Yeni Üyelik
20.
Bölüm

20. Bölüm

@em_ineee

Bölüm-20

***

Aşka susayan bedenler...

Aşkın gücü üç harfli ama ruhu bütün bedeni ile hükmediyordu. Acısını, mutluluğunu veriyor, bir insanı büsbütünü ile ele alıyordu.

İki elti hazırlığını bitirmişti. Viyan pudra pembesi ve altın işlemeli kaftanı giymiş ve güzelliğini ön plana çıkarmıştı.

Hafif çıkmış karnı ile hem zarafeti taclanmisti bebek sayesinde.

Berivan kaftanı giymiş, makyajı ile hazırlığını yapmıştı. Altınlarını takıp son kez aynadan kendine bakmıştı. Burununa taktiği hizmasi ile ışıltısı ön planda idi.

İki kadında çıkmıştı odadan. Berivan genç kadına baktı. Yine her haliyle mükemmel bir kadın olmuştu.

" Taze anne, bune güzellik."

Viyan kadına kısacık güldü. " Vallahi o sizin güzelliğiniz Berivan hanım."

İki kadında merdivenleri yavaş yavaş inip aşağı indi. Hakan ve Şiyar yüz yüze konuşuyor, bir konu hakkında bilgi alıyorlardı.

Topuk sesi ile iki adamın yüzü aynı anda merdivenleri inen kadınları bulmuştu.

Hakan sevdiği ve yakında dünyalar tatlısı taze anne adayına bakıyordu. Düğünde bu kadını nasıl koruyacak hiç bir fikri yoktu.

Berivan her merdivenleri inişinde, kocasına bakıyordu. Ona hayran kalmış parıldayan göz bebekleri ile gülmeden edemedi.

Merdivenleri inmiş iki kadında eşlerinin yanına gelmişti. Hakan kadını alıp çıkarken, Berivan kocasına bakıyordu.

Bir şey söyleyecek miydi acaba? Güzel olduğunu beyan edecek miydi?

Giydiği zümrüt yeşili kaftanı tercih etmişti. Esmer tenine yakışan kaftan kadında ayrı ahenk havası katmıştı.

Kocasına bakan gözleri merakla bekliyordu. En azından bir güzel kelam edebilirdi.

" Gidelim.." dedi Şiyar. Kadını yanına katarak çıkmıştı.

Kocası ile aynı adımı atıyordu fakat hâlâ bir beklentisi olmamıştı. Güle olmamış miydi gerçekten? Kaftab kötü mü olmuştu?

Bahçe kapısından çıkan karı koca arabaya binmişti. Berivan Asminin yanına geçip oturdu. Araba çalışmış düğüne doğru yola çıkmıştı. Gözlerine keder inmişti kadının. Bir güzel kelam edecek kadar güzel değildi belki.

" Yenge bu ne zerafet böyle, çok güzel olmuşsun." İlk güzel kelime.. ilk iltifat..

Gözleri dikiz aynasından kocasına kaydı. Yola dikkatli bakıyor, kadına çevirmiyordu kahve gözleri.

Kıza tekrar döndü. " Teşekkür ederim sende çok güzelsin."

Gözleri yeniden dikiz aynasıyla bütünleşti. Ki kocasının ona baktığını fark etti. Yüz halinden her şey okunduğu belliydi. ' Güzel değil miyim.' bu cümle beyinini pire gibi istila ediyordu.

Düğün gelen ahali arabadan inip salona geçti. Düğün salonu hem ihtişamlı hemde çok büyüktü. Boş olan masaya geçip oturdular. Onların tanıyan bilenler gelip hal hatır soruyor viyani tebrik ediyorlardı.

Viyan ve Berivan yan yana oturmuştu. Daha geçen hafta, iftiraya yenik düşüp birbirine demediklerini bırakmayan iki elti şimdi yan yana omuz omuza idi.

Hiç düşmemiş gibi!

Düğün muhteşem geçiyordu. Gelenler ya halaya geçiyordu ya yemek yiyordu yada takı takiyordu.

Beliz ve Asmin kadınların bulunduğu halaya geçmişti. Viyan kadının kolunu dürtükledi.

" Halaya geçelim, çok sıkıldım."

Berivan halayı kontrol etti. Henüz çok hızlı bir halay yoktu. Asmin ve Beliz geçmişti bile.

" Kalk gidelim." İki kadında ayağa kalkıp gidecekleri sırada eşleri yanlarında bitmişti.

" Nereye gidiyorsunuz?" Hakan kadına baktı.

" Halaya geçelim " dedi Viyan. Çok sıkılmıştı. Kös kös oturacak değildi ki Hakan kadını bilirdi. İlla o halaya geçecekti.

" Gel o zaman." Viyan gulmusyerek kocası ile halaya geçerken, Berivan kocasına döndü. O da kaldıracak mıydı onu? Gözleri merak içinde kocasından gelecek bir atağı bekledi.

