Aferin benim kızıma."

Babamın kucağına atlayıp sıkı sıkı sarıldım. Evet formalar çok iyi olmuştu. İyi bir satışın olacağını da tahmin ediyordum ama bu kadarını ben bile düşünmemiştim.

O akşam bol kahkahalı bir yemek yemiş çok eğlenmiştik.

1 AY SONRA

Zaman çok hızlı geçmişti. Bu 1 Ay içerisinde hazırlık maçları oynanmış ve takıma yeni transferler yapılmıştı.

Serter'i sorarsanız 2 hafta gözü mor dolaşıp soranlara dolaba çarptım demişti. Ve galiba akıllanmıştı. Çünkü benimle iş dışı bir cümle bile kurmamıştı.

Bu 1 ay içinde Yunus'la sadece 1 kere şirkette karşılaşmış o da uzaktan baş selamı ile bitmişti.

Tabii bir kaç kere de haber olmuştum. Aman magazin olmaktan iyidir.

BELİNAY ONUK'UN TASARIMINI YAPTIĞI FENERBAHÇE FORMALARARININ STOLKLARI TÜKENDİ.

Yayınlandığı andan itibaren çok beğenilen formaların bu gün Fenerium'da stolklarının tükendiğini açıklandı.

FENRBAHÇENİN EZELİ RAKİP TARAFTARI BELİNAY ONUK'A TASARIMLAR YÜZÜNDEN BÖYLE İSYAN ETTİ.

'Biz insan değil miyiz ayıptır Fenerin formalara bak bir de bizimkilere 5 yaşındaki kardeşim daha güzel forma tasarlar. Belinay Onuk nolursun gel bizim formalara da el at.

Artık tüm Türkiye beni tanıyordu. Ve genel olarak iyi yorumlar alıyordum.

İnstagram'da da 400k olmuştum. Ve bu süreç içerisinde sadece kahve storysi atmıştım. Çünkü işkolik bir manyağa dönüşmüş ve resmen tek sosyalleşme aktivitem kahve içmek olmuştu.

Bu gün ise süper lig başlıyordu. İşte bu yüzden bu gün benim hayata geri döndüğüm gündür. Benim bu sefer şampiyon olacağımıza olan güvenim tamdı.

Çünkü efsane bir kadro yapılmıştı. Ve tabiki Jose Mourinho.

The special one.

Bu gün Fenerbahçe ve Adanademirspor maçı vardı.
Tabiki maçı statda izlicektim. Akşam için biletim hazırdı. Babam sağolsun.

Ve tabiki Elifle birlikte gidecektik.
Elif'le liseden beri maçlara birlikte giderdik. İkimizde fanatiktik.

Şimdi ordan bir beyni süzülmüş gelir "İlk 11'i saysana".

Neyseeee

Saat 17.00 'dı. Maç ise 19.00 da başlayacaktı. Sabah şirkette işlerimi halledip eve gelmiştim. Şimdi ise kendi tasarladığım formamı kombinliyordum.

Ay bayılcam şimdi mutluluktan. Bu gerçek miydi? Resmen kendi tasarladığım fener forması ile stadyuma gidiyordum. Çok heycanlıydım. Bu gün binlerce fenerbahçe taraftarının üstümde formamı görücektim. Ve tabi ki futbolcuların. Yunus'un üstünde...

Hazırlık maçlarında sadece deplasman formaları giyildiği için bu gün ilk defa topçular çubuklu ile sahaya çıkacaktı.

Çubuklu forma içime siyah badi altına siyah eşofman giymiştim.

Siyah şal takıp kafama da fener şapkası takmıştım.
Ve tabiki zibilyon tane takı.

Ben takı severim sen seversin sevmezsin beni ilgilendirmez ben takı severim.

Makyaj masama oturup makyaj yok makyajı yaptım. En sevdiğim parfümümü sıkıp çantalımı ve araba anahtarını alıp çıktım.

Son dönemde anahtarlığımın yokluğunu daha çok hissetmeye başlamıştım. Bir ay boyunca tanımadığım uzun boylu şirkette kim varsa anahtarlığı olup olmadığını sormuş ve her seferinde rezil olmuştum. Ama ne yapayım yani bende bir çözüm bulmaya çalışıyorum kendimce.

Elif'le sokağın çıkışında buluşucaktık. Zaten aynı sokakta olduğumuz için bir sorun yoktu.

