@em_ineee
|
Bölüm-30 *** Seninle Herşeye... Bir karı koca bazen kendine vakit ayırmalı bazen birbirine bakıp geçmişte yaşadığı acıları yorgunluklari dile getirip geçmişe sünger çekmeliydi. Şiyar da bunu için kolları sıvadı. Karısı baba evinden alıp yola çıkmıştı. Yol boyunca nereye gideceğini direkten kadına tek kelime dâhi etmemişti. Nede olsa görecekti. Çiftlik evine gelen Berivan ve Şiyar el ele tutuşarak içeri girdi. Berivan içeri geçer geçmez kendini duvar ile kocası arasında buldu. " Şiyar.." " Seni özledim kadın!" Dedi tahrik dolu sesle. " Ne yapıyorsun sen bana be kadın!" Gözleri şehvetle parlıyor bazen ipin ucu kaçıyordu elinden. Elleri durmuyordu. Giydiği kazağın altından sinsice sızarak soğumuş olan elini kadının tenine bastırıyor, kadının titremesine neden oluyordu. " İşte, sen yokken bende böyleyim." Dedi kafasını boyunundan kulağına doğru çıkarıyor, nefesini vere vere kadını kiskirtiyordu. " Sen yokken tenim.." dudakları teninine darbe vura vura öpüyordu. " Kalbim.." kadının üstüne giydiği trençkotu hızla yere attı. " Nefesim.." parmağı şah damarına indi. " Nabzim sen yokken beni tüketiyor." Berivan eğer kocasına tutanmasa düşüp bayilacackti. Elleri giydiği gömleği sımsıkı tutuyordu. Kocasının dolgun dudakları boynundan şah damarına oradan da dudağını buldu. Fakat öpmedi! Karısından yavaşça ayrıldı. Gözleri kadına bakacak şekilde durdu. " Mümkünse bu Şiyar hep burada kalsın." " Neden?" " Kalbime hükmediyor da ondan." Kadının elinden tutup salona geçmişti. Işığı yakmadan içeriye geçtiler. Berivan önce gözleri masanın üzerine duran yuvarlak küçük çikolatalı pasta takıldı. Üstünde evlendiği güne dair bir fotoğrafları olan kareyi pastaya koymuştu. " Bunu sen mi yaptın?" Dedi Berivan inanamıyormuscasina. Bir Kocasına dönüyor bir masaya bakıyordu. " Evet ben yaptım." Kadının yanına geldi. " Seninle ilgili herşeyi bilmek istiyorum Berivan." Kadının güzel yüzüne baktı. " Her ayrıntıni, her hareketini.." Berivan kocasına baktı. İçin için ona bakmayı sürdürdü. Birisi evlendiği ilk zamanlarda kocan sana karşı iyi olacak dese gülüp geçer dalga geçme derdi. Fakat şimdi herşey daha farklı daha güzel ve daha özledi. " Biliyor musun?" Diye sordu Berivan. " Neyi?" Dedi Şiyar. " Bugün benim doğum günümdu." Böyle bir sürprizi kocasından beklemediği kesindi. Hâlâ inanamıyor olması bile kadına yetiyordu. Şaşkındı. Bin bir çeşit duygu vardı yüzünde. " Biliyorum.." dedi genç adam. " Diyorum ya her ayrıntıni bilmek seni daha çok hissetmek istiyorum." Berivan tutku dolu gözlerle bakıyordu. " Senin için.." elini kalbine götürmüştü. " Burası cayir cayır yanıyor Berivan." " Yansın o zaman!" Eli kocasının ensesine gitmiş çevik hareketiyle kocasını kendine çekmişti. Dudaklar aynı hızla kendini bulmuştu. Şiyar bu anı bekler gibi öpmeye devam ediyordu. Berivan ise aldığı tadı aldıkça bırakmak istemiyordu. Son bir kez daha öpüşüp geri çekildi. Yanan mumları söndürme vakti idi. Masaya doğru geçip eğilmiş gözlerini kapatıp içinden o güzel dileğini dile getirmişti. ' Aşkımız sonsuz, hanemiz hep çocuklarla dolsun.' Daha sonra büyük bir nefes alıp mumları üfledi. Sönen mumdan sonra gözlerini açıp kocasına döndü. " Nefesim.." " Herşeyim.." "Yemeğimizi yiyelim." " Olur." Kocası başbaşa kalmanın vakti ile yemeğini yedi. Pastadan iki koca dilim almış yemeye başlamıştı. " Sen neden sevmiyorsun?" " Tatlıyı pek sevmem!" Dedi Şiyar elinde tuttuğu çayı içerken. " Tatlıyı kim sevmez." Bir çatal daha batırıp ağzına attı. " Ben.." Şiyar çayını içerken kadına bakamdan