Elini uzattı Şiyar. " Bizde geçelim."

Ve meraklı dolu gözler ışıltı ile paraldi. Anında elini verip halaya geçti kocası ile birlikte. Kuş parmağından tutup aynı ritimi tutturan karı kocanın neşesi görülmeye değerdi.

Bütün gözler Berivan ve Şiyar Ağa'nın neşesine çevrilmişti. Allah var Berivan'nin güzelliği Şiyar'in cazibesi ile taclaniyordu.

Bir masa da ise canı yanan ve kalbine taş basan, elim içinde yüreği kahirolan biri daha vardı.

Karı kocanın neşeli hâlleri kadının canını pervasızca canından ediyordu. Şiyar'a en çok yakışan kendisi iken bir başkası adama nasip olmuştu.

Hayalini kurduğu, yıllarca beklediği, bir gün umutsuz kalmadığı bu sahne şimdi gözlerinin önünde raks ediyordu. Kendisinin yaşaması gerektiği hayatı başka biri yaşıyordu.

***

Akşam eve dönen aile tek tek odalarına çekilmişti.

Berivan odasına geçmiş, boyununa taktiği altını ve bilezikleri tek tek çıkarmıştı.

Tulbetini çıkarıp bir kenara koyan Berivan kaftanı çıkaracağı sırada kocası odaya damlamisti.

Elini arkaya fermuar uzatcagi yerde Şiyar gelmişti kadının yanına. Eli fermuara uzanmış yavaş yavaş hareketlerle inmişti.

Kocasının sıcak nefesi kadının tenine değdi anda belini kavistelmisti.

İş bittiğini zanneden Berivan bir adım öne atılacağı sırada karınıni saran mengane kollar ile durdu.

Kulağına doğru eğilen adam tüm cazibesi ile fısıldadı.

" Bugün bu kıyafetin içinde beni nasıl delirtigini biliyor musun?"

Ürperen kadın derin derin nefes aldı. Aldığı her nefes ile göğüsü inip inip kalktı. Düğün boyunca bir güzel söz beklemişti fakat kocası ağzını dâhi açmamaisti.

" Öyle mi?" Dedi genç kadın. " Keşke daha fazlasını yapsaymisim."

Hızla kocasının kolundan çıkıp yüz yüze bakacak şekilde durmuştu.

" Bunları şimdi soyeleminin kime ne faydası var?" Hayal kırıklığı içinde yanan kalbini susturma dürtüsüne girdi. En azından güzel bir laf edebilirdi.

Sözlerinde ve gözlerinde netlik vardı. Bir adım geri doğru çekildi. Ki Şiyar geriye doğru giden kadına inat kendisi de üstüne üstüne gidiyordu.

" Beni bazen çileden çıkarıyorsun!"

" O senin problemin!"

" Benim canımı çok sıkıyorsun!"

" Oda senin canın problemin!"

Her söyleşinde kadın bir adım arkaya adam bir adım öne çıkıyordu.

" Şimdi seni felaket istiyorum."

O an Berivan duvara yaslanmış Şiyar onu kıskacı altına almıştı.

" İşte bu benim problemim!"

İkiside birbirini istiyordu. Suya hasret bir bedeninin ihtiyaç duyduğu gibi birbirini kana kana istiyordu. Tek beden halinde!

İkiside birbirine bu kadar yakınken neyi bekliyordu? Neden bağları bu kadar kördüğüm olmuşken!

Berivan'nin tuttuğu zinciri Şiyar kırmış kadını belinden yakalayıp kendine çekip dudağına yapışmıştı.

Elleri orantısız güçle kadının vücudunda geziniyor, aldığı tat başını döndürmeye yetiyordu.

Kadının üzerinde ki kıyafet yere düşmüş çıplak hatalarını daha da yakın temasta dokunmuştu. Kadından gelen derin inlemeler adamın hiriltilari karışıyordu.

Kadını bacağından tuttuğu gibi yatağa görmüştü. Üzerine çıkan adam kadının bacak arasına girmiş kadını çıldırtacak yerlerine dokunmuştu.

Kısa süre içinde ayrılan ikili gözlerine kenetlendi.

" Çok mu istiyorsun beni?"

" Bir bedenin suya hasret kaldığı kadar!" Dudakları yeniden birbirini bulmuştu. Şiyar üstünü başını soymus kadının can alıcı noktasına kadar keşfini sağlamıştı. Sıcak bedenler birbirine doyana kadar ayrılmamisti. .

Bu gece kadın hükmünü sağlayacak, adamı yalvartacak hâle getirecekti.

***

Sabaha gözlerini açan Şiyar etrafını taradı. Yatakta tek kalan adam ayağa kalktı.

Dün geceki hâlleri adamın önünden gitmiyordu. Dün geceki karısı Berivan değildi. Öyle ki kadından üzerinden hiç kalkmamış, onu yalvatrana kadar süründürmustu.

