Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@em_ineee

Bölüm-1

 

~ Kader bağları~

Kaderin bize çizdiği bir yol vardır. Değiştiremedigimiz, yada zorunlu kılanan bazı yollar. Bir kız çocuğu gibi, daha anne rahmine düştüğü andan itibaren başlardı hayatta karşı savaşımız.

Biçare gönülle saplanmisti kaphe kurşun. Âmedin diline pelesenk olmuştu günlerdir. Güzeller güzeli Berivan, kaç gündür âmedin diline, bir ip yumağı gibi bağlanmıştı.

Soylu aşiretinin hanımagasi Besne xanim, Berivan'ni bir düğünde görmüş çok beğenmiş aracı yolu ile aileye görücü yollamıştı. Ki Rahmo ağa beklemesini istemişti.

Babası ne derse oydu. Burada en önemli kural babanın ağzından çıkacak evet yada hayır kelimesi idi. Baba kabul etmese olmazdı. Ancak evet derse konu kapanır istme yapılırdı.

Elindeki dolmalık kabağı eziyet ede ede oyuyor, kaç gündür aklına sirayet eden düşünceleri beyninden restleyemiyordu. Aklı da mantığı da bir hayli şaşmışti.

" Daha sinirin geçmek bilmedi mi?" Mutfağa giren kadın elindeki tepsiyi tezgaha koydu. Karnı top gibi şiş olan yengesi mutfak sandalyesine oturdu.

" İnsanlık kalmamış bu millete!" Diye öfke ile soldu. Birini oyup tepsinin içine koymuş diğerine geçmişti. " Daha ortada net bir şey yok, bizim millet dedikodu çıkarma peşinede!"

Genç kadın, buruk bir ifade ile kıza baktı. Konu Berivan idi. Kaç gündür arayan arayana net bir cevap bulmak için soruyorlardı.

" Milletin ağzı torba değil ki, gülüm." Dedi Filiz. yorulmuş bir eda ile kıza baktı.

" Bilmez miyim yenge!" Dedi Berivan. İşini yarım bırakıp yengesine döndü. " Ama haksız da değilim değil mi? Ortada henüz net bir şey yok."

İki dere arasında kalmış gibi sıkışıp kalmıştı Filiz de. Herşeyi bir kenara, net olsa bile ne olacağı belli değildi. Gorumcesini Besne xanim istiyordu. Yakın zamanda kocası olacak adam değil! Ki bu yüzden dünden beri kocası gergin bir vaziyette dolaşıyordu. Kardeşi hakkında henüz bir karar dâhi yokken, millet farklı kelimeler türetiyordu.

" Ağabeyin dün gece çok sinirliydi." Dedi Filiz. Dün gece doğru düzgün uyumamisti. Sürekli söylenip durmuştu.

Berivan korku dolu gözlerle baktı kadına. Ağabeyinin siniri hiç kimse de yoktu.

" Ne dedi sana?"

" Bana pek bir şey demedi. Ama ruh hâli berbattı!" Dedi Filiz.

Berivan anladım dercesine başını sallayıp önüne döndü. Ailesi gün boyu gelen dedikoduları duymak ile yetiniyorudu. Şiyar Ağa'nın annesi Besne xanim Berivan'ni çok beğendiği için oğluna istiyordu.

Yakın akrabasınin düğüne gittiği zaman yöresel siyah kaftan giymişti. Güzelliğine güzellik katmıştı o zaman. Besne xanim da aracı yollayıp, bir isteyeni var mı yok mu sormuştu. Olmadığı için de kızı istiyordu.

" Berivan.." diyen yengesi ile düşünceleri arasından çıkan kız yengsine döndü. " Diyelim ki bizimkiler kabul etti, sen de kabul eder miydin?"

Canı bir hayli sıkıldı kızın. Onun haddine değildi elbette. Baba ne derse oydu. Kararı babası verir evlilik kararı kesinlesirdi.

" Yenge, bizimkiler kabul ederse bana laf düşmesi ne haddime.." önüne dönen kız işine devam etti.

Filiz kıza hak verdi. " Orası da doğru.."

O sırada kaynanası çağırmıştı filizi. " Bukê." Ayağa kalkan Filiz mutfaktan çıktı.

Akşam yemeğinde hazırlık yapılmıştı. Pişen dolmaları tabakalara koyan Berivan, yanına hazırladığı soğuk cacık, turşu ve ekmekleri de sofraya kurmuştu.

Akşam yemeği sonrası çay sefasına geçilen aile teras katına çıkmıştı. Filiz ile Berivan yan yana mindere oturmuştu. Ağabeyi ve babası da yan yana oturmuş konuşuyorlardı.

