@em_ineee
|
Bölüm-23 *** Ne olur ona bir şey olmasın... Çetin bir ayazin ortasında kalmış gibi, üşüyordu bedeni. Sanki birileri onu kutup bölgesine götürmüş birilerinin ona yardım etmesini istiyordu. Gözleri ağlamaktan bir çare olmuştu. Yaklaşık yarım saat önce almıştı haberi. İlk duyduğu anda mutluluk dört bir yanını sararken, aldığı diğer haberle yıkımın en çetin hâlini yaşıyordu. Göz yaşları şakagindan akıp saçına karışıyordu. " Ne olur bebeğim... Anneni ve babanı seni görmeden bırakma.." Bir annenin en acı verici yalvarış tonuydu bu. Bebeğini daha tanımdan daha görmeden, kalp atışını duymadan, erkek mi yahut kız mı olduğunu bilmeden en acı verici mücadelesiydi. Derin derin nefes aldı. Doktor elindeki cihazla karınına bakıyor, bebeği kontrol ediyordu. Elini sımsıkı tutmuş, asla bırakmayan, ben her zaman yanındayım diyen kocası da yanı başında yer almıştı. " Doktor, bebek iyi mi?" Şiyar karısını korkutmak istemese de, bu sorması mecburiydi. " Anne iyi." Dedi doktor. Gözleri hâlâ monitörde, kulağı ise yeni anne baba olacak çifte idi. " Beni değil doktor, bebeğim iyi mi? Bir şey yok değil mi?" Kocası elini sımsıkı tutmuştu. Gözlerini çekip kadına kaydı. " Bebek şuan riskli durumda. Düşük tehlikeniz var. Bol bol dinlemeniz ve kendinizi sıkıntıya sokacak duruma sokmamniz gerek!" Dedi doktor. " Şu bir ayı atlatmaniz gerek." Be gerekirse yapmaya hazırdi. Bebeği için kendisi için! Doktor odadan çıktı. Şiyar kadının yanına geçip oturdu. " Bilmiyordum... Yemin ederim bilmiyordum. Hamile olduğumu biliyordum.." acı acı ağlayarak kocasına baktı. Onu suçlu görsün istemiyordu. " Şhhh, sakin ol." " Vallahi bilmiyordum... Sana yemin ederim... Yemin ederim bilmiyordum..." Bozuk bir plak gibi tekrar edip durdu. Bilse o koltuğu çeker miydi? " Berivan.." dedi kadını kendine getirmeye çalışarak! " Allah şahidim olsun ki... Yemin ederim... İnan bana... Çocuğumun karinimda fizilendigini bilmiyordum.." Kadını yanına kadar gelip kendine çekerek dudağına yapışmıştı. Saniyelerce bekledi. Susması için değil dinlemesi için yapmıştı bunu. Geri çekilip ona bakan ağlamaktan gözleri şişen, panik atak geçirecek radeye gelen kadına baktı. " Biliyorum... Senin hiç bir suçun yok. Daha ilk gebeliğin bu." Eli ile kadının yanağını okşadı. Bunda kadının bir suçtu yoktu elbette. Berivan ilk hamile kalmıştı. Fakat anlamamıştı. Anlamaz olduğu için, sonuç buralara kadar gelmişti. Mühim olan bundan sonra daha dikkatli olmasıydı. " Sen artık bir annesin. Kendini suçlu görmeyi bırak. Kendine ve bebeğine odaklan onun sana ihtiyacı var." Karısının elini tutup karınına götürdü. " Onu hisset." Kadın titreyen göz bebeklerini karınına götürdü. Elini kocaman açıp yaşam mücadelesi veren bebeğine götürdü. Şiyar kadına baktı. Anne olmak çok kutsal bir hediye iken, baba olmak o kutsal hediyeyi ömür boyu taşıyacak olan kişiydi. " Allah'ın bize verdiği bir mucize." " Evet. Allah'ın bize verdiği bir mucize." Daha sonra aile üyeleri içeri geçmiş Besne xanim gelinin durumunu sormuştu. Anne iyiydi, ama bebek yaşam mücadelesi veriyordu. Bir boyunca hastanede kalan Berivan diğer gün eve dönmüştü. **** Konak akın akın misafir kaynıyordu. Duyan koşarak gelmişti. Besne xanim gelinin fazla yorulmasin diye ara ara odaya çıkarıp dinlemesini sağlıyordu. Hakan kardeşi Şiyar için kurban kesmiş, tepsi tepsi baklava getirmişti. Gelen yemekler ve tatlılar yardımcı kadınlar ile ikram ediliyordu. İçinde yaşayan bir acı vardı kadının. Giymiş olduğu siyah elbise ve siyah oyalı tülbenti ile kadınların arasına karışmış öylece önündeki