Yeni Üyelik
33.
Bölüm

33. Bölüm

@em_ineee

Bölüm-33 birinci kesit-

***

Bebek kokusu...

Bebek huzurdu... Bebek mutluluktu... Bebek anneyi ve babayı bir araya getiren bir bagdi... Bebek ilk ailenin meyvesi idi.

Doğum sancısı başlayan filizin anında hastaneye götürülmüştü. Genç kadın sancı çekerken, doğum hemen olmasını istiyordu.

Doğum gecenin üçünde başlamıştı. Berivan ve Şiyar haberi alır almaz çıkmıştı evden. Hastaneye geçen ikili doğumun başladığını haberini almıştı.

Saatler gece dördü gösterdiğinde minik bir çığlık sesi, dogumhaneyi inim inim inelmisti. Filiz terli ve halsiz vücudu ile ilk kez bebeğini görmüştü.

" Oğlum.." demişti titrek sesi ile. Oğlu annesinin yanına kadar gelmesi ile çığlıkları son bulmuştu.

Muhammed, doğumun bittiğini ve oğlunun doğduğunu duyduğu anda, babası tez evleden, kasaba gidip etin kesilmesi ve tatlı için sipariş vermişti. İlk veliaht dünyaya gelmişti.

Doğum sonrası Filiz normal odaya alınmış, iki saat uyku çekmişti. Fakat kısa süre sonra uyanmıştı.

Tüm aile buradaydı. Berivan yengsinin yanına gidiyor, bir şey isteyip istemediğini soruyordu.

Kapı açılmış içeri hemşire girmişti. Beyaz yoraginin içinde bebeği anne adayına vermişti. Filiz oğlunu kucağına aldı. Bembeyaz bir vücudu vardı. Yüz tipi babaya çekmişti.

" Hoşgeldin dünyamıza oğlum."

Hemşire genç ve taze annenin göğsünü açıp emzirmesini istedi. Filiz sol göğsünü açıp yavaş yavaş oğlunun başını ucuna getirmiş, kalın dudakları annesinin göğüs ucunu bulup açlık içinde emdigini gördü.

" Çok mu aciktin sen annesinin gülü."

Berivan hem yeğenine hemde yengsine baktı. Annelik kutsaldı, ve bu kutsal olan şerefe ilk yengesi oturmuştu.

Filiz ve Muhammed, çifti minicik oğulu ile küçücük bir çekirdek aile olmuştu.

Oğlu doymustu artık, Muhammed ve Şiyar içeri geçti. Gözü anında kadınına ve kucağında yavaş yavaş uyuyan oğluna takıldı.

Karısının yanına gelip, yamacına oturdu.

" Oğlum doydu mu, annesi?"

Filiz oğlunu uzattı kocasına.

" Evet, hadi oğlunu kucağına al."

Muhammed geri çekildi. " Ya düşürürsem?" Dedi korku ile.

" Merak etme, alıştığın an kucağından dâhi indirmiyceksin."

Oğlunu kucağına aldı. Başında mavi bere, uykuya teslim olmuştu. İlk burunun ucunu öptü daha sonra da yanağını öpüp kokusunu içine çekti.

" Cennet kokulum benim."

Babalık ne kutsal bir hediye idi. Allah bu hediyeyi onlara armağan etmişti. Ömrü boyunca da taşıyacaktı bu vazifeyi.

Oğlunu nazikçe tutup beşiğe koydu. Karısının yanına geçip oturdu.

" Sen bana bir evlat vermedin Filiz. Sen bana dünyayı verdin." Gözleri kadına kayıyordu. Oğlu ve karısı ile dünyası büyümüştü. " Dile benden ne dilersen."

" Bizim başımızda dur. Daha da bir şey istemem."

Muhammed pantolonun cebinden bir kutu çıkardı. Kutuyu açıp altın bilezigi kadının, koluna taktı.

" Doğum hediyen, ne zamandır başımı şişirip durdun."

Filiz güldü.

Berivan ve Şiyar arkada onları izliyordu. Berivan kendi ailesine baktı. Artık ailesi kocaman oluyordu. Ağabeyi artık küçük gibi görünen ama dünya gözünde büyük bir aileye sahipti.

Elini karınına attı. Bebeği de böyle olacak mıydı? Kızı yada oğlu küçük bir dünyası olacak mıydı?