duramıyordu. Yedikçe sanki ilham gelmiş gibi daha da fazlasını yiyordu. " Evlenecegimizin ilk haftası kaçacaktim." Berivan durdu o an. Elleri havada kaldı. Tabağını masaya bırakıp kocasına döndü. " Nasıl?" " Pek evlenme yanlısı değildim. Annem seni bana uygun bulduğu zaman hayır diye direttim. Ama olmadı yüzük parmağına takılmıştı. Bende kaçma planları yaptım. Hedefim yurt dışına gitmekti. Bir beş sene orada kalır geri gelirim diye düşündüm. Hatta belki de evlenir öyle gelirdim." Berivan hayret içinde donakldi. Kocası gitmiş olsaydı nasıl olurdu bilmiyordu. Belki herşey daha farklı olurdu. Belki bugün başka biri ile evlenirdi. " Seni durduran ne oldu?" " Sen." " Ben mi?" Dedi kadın. Şaşırdı. Nasıl olmuştu da durmuştu? " Evet sen. Buraya beni ağabeyim gönderdi. Bir haftaya yakın burada kaldım. Yakın dostum ateş de buradaydı. Oda beni bu plandan vazgeçirmeye çalışıyordu. Neyse, benim önüme bir fotoğraf attı. Al bak karına dedi. İlkin bakmadım. Daha sonra merakima yenik düşüp baktım." Berivan merak içinde kocasından gelecek hikâyenin sonucunu bekliyordu. " Eee, sonra." Diye konuşmaya teşvik etti. " Bir düğünde çekilmiş fotoğrafın. Çok güzel olmuştun. Baktıkça baktım. Ve o saniye içinde plandan vazgeçtim.." Berivan şu ana kadar herşeyi anladı. Fakat neden düğünden sonra gitmişti? Neden o zaman değilde düğün sonrası? " Düğünden hemen sonra neden gittin?" Şiyar derin nefes aldı. Geçmişi kapatmanın vakti zamanı gelmişti geçiyordu da. " Düğün sonrası hâlâ akılmda bin ton soru vardı. Ne kadar güzel olsan da hemen olur demedim. Kendime gelmem içinde gittim." Berivan başını eğdi. O gün neler neler yaşamıştı. Dedikodular başını alıp gitmişti. Birde Beliz de gelince daha fazlasını kaldırmamamis banoyda hüngür hüngür ağlamıştı. " O gün benim için çok zordu." Konuşurken bir noktaya dalıyor sanki o an hatırasına gelmiş gibi can yakıyordu. " Gelen misafirlerin hepsi bana bakışı, neler olduğunu soramsi ve benim cevapsız kalmam." O gün o kadar zorlanmisti ki eğer kocası bir hafta daha gelmesyedi baba evine gider ömür billah bir daha Soylu konağına adım atamzdi. " Biliyorum seni çok üzdüm." Mahçup bir edayla üzüldüğünü belirtti. Karı koca bir müddet sessiz kaldı. Şiyar kadını kendine çekti.. güzel saçına öpücük kondurdu. " Geçmişi silemem ama geleceği güzel olması için elimden geleni yaparım." Bunu söylemesine gerek yoktu zaten, yapıyordu. " Hep yanımda ol Şiyar. Ve bana güç ver." " Her zaman, canamin." Elini karınına götürdü Berivan. Minigi küçüktü ama yavaş yavaş çıkıyordu meydana. " Sence ne olacak?" Şiyar kadının elinin üstüne kendi elini koydu. " Kız.." dedi birden. " Nereden biliyorsun belki erkek." Şiyar ağzının içinede nicladi. " Yok kız çocuğu." Kadına kaydı bakışları. " Senin gibi güzel tatlı bir kız." " Kız mı istiyorsun?" Hevesle başını salladı. " Bir seni şuan çok istiyorum, birde senin gibi güzel bir kız çocuğunu." Berivan kocasına bakarak kikirdadi. Kocası kız çocuğuna merak salmisti anlaşılan. " Böyle senin gibi hırçın olsun." Berivan kocasına merakla baktı. " Neden?" " En azından ona yakın olan erkeklere gününü gösterirde ondan." " Ben sana gününü gösterdim herhalde!" Dedi ima yüklü sesi ile. " Çenen sağolsun." Berivan yüzünü burusturdu. " Hiçte bir kere!" " Ah sizin bu kabul etmeme tarafınız yok mu?" " Na alakası var kardeşim!" Şiyar kadına şok içinde baktı. Az önce ne duymuştu o? Kardeşim mi demişti yoksa başka biri mi demişti. " Sen az önce ne dedin, ne dedin?" Tekrar duymak istedi. " Ne demişim ki?" Paçayı kurtarma peşine düşmüştü