Yeni Üyelik
10.
Bölüm

Bölüm-9

@em_ineee

Bölüm-9

***

Değer bilene...

Bir insanın değeri bilindikce, ondan mutlusu yoktu. Onu sorup duran, ona karşı duyguları olan birisi varsa daha da mutlu oluyordu insan...

Arabada kocasını kudurtugu için zevkin alasını alan kadın arabadan inip eve girdi. Asmin poşetleri alıp odasına çıkarken, Berivan kalçasını kivirta kivirta odaya çıktı.

İçeri girip yatağın yanına doğru gitmişti ki, kapıyı kırılacak derecede açılmış burunundan solan adam içeri girmişti.

" Senin derdin ne?" Karısının yanına kadar geldi. Hâlâ ona bakmıyor takmıyordu. Ki bu adamı daha deli ediyordu. " Sana diyorum?" Kadının kolundan tutup kendine çevirdi.

Berivan kocasına döndü. " Ha, bana mı dedin?" İlgisiz tavrı ile adama baktı. " Sana bir soru sordum? Senin derdin ne?"

Berivan kolunu kurtardı. Nazikçe kocasına baktı. " Vallahi benim bir derdim yok." Dedi anlamaz tavrıyla.

Şiyar iyiyce delirmiş kadının sakin tavrı vurdumduymaz edası artık bardağı taşıran son damla olmuştu.

" Bana böyle yaparak meydan mı okuyorsun?" Kükreyen sesi odadan tastgindan bir haberdi.

" Haşa, o da ne demek öyle!" Dedi başı dik gözleri kocasına bakıyordu. Ama içten içe de seviniyordu. Dünde aynı şeyi kendisi yaşamıştı. Nasıl bir duygu olduğunu nasıl bir hiss olduğunu bilsin istiyordu.

Kocasının ona bakışı ile konuşmaya devam etti. " Ben sana niye karşı geleyim?" Safa yatarcasina.

Şiyar bu sefer sakin tavrı ile sordu sorusunu, zira bu kadın onu aklını alıyor ne dediğini kavrayamiyordu.

" Niye.. niye takmadin yüzüğünü?"

" Vallahi inanki çarşı deyince bende akan sular duruyor biliyor musun?" Dedi kadın. Sözleri alay gözleri olaydı bu kadının. İçten içe zafer kutlaması yaptığından habersizdi adam. " O yüzden çıktı aklımdan. Hem ne var yani ha takmışım ha takmamisim."

Yüzük iki insanı birbirine bağlayan bir aşkın sembolü idi. Şiyar takmıyorum demişti, olaylar ardı arkası kesilmemişti. Şimdi kadın takmıyordu. Çünkü bilsin istiyordu, görsün istiyordu.

Şiyar tek kaşı havada kadına baktı. Demek çarşı deyince aklı başından gidiyordu öyle mi!

" Demek çarşı deyince unutuyorsun öyle mi?"

Berivan başını salladı. " Evet."

" Bakalım bu yaptığımı sana ne unutturacak!"

Berivan adama baktı birden. Üzerine üzerine geliyordu. Ki Berivan destursuz gelişi ile adım adım arkaya gidiyordu. Ne yapıyordu bu adam? Neden üstüne üstüne geliyordu!

Sırtı duvara çarpınca, artık kaçacak yerinin olmadığını fark etti. Kocası iki kolu ile kadını kıskaç altına almıştı. Üzerine doğru hafifçe eğildi.

" Yanmaya ve yakmaya hazır ol, Berivan!"

Berivan ne olduğunu anlamaya çalıştığı an kocasının dolgun dudakları kadının dolgun dudaklarına mühürlendi. Gözleri ardına kadar açılmıştı. İlk gece onu öpmeyen adam, şimdi öpüyordu.

Sadece durmuştu. Hareketsiz, ve kıpırdamayan dudaklar vardı. Onu bugüne kadar hiç kimse öpmemisti. Kocası da dahil! Fakat şimdi kendi arzusuyla öpüyordu.