Babamların işi uzadığı için onlar bu maça gelemeyeceklerdi. Ama eminim izlerlerdi.

Abim de maça gidecekti. Ama o biletini kale arkası seçerek hayvan gibi bağırmayı tercih etmişti.

Ay bende istiyommm.

Normalde biz de Elif'le kale arkası tercih ederdik ama babam bizden önce çoktan protokol tribünü ayarlamıştı.

Artık birdahakine.

Babaannem benim kale arkası hayvanlığımı görse cinnet geçirirdi herhalde. Sjsjsjs. Tontonum benim ya. Özledim onu da.

Sokağın sonunda Elif'i gördüğümde aracı durdurup onu aldım.

Kapıyı açıp arabaya bindi.

"Naber Beloş"

"İyi bebiş sen"

"Bende mükemmelim ben iyi olmayayım da kim iyi oldun Allah aşkına sonunda lig başladı ay çok heycanlıyım. Jose Mourinho babam benim onu görcem."

"Hahahahahah ben sana demiştim imza törenine gel diye."

"İşlerim vardı Belo sende biliyorsun. Yarama basmasana."

"Tamam tamam hadi geç kalmadan gidelim."

"Sür bakalım."

"Aç bakalım playlisti dj im."

"Ay hemen açıyorum."

(...)

Arabayı uygun bir yere park edip stadyuma girdik. Özlemimden yanıp tutuştuğum stadyuma.

En mutlu hissettiğin yer neresi deseler Şükrü Saraçoğlu stadyumu derim.

Maça daha 45 dk vardı. Topçular yavaş yavaş ısınmak için sahaya çıkıyorlardı.
Ve taraftar futbolcular ile birlikte tezahürata başladı. Taraftarda bu şekilde ısınıyordu.

Öffff kadroya bak bee. Arabada ilk 11 e bakmadığımız için yeni yeni bakıyordum. Yunus'da ilk 11 deydi. Aslında şaşırılcak bir şeydi. Çünkü genç ve yeni transfer edilmişti. Ama hazırlık maçlarındaki performansları göz önünde bulundurulunca çokta şaşırılmamıştı.

Jose cesur oynuyor ve korkmuyor. Ama şimdi neyden korksun adamın kariyerde kupalar havada uçuşuyor.

Isınmaya çıkanlar arası da Yunus'u da görünce içim kıpır kıpır oldu. Ben yine dalıp gidecekken birisi omzuma dokundu.

Arkamı döndüğümde yaklaşık 8 yaşlarındaki bir oğlan çocuğu ve yanında tahminimce babası olan bir adam vardı.

Çocuğun gözleri ona dönmemle parlamış gibiydi. Çok heycanlı olduğu durduğu yerde sallanmasından anlaşılıyordu.

"M-merhaba Belinay abla ben Ege fotoğraf çekilebilir miyiz a-acaba." Dedi.

Ay ben seni yerim ki. Tipe bak. Bir de Belinay abla diyor yaa.

İşte tam o an gerçekten ünlü olduğumu anladım. Evet 500k takipçim vardı ama soyuttu. Şimdi ise ilk defa somut olanıyla karşılaşıyordum.

Ege'nin mavi gözlerine bakıp sahici bir gülümseme ile "Tabiki çekilebiliriz Egecim." Dedim.

Ve demem ile birlikte kollarını boynuma doladı. Bu yaklaşımına gülümsedim ve bende kollarımı onun beline doladım.

Sonra babasının tuttuğu telefon kamerasına birlikte otuziki diş gülümsedik.

Ayrılmadan sıkmak istediğim pembe yanaklarını öptüm. Ayrıldık ve elini bana hızlı hızlı sallayıp "Teşekkür ederim Belinay abla görüşürüz."dedi.

Bende ona el sallayıp "Görüşürüz Ege." Dedim. Babası da bana baş selamı verip yanımızdan uzaklaştılar. Ve tam Ege arkasını döndüğünde formasında yazan isim ile kalbim hızlandı. ' DEMİRDAĞ '

Beni dağıtan ise Elif'in omzuma doğru vurup "Kız sen baya ünlü olmuşsun." Dedi.

Bende ona dönüp "Olmuşum Valla." Dedim.

Sonra kafamı tekrar sahaya çevirdiğimde Yunus ile göz göze geldik. Bana başı ile selam verdi. Her zamanki gibi. Bende ona aynı şekilde karşılık verdim.