manzaraya bakıyordu. Aşk olduğu adamın, sevdasına yıllarca sarıldığı bir gün olsun, umut etmekten vazgeçmediği adamın şimdi hem karısına hemde karınında çiçek açmış bebeğine bakıyordu. Hayalini kurduğu, yıllarca emek harcadığı aşkı, şimdi başka bir kadın yaşıyordu. Acıyı ise Heja yaşıyordu. Bugün onun yası vardı. Hemde en derinden. Önüne konan bir tabak bakkvaya takılı kaldı. Bu bebek tatlısıydi. Haneye gelen bebek bereketi ile gelirdi. Anne ve babaya neşe aileye ise mutluluk ve huzur gelirdi. Hakan ve Viyandan sonra, gelen mutluluk şimdi Şiyar ve Berivan tarafını da esir almıştı. Dün geceden beri bebeği için konuşmuştu çift. Hatta öyle ki Şiyar ağabeyi ile yaptığı bazı çocukça şakaları ve yaramazliklari karısına anlamıştı. Berivan ise gülmekten kırmızıya boyanmıştı. " Dayê." " Buyur keckamin." " İzninle ben odama çıksam." Burası onu bunalıma sokmuştu. " Tâbi kızım çık." Eltisi Viyan ile birlikte odaya kadar çıkmıştı. Odaya geçen kadın yatağa girdi. " Canın bir şey istiyor mu?" " Yok Viyan. Sağolasın." Kadının yanına gelip oturdu. " Korkma artık, bak geçti. Bundan sonra herşey daha güzel olacak." Berivan ciğerine uzun soluk çekti. Hâlâ daha korkusunu atlatamamis değildi. O acı beyininden gram olsun billahi silinmezdi. " Daha henüz değil." Dedi Berivan. Sıcak elini kadının soğuk elinin üstüne koydu. " Deme öyle... Deme. Bak sende annesin bende... Biz birbirimizin halinden anlarız.." güvencesi bu şekilde idi. " Hem sen onu bunu bırak ta, Heja'yi gördün mü?" Berivan'nin aklı bebekte olduğu için görmemişti. " Ne oldu ki?" " Sanki bebek görmeye değil de, cenaze evine gelmiş." Dedi Viyan. Birde siyahlara bürünmüştü. O hakkı kendine nasıl tandıysa! Berivan kadının sözlerine dikkat kesildi. " Gerçekten mi?" " Tâbi ya! Sanki tövbe estağfurullah tövbe... Sanki sen onun üstüne kuma gelmişsin gibi hallere girmeler... Sanki Şiyar ile evli olan sen değil de oymuş gibi..." Berivan Heja'yi o hâlde gormesde iyi ki görmemişti. Hayır, evli olan kendisi idi, Heja değil. O sırada kapı açılmış içeri annesi girmişti. İki kadınında yüzü kapıya dönmüştü. Berivan annesini görünce ayaklanmak istese de annesi izin vermemişti. Viyan anne-kızı yanlız bırakıp odadan çıktı. " Dayê.." dedi. Kırık bir sesiyle. " Dayen sana kurban olsun.." Kızının yanına geçip oturmuştu. Anında kızına sarılıp moral desteğini verdi. " İyisin değil mi?" " Daha iyi olacağım." " Olacaksın ya.. benim kızım iyi olacak... Torunum da iyi olacak.." eli karınına gitti. " Anneyi üzmeyesin!" Berivan annesine acı tebessüm yolladı. Nasıl duymuş ise anında konağa adım atmıştı. Kızını sormuş odasına çıkarıldığını öğrenince de, soluğu burda almıştı. " Doktor ne dedi?" " Ben iyiyim. Ama bebek tehlikede. Düşük tehlikem var." Dedi kısa bilgi verdi annesine. Kadın, kızının yanağını tutup kendine döndürdü. " Bol bol dinlen. Kendini yorma ve sucluma.." dedi Güley hanım. Dün gece damadı aramış durumu bilhassa kendisi vermişti. O sebepten ötürü buraya gelmişti. " Yâde ben.." " Berivan." Dedi kızının sözünü keserek. " Bende ilk gebe kaldığım zaman bilmiyordum kızım. İlk bebeğim benden gittiği vakit aylarca ağladım. Hep kendimi suçlu tutum. Bebeğim benim yüzümden öldü, dedim. Allah'a şükür Rabbim önce ağabeyini sonra da seni bana armağan etti." O zaman bu olayı kimseye dillendirmemisti. Bir kocası biliyordu birde kaynanası. " Allah var kaynanam bana kötü davranmadi. İlk gebeliğim daha minikti kız mı erkek mi bilmiyordum. Baban bana hep sahip çıktı. Sonra Allah'ın kudreti, sizi verdi bana." Berivan annesini dinlerken, nelerle savaştığını