Tam harekete geçeceği an kendine gelen Berivan eli ile kocasının göğsüne dayayıp onu geriye doğru itmişti.

Elinin tersiyle dudağını sildi. " Ne yapıyorsun sen be!"

Adam hıncını almıştı. " Ne yapıyormusum ben?" Dedi ukala tavrı ile.

Kadın delirmiş bir vaziyette parmağını adama doğru salladı. " Sen beni nasıl öpersin?" Sinirle göğsü inip inip kalkıyordu.

" Neden bu kadar sinir oldun ki?"

" Neden mi neden öyle mi?" Kadın hideti yüzünden göğüsü inip kalkıyordu. " Benden bir şey bekleme diyorsun, gelip beni öpüyorsun?" Kocası onu istemiyorudu. Ama o ne yapıyordu öpüyordu. Peki neden? Neden öpmüştu?

" Sana ders vermek için öptüm!" Dedi Şiyar. " Benimle kaşık atma!" Diye uyardı.

" Demek seninle kaşık atmamayim! Benim kocam yüzüğünü takmaycak, eve erken gidip akşam geç gelecek, ama ben kocama karşı gelmeyeyim, kocan istediğini yapsın öyle mi?" Sesi sona doğru yükselmişti.

" Haddini bil!" Diye uyardı Şiyar.

Kadın hiç duramadi. Haddini bil demekle hiç bir şey geçmiyordu. Yok öyle bir dünya!

" Ben haddimi biliyorum çok şükür. Nerede duracağımi da biliyorum. Ama kocam olacak adam neredeyse kocalık vazifesini unutacak noktaya geliyor!" Dedi Berivan.

Haksız değildi. Kocası onu sevmiyor olabilirdi. Ondan belki nefret dâhi edebilirdi ama parmağına yüzük takmaycak kadar ileriye, aralarında kırgınlığı aile üyelerine hissetrcek kadar da göstermesini istemiyordu.

" Berivan sana haddini bil dedim!"

Fakat susmayacakti. Kadın hakkını savunmalı, gücünü göstermeli idi.

" Siz erkekler boylesiniz işte. Kendiniz yapınca hiç bir zararı yok, ama biz haddini bil dersiniz." Kocasına doğru geldi. Yüzüne vuracak anlamasını sağlamliydi. Kadınlar oyuncakları değildi. " Siz erkekler kadınların gücünü gorseydiniz vallahi kendi gucunezden utanırdiniz!"

Hızla banyoyo giren kadın kapıyı sertçe kapattı. Bugün de kavga çıkmıştı. Hep böyle mi olacaktı? Hep bir kavga hep gürültü patırtı mi olacaktı? Sakın geçen bir gün olacak mıydı? Kırmadan dökmeden, birbirini anlayacaklari bir gün.

Şiyar giden kadından sonra eli dudağına gitti. Kadını öpmüştu, onun dudağı kadına degmisti. Bu çok farklı bir duygu olmuştu. Ve inanılması güç ama, Şiyar yavaş yavaş kadının yörüngesine, giriyordu. Onu sinir etmek kavga etmek, nedensizce mutlu ediyordu.

Kahretsin ki, Şiyar Berivan'ni kabul etmeye başlıyordu...

***

Konakta misafirler için hazırlık yapılmıştı. Yemekler tek tek hazırlanmış, yer sofrası kurulmuştu.

Asmin Beliz Berivan ve Viyan yer sofrasına servis tabaklarını koyuyordu. Ayran, Su, turşu yeşillikler yer almıştı.

" Yemekler hazırdır?" Besne xanim sofraya göz gezdirdi. Hiç bir eskik yoktu.

" Hazır yâde."

Besne xanim yemekler ile tek tek ilgilenmişti. İki oğlunun da yakın arkadaşılari bugün misafir olarak geliyordu. O yüzden ne olursa olsun herşey tam olsun İstiyordu.

Konağın kapısı açılması ile Şiyar ve Hakan dostlarını agirlamisti. Dört arkadaş da yanlarına gelip sarılmıştı.