Burası biraz sıcak mı olduuuu.

Sonra Elif'ten bir oooo yükseldi ve cimciklemem ile son bulması bir oldu.

"Offf Belo kopardın ya."

Bende onun gibi ooo yaptım.

"Cıkcıkcıkcık dostluk ölmüş."

Sadece gülerek ona cevap verdim.

Isınma bittiğinde oyuncular soyunma odasına tekrar girdi.

O sırada Elif kulağıma yaklaşıp "Belo az önce ne oldu biliyor musun?" Dedi.

"Ne oldu?"

"Hani Ege fotoğraf çekilmeye geldi ya."

"Eee taksit taksit anlatmasana kızım."

"İşte o sırada Yunus full odak sana bakıyordu. Bak ben söylüyorum eğer o bakışları ekranlara yakalandıysa siz magazinden kaçamazsınız benden söylemesi."

"Nasıl yani nasıl bakıyordu tam olarak."

"Tam olaraaak senin gibi bakıyordu."

"Yani duygularınız karşılıklı diyorsun."

Upsiii pot kırdık.

"Heh sonunda itiraf geldi."

"Sus Elif ya sana öyle gelmiştir. Hem o bana niye baksın."

"Pardon da niye bakmasın!!! Taş gibi kızsın başarılısın iyi kalplisin. Yani şöyle bir yan yana düşününce bence siz olursunuz. Bak ahanda buraya yazıyorum."

"Bilmiyorum ki ama daha çok az tanıyorum hatta tanımıyorum belki sevgilisi var."

"Kızım seninle ilgileniyor işte Allah'ım aşk böyle bir şey mi böyle adamı salak mı yapıyor. Ayrıca sevgilisi olsa sana gelip niye Serter'le ilişkin mi var diye sorsun? Bence bu sana bir adım olsun atacak atması lazım çünkü bu soruların bu bakışların başka bir açıklaması olamaz."

"O da Serter'i sevmiyor belki bu yüzden güvenmediği için bana sormuştur."

"Hadi diyelim ki öyle Belocum. Peki bu bakışları nasıl açıklayacaksın?"

"Offf bilmiyorum Elif kafam çok karıştı. Neyse maç başlayacak."

Yavaş yavaş oyuncular sahaya çıktı ve maç başladı. Dakika 25' de Tadic efsane bir asist yapıp Dzeko'nun koşu yoluna attığı topla Dzeko topu ağlara yollamıştı.

Tabii biz Elif'le coşmuş neredeyse bütün tezahüratlara katılmış Dzeko'nun golü ile adını stadda haykırmıştık. Maç izlerken biz biz olmuyorduk.

Kalan dakikalarda bu gol sayesinde maçı daha rahat izlemiş ve ilk yarı bu şekilde son bulmuştu.

Devre arasında bir kaç kişi daha fotoğraf çekilmek için gelmiş ve fotoğraf çekilmiştik.

Devre arası da bittiğinde ikinci yarı hakem düdüğü ile başladı. Yunus hala oyundaydı ve şu ana kadar oldukça iyi işler yapmıştı.
Rakibe bir çok kez top kaybı yaptırmış ve takıma topu kazandırmıştı.

Dakika 70' i gösterdiğinde Yunus ayağına aldığı topla ceza sahası dışından kaleye bir şut çekmiş ve top doksana gitmişti. Goooooolllll
Yunus DEMİRDAĞ

Efsane bir gol atmıştı ve bu ilk golüydü. Golu atar atmaz benim bulunduğum tribüne doğru koşmuş ve dizleri üzerinde kayarak gol sevincini yaşamıştı.

Ardından da diğer oyuncuların üstüne atlaması bir olmuştu.

Yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyordum. Top tekrar santraya konulurken Yunus un ismi 3 defa anons edilmişti. Ve yine deliler gibi ismini haykırmıştım.

Top santrada hakemin düdüğü beklenirken Yunus'un gözleri benim bulunduğum tribünde dolandı.

Benimle göz göze geldiğinde ben zaten otuziki diş gülümsüyordum. O da benim bu halimi görünce aynı benim gibi gülümsedi.

Bunu bozan ise hakemin düdüğü oldu. İlerleyen dakikalarda Yunus tekrar bir şut denemesi yapmıştı fakat top defanstan kornere çıkmıştı.

