Yeni Üyelik
5.
Bölüm

4.BÖLÜM-GENÇLİK BAŞINDA DUMAN

@elzem_books

"Gençlik başımda duman, ilk aşkım ilk heyecan."

 

Gözlerimi araladığımda sabah olduğunu anladım.Saat 11:00'dı.Babam odada yoktu.Anlaşılan dışarı çıkmıştı.

 

Kahvaltım gelmişti. Evdeki kahvaltının yerini tutmuyordu.Ama doyuyordum.

 

Aldım,ve yemeye başladım.

 

(Dakikalar sonra)

 

Tam yemeği bitirdim,babam içeri girdi.

 

"Uyuyan prenses uyanmışsın."

 

"Evet,prens baba seni bekliyordum."

 

Kısa bir kahkaha attım.

 

Telefonumu elime alıp Begüm'e yazmaya başladım.

 

"Begüş."

 

Görüldü.

 

Yazıyor...

 

"Efendim?"

 

"Bugün birazcık çıkıp eğlenelim mi?"

 

"Çilay,seni üzmek istemem ama hem senin dışarı çıkmana izin vermezler.Eee..."

 

"Sen gelir misin?"

 

"Gelmek isterdim ama Karan ile buluşacağım."

 

"Peki."

 

"Ya kusura bakma."

 

"Sıkıntı yok."

 

"Görüşürüz."

 

"Görüşürüz."

 

Çilay,kızım sen salak mısın?İnsanlar senin bakıcın mı?

 

İçimdeki ses doğru söylüyordu.En azından bahçeye çıkabilirdim.

 

"Baba."

 

"Efendim?"

 

"Bahçeye çıkabilir miyim?"

 

"Kızım,ama..."

 

"Gerçekten çok sıkıldım."

 

"Peki,çıkabilirsin."

 

Babamın boynuna sarılarak;

 

"Teşekkür ederim."

 

Hemen kapıya doğru koştum,aynı küçük bir çocuk gibi.

 

Hastane bahçesine indim,bir banka oturdum.

 

Temiz hava benim gerçekten ilacımdı.

 

Tek başımaydım.Huzur verici ama bir o kadarda sıkıcı.

 

Tam dalmışken;

 

"Hu hu."

 

Karşımda beyaz önlüklü,190 boylarında,gözleri ela ve yakışıklı bir genç vardı.

 

Korkudan sesim titreyerek konuşmaya başladım

 

"Eee sizde kimsiniz?"

 

"Doktor Ardınç Kerem Barkın."

 

"Oturabilirsiniz."

 

"Sizin isminiz?"

 

"Çilay Arıkan."

 

"Memnun oldum."

 

"Siz hep dalan kişileri korkuturmusunuz."

 

"Kusura bakmayın.Tek başınıza oturuyordunuz."

 

"Sıkıntı yok."

 

"Peki.Siz yakınınızı görmeye mi geldiniz?" diye sordu.

 

Küçük bir tebessümle;

 

"Evet."

 

"Aile üyelerinden biri mi?"

 

"Evet."

 

"Kim?"

 

"Ta kendisiyim."

 

Anlamsız bir bakış attı;

 

"Nasıl yani?"

 

"Hasta olan benim.."

 

"Kusura bakmayın,özür dilerim."

 

"Sorun değil?"

 

"Peki hastalığınız ne?"

 

"Lösemi..."

 

Mahçup bir şekilde;

 

"Ne zaman öğrendiniz."

 

"22.yaş doğum günümde."

 

Gözümden bir damla yaş aktı.

 

Cebinden bir peçete çıkararak, bir damla yaşı sildi,peçeteyi bana uzattı.

 

"Çok naziksiniz."

 

Peçete elimden kaydı,yere düştü .Hemen almak için eğildiğimde ellerimiz bir birine değdi.Hemen elimi geri çektim.

 

Peçeteyi uzattı.

 

Gözlerimi kaçırarak;

 

"Ben artık gideyim."

 

Dudağının kenarı kıvrıldı.

 

"Peki,tanıştığıma memnun oldum." dedi.

 

(Kerem'in anlatımıyla)

 

Koşarak yanımdan ayrıldı.Tam banktan kalkarken bir şey fark ettim.

 

Bir fotoğraf düşürmüştü.Fotoğrafta Çilay'ın resmini gördüm.Ve fotoğrafı cebime koydum.

 

Banktan uzaklaştım

Loading...
0%