Yavaşça ayağa kalkan adam banyoya geçti. Hâlâ dün gece ki kadının eseri vücunda resim edilmiş sanat eseri gibiydi.

Üstünü giyinip aşağı inmişti. İlkin mutfağa geçti adam. Gitmeden evvel kadına iyi bir ceza vermek istiyordu.

Kadını ayakta bir şeyler kullanırken buldu. Kadının yanına sessiz adımlarla geldi. Eli ile kadının kalçasına bir şaplak attı.

Sirklenen kadın anında önünü döndü.

" Ne yapıyorsun?" Dedi kadın gözü kapıya kaydı.

" Bugün ceza aldın haberin olsun!"

Berivan anlamayan bakışlara adama baktı. " O nedenmiş?"

" Neden yataktan çıktın? Beni beklemedin!"

Berivan sinsice güldü. " Geçen sefer sen yapmıştın bugünde ben yapayım dedim."

Adam iki kaşını kaldırıp kadının zuhur eden gözlerine baktı. Demek öyle!

" Sen nasıl bir şeysin böyle?"

" Nasıl bir seymisim?"

" Ateşsin yakmadan duramıyorsun."

" Memnun değil misin?" Diye sordu.

" Yanan memnun yakan memnun."

Kadının dudağına sert öpücük kondurdu. Geri çekilip kadına baktı. Dün gece harika bir gece geçmişti. Ve inanması zor ama ilk defa böyle güzel ve ihtiraslı bir gece olmuştu Şiyar için.

Kocası gidince kadın hazırlık için işe devam etti.

Bugün hala ve kızı gelecekti. Gelen misafirler salona geçmişti. Dün gece düğün hakkında konuşan yaşlı kadın günün analizini yapmıştı.

Heja dün geceyi asla ama asla unutamıyordu. Halay cekisleri, birbirine bakıp gülmeleri, konuşmaları. Odaya çıkan kadın ağlamaktan biçare olmuştu.

Şimdi ise karşısında oturan ve ortama neşe saçan, ve parıldayan kadına çevirdi bakışını.

Berivan mutfağa geçmiş eskik olanlar için killere girerken, Beliz de tabak almak için gitmişti.

" Beliz." Dedi Heja kızın yanına gelirken. " Dün gece seni aradım neden açmadın?" Diye merak içinde sordu.

Beliz dolaptan çıkardığı tabakaları elinde tutup dolabın kapağını kapattı.

" Uykum vardı Heja, ondan olabilir mi?" Dedi kızı pek takmayrak.

" Ben ne zaman seni arasam illaki acardin. Şimdi mi açmayasin tuttu!"

Beliz gerginlikle elindeki tabakları kırmamak için yoğun çaba sarf etti. Kıza dönüp sert yüz ifadesi ile bakış fırlattı. Heja'ya bugünlerde bir şeyler olmuştu. Laf atmalar? Hesap sormalar?

" Her zaman açacağım anlamına gelmiyor Heja!"

" Berivan yengen ile iyidin ama!"

Taşıran son damla oldu. " Heja yeter!" Diye isyan etti. " Senin ne haddine benimle bu şekilde konuşuyorsun! O benim yengem istediğimi yaparım, kimseye de hesap vermem!" Dedi bağırarak.

Beliz şok içinde kaldı. Bu Beliz mıydı? Ona görümce gibi davranan, onun ve ağabeyi için uğraş veren Beliz!

" Daha düne kadar ondan nefret ediyordun, çocuğu olmasın diye nefretini kusuyordun, ne oldu şimdi."

" Çünkü ona karşı ön yargılı davrandım. Onu çok yanlış tanımışım, çok iyi biri Berivan."

Berivan kiler odasından çıkarken genç kızın sözlerini duydu. Elindeki sepet avucu arasından kayıp gidecek duruma gelmişti. Bunları söyleyen Beliz miydi? Hani ondan nefret eden, bebeği olmasın diye beddualar eden Beliz!

Heja büyük bir yıkıntı içinde mutfağı terk etti.

Berivan kızın yanına geldi" sen az önce bunları mı söyledin?" Hâlâ şoku atlatmış değildi.

" Evet yenge, ben çok büyük yanlış yaptım sana karşı. Kendimi sana karşı nasıl affettirecegim bilmiyorum."

Mahçup bir edayla kadının yanına geldi. " İzin verirsen sarilabilir miyim?"

Berivan kollarını açıp kızı sardı. Bir güven bağı daha olmuştu. Bu mutluluk kelimelere dâhi yetmezdi.

Asmin ikisinin sarıldığı anı görünce şok içinde kaldı. Gözlerine inanmadı. Beliz yengsine sarılıyordu.

" Allah'ım bu ne güzel bir gün böyle." Cıvıl cıvıl konuştu. İki kadında ayrılıp gülüştuler.

Berivan kızları toplayıp yukarı çıktı. Bugün mutluluğa bir adım daha yakın olmuştu.

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%