" Oo, Şiyar ağa nerelerdesin sen ya."en yakın arkadaşı olan Mehmet idi.

" Buradayız oğlum nereye gideceğiz!" Diye takıldı Şiyar.

" Hayırlı olsun, evlenmişsin. Allah mutlugunu daim etsin."

" Eyvallah." Dedi Şiyar.

Merdivenlerden inen iki gelinde yavaş yavaş iniyordu. Viyan kadına Berivan Viyana baktı. Viyan siyah renkte elbise giyerken, Berivan ise düz yakalı bel kısmı elbise ile aynı renkte olan gri renkte elbise giymişti.

" Berivan, bacım maşallahın var." Dedi Viyan.

" Seninde benden yana kalır yanın yok." Dedi eltisine göz kirparken.

İki kadın da merdivenlere doğru inmişti. Hakan kadınını görür görmez dibi düşmüştü. Viyan kendini ön plana çıkarmıştı. Bu kadına tutulmamak elde değildi.

" Şiyar yenge bu mu?" Diye sordu Neçirvan.

Gri renkte elbisesi adetta, kocasını büyulemis gibiydi Berivan. Kocası sanki ona aşık bir adam gibi bakıyordu.

" Dedikleri kadar varmış. Ulan Şiyar, kaptin güzel kadını!"

İki kadında aynı anda gelmişti. Kocaları onları tanıştirmisti. Daha sonra salona geçmişti. Erkekler ayrı kadınlar ayrı yere geçip yemeklere oturmuşlardi.

Yemek sonrası çay sefası başlamıştı. İki adam kahve içerken diğer ikisde çay istemişti.

Viyan tek tek gelen erkekleri kadına söylüyordu.

" Mehmet ve Neçirvan evli değiller." Dedi Viyan. Elindeki fındığı yiyordu.

Berivan anladım dercesine başını salladı. Kuru inciri ağzına afiyet içinde yiyor, ağzına gelen tat ile keyfine keyif katıyordu.

" Niye evli değiller ki." Diye sordu Berivan. Allah var ikisde dalyan gibi adamdı.

" Mehmet çok seçici demişti Hakan. Neçirvan da halası kızı talip de o da pek oralı değil."

" Ya diğer ikisi?" Diye sordu Berivan.

İki kadında konuşuyordu. Onları izleyen ve sinir harbi geçiren birileri vardı. Şiyar ara ara kadına bakıyordu. O kadar çok ilgili dinliyordu ki adamın zoruna gitmiyor değildi.

Veda vakti gelmişti. Erkekler tek tek ayağa kalkıp Remzi Ağa'nın yanına gelmişti. Çok güzel vakit olmuştu burada. Hepsine tek tek teşekkür etmişlerdi.

Giden misafirler sonrası, boşalan bulaşıkları yıkanmış ortalık toplanmıştı.

Viyan ve Berivan odalarına çekilmişti.

Odaya giren kadın yorgun bedenini banyoya çekti. Evvela, ter kokusundan arinmali, kendine gelmeli idi.

Ilık suyu açıp vücudunu güzelce yıkayıp pakladi. Dolaptan çıkardığı temiz havuluyu bedenine saracagi sırada banyo kapısı açılmış içeri kocası girmişti.

Panikle havluyu sıkı sıkı tuttu. " Ya niye kapıyı çalmıyorsun sen?"

Şiyar kadına uzun uzun baktı. Fit bir vücut hatlarına sahipti. Bacakları temiz ve pürüzsüzdu. Bir erkeği etkisi altına alabilecek kadar güzel ve çekici bir kadındı. İlk gece kadınla olurken pek vücuduna ayrıntıya girmemişti. Fakat şimdi kendi belli ediyordu. Karısı haddinden fazla güzeldi.

" Sen niye erkekleri kesiyorsun?"

Berivan'nin kalem gibi çizilmiş kaşlarını çattı. Bu ne demekti şimdi?

" Ne?" Diye anlamsızca sordu.

Kapıyı kapatıp. Kadına doğru adım adım yaklaştı.