Mert Hakan abi korneri kullanmış ve Edin Dzeko kafa golü ile 90+3 de ikinci golünü bulmuştu. Golden sonra tekrar top santraya konuldu ve top havadayken hakem maçı bitirdi.

3-0
2 Edin Dzeko
1 Yunus DEMİRDAĞ

Çok keyifli bir maçtı.
Her açıdan. Takım maç sonu taraftarını tebrik edip çocukları ile biraz takıldıktan sonra içeri girmişlerdi.

Biz de Elif'le kalkıp aracınızı park ettiğimiz yere doğru ilerledik. Her yer dolu olduğu için aracımızı uzak bir yere park etmiştik. Şimdi ise arabamızı yürüyorduk. Bir yandan da maçı yorumluyorduk.

Araca varana kadar bir kaç taraftar ile daha fotoğraf çekilmiştim. Arabaya vardığımızda trafiğin azda olsun yumuşaması için arabada biraz oturmaya karar verdik.

Bu sırada telefonumdan instagrama girdim. Haber yapmaları artık beni çokta şaşırtmıyordu. Bu yüzden şaşırmadığım ama merak ettiğim haberi okumaya başladım.

AŞIK DEMİRDAĞ O NE BAKIŞŞŞ
Geçtiğimiz günlerde Belinay ONUK ile aşk haberleri çıkan Demirdağ Adanademirspor karşısında çıktığı maçta ısınırkenki Belinay Onuk'a olan bakışları kameralara yakalandı. Görenler 'O ne bakış Demirdağ' dedi. Çiftin hala haberleri yalanlamaması ise haberleri doğruladıkları yönünde.

Haberin hemen altında bir video vardı. Vidoda benin Ege ile fotoğraf çekilirkenki anım ve o sırada beni izleyen Yunus gözüküyordu.

Kalbimin yanıp kavrulduğunu hissettim. Öyle bir bakmıştı ki ben bile bana aşık derdim. Ama hiç bir adım atmıyordu. Belkide onun normal bakışıydı bu. Ama böyle bakan biri neden adım atmaz ki. Benden mi adım bekliyor acaba.

Çıkan haberleri de yalanlamıyor. Ne yapmaya çalışıyor. Seviyorsan seviyorum diyeceksin kardeşim yoksa elindekini de kaybedersin.

Sonra Elif "Bak ben dedim bu bakışlar boş değil Belo olamaz."dedi.

"Ama herhangi bir adım da atmıyor Elif. Gerçekten sevse adım atmaz mı.?"

Cümlem biter bitmez telefonuma instagramdan bir mesaj düşmesi bir oldu.

'Yunus_DEMİRDAĞ'
Belinay selam nasılsın umarım iyisindir. Şey biz şimdi bizimkilerle galibiyet kutlamaya gidecektik de sende katılmak ister misin diye sormak istedim. Bu arada istersen arkadaşında katılabilir.

Elif "Al bak aldın sorunun cevabını gerçekten seven adım atar." Dedi.

"Ama bu bir adım sayılmaz ki sadece davet ediyor."

"Belkide orda seninle konuşacak bir adım atacak nerden biliyorsun. Belki bunun için seni çağırdı. Hem siz daha kaç kere konuştunuz ki yakın bile değilsiniz ama bak aklından kalmışsın ki seni davet ediyor."

"Öyle mi dersin."

"Bence direk öyle. Hadi bekletmeden yaz gidelim şu kutlamaya."

'Belinay_ONUK'
İyiyim teşekkür ederim. Aslında güzel olur sen bize kutlama yerini at biz geliriz.

'Yunus_DEMİRDAĞ '
Tamam hemen konumu gönderiyorum. Orda görüşürüz.

'Belinay_ONUK '
Görüşürüz.

'Yunus_DEMİRDAĞ'
📍Konum

Attığı konumu açıp Elif'le birlikte konuma gittik.

Vardığımızda aracımızı valeye bıraktık. Lüks ama sıcaklığını koruyan bir Cafe restoranttı burası. Gecenin karanlığına yakılmış mumlu lambalar çok loş bir ortam oluşmasına sebep olmuştu.

Elif'le birlikte içeri girdiğimizde restorant tamamen boştu sadece teras tarafının ışıkları vardı. Ve teras kısmından şarkı ve çatal bıçak sesleri geliyordu.