şimdi daha iyi idrak ediyordu. Annesi ona büyüyüp anne olduğun zaman anlarsın, dediğini şimdi daha iyi anlıyordu. " O yüzden kendini de bebeği de sıkıntıya sokma, bol bol dua et. Tamam mı güzel kızım?" Berivan başını salladı. Annesi ile konuşmuştu. Annesi kızı dinlesin diye aşağı misafirelerin yanına indi. Besne xanimin yanına geçip oturdu. Akşam vakti kızı uyandığı vakit evine döndü. Tekrar gelecekti. Akşam yemeğini odasında, yiyen kadın Beliz'in yanına gelmesi ile son bulmuştu. Dinlemek güzeldi fakat tek olması, bazen sıkıcı geliyordu. Beliz yengesini görmüş iyi olduğunu anladıktan sonra odadan çıkmıştı. Bugün hejanin yaptığı davranış hiç hoş değildi. Sanki bu eve Şiyar ile evlenerek gelmişte, Berivan üstüne kuma gelmiş gibi izlenim yaratmıştı. Belki de bu konu daha da sürecekti! Berivan sıkılmış ve bunalmış gibi yataktan kalktı. Duşa girmek istese de kalbi korkuyla taharuza geçti. Ya banoyda ayağı kayar düşerse? Ya hâkimiyetini kaybederek, karnı bir yere çarparsa? " Ne oldu ayaklanmışsin?" Kocasının sesini iştiince ona döndü. " Şey.. sıkıldım.." dedi. " Ve duşa girmek istiyorum... Ama.." Kadının korkusunu anlayabiliyordu. Bugün sevdiği kadının yanına gelmemişti. Erkekler bir araya gelmiş sohbet etmişti. Aşiret bireyleri de gelmişti. Babası Remzi ağa ve iki oğlu karşılamıştı. Remzi ağa iki oğlundan dede olmanın gururunu yaşıyordu. " Ben seni yıkarım. Sen hazırlan." Berivan kocaman gözlere kocasına baktı. Ne yani kocasını mı yikacakti onu? Şaşkındı! " Ne!" " Ne demek ne. Ben seni yikiyacagim." " Hayır... Yani olmaz!" Şiyar kadının yanı başına kadar geldi. " Sebep?" " Bir sebebi yok!" Deyiverdi. Adam tek kaşını kaldırdı. " Sebep?" Dedi tekrardan. " Ya yok diyorum ya!" Niye şimdi durduk yere üstüne geliyordu ki! Anidan kucağına alınmış banyoyo doğru yol almıştı. " Şiyar ne yapıyorsun?" Dedi şaşkın vaziyettiyle. " Karımı yikamaya götürüyorum." Dedi sakın sesiyle. " Kapıyı aç!" Diye gözü ile işaret etti. Berivan kapıyı açtı. İçeri giren karı koca kapıyı kapatmıştı. Önce Berivan'ni soydu. Küvette dikkatlice oturttu. Suyu ayarlamış daha sonra da kol düğmesini açıp dirsegine kadar çekmişti. Önce lifle vücudunu yıkayıp rahatmasini sağlamıştı. Daha sonra uzun saçlarını açıp şampuanı alıp saçına bir miktar döküp eliyle masaj yaparak yıkadı. Berivan masajın etkisi ile mayimsiti. Gözleri ha kapandı ha kapanacak raddye gelmişti. Suyu saçına bol bol döküp ardından da durulamis havlu ile uzun siyah saçları toplayıp kadını banyodan çıkardı. Üstüne giyinen Berivan kocasının saçlarını taraması ile bir kez daha şaşırdı. " Dimes rekorlar kitabına, karısını ilk yıkayıp kurulayan olarak geçeceksin!" Dedi kikirdarken. " Ne varmış bunda! Hep krallar, yada vezirler geçecek diye bir kayde yok!" Saçını tarayıp kurumuştu. Berivan kocasına döndü. " Teşekkür ederim." " Yikadigim için mi?" Berivan başını salladı. " Hayır, bana değer verdiğin için." Şiyar kadının nemli saçını öpüp kokladı. Bu hayatta en çok öğrendin desler, ilkin sevmeyi. İkincisi ise sevilmeyi der konuyu kapattırdı. " Sen bana sevgiyi ve sevilmeyi öğrettin. Bende sana değer vermeyi kirmamayi ve incitememyi." Ve eklemeyi de unutmadı. " Beni sevdiğin için, benim kadınım olduğun için ve ne önemlisi de.." derken eli kadının karınına gitti. Berivan sırtını kocasına yasaldi. Kocasının sımsıcak eli karınına gitmişti. " Bebeğimin annesi olduğunu için ben teşekkür ederim.." Sevmek güzel bir şeydi, rastlrsan erbabına...
Not; yorum yapmayı unutmayınız değerli okurlarım. Kitabımız nasıl ilerliyor duyguyu ve düşünceleriniz...
|
0% |