Berivan. " Dedin dedin." " Ne.. ne dedim?" " Berivan.." diye uyarı verdi Şiyar. " Ne alakası var, dedim." Dedi korka korka. Kocası neden üstüne üstüne geliyordu ki? " Ondan sonra." " Ondan sonra...." Sustu. " Kardeşim, dedim Berivan. Bana kocana!" Berivan hatirlarcasina başını salladı. " Haaa, omu şey..." Dudağına kapanan dudaklar susturmustu. Birbirine iç içe giren tadlar daha sonra odaya kadar taşınmıştı. Yatağa giren kadın kocasını bırakmadan, öpmeye devam etti. " Bu gece sana kardeşim miyim yoksa kocan mıyım göreceksin!" Berivan gülmemek için dudağını birbirine bastırdı. " Gül bakalım sen gül." Kocası onu çıldırtarak soymustu. Gecenin ileri saatleri terli vücutlar birbirini sıcacık sarılarak bulmuştu. *** Eve döneme vakti, Beritan hazırlığını yapmıştı. Yarın Allah'tan bir şey olmasa yola çıkacaktı. Fakat hala aklında kalan soru vardı. Çantasını bir köşeye koyup odadan çıktı. Oğlu henüz ağlamıyordu. O sebeple annesinin kaldığı odaya geçti. Sedirde oturmuş kopan tesbihini yapıyordu. " Dayê." " Gel kızım gel." Annesinin yanına geçip oturdu. " Seninle bir şey konuşacağım." Yaşlı kadın kızına baktı. " Söyle." Diye emir verdi. " Dayê ben, yarın gideceğim. Heja'yi da alıp götürsem olur mu? Hem biraz hava almış olur." Kıymet hanım kızının sözleriyle başını salladı. Yarın Beritan kocasının evine giderken, diğer kizida gitsin istedi. " İyi, iyi olur. Doğru düşünmüşsün." Annesinin kabul etmesi ile bir tık daha nefes aldı. Bu iyiydi. En azından Şiyar meselesi bitmiş olurdu. Heja böyle giderse daha da kötüye gidebilir, işin özü Berivana bir şey yapabilirdi. İzin koparmsi ile ayaklandı. Odadan çıkıp kardeşinin odasına geçti. Kapıyı açıp içeri girdi. Heja kıyafetlerini utulemis dolaba özenle koyuyordu. " Heja." " Buyur abla." " Bugün valizini hazır et. Yarın Şırnak'a gidiyoruz." Heja kaş çattı. Bu da nereden çıkmıştı şimdi.. " Buda nereden çıktı?" Diye ablasına sordu. " Ben öyle istiyorum. Hem bu senin için daha iyi olur." " Bana sormadan bunu yapman ne kadar doğru abla?" Beritan kardeşinin onaysız olacağını biliyordu. Gitmek istemediği gönlünün olmadığı her halinden belliydi. Fakat buna mecburdu kardeşi için! " Sana sorsam kabul edecek mıydın?" Heja süratle başını salladı. " Hayır!" " İşte bu yüzden. Kabul etmeyeceğini bile bile onayı ben aldım." Kardeşinin yanına kadar vardı. Güzel yüzünü okşadı. " Bunları senin için yapıyorum hejam. Bir bataklığa girme diye." Aşk üçgeni olsun istemiyordu. Olmayacak bir duaya da amin demek yersiz olurdu. Unutmak ve Şiyar aşkı için kalbine kilit vurması gerekti. Kardeşi başını salladı. " Haklısın en iyisi." Diye geçiştirdi. " İyi o zaman, git hazırlan yarın yola çıkacağız." Kardeşi bırakıp çıktı. Heja sinirle yatağa oturdu. Yatağın nevresim takımını kaldırıp kutuyu açtı. Sevdiği adamın fotoğrafını alıp üç kere üst üste öptü. " Seni benden alan kaderin vardır bir bildiği." Parmağı ile fotoğrafı okşadı. " Benim aşkım ne Şırnak'ta biter nede başka yerde." Elini kalbine götürmüştü. " Burada bitmesi gerek!" İnsan ilk aşkını unutabilir miydi? Sevdiği adamı, rüyalarına giren orada kıza mutluluğu veren adamı unutabilir miydi? Asla! " Seni unutmak mümkün değil Şiyar!" Kalbi inatla Şiyar diyordu. Beyni ise unut artık evli o diye kadına tokmağı geçiriyordu. Ne varki kalbinin sesini dinlemek daha ağır basıyordu kıza. Gidecekti! Ama geri de dönecekti. Hemde daha güçlü daha farklı bir Heja ile. Yoluna taş koyanlara inat dönüp sıkıca sarilcakti aşkına. Aşk bir kere tünemişti yoluna kolay kolay çıkması mümkün değildi.
|
0% |