Teras kısmına geçtiğimizde upuzun bir masada oturan topçular ve yanlarında sevgilileri veya karıları oturuyordu. Teras kısmı giriş kısmına göre çok daha sıcak bir ortamdan oluşuyordu. Masanın hemen arkasından köprü ve galata gözüküyordu. görmeleriyle gülümseyip hoşgeldiniz dediler.

Sanki bizi beklemiyorlarmış gibiydiler. Ama topçular için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Özellikle İrfan abi ile Mert Hakan abi Yunus'a garip bakışlar atıp 'sen varya seeennn' diyorlardı.

Yunus beni görmesiyle "Hoşgeldiniz gelin oturun." Dedi. Çok heyecanlı ve mutlu görünüyordu. Herhalde hala attığı ilk golünün sevincini yaşıyor.

"Hoşbulduk" dedim ve Yunus'un boş olan yanına oturdum. Benim hemen yanımda ise Gözde Kahveci oturuyordu.

Bu kadın benim idolümdü. Resmen 2. Çocuğunu dünya fenerbahçeliler gününde doğurmuştu. İdol gibi idol. Yenge gibi yenge.

Tam karşımda ise Sera Vrij oturuyordu. Gözde abla ile Sera benim oturmamla bana doğru döndüler.

Gözde abla bana elini uzattı ve "Merhaba ben Gözde." Dedi.

Ay şimdi çığlık atsam mutluluktan. Masa olayyyy. Bütün topçular buradaydı.

Bende ona elimi uzatarak "Merhaba bende Belinay." dedim.

Gözde abla "Çok memnun oldum Belinay." dedi.

"Bende çok memnun oldum."

Aynı konuşmayı Sera ile de yaptık. Sonra aklım Elif'e gitti ve upuzun masada gözlerim Elif'i aradı.

Gözlerim Elif'le kesiştiğinde yanında Acar UÇUK ile hararetli bir sohbetteydi. Yeni transfer olmuştu takıma. Ofansif ortasaha oyuncusuydu. Şu ana kadar çok bir şeyini görememiştik çünkü takıma son dakika transfer olmuştu. En son transfer olan isimdi. Sadece bir tane hazırlık maçının son 10dk sı oyunda bulunmuş ve kendini o 10dk içinde bile göstermişti. 20 yaşındaydı onun için de genç yetenek olarak görülüyordu. Eğer bu şekilde istikrarlı devam ederse dünyaya adını duyurabilme potansiyeli yüksek bir oyuncuydu.

Elif'e garip garip bakıyordum ama o benim farkımda bile değildi. Daha tanışalı 2dk olmuştu ne ara bu kadar samimi sohbet edebilmişti hayret ediyordum.

Ben bile Yunus'la bunkadar samimi konuşuyordum.

Bunu Yunus farketmiş olacak ki "Çok iyi anlaşmış gözüküyorlar." dedi

Onun karanlık gökyüzünden mavi gökyüzüne çeviren mavilerine dönerek "Evet öyle gözüküyorlar." dedim.

"Sanki bu hallerine şaşırmış gibi duruyorsun."

"Açıkçası şaşırdım Elif bu kadar kolay insanlarla konuşan biri değildir normalde. Ama yüksek bir ihtimalle futbol ilgi alanı olduğu için samimileşmiştir."

"Anladım. E tabağını hiç doldurmamışsın bak şu frambuazlı tart efsane sen frambuaz seviyordun kesin denemelisin." dedi.

Bir yandan da dilimlere ayrılmış tarttan bir dilim alıp tabağıma yerleştirmişti.

Kalbimin yanıp kavrulduğunu ve sanki göğsümden fırlayacakmışçasına çarptığını hissettim.

Belo kendine gel kızım sakın eriyip 'yaaağğğ şapşik sen benim frambuaz sevdiğimi aklında mı tuttun' deme cool ol.

Ama yaaağğğ bu cidden aklında benim frambuaz sevdiğimi mi tutmuş.

"A öylemi evet ben frambuaz çok severim teşekkür ederim." dedim ve çatalımla tarttan bir parça aldım.

Offf cidden çok iyi ama bu. Tepkilerimi anlık yaşayıp gizleyemediğim için "Of cidden çok iyiymiş bu bayıldım." dedim.

Bari ağzındakini yutsaydın Belo.

Sözümü bitirdiğimde İrfan abi Yunus'la bana doğru dönüp "Siz daha önce yalnız falan buluştunuz mu?" diye sordu.

