@elsaakdemir07
|
2. Bölüm Gelmişti sıçmıştık, büyük sıçmıştık Allah bilir bize ne yapacaktı. Benim bir suçum yoktu valla ama bilmiyordum ki bu hikayede yanacak kişi ben olacaktım. Hep ben yanıyordum çünkü ben onun kızı değildim ben hep onun gözünde ilk gözden çıkarılacak kişi olacaktım. -Nova sana diyorum bu televizyon neden açık? Afra benden önce konuşmaya başladı. -Babacım nova ablam açtı kapat dedim ama dinletemedim babam kızar dedim ama olmadı. Dinlemedi beni baba. -Baba yemin ederim öyle bir şey yok yemin ederim ben açmadım afra açtı. Dedim dinletemedim lütfen baba inan bana. Afra doğruları desene. -Baba sen onu sürekli dövüyorsun diye korkudan demiyor. Cidden ablam yaptı inan bana abla ben bir şey yapmadım. Babam direk saçıma yapışıp beni peşinden sürükledi lanet olsun gece saat 2 dışarısı olmaz o köpek olmaz ondan korkuyorum hepsinden korkuyorum köpeklerden korkuyorum olmaz babam tekrar bana bunu yapamaz. Çok korkuyorum lütfen yapmasın diye içimden yalvarıyordum. Bugüne kadar yüzüne karşı hiç yalvarmadım. Hep sustum ona yalvarmak benim için kaybedilmiş bir oyundu ve bunu onun eline vermeyecektim. Buna izin vermezdim ben Nova Bademciydim ama şuan ki babam sayesinde Nova Karaydım. Kapıya getirip dış kapıyı açtı ve tek katlı müstakil evimizdeki bahçeye doğru sürükledi. Bahçeye çıktığımız an eline köşede duran ipleri aldı. Ellerimi bağlayıp ağaca bağladı lanet yürüme mesafem kısıtlıydı. Uzaklaştı benden, onu izliyordum bu zifiri karanlıktan bana hayatı berbatken daha berbat eden babamı. Bu sefer aklında ne vardı acaba katilin kurbanı olarak onun bana ne yapacağını bekliyordum. Eve doğru gitti ve kulübede duran köpeğin havlama sesi geldi. Bana doğru getiriyordu hayır olmaz köpeklerden korkarken daha fazla korkutamazsın baba ne olur bana bunu yapma. Bu kadar vicdansız olmaz lütfen. Geldi ve onu karşımdaki ağaca bağladı onu da benim gibi iple bağladı köpek hareket ettikçe ip sürtünme yolu ile kopacaktı. Babam köpeği bağladığı an bana bakıp gülümsemişti. -Kurallara itaat etmemenin cezası büyüktür nova. Bu kuralı nasıl unutursun. -Sana yalvarıyorum beni bırak ne olur gideyim eve uyuyayım lütfen. Benden ne istiyorsun yemin ederim sesim çıkmaz o evde her dediğini yaparım. -Ben çok şey istiyordum nova ama bana istediğimi vermediler benim seninle değil başka birine ihtiyacım vardı ama bak aldılar onu benden. -Bunun benimle bir ilgisi yok ne olur bırak beni korkuyorum. -Asıl seninle bir ilgisi var ama hiç farkında olmadın nova. -İyi uykular nova. İyi uykular annesi gibi bakan güneş gözlü küçük kız. -Hayır hayır hayır yapma gitme beni burada bırakma. Köpeğin bağırıp konuşmamdan dolayı havlaması artmıştı havladıkça ileriye doğru bana doğru gelmeye çalışıp hırlıyordu. Havladıkça ipin gevşediği belli oluyordu. Ağlamam artmıştı. Köpek ise bana sanki daha çok yaklaşmak için ipi gevşetmek için hareket edip duruyordu ah hayır ne olur kopmasın hayır olmaz kaç gün aç bırakmış bu hayvanı baba. Bir insan bir insana bunu yapmaz ben bu kadar büyümedim neden sürekli travma oluşturacak şeyler oluşturuyordu bende. Hayır ip kopacaktı susmam lazımdı. Elimle ağzımı kapatıp yere oturup ağzımı kapattım. Hıçkırıklarımı susturamıyordum. Bahçenin dış kısmından bir erkek konuştu. -Hey minik ağlamaya devam edersen korktuğunu belli edersen daha çok sana yaklaşmak ister. -Susturamıyorum ağzımı susmuyor iste susmuyor. Nasıl susmam lazım sen biliyormussun? -Evet biliyorum ama ilk benimle biraz tanışman lazım sana nasıl susman gerektiğini anlatmam için. -Peki tamam tanışalım ama biraz sessiz konuş babam duymasın seni tekrar ceza verir bana. -Adın ne minik senin. -Adım nova seninki ne? -Marsel adım. -Ne kadar güzel adın varmış. -Teşekkür ederim minik. Peki kaç yaşındasın? -Adım nova minik değil. 