@em_ineee
|
Bölüm-6 Acıdan gülebilir miydi insan... Çorak bir toprak gibiydi insan. Bakım yapıldığı vakit yeşerir yapılmadığı zaman da kurur, giderdi. İnsanoğlu da böyleydi işte. Sevgiden aşktan merhametten yoksun kaldığı zaman, sanki uçurumun kenarında yahut ucundaymiş gibi hissi alırdı. Dün gece kocası ile kavga ettikten sonra sabahı zor etmişti Berivan. Kocasından evvel uyanmış üstünü giyinip aşağı inmişti. Kızlar ile kahvaltı edip üst üste kaçak çay içmişti. Ne vakit canım siklisa deridine derman olan hep çay olmuştu. Ki biz insanlar çaydan derman alırdık. " Yenge." Dedi Beliz. Berivan uluca başını kaldırdı. Beliz ona seslenmisti. " Babam ve ağabeyim senden kahve istiyor." " Hakan ağam mı?" Diye sordu Berivan. Sabah gittiğini Viyan söylemişti. " Yok, Şiyar ağabeyim." Berivan başını salladı. Ayağa kalkıp salondan çıkarken Besne xanim elindeki çay bardağı ile giden gelinine baktı. Üzülmüyor değildi kıza. Gelin geleli nerdeyse bir hafta olmuştu ama şimdiden çok çekiyordu oğlundan. Berivan mutfağa geçip, hızla kahveyi hazırlamış, fincanlara döküp daha sonra yanına su da koyup çıkmıştı. Viyan merdivenleri inerken, Berivan elinde tepsi ile çıkıyordu. " Bunlar kime?" " Babam ve Şiyar için." Dedi Berivan. " Demek babam kahveni beğenmiş." Dedi Viyan. " Babam kahveni beğendi ise ne mutlu sana." " Ehh yapıyoruz bir şeyler." Dedi gülümseyerek. Merdivenleri çıkıp diğer salona geçen Berivan önce babasına daha sonra kocasına vermişti. Kahveleri verirken yüzüne dâhi bakmamışti. " Eline sağlık gelin." Dedi Remzi ağa. " Afiyet olsun, baba." Salondan çıkıp aşağı indi. Aslında kocasına yapmak istememişti ama, babasının karşısında saygısızlık olmasın diye yapmıştı. Mutfağa geçen Berivan diğer işlerini halletmisti. Öğleye doğru kaynanasının onu çağırması ile yanına gitti. Çeşit çeşit oylar ile dolu çeyiz sandığını yere sermişti. " Gel bukê." Yanına giden kadının dibine oturdu. " Yâde bunlar ne için?" Diye sordu. " Seç bir kaç tane." Dedi Besne xanim. " Yâde benim var, gerek yoktur." Dese de Besne xanim kabul etmedi. " Bilirim Buke, vardır da sen yine de al." Dedi Besne xanim. Hakan oğlu gibi Şiyar oğlu evlenmişti. Boştan yere bunları yapmamıştı. Gelinleri taksın güzel olsun diye yapmıştı. Berivan bir kaç tane seçip yanına aldı. Bunlar ona yeterdi bile. " Gelin." Dedi Besne xanim. Hazır gelini yanında ve kimse yokken konuşmak en doğru yerdi. " Sen artık bu evin gelinisin, oğlumun karısısin, bilirim Şiyar ile aranız iyi değildir. Fakat sabır et, Allah iyi insanı dar yerde koyamaz." Dedi Besne xanim. Berivan başınıin üstündeki tülbentini düzeltip kadına baktı. Sabır et diyordu, ki ederdi sabrını ama bazen kocası öyle şeyler yapıyordu ki bardağı taşıran son damla oluyordu. " Dayê sana karşı bir saygısızlıgim yoktur. Ama Şiyar bana karşı o kadar soğuk ki, beni istemiyor bile." Gelinin elinden tuttu. " Bilirim. Şiyar oğlum ağabeyi gibi değil bir fırtına gibi esen rüzgar gibi ezip geçer. Senden tek isteğim metanaltli