Güley xanim kocasına baktı. Bugün yine aracı yollayıp, bir karar verilmesini talep ediyorlardı.

" Rahmo ağa.."

" Buyur Güley xanim.." dedi Rahmo ağa. Karısının derdi vardı. Canı sıkkın yüzüne yansımıştı.

" Yine haber gönderdiler.." dedi Güley xanim.

Berivan, babasına bakıyordu. Utanıyordu bir hayli. Sonuçta evlilik kararı idi bu.

" Tamam Güley xanim, gelsinler." Dedi babası.

Filiz şok içinde kalmıştı. Rahmo ağa kabul etti ise nişan yapılırdı. Ki Berivan sanki başından aşağı kaynar su dökülmüş gibi hissetti. Yüzünün yanamsi durmuş yerine buz gibi vücudu serinlige geçmişti.

Güley xanim hafifçe kızına döndü. Yüzünü kaçırması bile ne kadar utandiginin işaretiydi.

" Güley xanim eğer uygunsaniz hayırlı bir iş için gelmek isteriz."

Besne xanim yeniden alıcı gönderdiği için el mecbur kabul etmişti.

Yarın Soylu aşireti gelecekti. Ve parmağına takılacak yüzüğü ile adı konulcak, böylelikle dedikoduların önüne geçeceklerdi.

***

" Hayır anlamıyorsun Asmin! O kız bizim aileye yakışmaz." Kaç saattir bu konu içinde tartışıp duruyordu kardeşi ile. Beliz Berivan'nin bu eve gelin gelmesini istemiyordu.

Asmin cildirmanin eşiğine gelmişti. Bu kızın aklında zoru neydi? Annesi akşam yemeğiden sonra aldığı haber ile keyiflenmisti. Yarın akşam, Berivan'ni ağabeyi Şiyar'a istemeye gideceklerdi.

" Beliz yeter!" Diye uyardı kardeşini. Annesi istemiş, uygun bulmuştu. Onun ne haddine karışıyordu!

Kapının açılması içeri giren, Viyan kızlara baktı. Asmin sinirli, Beliz ise surat asiyordu.

" Ne oluyor kızlar." Evin en büyük yengesi olarak kızların yanına kadar gelmişti. İkisi neden odaya kapanmıştı?

" Allah aşkına gel yenge.." bezmiş edası ile bejere oturdu Asmin. Kardeşi ile uğraşmaktan başına sancı girmişti.

Viyan kızların yanına gelip oturdu.

" Beliz hanım şimdiden, afra tafra yapıyor!"

Viyan kıza döndü. " Neden?"

" Ben o kızın bu eve gelin gelmesini istemiyorum. O kız ağabeyime yakışmıyor." Diye tekrar tekrar söylüyordu Beliz.

" Kim yakışıyor peki?" Dedi Viyan.

" Kim olacak Heja'yi yakıştiryor hanımefendi!" Dedi Asmin. Halası kızının bu eve gelin gelmesini istiyordu, en baştan beri.

" Beliz, jimom Şiyar için Berivan'ni beğenmiş. Eğer Heja deseydi zaten Heja çoktan bu eve gelin gelirdi." Dedi Viyan. Heja da güzel kızdı fakat Besne xanim Berivan'ni uygun görmüştü.

Fakat Beliz aynı fikirde değildi. Yan dönüp yengesi ile yüz yüze geldi. Akabinde içindeki derdine durum netliği getirdi. " Ya kurbanım sana yenge, Berivan gibi bir kızın ağabeyime yakışır mı?"

" Sen neden Berivan'ni sevmiyorsun ve istemiyorsun? Yoksa kız hakkında bir bilgin mi var?" Diye sordu. Şayet şüphesi yoktu. Olsaydı bilhassa kendisi gider kayınvalidesi ile konuşurdu.

" Hayır.. ben hiç bir şey duymadım." Öyle bir şey yoktu. Ki olsaydı dedikodular gerçeği ifşa ederdi.

" Madem öyle, ne diye istemiyorsun Beliz? Hem Berivan güzel kız."

" Evet âmedin en güzel kızı diyorlar. Ağabeyim çok şanslı yani.." dedi Asmin.

Viyan gözlerini baydı. İster kaşı güzel olsun ister yüzü, bu onun için değildi. Onun tek derdi Heja halasının kızı bu eve gelin gelsin, onunla burda kalsın istiyordu.

Konağın kapısı açılması kafalar o yöne çevrildi. Viyan yarım ağız gülümseyerek gelen karizmatik kocasını süzdü. Endami ile içeri girmişti kocası.

" Kızlar sohbetinize doyum olmaz, ben gideyim." Ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledi.

Asmin yensginin arkasından konuştu. " Git tâbi.. kocan geldi."

