Yeni Üyelik
10.
Bölüm
@elma10

Selamlaarrr
Ben geldimm
Hadi bölüme geçelim
İyi okumalar💖💝🎀

____________

"Yunus su perisinin anahtarlığının sende ne işi var?"

Sadece cevap istiyordum. Bir dakika Yunus yoksa benin 3 yıldır aradığım yabancı olabilir mi?

Tam o esnada arkamdan hiç haz almadığım o kişinin sesi duyuldu. Serter.

"Ben biliyorum anahtarlığın onda ne işi olduğunu." dedi ve Yunus'la benim tam orta noktamıza geldi.

Bu hala ne yüzle buradaydı da karşıma çıkmıştı?

Ama sanki Serter'de bir değişiklik vardı. Yani aslında ben ona yumruk attığımdan beri bir değişiklik vardı.

İş yaparken bile benim gözlerimin içine tam olarak bakamıyordu. Uzaktan gören masum biri olduğunu zanneder. Hatta bu olaylar yaşanmasaydı ben bile masum olduğuna inanırdım. Ama değildi. Masum falan değildi. O gün benim üstüme yürümüştü. Hemde iğrenç bir tavırla.

Ama şu anda eski halinden eser yoktu. En başta o yüzünde her zaman bulundurduğu muzip ve sapık gülümseme yoktu.

Onu bu hale getiren sadece bir yumruk muydu? Yok hayır bu işin içinde başka bir iş vardı ama elbet bir gün öğreniriz.

Oldukça ciddi duran ifadesiyle bana bakıyordu. İlk defa onun bakışları beni rahatsız etmedi. İnsan gibi bakıyordu çünkü.

Ama numara da yapıyor olabilirdi o yüzden sert tavrımdan ödün vermeyecektim.

"Ne zırvalıyorsun sen yine Serter?" dedim.

Göz ucu ile Yunus'a baktığımda üzerinde bir gariplik vardı. Bir şeyleri sorgular gibiydi. Aynı zamanda şaşkın duruyordu. Sanki burda bizim yanımızda değilde kafasında bir yerlerde gibiydi.

"Ben siz anahtarlığınızı düşürdüğünüz gün sabahlayacağım için toplantı odasında çalışıyordum. Yunus Bey cüzdanını
unuttuğu için toplantı odasına girip cüzdanını almaya girdi. Ben oradaydım. Işıklar kapalı olduğu için beni göremedi. Çok hızlı olduğu için ona yetişemedim. Konuşmak için kapıya çıktığımda yere eğilmiş elinde bir anahtarlığa bakıyordu. Sonra anahtarlığı cebine attı ve gitti. Bende onun anahtarlığıdır diye bir şey demedim. Ama ilerleyen günlerde siz her yerde o anahtarlığı arayıp belki birisi görmüştür diye tarif ettiğinizde Yunus Bey'in elindeki anahtarlığın sizin anahtarlığınız olduğunu fark edince size söylemeye buraya geldim. Benim amacım Yunus Bey'e iftira atmak değil ama durum bu."dedi. Söylediklerini Ağzım açık dinlemiştim.

Ne yani Yunus benim anahtarğımı mı çaldı?
Yunus yapmaz ki öyle bir şey. Onun da aynı anahtarlığı olabilir. Hem ayrıca Serter şu an çok güven veriyor olsada onun dediklerine güvenemem. Bu yüzden Yunus'a döndüm.

"Yunus bu doğru mu?"

Yunus bana sadece aval aval bakıyordu ve hiç bir şey demiyordu.

Ne yani Yunus gerçekten bunu yaptı mı?

Hala bir şey demiyor. E ne diyecek evet ben çaldım mı diyecek.

Demek ki yapmıştı yoksa çoktan bir açıklama yapardı öyle değil mi. En azından üzerindeki hırsız damgasını silmeye çalışırdı.

Ama o hiçbirini yapmıyordu. Sadece boş boş bakıyordu.

Ona karşı olan hoşlanma duygumun yerini sadece hayal kırıklığı almıştı.

Gözlerim dolmuştu kahretsin. Ben yine çok hızlı bağlanmıştım. Ben ne kadar kendimi geri plana atıp bağlanmamaya çalışsamda yine başarısız olmuştum.

Hala elimde bulunan hırkasını karnına doğru ittirdim. Dengesi sarsıldı. 1,86 çocuk benim hafif itmemle sarsılmış iki adım geriye gitmişti.

Anahtarlığımı avcumun içine hapsedip sakinleşmeye çalışıyordum. Ama olmuyordu. 3 yıldır beni rahatlatan bu eşya artık işe yaramıyordu.

Arkamı dönüp mekandan dışarı çıktım. Çıkar çıkmaz aracıma doğru yaslanmış Elif ve karşısında Acar ile karşılaşmam bir oldu.

Elif beni göründe doğrulup "Sonunda gelebildin yani Belo- bir dakika sen iyi misin?" Dedi.

Sorusunun daha sonunu bile dinlemeden "Sonra Elif" dedim ve yürümeye başladım. Sadece yürüyordum öylece yürüyordum.