ol." Başını sallayan kadın aldıklarını odasına çıkarıp yerine koydu. Daha sonra da tekrar mutfağa geçip yemekleri hazır etmişti. Akşam yemeği sırasında Berivan yemeğini yerken etekiginin üstüne yağ dökülmüştü. " Hay aksi." " Ne oldu Berivan?" Diye Viyan. " Etegime yağ döküldü." Sorfada duran tuzu kıza uzattı. Berivan tuzu alıp eteğinin üstüne döküp peçete ile sildi. Yemekten sonra odasına çıkan Berivan üstündeki eteğini çıkarıp hızla suyun altına tutmuş, üstüne ilaç koyup citilemisti. Taytı ile kalan kadın daha sonra üstünü tamamen çıkarıp banyo yapmıştı. Zaten üstü başı ter kokuyordu. Duşunu alan kadın havlu ile bedenini kurulmak için bedenine sarıp çıktı. Dolabın yanına kadar giden kadın odanın kapısı açılmış kocası içeri girmişti. Onu gören Şiyar ağa kadını baştan aşağı süzdü. Esmer tenine yakışan pürüzsüz bacakları bir erkeği cezbedecek kadar kendine çekiyordu. Gece kara saçları ıslak olduğu için beline kadar inmişti. Ve daha sonrasına bakmadı adam. Bakarsa işler rayından çıkacaktı. Çünkü karşısındaki kadın bir afeti! " Ben banyoyo geçiyorum üstünü giyin hemen!" " Giyiniyorum zaten!" Hemen cevabı da hazırdı. Kocasına bakmadan konuşuyordu. " Bana cevap verme!" " Sende benimle konuşma o zaman." Şiyar zaten dünden beri canı sıkkındi. Bu kadın iyiyce onu deli eder tımarhaneye yatiridi. Daha fazla tahammülü kalamyan adam kadının yanına hızla geldi. " Sana mı soracağım kimin ile konuşup konuşmayacagimi." " Farkındaysan benimle konuşuyorsun." Berivan adama dik dik bakıyordu. Susmak yoktu! " Sende cevap anahtarı gibi her lafa atliyorsun." " Soru bana geliyorsa cevap veririm." İkiside ne geri adım atıyordu nede susuyordu ateş hattına geçmişti. Patlamamak imkansızdi. Şiyar bu kadınla daha fazla yüz göz olmak istemiyordu. " Neden senin gibi bir kadınla evlendimysem!" Berivan yutkunmak için başını kaldırdı. Hayır bu adam karşısında asla aglamaycakti. " Evlenmeysdin! Ben mi dedim gel benimle evlen diye." Havluyu hala parmakları arasında sıkıyordu. " Doğru." Dedi Şiyar. Başını hızla sallıyordu. " Senin gibi bir kadınla evlenilmez. Senin gibi bir kadın benim gibi bir adam asla layık değil." Adam hızla giderken, kadın acı içinde canı yandı. Kocası onu sevmiyordu! Nefret ediyordu. Canı yana yana üstünü giyinip ışığı kapatıp başını yastığa koydu. Bu gece de ağlamaktan gözleri sisecekti. *** Kilis tavası, çorba pilav, içli köfte herşey hazırdı. Bugün ailesi ziyarette geliyordu. " Bakıyorum da yüzünde güller açıyor." Dedi Viyan. Berivan kadına döndü. " Ailem geliyor nasıl mutlu olmamyim." Dedi şen şakrak sesi ile. Viyan haklısın dercesine başını salladı. " Doğru benim ailem geldiği zaman bende böyleydim." Her gelin için en mutlu olduğu gün bugündü. Ailesi geldiği zaman mutlu olurdu. Sanki onlarsiz kaldığı zaman bir yıl gibi gelmişti kadına. Dün gece asla kocasının sözleri aklından gitmeyecekti. O sözler ömrü hayatı boyunca hep içinde bir acı olarak kalacaktı. Akşama doğru ailesi gelmişti. Hem annesine hemde yengsine