" Bu kadar romantizim yeter! Yegenimi görmek istiyorum." Diye en güzel romantik anının arasına girdi.

Filiz kadına döndü. " Çok bile bekledin."

" Bir kere de araya girmesen olmazdı zaten!" Berivan ikisini bırakıp beşiğin yanına geldi.

" Allah'ım bu çok tatlı." Gözü kalp sekilini almiscasina büyüdü.

" Maşallah de kız!" Dedi ağabeyi.

Beşiği yatağın kenarına kadar getirdi. Yatağın kenarına oturup yeğenine doya doya baktı.

" Yenge, sen ağabeyime çok mu aşıksın?" Diye pat diye bir soru ortaya atmıştı.

" O ne demek kız?"

" Eee, baksana bu aynı ağabeyim!"

Muhammed güldü. " Eh tâbi baba yakışıklı olursa anne de babayı sever de aşık olur da."

Filiz kocasına döndü. Ha yine başlıyorlardi.

" Ya demek öyle?" Dedi Filiz. Kaşlarını hayret içinde çattı.

" Öyle tâbi, ilk sen bana aşık olamdin mı?" Burunun ucundan kıl aldırmıyordu.

" Benimle evlen yoksa seni kaciririm diyende sendin hatırlattım!"

İkili romantik andan çıkmış boksöre çıkan adamlar gibi birbirine zitlasmdan durmuyordu.

Berivan ayağa kalktı. Bu kadar yeterdi. Kocasının yanına kadar geldi. Şiyar hayret içinde karı koca kapışmasıni izliyordu.

" Yenge ağabey..."

Muhammed ve Filiz tatlı tartışmayı bir kenara koyup kıza döndü.

" Sizin tartışmaniza doyum olmaz ama bizim gitmemiz lazım. Yarın mevlit var, hazırlık yapmak lazım."

Karı koca odadan çıkıp eve dönecek yarın da mevlit için baba evine gideceklerdi.

***

Lohusa yatağı hazırlanmış, şerbetler kazan kazan yapılmıştı. Dün gece Rahmo Ağa'nın emri ile tatlılar hazır edilip eve gönderilmişti.

Filiz eve oğlu ile birlikte dönmüştü. İlk odaya çıkmış dinlenmiş daha sonra, salona onun için hazırlanan yere geçmişti.

Başında beyaz oyalı tülbenti ile gelen misafirleri güler yüzü ile karşılıyordu.

Berivan Viyan Beliz ve Asmin hepsi eve gelmişti. Bir kaç kadın tutulmuş bardaklara şerbetler dökülmüştü. Tatlılar tabaklara koyulmuştu.

Hoca efendi gelip bebeği kucağına alıp ilk ezanı daha sonra ismini okumuştu.

Halil... Muhammed ve Filizin iki ayda bulduğu isimdi. Ölen babasının ismini koymuştu Filiz. Sağolsun kayinbabasi da kabul etmişti.

Halil anne kucağına geçmişti. Filizin annesi Şemsi xanim yanına gelip torununu kucağına aldı.

" Oy anneannen sana kurban olsun, Halil.." torununu sevip onu sevgi fişkirtiyordu.

Halil bebek kadına biraz olsun derman olmuştu. Kocası öldüğü zaman daha Filiz küçük kız, şimdi ise kızının oğlu kendi kucağında, kocasının ismini ömrü boyunca yasatacakti.

Filiz babasını çok sever çok sayardi. Bir gün annesine söz vermişti.

" Evlendigim zaman oğlum olursa ilk ismini Halil koyacağım.."

Şimdi ise oğlu olmuştu.

Kadınlar gidip geliyordu. Yemekler yeniyor yeni doğmuş bebek için hediyelik eşyalar geliyordu.

Filiz yorgun olduğu için kızlar ile birlikte odaya oğlu ile çıkmıştı. Berivan yengesi rahat etsin diye bebeği kucağına alıp uyutmaya çalışsa da bebek daha şiddetli ağlamıştı.

" Yenge niye susmuyor?"

" Acıkmıştir o."

Oğlunu kucağına alıp göğsünü açtı. Oğlu annesini sütünü açıkla içiyordu.

" Heja yok bakıyorum." Dedi Asmin.

" Heja şuan Şırnak'ta." Dedi Viyan. Dün Beritan aramış, kardeşini göstereceğini söylemişti.