Yunus "Yooo buluşmadık. Ben şeyden biliyorum frambuaz sevdiğini hani Puma yetkilileri ile yemek yemiştik ya forma çekimlerinde o gün frambuazlı tatlı yemişti ordan biliyorum yani."

İrfan abi "Aklında tuttun yanii anladım. Peki siz nesiniz?" dedi.

Abi dur ne yaptın .

Ve tam o an uğultu ve kahkahalar ile dolu masa sesizleşti. Sessizleşecek zamanı buldu tamda.

Bütün masa bize bakıyor ve bir cevap bekliyordu.

Sonra Gözde abla da bize doğru dönüp "Evet ya ben seni görünce ilkin Yunus'un sevgilisi zannetmiştim. Ama birbirinize karşı mesafeli görünce bir şey diyemedim. Fakat şöyle bir bakınca birbirinize karşı ilginiz sevgili gibi." dedi.

Abla bari sen yapmayaydın. Tam Karı Koca birbirlerini bulmuşlar.

Çok utanmıştım. Yunus'a bakmayı çok istiyordum ama bakamıyordum.

Bir kaç saniye sessizlik olunca ben "Sevgili değiliz." diyebildim. Ki sevgili değildik.

İnşallah o günleride görürüz.

Sonra İrfan abi bir daha sordu "O zaman nesiniz?"

Abi dur bi nefes alaydın.

Bu sefer Yunus söze girdi. "Şuanlık arkadaşız."

Neeee Ay o 'şuanlık' mı dediiii benim kulaklar doğru mu duydu? Yani daha sonra başka bir şey olabilir demek değil mi? Yani ben doğru anlıyorum.

Sonra Mert Hakan abi söze girdi zaten şu ana kadar girmemiş olması şaşırtmıştı.

" 'Şuanlık' (ŞÜPHELİ) " Sonra İrfan abi ile bakışıp birbirine gülümseyerek ilginç bakışlar attılar. Bu adamlar nasıl bir evredelerdi de bakışarak anlaşıyorlardı acaba.

Mert abinin sözü ile daha da utandım kesin çilek, domates, elma kırmızı ne varsa ona dönüşmüştüm.

Sonra masa yine eski haline döndüğünde telefonuma bildirim geldi.

Açtığımda Elif'ten WhatsApp mesajı gelmişti.

Elf🧝‍♀️: Şuanlık (ŞÜPHELİ) Ay ben bu Mert abi ile çok iyi anlaşacağım galiba.

Siz: Öf Elif bari sen yapma zaten çok utandım.

Elf🧝‍♀️: Kızım nasıl boş vereyim bildiğin çocuk sana ben yürüyeceğim mesajı verdi.

Siz: Abaaaarrrtt

Elf🧝‍♀️: Ksksksksksks hiçte abartmıyorum bir kere ama bak haklıyım yoksa öyle değil derdin abart dedin. Abartalım canım Yunus DEMİRDAĞ'ın karısı olmak nasıl bir his.

Ekrana doğru gülümsedim. Sonra Yunus'tan boğazını temizleme sesi geldi. Ona doğru baktığımda boğazınkaki damarının belirdiğini gördüm. Sinirlenmiş miydi o?

Elf🧝‍♀️: Oooooo bu baya benden başka kime gülümsüyorsun meselesi. Enişte merak etme benim.

Siz: Kızım sussana.

Elf🧝‍♀️: Ama kabul et hoşuna gitmedi değil şimdi.

Siz: Yaniiii

Elf🧝‍♀️: Yaniiii ne?

Siz: Ay dur onu bunu boş ver sen kendinden bahset.

Elf🧝‍♀️: Ne bahsedeyim.

Siz: Acar???

Elf🧝‍♀️: Ay saçmalama Belo arkadaş olduk o kadar.

Siz: Tamam o zaman abartalım canım Acar UÇUK'un karısı olmak nasıl bir his.

Bu mesajım üzerine Elif"in yüz ifadesine baktım ona göre hoşlanmış mı yoksa bir şey hissetmiyor mu onu anlayacaktım.

Mesajı gördüğünde gülümsedi.

Evet hayırlı olsun karşınızda yeni shipim.

Elif GÜZEL- Acar UÇUK

Sonra ikimizinde beklemediği bir şey oldu bu seferde Acar boğazını temizlemişti. Ve onunda alnındaki damarı belirmişti.

Siz: Oooooo bu mesele o meseleee. Enişte merak etme benim. Ksksksksks Ay çok eğlendim.