Viyan kapıyı açıp çıktı. Kocası içeri girmiş ayakkabısını çıkarmıştı.

" Hoş geldin, merekemin."

" Hoş buldum, jinamin." Kadını kendine çekti. Hafif tulbetinin arasından görünen saçını öptü. Kadını koltuğunun altına alıp odasına geçti.

Kocası baya yorgun ve canı sıkkındi. Ne olduğunu hemen öğrenmeli idi.

" Ne oldu neyin var?"

" Yarın hayırlı iş için gidiyoruz."

" Biliyorum jimom söyledi."

Fakat bilmek istediği bir durum daha vardı. Şiyar ne diyordu bu konuda.

" Şiyar ne durumda? O ne söyledi."

Genç adam siyah ceketini çıkarıp kadına uzattı. Viyan ceketini alıp astı ve kocasına yaklaştı.

" Sorun orada." Dedi Hakan ağa.

" Nasıl?" Dedi Viyan. Kocasına pür dikkat bakıyor, ne olduğunu anlamaya çalışır bir hâli vardı.

" Kabul etmiyor! Neymiş efendim illa evlenmek zorunda mıyım, daha gençmiş illallah ettirdi beni." Dedi Hakan. " Babamın uyarısı olmasa, yeminlen elimde kalırdı."

" Aman sakin ol sen, Şiyar zamanla alışır." Dedi Viyan. Daha herşey sıcağı sıcağına zincir gibi dizili iken birden kabul etmesi imkansızdi.

" Viyan alışır alismaz demiyorum. Ama yarın o kız bu eve gelin geldikten sonra, kıza hayatı zehir zemberek yapmasından korkuyorum!" Dedi Hakan. Kendisi bir pislik yaptı diye, kardeşi de yapsın istemiyordu. Aynı bataklığa kardeşi girsin istemiyordu.

Viyanin bir anda yüzü düştü. O eski defterler açılsın istemiyordu. O azap dolu günleri geri gelsin istemiyordu.

Hakan karısına baktı. Ondan gözlerini kaçırması, kafasını egmesi bile, geçmişin acı hisleri gün yüzüne çıkıyordu.

Karısını alıp yatağa geçti. Saçından ki tulbetini çıkarıp bir köşeye koydu. Sırtına kadar inen saçını açtı. Güzel kokan saçına burununu hapsetti.

Kocasının koyununda kendine yer edinen kadın, düşüncelerini paylaşmak istedi. " Korkuyorum Hakan!"

" Neyden gülüm?"

" Kardeşinden, Şiyardan. O senin gibi anlayışlı biri değil. O senin gibi kırıp da parçalarını düzeltmiyor!"

Genç adamın gözleri tavanı bulmuştu. O günler sanki dün gibiydi. Şiyar gibi oda kaçmıştı bu evlilikten. Evlendiği zaman eve geç geliyor erken de çıkıyordu. Her gelişinde ise kadını ağlarken buluyordu.

Koca bir üç ay boyunca Viyana elini sürmemisti. Viyan kısa süreliğine annesinin evine gittiğinde, yakın arkadaşı vefat edince Hakan çökmüştü. Çok yakinlardi birbirlerine. Viyan duyar duymaz eve gelmişti. Hakan bir nebze de olsa Viyan sayesinde ayağa kalka bilmişti.

" Eğer hâlâ o zamanlar gibi olsaydın. Ben bu evliliği etemzdim." Kocası ona iyi davranıyordu. Fakat geçmiş tekerrür etse veya devam etseydi. Bilhassa kendisi gider kayınvalidesi ile konuşurdu. Bu evliliğin olmaması için.

" Haklısın." Dedi Hakan. Kafasını kadına doğru çevirdi. Genç kadının parlak gözlerine baktı. Dudağına küçük bir öpücük kondurdu. " Biz erkekler biraz geç anlıyoruz herşeyi!"

" Geç mi?" Dedi inanmayacak kadar şaşkındı. " Canımızi okuyorsunuz!" Dedi Viyan.

" Ama şimdi canımın canı oldun, öyle değil mi?"

Viyan düşünür gibi yaptı. " Hmm, öyle de denile bilir."

Kadını biraz daha kendine çekti. Alinina bir öpücük daha kondurdu.

" Geçecek." Dedi Hakan. " Ama kardeşim olacak hıyar herif de kıza iyi davranmsa da.."

Viyan hemen sözünü kesti. " Emin ol hepimiz uyarı veririz!" Dedi Viyan. " Elimizden geldiğince.." dedi kadın.

 

 

Not: yeni bir kitap, Wattpad yazılı ama buradan kolaylıkla ulaşmak isteyenler için

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%