Biraz uzak durması en iyisi olacaktı!

" Niye?" Dedi merakla Berivan.

" Ablası götürmüş,"

" Aman en iyisi. Onun suratsız ifadesini gördükçe daha kötü oluyorum." Dedi Viyan.

Heja bugünlerde sınırı aşmıştı. Biraz uzak kalması onun için en iyisi olacaktı.

Filiz viyanin ne demek istediğini anlamadı. Heja ile bu söylediklerinin ne anlama geldiğini de!

" Heja bir şey mi yaptı?"

" Ne yapmadi desem!"

Filiz merak etmişti. Beliz anlatmış ara ara Viyan devreye girmişti. Oğlu doyana kadar Filiz öğrendiği bilgiler ışığında şok oldu.

Beliz ve Asmin aşağı inmişti. Viyan da indikten sonra Berivan yensginin dibinde durdu.

" Berivan, inşallah bu Heja kötü bir şey yapmaz!" Dedi Filiz.

Oğlu uyuyunca gazını almak için sırtını sıvazlıyordu. Uykusundan uyanmasın diye.

" Yapmaz bence yenge! Daha ne yapabilir ki."

Filiz oğlunun gazını çıkarıp rahat etsin diye beşiğe koydu. Bağladı. Genç kadına geri döndü.

" Berivan, Heja eğer bu kadar ileri gitti ise herşey yapar. İnsanoğlu bu her türlü kötü niyet içinde akar."

Berivan düşünmeden edemiyor değildi ama Heja o kadar kötü olacak bir karakter değildi. Herşeyi geçmişti bir insana kötülüğün zerresini verecek değildi herhalde!

Kapı çalınmış aşağıda duran kızlardan biri girmişti.

" Berivan yenge, Şiyar ağam seni çağırıyor."

Berivan başını salladı. " Geliyorum hemen."

Genç kız çıkıp gitmişti. Berivan yengsine geri döndü. " Yenge ben gideyim artık."

" Tamam gülüm, ama dediğimi de unutma! Dikkatli ol."

Berivan başını sallayıp ayağa kalktı. Yeğenini öpüp odadan çıktı. Misafir pek kalmamıştı. Ailesi ile vedalaşıp çıktı.

Eve dönen kadın kısa bir duş alıp yatağa geçti. Kocası da yanına geldi.

" Neden yeğenimi kucağına almadın?" Diye bir soru yöneltti.

" Ben kendi çocuğumu kucağıma almak istiyorum Berivan." Elini kadının çıkan karınına götürdü. Eli ile sevdi.

" Bizde öyle olur muyuz?"

" Oluruz... Olacağız!" Dedi buna inanarak.

Allah kısmet ederse altı ay sonra bebeğini kucağına alacaktı. Daha üçüncü ayda olmasına rağmen karnı çıkıyordu. Yakında daha rahat bebeğini hissedecekti.

" Bebeğim..." Dudağı ile kadının karınıni öptü. " Orada rahatsin değil mi?" Tekrar öptü. " Anneni üzmüyorsun değil mi?"

Berivan kocasına baktı, baktı. Ardından kocasının çenesinden tutup yüzünü kendine çevirdi.

" Bebeğim annesini üzmüyor.."

Şiyar kadına kararmış göz bebekleri ile bakıyor her dudağını oynattığı an daha da çok çekiliyordu. .

" Onun yeri orada rahat.."

Dudağına bir annenin bebeğini öptüğü narinlikte kocasının dudağını öptü.

" Sen çok güzel bir anne olacaksın."

" Ona ne şüphe, senden iyi baba olacak."

" Ehh yapacağız bir şeyler."

Kadın kahkaha atarken adam kadını kendine çekip dudağını saçına götürüp öptü.

" Seninle beraber olacaksam eğer, baba da olurum eşte olurum." Kadını kolları arasına iyiyce çekti.

" Bebeğimiz çok şanslı."

" Neden?"

" Birbirini seven, her acıyı beraber alıp çeken ne olursa olsun birbirinden vazgeçmeyen bir anne ve babası var." Kafasını kaldırıp kocasına döndü gözleri. " Öyle değil mi?"

" Seni seviyorum dilemin."

Berivan bu itiraf karşısında, bir dondurma gibi ermişti. " Bende rihemin.. bende seni seviyorum.."

 

 

 

​​​

 

Loading...
0%