Elf🧝‍♀️: Belooo Ay hadi kapat daha fazla kudurmasın seninki.

Bunun üzerine Yunus'a göz ucu ile baktım. Boğazındaki damarı artık şişmekten patlayacak gibi duruyordu. Ayrıca rengide kırmızı ile mor arası bir şeye dönüşmüştü.

Cidden kudurmuş gibi gözüküyordu. Sonra göz ucuyla bu sefer Acar'a baktım. O da aynı Yunus gibiydi.

Siz: Asıl sen yanındakine bak pimi çekilmiş bomba gibi görünüyor. Neyse hadi by.

Yazdım ve telefonu kapatıp masaya koydum. Yunus'a baktığımda masadaki telefonuma ölümcül bakışlar atıyordu.

Mert abi farketmiş olacak ki "Hayırdır yavrular Acar Yunus bir renginiz attı sizin." dedi.

Heh hadi açıklayın bakalım.

Sonra Acar konuştu "Yok bir şey olmadı abi."

Ardından da Yunus "Evet abi yok bir şey" dedi.

Nasıl yok ya baya kıskandın işte. Tabii bunu bu ortamda söylemesi hiç etik olmaz. Mert abi İrfan abi falan yok yok iyiki söylemedi.

Yemekler yendi ve ben bu süreçte Gözde abla ve Sera ile sohbet ettim. Arada Yunusla da konuştum. Sonradan aklıma geldi ve Yunus'a dönüp "He Yunus bu arada tebrik ederim çok güzel bir goldü. Ayrıca performansın da çok iyidi. Bence sen çok iyi yerlere geleceksin. "

Yunus sanki birisi ilk defa onu övmüş gibi gülümsemiş ve yanaklarının altındaki gamzeleri ortaya çıkarmıştı.

"Teşekkür ederim bunları senden duymak çok güzel. "

Ay benim ne ayrıcalığım varda benden duymak çok güzel oldu sen önce onu söyle canım benim.

"Teşekkürlük bir şey yok ben neyse onu söyledim."

Bu cümlemle birlikte daha da gülümsedi. Ben tam yine onun gamzelerine dalacakken Mert abi bağırarak -Seni Severdim- söylemeye başladı.

Sonra herkes ona eşlik etmeye başladı. Masanın yan tarafında bulunan müzisyenlerde şarkı fonunu çalıyorlardı. Kemanist, gitarist hatta darbukacı bile vardı.

Bol şarkılı gülüşmeler bir gece son bulunca yavaş yavaş herkes kalkmaya başladı.

Bende ayağa kalktığımda Yunus kulağıma doğru eğilip "Beni kırmayıp katıldığın için teşekkür ederim." dedi.

Kalbim 120 şu an.

"Rica ederim asıl ben teşekkür ederim davetin için. Çok güzel bir akşamdı." dedim.

Bana sahici bir gülümseme sundu. Sonra Mert abi yine yapacağını yaptı ve "Hadi ŞUANLIK ARKADAŞLAR yürüyün de gidelim." dedi.

Kapının önüne çıktığımızda Valeler araçları getiriyordu. Yunus bana dönüp "Aracınız var mı ben bırakabilirim sizi." Dedi.

"Yok sağol aracımız var."

Sanki üzülmüş gibi "Peki" dedi.

"A içerde telefonum kalmış hırkamı tutar mısın gidip alayım."

Bir yandan bana hırkasını uzatıyordu.

"Tabi ki gir al ben bekliyorum."

Dedim ve hırkasını aldım. O da içeri girdi. Hırkası ters olduğu için düzelteyim derken hırkasını cebinden bir şey düştü.

Yere doğru baktığımda karşılaştığım şeyle şok oldum.

Anahtarlığım. Su perisinin anahtarlığı

Yerden alıp gerçekten o mu diye bakmaya başladım. Evet buydu bu benim anahtarlığımdı.

Bir dakika bu durumda Yunus benim 3 yıldır aradığım yabancı mıydı?

Sonra arkadan Yunus'un sesi geldi. "Belinay"

Ona doğru dönüp

"Yunus su perisinin anahtarlığının sende ne işi var?"

_____________

Devam edecek

Beğendiniz miii???
Uzun bir bölüm oldu.

Fikirlerinizi yorumlarda belirtip oy vermeyi unutmayın öptümm💋

Loading...
0%