@em_ineee
|
Bölüm-27 * Aşağı notu okumayı unutmayın değerli okurlarım 👇 *** Aşk yeniden... Saf sevgi barındıran, kurulan ve asla kopmayan bir soyut kavramdır aşk. Bir evliliği ayakta tutan, aşkın gücü sevginin yeşermis halidir. Bir pamuk ipliğine bağlanmış gibiydi evlilikleri. Sarildikca içinde her türlü duyguyu barındıran, aşktı. Kafası kocanın göğsünde huzur içinde gözlerini kapatmış sevginin en şefkatli halini tadiyordu. " Uyudun mu?" Diye sordu kocası. " Hayır, kalbinin sesini dinliyorum." Diye şakidi. Şiyar güldü. İri parmakları ile kadının gür saçları arasına girmiş şefkatle okşuyordu. " Peki nasıl atıyor?" Diye sordu. " Çok aşık gibi atıyor." Kadının kurduğu cümle ile kendinden geçercesine gülmüştü. Kadını göğsünden kaldırıp kafasını hafifçe eğip dudağına öpücük kondurdu. " Peki ya şimdi nasıl atıyor?" Dedi şehvetli gözlerele kadınına baktı. Berivan bir tereyağı gibi erimemek için gülümseyerek kafasını eğmiş, kulağını kocasının kalbinin üstüne koymuştu. " Burası benim diye atıyor." " Neresi?" Dedi adam oyunbozanlik yaparak. " Ya Şiyar biliyorsun işte!" Diye cirladi. Zaten şuan utanıyordu, birde kocası onunla uğraşıyordu. " Yoo, bilmiyorum!" Dedi kendinden emin bir tonda konuştu. " Neresi söyle de bileyim." Kafasını kaldırıp pırlanta gibi parlayan gözlere bak kaldı. O gözler vurgun yemiş, bir aşk zincirne değmiş gibiydi. Elini kocasının üstüne, kocanın elini de kendi kalbinin üstüne koydu. " İşte burası benim diyor." Şiyar kadına bir tık daha yaklaştı. " Hayır öyle demiyor!" Dedi bu sefer. " Ya ne diyor?" " Burası benim evim diyor. Burası benim mabetim diyor. Burası benim sancagim diyor." Berivan kocasının her sözü üstüne bir kez daha aşkla baktı. Öyle de güzel bakıyordu ki bazen kendisi susun kocası konuşsun istiyordu. " Ve sen!" Dedi adam kadına bakarak. " Benim çölüme yağmur oldun. Sen benim canıma yoldaş oldun..." Bu nakaratı biliyordu. Rahmetli Müslüm Gürses'in-affet şarkısı idi. Son nakaratı da kendisi söyledi. " Çünkü sen benim kışıma yorgan oldun." Dedi Berivan. Şiyar ve Berivan gülümseyerek alinlari birbirine değdi. Bu ne güzel taze aşktı böyle. Dile geldikçe daha da saf bir sevda hâline bürünüyor, kalpler tek bir ruhta birbirinin yuvası oluyordu. " Sen bana ne yaptın Berivan?" Dedi Şiyar. Bu kadın ona herşey olmuştu. " Ne yapmışım?" Diye sordu Berivan. " Evlilik dâhi istemeyen, bir adama herşey oldun." Gözü ile odayı gösterdi. " Bu odayı huzura buladin." " Ay yeter." Dedi Berivan birden. Kalp dayanmazdi bu sözlere. " Yeter adam yeter. Bu sözlere kalp dayanmaz bunu bil yani." Şiyar derince kahkaha tufanı yaşadı. Ah bu kadınlar hem iltifat ister, hemde yeter der çekilirdi. " İyi tamam o zaman. Bende gider başkalarına ederim iltifatı!" Berivan kocasına tek kaşı havada baktı. Kimin cenazesi kalkacaktı da ona edecekti? " Hangi ölecek insana iltifat edeceksin?" Dedi akla zarar bir soru ile. Şiyar kalçasını kaydırarak, elini kadının karınına götürdü. " Bebeğim bu anne bugünlerde değişti değil mi?" Kulağını karınına dayamış, sanki bebeği duyacak da cevaplayacak gibi konuşuyordu. " Evet.. evet babacığım