sarılmış hasret gidermisti. Yemeğe inen aile afiyetle yemeklerini yemişlerdi. Annesi ile uzun uzun konuşmuştu. Kızına güzel şeyler getirmişti. Kısa süre sonra yengesi ile odaya çıkmıştı Berivan. Filizin kulağına bir takım şeyler gelmişti. İşin aslını Berivandan duymak istiyordu. " Berivan bana doğruyu söyle, kocan sana karşı iyi mi?" İçindeki cehennem mi nasıl yengsine söylerdi ki? Koca evinde olan şeyler koca evinde kalırdı. " Ne konuda yenge?" " Şiyar evlendiğinizin ilk haftası evden mi gitti?" Berivan bu konuyu nasıl kapattırdı ki! Yengesi bütün olan biteni duymuştu. " Yengem.." " Bana doğruyu söyle Berivan! Doğru mu değil mi?" " Doğru." Sesinde yenilgiye yenik düşmüş bir tin vardı. " Şiyar beni istemiyor yenge. Benden nefret ediyor." " Bu adam sana dokundu mu?" Berivan titreyen göz bebekleri ile başını salladı. Dokunmustu ya, o kara gece hiç zihninden gitmiş miydi ki! " Madem istemiyor ne diye sana dokunuyor? Ne diye koyununa alıyor?" İyiyce gerilmisti kadın. Akıl alır gibi değildi bu. Kocası istemiyordu, ama kadında dokunmadan olmuyordu. " Yengem ben ne yapicam?" Diye soldu. Ciğerine de bir ateş vardı ki yandıkça yanıyordu. Filiz kızı kendine çekip mis kokulu saçına öpücük kondurdu. " Güçlü olacaksın. Yenilmek yok pes etmek hiç yok! Biz kadınlar bu dünyaya sürünmek için değil, güçlü olmak için geliriz. O senin canını mı yaktı? Sende onunkini yak! O sana bakmıyor mu? Sende ona bakma. " Kadını kendine çekti. Yüz yüze gelecek şekilde baktı. " Sen Rahmo Ağa'nın kizisin, sen ağabeyinle başa çıkabiliyorsun Şiyarla mi çıkamayacaksin!" Kadın susmaz sustturudu. Kadın düşmez duşurune de bir tekme de o atardı. Kadın yıkılmaz yıkamaya çalışanı yıkardi. Kadın yıkılmaz pes etmez ne susar düşerdi. Kadınlar bir mücevher kutusu gibiydi. Paha biçilmez bir mücevherden farksızdı. Güçlü olacaktı başka hiçbir çıkış yolu yoktu. Yengesi ile aşağı inmiş daha sonra ailesini ugurlamisti. Odasına kadar çıkan kadın kocasına bakamdan geçecekti ki kocası kolundan tutamsi ile kolunu pencelerden kurtardı. " Sakın bana dokunma!" Diye tavrını koydu. " İlk gece sana dokunmustum ama." Dedi Şiyar ağa. O gecenin üstüne basa basa konuşuyordu. " O geçmişti. Şimdi bana asla dokunamasin!" Şiyar alay kokan gülüşü ile kadına güldü. " Bunu yaz bir kenara ama, vakti zamanı geldiğinde hatırlatırım." Bu kadına acayip kalıyordu. Ağlar sızlar sanmıştı ama bugün ailesinin karşısında dimdik durmuştu. " Allah'a dua edeceğim o günün gelmemsi için." " Merak etme o günün gelmemsi için elimden geleni yapacağım." Berivan başını dik tutup adama boyun egemden tisaldi. " Şeref duyarım." Şiyar kadının gözlerine baktı. Sinirlendiği zaman göz bebekleri büyüyordu. Uzun kirpikleri vardı kadının, gözüne çektiği sürüme ile gözlerini ortaya çıkarıyordu. Kalın dudakları da yüzüne tam oturmuştu. Sanki bu kadına çizilmiş gibiydi yüzü. Berivan hızla kocasının yanından ayrıldı. Onunla ne konuşmak nede yan yana durmak istiyordu. Hele ki bugün olanlardan sonra....
|
0% |