" Gelme yanıma." Diye uyarsa da adam hiç oralı olmadı. Kadının yanına varıncaya dek üstüne üstüne yürüdü.

Kadın duvara monte olunca, gözleri kadının koyu kahve gözlerine kitlendi. Siyah saçları esmer tenine yapışıyordu. Genç adamın vücudu uyarı almaya başlıyordu.

" Sen neden erkekleri kesiyorsun?"

" Ben.. ben sadece.. merak ettim." Kekelmeye başlayınca geri sustu.

Şiyar kadına baktıkça daha zorlanıyordu. Karşısında eşsiz bir güzellik vardı. Sabah ki öptüğü dolgun dudaklara kaydı. Şimdi burada öpse neler olurdu?

Ya kadından gelen muhteşem koku, her gece delirten o kokuyu solmak...

" Etme, bir daha merak falan!" Dedi sinirle. Nefesi kadının yüzüne çarpıyordu. " Bir daha da o gözlerin başka bir adama bakmasın!" Diye uyardı. Dayanacak gücü kalmıyor gibiydi.

Bakışını çevirmişti kocasına. Görmüş müydü onları?

" Sen beni mi izledin?"

" Bir kere izlemem yetti bana!"

Kadının dibine iyiyce sokulup kokusunu içine çekmişti. Ne vardı şu kadını şuraya serse, sıcaklığında bogulsa, sabaha kadar inim inim inletse, oturtmaycak hâle gelse....

Kendine gelmeye çalıştı.

" Bir daha sakın o gözler başkasına değmesin!"

" Ne yaparsın?" Diye ürkek bir edayla sordu.

" O gözlerini oyarim, o dudaklarını parçalarım." Diyerek çekildi. Burada duramak iyi değildi. Hemde hiç!

Çıkan adamdan sonra nefesini zar zor alıp verdi. Kocasını ilk defa böyle görüyordu. Ama Allah var böyle kıskanması, onu bir hoş etmişti.

***

Kahvaltı hazır olunca herkes aşağı inmişti. Berivan çayları bardaklara dökerken, Asmin ve Beliz de ekmekleri sofraya koyuyordu.

" Viyan inemdi mi?"

" Yok inemdi." Dedi Beliz. Yengsine bakmadan.

Asmin kızı ayağı ile dürtükledi. Böyle yapması iyi değildi. Kendine daha da kötülük yapıyordu.

Berivan kıza bakmadı. Onunla şimdi kavga etmek istemiyordu. Son olanlardan sonra...

Bir anda çalınan zılgıt sesi ile üçü de şok içinde kalmıştı. Ayağa kalkıp çıktılar.

" Ne oluyor?" Dedi Beliz.

Besne xanim elini ağzına götürmüş zılgıt çekiyordu. Bu neyini zilgitiydi şimdi?

" Dayê ne oluyor?" Diye sordu Asmin.

Şiyar anlamsız bakarken, Hakan deli gibi seviniyordu, Viyan mutluluktan uçuyordu.

" Gözümüz aydın olsun, Allah'a şükür konağa çok yakında torun geliyor." Dedi Besne xanim.

Hepsi çok mutlu olmuştu. Asmin ve Beliz kadına sarılmıştı. Daha sonra da Berivan da yanına gidip tebrik etmişti.

Besne xanim iki gelinine baktı. Daha sonra Berivan'na döndü. " Senden de hayırlı bir haber bekliyoruz gelin hanım."

" Hayırlısı yâde." Dedi Berivan.

O an belizin sesi kulağına kadar gelmişti. İnşallah Berivan kısır kalır. Gözünün önüne gelen olaylar canını bir hayli yakmıştı. Viyan bu evin ilk geliniydi. Haliyle de ilk torun ondan gelmişti.

Canin yanması ile yüzü düşmemesi için sahte tebessüm sundu.

Şiyar ağabeyini tebrik ederken, kadının yüzü düşmesi ile nedenini merak etti. Neden böyle olduğunu öğrenecekti.

 

 

 

 

 

Loading...
0%