Nereye gittiğimi bilmeden.

YUNUS'UN ANLATIMI İLE

Telefonumu alıp döndüğümde Belinay'ın elinde benim 3 yıl önce su perisine verdiğim anahtarlık vardı.

"Belinay?"

Bana hızla dönüp "Yunus su perisinin anahtarlığının sende ne işi var?"

Ne o su perisi mi demişti? Belinay su perisini tanıyor muydu.

Ya da su perisi Belinay mıydı?

Bana cevap vermem için bakıyordu ama ben hala 3 yıldır sesine hasret kaldığım umut kaynağım olan su perisinin adını hiç beklemediğim birinden duyuyordum.

Tam ona su perisini nerden bildiğini sorucakken arkadan Serter'in sesi geldi. Ben bu adamı bir gün kıyma makinesinden geçiricem ama bakalım ne zaman.

"Ben biliyorum anahtarlığın onda ne işi olduğunu." dedi. Serter'i ilk defa bu kadar ciddi görüyordum. Yüzünde o iğrenç gülümsemesi yoktu en başta. Nesi vardı bunun. Kesin yine saçma sapan şeyler zırvalayacak. Tam konuşacakken bu sefer de Belinay konuştu.

"Ne zırvalıyorsun sen yine Serter?" Dediğinde aynı şeyleri söyleyecektim.

Sonra Serter devam etti. Bana bakıp konuşmuyırdu sadece Belinay'a bakıyordu. Bu ise beni daha da sinirlendiriyordu.

"Ben siz anahtarlığınızı düşürdüğünüz gün sabahlayacağım için toplantı odasında çalışıyordum. Yunus Bey cüzdanını
unuttuğu için toplantı odasına girip cüzdanını almaya girdi. Ben oradaydım. Işıklar kapalı olduğu için beni göremedi. Çok hızlı olduğu için ona yetişemedim. Konuşmak için kapıya çıktığımda yere eğilmiş elinde bir anahtarlığa bakıyordu. Sonra anahtarlığı cebine attı ve gitti. Bende onun anahtarlığıdır diye bir şey demedim. Ama ilerleyen günlerde siz her yerde o anahtarlığı arayıp belki birisi görmüştür diye tarif ettiğinizde Yunus Bey'in elindeki anahtarlığın sizin anahtarlığınız olduğunu fark edince size söylemeye buraya geldim. Benim amacım Yunus Bey'e iftira atmak değil ama durum bu."dedi.

Bildiğin bana hırsız demişti. Ama ondan önemlisi o anahtarkığın sahibi Belinay'dı. Belinay benim 3 yıldır aradığım Su perimdi. Sonunda bulmuştum.

Belinay bana sorgulayıcı bir şekilde bakıyordu. Yok artık benden şüphesi yoktu herhalde.

Sonra bana "Yunus bu doğru mu?" dedi.

Bende şüphelenmişti. Benim hırsız olduğumdan şüphelendi.

Şu an bu söylediği ile içimde oluşan su perisini bulma heyecanı yerini hayal kırıklığı almıştı.

Bir şey demek istiyordum ama gururum buna el vermiyordu.

İçimdeki aşk konuş diyordu söyle ona ben verdim sana o anahtarlığı de diyordu ama gururum seni hırsız gibi gördü değmez diyordu.

Hangisi daha ağır basacaktı?

Aşk mı gurur mu?

Ben daha bir karar veremeden Belinay elinde bulunan hırkamı karnıma doğru ittirdi.

Sanki o hayatımda aldığım en ağır darbeydi.

Ve son kez gözlerime baktı. Gözleri dolmuştu. Bana derin derin nefes aldıran ormanı artık yağmurluydu.

Arkasını dönüp gitti. Ben ise ona öylece arkasından bakabildim.

BELİNAY'IN ANLATIMI İLE

Ne kadar yürüdüm bilmiyordum. Ama durduğumda karşımda deniz altımda ise kayalıklar vardı.

Kayalardan birine oturdum ve artık tutmaya mecalim kalmayan göz yaşlarımı serbest bıraktım.

3 yıl önceki gibi ağlıyordum. Ama bu sefer bir fark vardı. Bu sefer o yoktu. Bu sefer yalnızdım.

Bir daha asla 3 yıl önceki gibi ağlamayacağıma söz vermiş olan ben sözümü tutamamıştım. Bu gidişlede tutamazdım zaten.

Sonra üstümde bir gölge hissettim. 3 yıl önceki gibi. Dur yoksa yine mi gelmişti. Bir umutla kafamı kaldırdım.

Yine burnumun ucuna uzatılmış bir mendil vardı. Hemen mendili gözümün önünden çekip mendili uzatan kişiye baktım.

Karşımdaki kişi ise bu hayatta görmeyi beklediğim son insandı.

____________

BİTTİĞĞĞ
BEĞENDÜNÜZ MÜ???💝💖

DİĞER BÖLÜMLERE GÖRE BİRAZ KISA BŞR BÖLÜM OLDU.

YORUM YAPMAYI VE OY VERMEYİ UNUTMAYIN.

BİR SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE

BAYYSSS💋



Loading...
0%