haklısın." Dedi bu sefer. Berivan sırtını yatak bazasina yaslamış hem kocasına hemde daha yeni yeni gelişen bebeğine bakıyordu. Kocası son zamanlarda, fırsat bulduğu an bebeği ile yakın temas iletişime geçiyordu. Uyku vakti geldiğinde ise karı koca koyun koyuna yatmıştı. İyi bir gece huzurlu bir uyku onları bekliyordu. *** Kahvaltı sonrası kocaları işe uğurlayan kadınlar kahve için mutfağa geçmişti. Beliz kahveleri ayarlayıp tepsiye koyup kışlık bahçeye geçmişti. Masanın üstüne fincanları koyup yerine oturdu. " Yengen ne zaman doğum yapacak Berivan?" Dedi Viyan. " Az kaldı bir ay sonra doğum yapacak." Dedi Berivan. Bu hafta içinde baba evine gitmesi gerekti. Yeğeni için bebek alışverişi yapacaktı. " Tez zamanda doğursun inşallah." " İnşallah." Dedi Berivan. Bütün kadınlar bir süre kışlık bahçede oturmuş konuşmuştu. Daha sonra da yemek için mutfağa geçmişti. Beliz ve Asmin ocağın başına geçerken, Viyan yeşillik temizliyor Berivan ise salata yapıyordu. Beliz bir kaşık alıp çorabının tadına bakmıştı. Hazır olan tencerenin altını kapatı. Pilavı bir iki kere karıştırıp, fırında yaptığı yemeği de tezgahın üstüne koydu. O sırada ise Şiyar ve Hakan eve gelmişti. Bütün kadınların gözleri mutfak penceresine kaymıştı. " Hayırdır inşallah." Dedi Viyan. Sandalyeden dikkatlice kalkıp elini yıkayıp çıkmıştı. Onunla birlikte Berivan da kalkıp kocasının peşinden gitti. Kocasının istikameti odası olmuştu. Berivan da odaya çıkmıştı. " Şiyar." Kapıyı açıp içeri girmiş daha sonra da kapıyı kapatmıştı. " Ne oldu?" " Bugün beyramoglu aşireti gelecek." Dedi Şiyar. " Niye ki?" " Hayırlı bir iş için." Berivan saskinlatan gözleri kocaman olmuştu. Kimi isteyeceklerdi? " Kimin için?" " Asmin için, Haydar abatin oğlu İslam beyramoglu." Bu isimi sanki duymuş gibiydi ama hatırına gelmiyordu. Remzi ağa ve oğlu şark odasına geçeceklerdi. Bir imam ile birlikte geleceklerdi. Remzi ağa pek vermek gibi niyeti yoktu. O yüzden usulüne uygun olarak yapacaklardı. Kocası üstünü değiştirip odadan çıktı. Akşama doğru gelmişlerdi. Asmin odaya geçmişti. Beliz de ablasının yanına gitmişti. İki saat süren konuşmanın ardından, Remzi ağa, ' kızım daha küçüktür, acelesi yoktur.' demiş konuyu kapatmıştı. Aşiret ve imam da evden çıkmıştı. Remzi ağa durumu ailesine bizzat iletmisti. Asmin derin nefes aldı. Kızı güzeldi ki güzelliğini annesinden almıştı. Beliz de aynıydı. Akşam yemeği sonrası odasına çıkan Berivan, yarın için baba evine gitmek istediğini söylemişti. İki gün orada kalacağını da söyledi. " Sadece iki gün kalacaksın." Dedi Şiyar. Berivan güldü. " Tamam, tamam iki gün." Dedi Berivan. Küçük bir valiz hazırlayıp alacaklarını hazır edip yatağın kenarına koydu. O süre zarfında kocası an be an izlemişti. " Neye bakıyorsun sen?" Diye sordu Berivan. Tekli koltuğa oturan adam kadını göz ucuyla süzdü. Günden güne daha da güzelliğine güzellik katıyor adamın iştahı da artıyordu. Elini ayağına vurup gelmesini işaret etti. " Gel buraya hatun." Berivan buyruğuna uyup kocasına yanına gidip oturmuştu. " Babanın evine git gel, sana bir sürprizim var." Berivan kocasına meraklı