12 yaşındayım. -12 yaşında olmana rağmen miniksin işte. -Sen kaç yaşındasın? -15 yaşındayım. Senden büyüğüm minik bana abi demen lazım. -Sana abi demeyeceğim. -O niye. Abinim işte kızım senin. -Aynı anneden mi doğduk? -Hayır. -O zaman abim olmuyorsun. -Çok fenasın minik ayriyeten sakın köpeğe bakma. -Neden? Dediğim an köpeğe bakmıştım köpek önümde oturmuş beni izliyordu korkudan çığlık attım. Hayır hayır korkuyordum imdat diye çığlık atmaya başlamıştım. Marsel yardım et diye ağlıyordum. O esnada babamın sesini duydum dışarıda marsel elindeydi hayır bıraksın onu benim yüzümden onu da dövecekti. Ne olur onun yerine bana karışsın yeni tanışmıştım ama benim korkumu yenmek için benimle sohbet etmişti. Ne olduğunu anlamadan üstüme bağırdığım için köpek üstüme atlamıştı ve korkudan daha fazla çığlık atmıştım bu yüzden karnımı ısırmıştı. Ağzımdan tüm mahalleyi uyandıracak bir feryat çıkmıştı bu günden sonra köpeklere yaklaşamadım gördüğüm an korkar çığlık atarım yaklaştığında ise travma ile yere oturup dizlerime kapanıp ağlarım. Şimdiki zaman; Tekrar saçıma yapışıp beni sürükleyerek dışarıya çıkarmıştı dışarıdaki her insana karşı sesimi çıkarabiliyorken aile içindeki kimseye sesimi dahi yükseltemeyecek kadar korkuyordum onlardan. O kadar çok acıdan dolayı artık sesimi etmem imkansız hale gelmişti. Tuttuğu saçımdan iterek beni bahçeye fırlattı. Eve girip hızlıca bir şeyler alıp çıktı ne aldığına baktığımda çakmak ve birazda kağıt vardı elinde. -Baba onları ne yapacaksın? -Çok mu merak ediyorsun? Gösterince istemiyorum diyeceksin ama bunu ne yapacaz. -Baba ne olur düşündüğüm şeyi yapma. Düşündüğüm şeyi yapacaktı ateşi yakmasını izledim eline şişi aldı ve ateşte ısıtmaya başladı kıvranıyorum ama hiç bir işe yaramıyor tekrar bağlamıştı o ağaca hayır yaklaşmasın ne olur bu çok acıtır hepsi acıtıyor ne olur yardım et anne diye içimden yalvarıyordum ama galiba annem bana küsmüştü beni kurtarmıyordu bu adamın elinden çok küstü bana o yüzden bu kadar acı çekmeme razı geliyordu galiba. Bana doğru yaklaştı elinde kızgın demir vardı ateşin rengini almıştı çırpınıyordum belki bir umut kurtulurum diye ama olmuyordu. -Uslu dur nova. -Hayır hayır hayır gözünü seveyim yapma acı bana ne olur yapma bu çok can yakar hepsi gibi buda çok acıtır ne olur yapma. Dediğim an sırtımı açtı ve çırpınmama rağmen kızgın demiri sırtıma yapıştırdı. Lanet olsun çok acıyordu içimde feryatlar kopuyordu dışımda acılar hareket ettikçe sırtıma sürtünüp daha çok acı veriyordu. Feryadım tüm mahalleye yayılıyordu ama kimse duymuyordu. Daha doğrusu duymamazlıktan geliyorlar. Babamın elinden kimse almadı beni ve ben ömür boyu bu hayata mahkum kalacakmış gibi. -Ahhahhhhhhhhh anneeeeeeee. -Aahhhhhhh yapma yapma ne olur. -Aaanneeeeeee. Kaç şiş olduğunu sayamadım hatırladığım en son dördüncüsü sırtıma değiyordu ve gözledim kapanmadan önce. -Anne ne olur yardım et dediğimdi.
|
0% |