gözlerle bakıyordu. Sürprizi epey merak etmişti. " Nedir?" " Sen babanın evine git de hele!" " Ya Şiyar!!" Dedi bu sefer. Sürpriz deyince kadının nevri dönmüştü. Karısının burununa parmağının ucuyla bir fiske vurdu. " Sabırsız seni. Az biraz merak et." " Çok acımasızin!" Dedi şikayet ederek. " Sende öyle! İki gündür nedir? Bir gün neyine yetmiyor!" Karısının gitmesi problem değildi. Ama bu odada iki gün Berivan olmadan nasıl yaşar bilmiyordu. " Ama ailemi özlemiş olmaz miyim?" Dedi derin bir nazla. " Bende seni özleyeceğim!" Dedi inatla. " Sadece iki gün. Sonra yine seninim." Kadının kalçasını iyice kendine çekti. Burununu kadının en nadide olan yerine boyun girintsine soktu. " Sen hep benimsin hatun!" Dedi boğuk bir sesle. Teni, kokusu aklını başından alıyordu. Berivan kocasının nefesini hissettiği an kendinden geçiyordu adetta. " Neyse kalkta üstümü değiştireyim." Arzu kokan an saniyede değişmişti. Berivan gözlerini açmış ne olduğunu anlamaya çalıştı. Kocası kalkmasını istiyordu. " Ne?" Diye cemkirdi. " Kalkta üstümü değiştireyim." Diye cevabını yenilendi. Berivan kalkmış fakat hâlâ şaşkınlığını üzerinden atamamisti. Tek kaşı havada giden kocasına baktı. Alacağı olsun! *** Sabah baba evine gelen Berivan, kapıdan içeri girdi. Babası her zaman ki gibi bahçede demir sandalyede oturmuş güneşlneiyordu. " Baba." Diye adamı çağırdı. Yönünü kızına çeviren adam gelen kızına baktı. Berivan babasının yanına gidip elini öpüp başına koydu. " Hoş gelmişsen keckamin. Nasılsın eysin?" " Çok şükür baba sen nasılsın?" " İyiyim iyiyim keckamin." Çat pat Türkçesi ile konuşmuştu kızı ile. Daha sonra evine girdi. Önce annesi daha sonra yensginin yanına geçti. Bebeğin gelmesine az bir vakit kalmıştı. Filiz heyecan içinde bebeğini bekliyordu. Bebek alışverişini yapmıştı. Bebek için beşikte hazırdı. Mavi tullerden hazırlanan beşiği odaya almıştı. " Heyecan var mı yenge?" " Olmaz olur mu?" Dedi Filiz. " Bir an evvel gelsin istiyorum." Elini karınına attı. " Beyefendinin yeri rahat." Gözleri kadına kaydı. " Sende durumlar nasıl? İyinsiz inşallah." " İyiyiz.. iyiyiz." Dedi Berivan. " Şu sıkıntılı günler bitsin artık." O olayın üzerinden üç hafta geçmişti. Doktor bir problemin olmadığını söylese de hâlâ üzerinde bir tedirginlik yatıyordu. " Biter, biter. Bir bakmışsın bebeğin kucağında." " İnşallah," dedi Berivan. Gün boyunca ailesi ile oturmuştu. Akşam yemeğinde ağabeyi ile konmuştu. Muhammed kız kardeşine önem veren bir adamdı. Ara ara takılmıştı kardeşine. Bir günü daha ailesinin yanında geçirmişti. Ara ara gelen giden olmuş onlara oturup sohbet muhabbet etmişti. İkinci güne giren kadın kocası ile konuşmuştu. Yarın sabah kadını kahvaltıdan sonra alacağını söylemişti. Berivan ona göre hareket etmişti. Annesinin ısrarı üzerine kocasının ailesine hediyelik eşya da hazırlayıp küçük valizin yanına koymuştu. Bu gece de kendini yatağına giren kadın, yarın onu nasıl bir sürpriz beklediğinden heyecan içinde kafasını koymuştu.
*** Devam eden kitaplar; } Zamansız Vuslat } Karanlığa Bürünmüş Hisseler } Hırs ve öfke Bunlar hafta içi yazılan kitaplar. |
0% |